Cenk
Başlamış
Kaynak:
http://www.medyagunlugu.com/
Küçük havaalanından sadece 10-15 metre ötede motorları
çalışır durumda bekleyen otobüslere gidinceye kadar geçen bir kaç saniyede
insan yüzüne üst üste tokat yemiş gibi oluyor, vücudu kaskatı kesiliyor.
"Kahramanlık" yapıp dağıtılan özel giysileri
henüz giymeyenler, üzerlerindeki "normal" kışlık pantolon ve
montların sanki gazete kağıdından yapılmışcasına etkisiz olduğu hissine
kapılıyor, aman Allahım bu nasıl soğuk böyle, resmen
"kutup".. Hayır, abartma ya da şaka değil zaten burası o anda
bizi eksi 38 dereceyle karşılayan "Kuzey Kutbu".
Rusya'nın doğal gaz devi Gazprom'un Türk gazetecilere
düzenlediği üç günlük gezi için Novıy Urengoy'dayız, yani "gazın
başkenti"nde. Novıy Urengoy, Rusya'nın kuzeyinde bulunan Yamal -
Nenets Özerk Bölgesi içinde yer alan küçük bir şehir. Yerli Nenet halkının
dilinde "dünyanın sonu" anlamına gelen Yamal gerçekten de o
coğrafyada "son nokta", daha ötesi, ana karayla bağlı herhangi
bir başka toprak parçası yok. Kuzey Kutup Dairesi'nin bulunduğu bölgede bitmek
bilmek bilmeyen tundra insanda "beyaz çöl" hissi uyandırıyor.
Ama burasının asıl önemi, dünya doğal gaz üretiminin yüzde
17'sini tek başına karşılayan Gazprom'un üretiminin yüzde 72'sini sağlayan bir
doğal kaynak cenneti olması. Beş bin kilometreden fazla bir bölgeye yayılan
Urengoy'da sadece doğal gaz değil, doğal gaz kondensatı ve petrol de
üretiliyor. Bir fikir vermesi açısından, bölgede bulunan 22 doğal gaz arıtma
tesisinden bizim gezdiğimiz 16 numaralı istasyonun, Türkiye'nin geçen yıl
Rusya'dan aldığı 28 milyar metreküp gazdan fazlasını tek başına ürettiğini
söylemek yeterli olacaktır.
Gazprom'un bu geziyi düzenlemesinin-görünürdeki- nedeni hem
2019'da tamamlanacak Türk Akımı Doğal Gaz Boru Hattı'nı tanıtmak hem
Rusya'nın sahip olduğu doğal gaz tesislerini yabancı medyaya göstermek hem
de ne kadar zor koşullar altında çalışıldığını göstermek.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in 2014 yılı sonundaki
Ankara ziyareti sırasında ilk kez gündeme getirdiği Türk Akımı'nın önceleri
dört hattan oluşması planlanıyordu ama zaman içinde hatların sayısı ikiye indi.
930'ar kilometre uzunluğundaki hatlardan yılda taşınacak 31.5 milyar metreküp
doğal gazın yarısını Türkiye kullanacak. Aslında Rusya, siyasi sorunlar
yaşadığı Ukrayna'ya gazın Avrupa ülkelerine ulaştırılmasında bağımlılıktan
kurtulmak için Güney Akımı Doğal Gaz Hattı'nı yapmak istemişti, ancak Avrupa
Birliği'nin (AB) engellemeleri nedeniyle vazgeçmek zorunda kaldı ve onun yerine
Türk Akımı'nı gündeme getirdi.
İkinci hattan taşınacak 15.7 milyar metreküplük gazın
sahibi ise henüz belli değil; Rus yetkililer Bulgaristan'ı işaret ediyor ama o
zaman "Hat neden Bulgaristan'a uzatılmıyor" ve "Güney
Akım'la kendisine doğrudan gelecek gazı reddeden Bulgaristan şimdi neden Türkiye
üzerinden gelecek gazı hem de daha pahalıya alsın" soruları yanıtsız
kalıyor. Bazı enerji uzmanları, AB'nin engellemeleri nedeniyle Rusya'nın o gazı
Avrupa'ya satamayacağını, dolayısıyla iki hattan gelen gazın tamamının asıl
müşterisinin Türkiye olacağını ileri sürüyor.
Şu an için ilk hattın yapımının yaklaşık yarısı, yani 530
kilometresi tamamlanmış durumda. Dünyanın en büyük boru döşeme gemisi
Pioneering Spirit tarafından yapılan çalışmaların bir özelliği de, deniz
altında iki kilometreyi aşan derinlikte 81 çap büyüklüğünde ilk kez boru
döşenmesi.
Türkiye Rusya'dan şu anda yıllık kapasitesi 16 milyar
metreküp olan Mavi Akım yoluyla ve yıllık kapasitesi 14 milyar metreküp olan
Batı Hattı üzerinden gaz alıyor. Burada ilginç bir nokta var: Ukrayna üzerinden
gelen Batı Hattı'nın kontrat süresi 2021 yılında doluyor ve kontrat doluncaya
kadar Türk Akımı'nın onun yerini alması, yani gazın başka güzergahtan taşınması
öngörülüyor. O tarih geldiğinde üç çok farklı senaryo gerçekleşebilir:
Birincisi, yeni bir kontrat imzalanmazsa Türk Akımı boşuna yapılmış olur ve
Türkiye sadece Mavi Akım üzerinden gaz alır. İkinci seçenek Türk Akımı kontratı
imzalanır ve Mavi Akım'la birlikte Türkiye iki hattan Rus gazı alır. Son
senaryoda ise, Batı Hattı'na da yeniden gaz verilirse Türkiye'ye üç ayrı yoldan
Rus gazı ulaşmış olur.
Gazprom yetkilileri, Türk gazeteciler için düzenledikleri
basın toplantısında, Türk Akımı'nın ne kadar önemli ve hayati olduğunu
göstermek amacıyla karşılaştırmalı bazı rakamlar verdi. Enerji uzmanları daha
iyi değerlendireceklerdir ama Gazprom yetkililerinin yaptığı hesaplamaya göre
Türk Akımı'nda taşınacak 31.5 milyar metreküp gazla 15 milyon hanenin yıllık
enerji ihtiyacı karşılanacak. Bu rakamın, 126 bin rüzgar türbininin ya da 39
nükleer santralin ya da 370 LNG tankerinin taşıyacağın enerjiye eşit olacağı
söyleniyor.
Gazprom'a "doğal gaz devi" denilmesi
boşuna değil; geçen yıl 513 milyar metreküp gaz üreten şirketin neredeyse yarım
milyon çalışanı var. Ziyaret ettiğimiz Urengoy bölgesi ise, 12 trilyon
metreküplük kapasitesiyle dünyanın ikinci, Rusya'nın en büyük doğal gaz
rezervi. Şirketin sahip olduğu toplam rezerv 36 trilyon metreküp, boru
hatlarının uzunluğu ise 170 bin kilometre.
Gazprom'un Avrupa ülkeleriyle ilişkilerden sorumlu
yetkililerinden Sergey Turkin'in verdiği bilgiye göre, şirket geçen yılın ilk
dokuz aylık döneminde Avrupa Birliği üyesi ülkelere toplam 141 milyar metreküp
doğal gaz satmış. Bu rakam, ikinci büyük tedarikçi olan Norveç'ten yüzde
75'inden fazla.
Söz rakamlardan açılmışken, Türkiye pazarının Gazprom
açısından taşıdığı önemi hatırlatmak gerekiyor. Şirketin en büyük
alıcısı yılda yaklaşık 50 milyar metreküp gaz ithal eden Almanya, onu
yaklaşık 24 milyar metreküple Türkiye izliyor, hemen ardından İtalya geliyor.
Dolayısıyla, Almanya'yı yakalaması zor olsa da Türkiye uzun süre Gazprom'un en
büyük ilk üç alıcısı arasında bulanacak görünüyor.
Peki, Türkiye'nin doğal gaz ihtiyacının neredeyse yüzde
60'ını tek başına karşılayan ve görünür gelecekte tahtını kaybetmesi söz konusu
olmayan Gazprom'un 40'a yakın Türk gazeteciyi kendi özel uçağıyla Kuzey
Kutbu'na götürmesi ve üç gün boyunca olabilecek en iyi şekilde ağırlamasının
gerçek nedeni neydi acaba?
İlginç olan şu: Türkiye ile Rusya arasında doğal gaz
konusunda önemli bir sorun bulunmadığı gibi Gazprom da Türkiye'de bir imaj
sıkıntısı yaşamıyor. Bu durumda şirket ya Türkiye pazarındaki güçlü konumunu
sürdürmek için uzun süreli bir tanıtım planının aşaması olarak Novıy Urengoy'a
gezi düzenledi ya da bilmediğimiz başka bir nedenden ötürü
"Gazprom
City"
"Kutup dairesi" içinde yer alan Novıy Urengoy,
bölgede hidrokarbon kaynaklarının keşfedilmesi üzerine yaklaşık 40 yıl önce
kurulmuş 120 bin kişilik bir kent. Buraya "Gazprom City" demek
hatalı olmaz çünkü kentteki hemen hemen her kurum, hatta okullar bile, bir
şekilde şirketle ilgili. 12 bin çalışanı olan Gazprom Dobıça Urengoy
şirketinin medya yetkilisi İrina Sorokina, kentte yaşayanların neredeyse
yarısının öyle ya da böyle bir şekilde Gazprom'la bağlı şirketlerle
kuruluşlarda çalıştığını söylüyor.
Kışın eksi 65 dereceye kadar düşen havada, yani olağanüstü
zor koşullarda çalışan personeli ve aileleri için Gazprom Novıy Urengoy'u
yaşanılır bir yer yapabilmek, burada toplumsal ve kültürel bir hayat
oluşturabilmek amacıyla elinden geleni yapmış. Anaokulundan yaşlı bakım
merkezlerine, spor tesislerinden dünyanın belki de tek "gaz lisesi"ne
kentteki binalara çakılan hemen her çivide Gazprom'un logosu var.
Gezinin ilk durağında kalabalık Türk gazeteci topluluğu,
önce Gazprom müzesini, ardından da Kutup Dairesi'ni simgeleyen anıtı ziyaret
etti. Güneş ışınlarının Yengeç ve Oğlak dönencelerine dik geldiği tarihlerde
güneş ışınlarının teğet geçtiği yerlere "kutup daireleri" deniliyor.
Anıtı ziyaret eden, önündeki sembolik ağaçta dilek dileyen gazeteciler
dondurucu soğukta anıt çevresinde halka oluşturdu. Bir sonraki durak,
Türkiye'nin bir yıllık gaz tüketiminden fazlasını tek başına üreten 16 numaralı
gaz arıtma tesisiydi. Günün sürprizi ise, akşam yemeğinde sabahki ziyaret
nedeniyle herkese birer "Kutup Kaşifi Diploması" verilmesi oldu.
Elbette sembolik ama yine de insanın hoşuna giden ve "havaya
girmesini" sağlayan bir ayrıntı.
Üçüncü günün programı, dünyada belki de eşi bulunmayan
doğal gaz lisesini ziyaretle başladı. Burada yetişen yüzlerce genç Novıy
Urengoy ya da başka bölgelerde gaz sanayinde çalışmaya başlıyor, sonradan
aralarından bazıları yükselerek Gazprom'un merkezine transfer oluyor. Son
durak ise tatlı mı tatlı çocukların gittiği bir anaokulu. Dört katlı
anaokulunun sevimli öğrencileri ve öğretmenleri Türkiye'den gelen konukları en
iyi şekilde ağırlamak için belli ki uzun uzun hazırlanmış. Şarkılar ve
danslarla ağırlandığımız anaokulundan kolay kolay ayrılamadık.
Novıy Urengoy'la ilgili son bir not: Rusya Federasyonu'na
bağlı Yamal-Nenets Özerk Bölgesi içinde yer alan bu topraklarda Rusya'da
artık sayıları sadece 44 bin kalan Nenetler sert doğa koşullarında hala
çadırlarda yaşamaya devam ediyor. Modern yaşamdan uzak duran Nenetler Ren
geyiği bakıcılığı yapıyor ve sık sık göç ediyor. Nenetlerin geleneği sürdürerek
eti çiğ yediği söyleniyor.
Neden
gittim?
Gazetecilerin davetli olarak gezilere katılması etik açıdan
her zaman sorunlu ve sıkıntılı bir konu. Türkiye'de çok fazla dikkat edilmese
de Batılı ülkelerde genel kural gazetecilerin bu tür gezilere katılmaması.
Bundaki mantık basit: İster bir otomobil fuarı olsun, ister bir konser ya da
turistik gezi olsun, davet edenin kafasındaki tek düşünce kendi
reklamını yapmaktır. Durum böyle olunca, gazeteci davet edenlere karşı
"borçlu" hissettiği için gezi sırasında tanık olduğu olumsuzlukları,
davetçilerine zarar verebilecek izlenimlerini yazma konusunda genelde
isteksiz davranıyor, bu da ortaya çıkan haberin objektifliğine zarar veriyor.
Bu durumun istisnası, davet edilen yere gazetecinin kendi
olanaklarıyla ulaşma şansının bulunmaması. Bizim örneğimizde, dünyanın ikinci
büyük doğal gaz rezervlerinin bulunduğu Urengoy'a kendi olanaklarımızla
gidebilme olanağımız yoktu. Buradaki gaz işletmeleri "stratejik tesis"
sayıldığı için değil gezmek, kapısına yaklaşmak bile herhalde mümkün
olamazdı. Geziye katılan diğer gazeteci arkadaşlar adına konuşamam ama benim
daveti kabul etme nedenim buydu. Yine de, gerekçesi ne olursa olsun,
her hâlükârda gazetecinin gittiği gezinin "davetli" olduğu
gerçeğini okurlarıyla paylaşması gerekiyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder