Kaynak:
http://www.turkrus.com/
Ömrünün çeyrek asırdan fazla dilimini Rusya'da
geçirenlerimiz hiç de az değil... Burada iş, aş, eş sahibi olan, artık kendini
"buralı" sayanlarımızın sayısı her geçen gün artıyor. Peki, içlerinde
yaşarken Ruslara ne kadar benziyoruz? Onların gündelik hayattaki
alışkanlıklarını, takıntılarını, iyi-kötü klişelerini, farkında olarak ya da
olmadan ne kadar içselleştiriyoruz?
Rossiyskaya Gazeta'nın ekinde, "Ne zaman Ruslardan biri sayılırsınız?" sorusuna yanıt olarak, bazı şartlar sıralandı:
Havadan sudan konuşmaktan nefret ediyor ve bunu bir zaman kaybı olarak görüyorsanız,
Rossiyskaya Gazeta'nın ekinde, "Ne zaman Ruslardan biri sayılırsınız?" sorusuna yanıt olarak, bazı şartlar sıralandı:
Havadan sudan konuşmaktan nefret ediyor ve bunu bir zaman kaybı olarak görüyorsanız,
Limonlu çayı kahveye tercih ediyorsanız,
Yerlere kadar inen hakiki kürk giymek sizin için tuhaf
değilse,
Soğuğa karşı çocuklarınızı lahana gibi kat kat giydiriyorsanız,
"Hruşçofka" tabir edilen 1950-1960'lı yıllardan, Hruşçev devrinden kalma tek tip dairelerde oturmuşluğunuz varsa,
Temizlikçi gelmeden önce "ayıp olur" diyerek
ortalığı topluyorsanız,
Şerefe kadeh kaldırılmadan içkinizden katiyen yudum
almıyorsanız,
Eve gelir gelmez üstünüzü başınızı değiştiriyorsanız ve
sokak giysisi-ev giysisi ayrımı yapıyorsanız,
Mal yokluğu günlerinden kalan alışkanlıkla Adidas
eşofmanlara bayılıyorsanız,
Uzun bir tren yolculuğuna çıkarken yanınıza muhakkak
haşlanmış yumurta, salatalık turşusu, kızarmış tavuk ve Adidas eşofman
alıyorsanız,
Ecza dolabınızda her türlü olasılığa karşı, her daim bir
küçük kasabaya yetecek kadar ilaç bulunuyorsa,
Duvarınızda bir halı varsa ya da bir zamanlar olduysa,
Her şeye, hatta pastaya bile mayonez koyuyorsanız,
Misafirliğe gittiğinizde ayakkabılarınızı kapıda
çıkarıyorsanız,
En sevdiğiniz özel gün yılbaşı ise ve yılbaşı ağacını uzun
süre, hatta bahara kadar yerinden kaldırmıyorsanız,
Hamama gitmeyi seviyor ve arkadaşlarınızı akçaağaç
dallarıyla keselemekten çekinmiyorsanız,
Televizyonda Kuğu Gölü gösterilirken içinizi hafif bir
tedirginlik ve ölüm korkusu kaplıyorsa, *
Saatlerce ormanda dolaşıp mantar toplamaya bayılıyorsanız,
Misafirliğe giderken eli boş gitmiyorsanız,
Yılbaşı zamanı en az üç gün yetecek kadar yemek
hazırlıyorsanız,
Yılbaşı gecesi patlayana kadar yiyip şampanya içiyor ve
televizyonda her sene aynı Sovyet filmlerini izliyorsanız,
1 Ocakta ise "Evde Tek Başına" ve eski "Star
Wars"ları izliyorsanız,
Sizin için dışarıda hava sıcaklığının -30 derece olması
okulu ya da işi asmak için yeterli bir sebep değilse,
Uçak piste inerken alkışlamadan edemiyorsanız,
Kadınlara yaşlarını sormanın kabalık olduğu
düşüncesindeyseniz,
Biri kötü bir öngörüde bulunduğunda sol omzunuza üç kere
tükürüyorsanız,
Her yerde yüksek topuklu ayakkabı giyebiliyorsanız,
tebrikler, kanınızda bir miktar Rusluk olması muhtemel
demektir.
*TürkRus'un notu: Sovyet zamanı yas günlerinde televizyon muhakkak Kuğu Gölü balesini gösterirdi. Ayrıca 1991 Ağustos darbesi sırasında da devlet televizyonu günlerce Kuğu Gölü'nü göstermişti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder