Samih
Güven
Kaynak:
https://samihguven.blogspot.com/
1.Birçok yazara göre Tolstoy Rusların en iyi yazarı, Anna
Karenina da Tosltoy’un en iyi romanıdır. Hatta dünya çapında yapılan bazı
değerlendirmelerde Anna Karenina bugüne kadar yazılmış en iyi romanların
başında yer almaktadır.
2.Roman yüksek bir bürokrat ile evli olan
ve evliliğinde neşe ve aşk bulunmayan Anna Karenina’nın bir tren
istasyonunda karşılaştığı Kont Vronski’ye aşık olmasıyla başlayan yasak bir
ilişkiyi konu alıyor. Romanda Tolstoy’un kendi hayatından da izler gördüğümüz
Levin ve Kiti arasında söz konusu olan aşk ise paralel ve idealize bir hikaye
olarak verilmiştir.
3.Roman şu cümle ile başlıyor: Mutlu aileler birbirine
benzerler, her mutsuz aileninse kendine özgü bir mutsuzluğu vardır.
4.Roman sadece yasak bir aşkın konu edildiği bir kitap
olarak kalmıyor. Aynı zamanda dönemin sosyal ve kültürel özelliklerinin de
yansıtıldığı bir toplumsal roman özelliği gösteriyor. Alman yazar Thomas Mann
Anna Karenina’yı dünya edebiyatının en büyük “toplumsal panorama romanı” olarak
nitelemiştir.
5.Romanda, tarihsel arka plan da kahramanlar arasındaki
çeşitli tartışmalar vasıtasıyla başarılı şekilde devreye sokulmaktadır. Çar II.
Aleksandr’ın liberal reformları, adli sistemin reforme edilmesi, askeri reformlar,
seçilmiş yerel yönetimlerin tanınması, demiryollarının hızlı şekilde gelişmesi,
bankalar, sanayi, yeni iş seçkinlerinin yükselişi ve eski toprak
aristokrasisinin azalması, daha özgür bir basın, Pan-Slavizm hareketi, kadın
sorunu gibi konular bunlardan bazılarıdır.
6.Vladimir Nabokov’a göre şunu keşfetti Tolstoy: Yaşamı,
çok hoşa gidecek bir biçimde, tastamam, biz insanoğlunun zaman duygusuna
denk düşecek biçimde canlandırmanın yöntemini.
7.Tolstoy bu romanı 1873-1877 arasında zaman zaman ara
vererek, bazı bölümlerini yeniden yazarak ve ruhsal bir bunalımın içindeyken
yazmıştır. Tolstoy romanın ilk başta öngördüğü planının dışına çıkmasına ve
kendini yazdırmasına izin vermiş, olayların en canlı ve gerçekçi şekilde
anlatılmasına dönük üstün bir yetenek sergilemiştir.
8.Vladimir Nabokov şöyle açıklıyor durumu: Öyle ki,
ara sıra Tolstoy'un romanının kendi kendini yazdığı, kendi malzemesi, kendi
konusu tarafından yazıldığı duygusuna kapılırız; kalemini soldan sağa hareket
ettiren, sonra geri dönüp bir sözcüğü silen, düşünüp taşınırken sakalının
altından çenesini kaşıyan bir yazar tarafından değil...
9.Anna Karenina adlı roman dünyada ve Türkiye'de de birçok
yazar tarafından öğrencilerine bir romanın nasıl yazılacağına ilişkin en iyi
örneklerden biri olarak gösterilmekte ve yazarlık atölyelerinde uzun uzun
tartışılmaktadır.
10.Orhan Pamuk roman hakkında şunu söylüyor: Anna Karenina
benim okuduğum en mükemmel, en kusursuz, en derin ve en zengin roman.
Tolstoy'un her şeyi gören, herkesin hakkını veren; hiçbir ışığı, hareketi,
ruhsal dalgalanmayı, şüpheyi, gölgeyi kaçırmayan; inanılmayacak kadar
dikkatli, açık, kesin ve zekice bakışı, bu romanın sayfalarını çevirdikçe
okura, "Evet, hayat böyle bir şey!" dedirtir.
11.Tolstoy sanılanın aksine kendisinin romanda Anna
Karenina'nın tarafında olduğunu söylemiştir. Buna rağmen romandaki bütün
kahramanları objektif, gerçekçi, kendilerinin içinde olduğu sosyo-kültürel ve
psikolojik ortamın etkisinde, olabildiğince canlı şekilde yansıtmıştır.
12.Yine Nabokov’a göre Levin'in evliliği yalnızca fiziksel
değil, aynı zamanda metafizik bir aşk anlayışı üzerine, her an özveriye hazır
olmak üzerine, karşılıklı sevgi üzerine kuruludur. Anna-Vronski birlikteliği
yalnızca cinsel aşk üzerine kuruludur ve yıkılmasına neden olan da budur.
13.Edebiyatçı V. Verasayev ise şu yorumu yapmıştır: Anna
evliliğinde yalnızca anneliğini yaşamış, eş olamamıştır. Kocasına aşk
duyamamıştır. Aşksız yaşanan her şey ışıltısını yitirecek, aldatmacaya dönüşecektir.
14.Anna toplumsal baskı ve dışlanma, oğlunu görememesi,
eski kocası ile yaşadığı gerginlikler ve daha birçok şeyden etkilenmişti
muhakkak ama bu gözü karı kadını intihara götüren asıl şey Vronski’nin
kendinden soğuduğunu düşünmesi ve kendini aşkının yankısında yalnız hissetmesi
olmuştu. Dolayısıyla eyleminin önemli bir nedeni Vronski’yi bu yolla
cezalandırma isteğiydi.
15.Neticede Tolstoy Anna’yı bir boşluğa, bir karanlığa, bir
gözü karalığın içine bırakmış, durumun açmazlarına ve getirdiği acıya kendisi
de üzülmüştü kanımca.
KAYNAKLAR:
-Anna Karenina adlı roman
-V. Nabokov, Rus Edebiyatı Dersleri
-Prof. Dr. M. Özlem Parer, “İçeriğiyle Epigrafın uyumu
çerçevesinde Anna Karenina”
-www.wikipedia.org
-www.britannica.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder