Cenk
Başlamış
Kaynak:
http://www.medyagunlugu.com/
2 Ocak 1992 tarihi, eğer sizin için kişisel bir önemi
yoksa, büyük olasılıkla hiçbir anlam ifade etmiyordur. Ama işin ilginç yanı,
Rusya'nın yakın geçmişinde çok önemli bir tarih olan o günü büyük olasılıkla
artık Rusların çoğu da hatırlamıyordur.
O
tarihte ne mi oldu?
70 yılı aşkın süredir kumanda ekonomisi koşullarında, yani
devletin yönettiği bir sistemde yaşamaya alışkın olanlar yılbaşının ertesi günü
bambaşka bir sisteme uyandı. Bir kaç gün önce Sovyetler Birliği resmen tarihe
karışmış, onu oluşturan 15 cumhuriyetten biri olan Rusya'da piyasa ekonomisine
geçilmiş ve fiyatlar serbest bırakılmıştı.
Ama
hemen ortaya garip bir tablo çıkmıştı: O güne kadar ceplerinde
para olan ama alacak mal bulamayanlar artık tüketim mallarıyla dolu vitrinlerle
karşı karşıyaydı ama bu kez de fiyatların serbest bırakılması nedeniyle onlara
ulaşamıyordu. Yüzde 2600 civarında olan 1992 yılı enflasyonunun kabul
edilebilir bir düzeye inebilmesi için 4-5 yıl geçmesi gerekti.
Aşağı yukarı herkesin aynı maaşı aldığı ve gündelik hayatta
benzer sıkıntıları yaşadığı bir ülkeden piyasa ekonomisine geçişin bedeli Rusya
için çok ağır oldu. Yeni ülkeye, serbest bırakılan fiyatlarla astronomik rakamlara
ulaşan enflasyondan daha çok zarar veren zengin olma hayalinin körüklediği
ahlaki çürümeydi ama o başka bir yazının konusu.
Piyasa ekonomisi ister istemez Batı tarzı yaşamı Rusya'ya
taşıdı. Geçiş döneminin yol açtığı krizin şiddeti azaldıkça, özellikle başkent
Moskova'da yeni zengin sınıfı hedef alan lüks mağazalar açıldı. Batılılar,
ortaya çıkan yaklaşık 150 milyonluk "tüketim mallarına
aç" yeni pazara ürün yağdırmaya başladı.
1990'larda yaşanan ekonomik kaos, Rusya'nın en önemli
ihraç kalemi olan enerji kaynaklarının fiyatlarının uluslararası piyasada
artmasının da yardımıyla Vladimir Putin'in iktidara gelmesinden sonra büyük
ölçüde geride kaldı.
1992'den
2019'a... 27 yıl olmuş...
Aradan geçen yaklaşık 30 yılda Rusya'da piyasa ekonomisine
geçişin başarılı şekilde tamamlandığını ileri sürmek güç. "Devlet
baba" gerekli gördüğü zamanlar piyasaya istediği gibi müdahale ediyor,
yapması gereken reformları erteliyor.
Nereden
nereye
Şimdiye kadar anlatılanlar, Rusya ile biraz ilgisi olan
hemen hemen herkesin üç aşağı beş yukarı bildiği gerçekler.
O zaman "durup dururken" bunları neden yazdık?
"Durup dururken" değil tabii.
Rus internet sitesi gazete.ru'daki bir haber yakın
geçmişi hatırlamamıza vesile oldu...
Haber Rusya'da dokuzlu yumurta paketlerinin ortaya
çıkmasıyla ilgili; yani şimdiye kadar 10'luk paketlerde satılan yumurtalarının
sayısının aniden dokuza düşmesi.
Tabii bunun nedeni var.
Uzun süredir ekonomik kriz içinde bulunan Rusya'da bazı
üreticilerin fiyat artırmak yerine bulduğu yeni yöntem bu.
Tanıdık
geldi değil mi?..
Tıpkı bizdeki gibi bu durum Rus sosyal medyasında da
hararetle tartışılıyor. Kimileri ekmeğin gramajının düşürülmesinden, kimileri
litrelik sütün kutusunun 0.9-0.8 litreye düşmesinden, kimileri ilaçların
dozajının azaltılmasından yakınıyor, kimileri de "Yakında bir
litre parası verip 0.9 litre benzin alacağız herhalde" diye işi
şakaya vuruyor.
Rusya'da son bir yılda yumurta fiyatları yüzde 25 civarında
artmış. Zam oranı salatalıkta yüzde 37, şekerde yüzde 29, domateste yüzde 22,
lahanada yüzde 20, et, tavuk ve patateste yüzde 10 olmuş gazeta.ru'ya göre.
10'luk yumurtayı dokuzluk ambalajda aynı fiyata satmak
hemen yeni bir moda başlatmış; bazı üreticiler de votkadaki alkol oranını
düşürmüş.
Sözün özü Rusya'da yeni sistem tam yerleşmese de bazı
"uyanıklar" piyasa ekonomisinin "incelikleri"ni hemen
kapıvermiş...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder