Moskova

Moskova

14 Ocak 2019 Pazartesi

Ruslar piyasa ekonomisini 'kaptı'



Cenk Başlamış



2 Ocak 1992 tarihi, eğer sizin için kişisel bir önemi yoksa, büyük olasılıkla hiçbir anlam ifade etmiyordur. Ama işin ilginç yanı, Rusya'nın yakın geçmişinde çok önemli bir tarih olan o günü büyük olasılıkla artık Rusların çoğu da hatırlamıyordur.

O tarihte ne mi oldu?

70 yılı aşkın süredir kumanda ekonomisi koşullarında, yani devletin yönettiği bir sistemde yaşamaya alışkın olanlar yılbaşının ertesi günü bambaşka bir sisteme uyandı. Bir kaç gün önce Sovyetler Birliği resmen tarihe karışmış, onu oluşturan 15 cumhuriyetten biri olan Rusya'da piyasa ekonomisine geçilmiş ve fiyatlar serbest bırakılmıştı.

Ama hemen ortaya garip bir tablo çıkmıştı: O güne kadar ceplerinde para olan ama alacak mal bulamayanlar artık tüketim mallarıyla dolu vitrinlerle karşı karşıyaydı ama bu kez de fiyatların serbest bırakılması nedeniyle onlara ulaşamıyordu. Yüzde 2600 civarında olan 1992 yılı enflasyonunun kabul edilebilir bir düzeye inebilmesi için 4-5 yıl geçmesi gerekti.

Aşağı yukarı herkesin aynı maaşı aldığı ve gündelik hayatta benzer sıkıntıları yaşadığı bir ülkeden piyasa ekonomisine geçişin bedeli Rusya için çok ağır oldu. Yeni ülkeye, serbest bırakılan fiyatlarla astronomik rakamlara ulaşan enflasyondan daha çok zarar veren zengin olma hayalinin körüklediği ahlaki çürümeydi ama o başka bir yazının konusu.

Piyasa ekonomisi ister istemez Batı tarzı yaşamı Rusya'ya taşıdı. Geçiş döneminin yol açtığı krizin şiddeti azaldıkça, özellikle başkent Moskova'da yeni zengin sınıfı hedef alan lüks mağazalar açıldı. Batılılar, ortaya çıkan yaklaşık 150 milyonluk "tüketim mallarına aç" yeni pazara ürün yağdırmaya başladı.

1990'larda yaşanan ekonomik kaos, Rusya'nın en önemli ihraç kalemi olan enerji kaynaklarının fiyatlarının uluslararası piyasada artmasının da yardımıyla Vladimir Putin'in iktidara gelmesinden sonra büyük ölçüde geride kaldı. 

1992'den 2019'a... 27 yıl olmuş...

Aradan geçen yaklaşık 30 yılda Rusya'da piyasa ekonomisine geçişin başarılı şekilde tamamlandığını ileri sürmek güç. "Devlet baba" gerekli gördüğü zamanlar piyasaya istediği gibi müdahale ediyor, yapması gereken reformları erteliyor.

Nereden nereye

Şimdiye kadar anlatılanlar, Rusya ile biraz ilgisi olan hemen hemen herkesin üç aşağı beş yukarı bildiği gerçekler.

O zaman "durup dururken" bunları neden yazdık?

"Durup dururken" değil tabii.

Rus internet sitesi gazete.ru'daki bir haber yakın geçmişi hatırlamamıza vesile oldu...

Haber Rusya'da dokuzlu yumurta paketlerinin ortaya çıkmasıyla ilgili; yani şimdiye kadar 10'luk paketlerde satılan yumurtalarının sayısının aniden dokuza düşmesi.

Tabii bunun nedeni var.

Uzun süredir ekonomik kriz içinde bulunan Rusya'da bazı üreticilerin fiyat artırmak yerine bulduğu yeni yöntem bu.

Tanıdık geldi değil mi?..

Tıpkı bizdeki gibi bu durum Rus sosyal medyasında da hararetle tartışılıyor. Kimileri ekmeğin gramajının düşürülmesinden, kimileri litrelik sütün kutusunun 0.9-0.8 litreye düşmesinden, kimileri ilaçların dozajının azaltılmasından yakınıyor, kimileri de "Yakında bir litre parası verip 0.9 litre benzin alacağız herhalde" diye işi şakaya vuruyor.

Rusya'da son bir yılda yumurta fiyatları yüzde 25 civarında artmış. Zam oranı salatalıkta yüzde 37, şekerde yüzde 29, domateste yüzde 22, lahanada yüzde 20, et, tavuk ve patateste yüzde 10 olmuş gazeta.ru'ya göre.

10'luk yumurtayı dokuzluk ambalajda aynı fiyata satmak hemen yeni bir moda başlatmış; bazı üreticiler de votkadaki alkol oranını düşürmüş.

Sözün özü Rusya'da yeni sistem tam yerleşmese de bazı "uyanıklar" piyasa ekonomisinin "incelikleri"ni hemen kapıvermiş...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder