Samih
Güven
Kaynak:
https://samihguven.blogspot.ru/
Yüzyıllardır varlığını sürdüren ilginç Rus geleneklerinden
biri de yaz gündönümü kutlamasıdır. Maslenitsa nasıl bir kıştan çıkış bayramı
ise İvan Kupala da yaza geçiş bayramıdır.
Bu gelenek özünde bir Pagan geleneği olmasına rağmen güçlü
yerleşik etkisi nedeniyle 10. yüzyılda Hristiyanlığın kabulü sonrasında da
varlığını sürdürmüştür. Hristiyanlığın benimsenmesine kadar yalnızca Kupala
olan isim daha sonra İvan Kupala olarak değişmiştir. “Kupala”nın bir araya
gelme veya yıkanma, arınma anlamlarına gelen bir kelimeden türetilmiş
olabileceği sanılmaktadır.
Eski kültürlerde mevsimsel gün dönümleri, gece, gündüz, ay,
güneş, yıldız gibi simgeler geleneksel ritüellerin ana unsurları olabilmiştir.
İnsanların güvenlik, anlamlandırma, şifa arayışı, bereket beklentisi gibi
konular doğa güçleri ve olayları ile ilişkilendirilmiştir.
Kupala inanışına göre yaz gündönümünü simgeleyen bu özel
gecede olağanüstü güçlerin etkisi söz konusu olmaktadır. Bu güçler kendisini
ateş, su ve otlar üzerinden gösterebilmektedir. Bu nedenle arınma amaçlı suya
girme, ateş yakıp üstünden atlama, ayrıca gece boyunca şifalı otlar toplama bu
ritüelin temelini oluşturmaktadır.
Su birçok kültürde bolluğun, bereketin, hayatın,
temizliğin, saflığın ve arınmanın sembolüdür. Ateş eski kültürlerde koruyucu,
temizleyici, insanları birleştirici, duman ve yiyeceklerin kokusuyla haber verici
anlamlarını gündeme getirmiştir. Bitkiler ise özleriyle bu dünyaya ait
besleyici, şifa verici özellikleri taşıyan, renk ve şekilleriyle dünyayı
güzelleştiren unsurlardır.
İvan Kupala gecesi toplanan otların her zamankinden şifalı
ve koruyucu olduğuna inanılmıştır. Özel bir güce ve öneme sahip olduğuna
inanılan bitki ise eğrelti otudur. Bu bitkinin yalnızca bu özel gecede açtığına
inanılan çiçeğini toplayıp saklayan kişiye bazı yetenekler ve koruma
sağladığına inanılmıştır. Bu nedenle gece boyunca bilgili ve tecrübeli insanlar
ve özellikle köy şifacıları şifalı kökleri ve otları toplamıştır.
İnanış kapsamında Kupala gecesi köylerde ateşler yakılıyor,
herkes bir araya geliyor, şarkılar söylüyordu. Genç kızlar otlar ve çiçeklerden
çelenkler hazırlıyordu. Bu çelenkler akşam vaktinde suya bırakılarak
ilerleyişleri izleniyordu. İnanışa göre batan çelenk aşkın sonu ve düğün
olmaması anlamına geliyordu.
Başka bir unsur ise arınma amaçlı suya girmekti. En önemli
anın şafak vakti olduğu düşünülüyordu. Ayrıca anneler, hasta çocuklarının
gömleklerini şifa umarak yıkıyorlardı.
Bugünkü uygulamasında ateşin ortasında bir direğe monte
edilen yanan tekerlek güneşi ve doğurganlığı sembolize etmektedir. Ateşin
üzerinden atlandığında hastalıklardan kurtulunduğuna inanılmaktadır. Ayrıca
mutluluk ve başarı isteyenlerin de ateş üzerinden atlaması söz konusu
olmaktadır.
İvan kupala gecesi başlangıçta 21-22 Haziran olarak esas
alınmışken takvim değişiklikleri sonrası 24 Haziran şimdi ise 6-7 Temmuz olarak
kutlanmaktadır. Bu kapsamda bazılarınca asıl yaz gündönümünün olduğu gece,
diğer resmi etkinliklerde ise 6-7 Temmuz tarihlerinde kutlanmaktadır. Bu
kutlamaların Rusya yanı sıra Belarus, Ukrayna ve bazı diğer ülkelerde de
yapıldığı görülmektedir.
İvan Kupala’nın modern içeriğinde gelenek kapsamındaki eski
inanışlardan çok bir halk geleneğinin yaşatılması amaçlanmaktadır. Etkinlikler
kapsamında çelenk yapılıp başa takılması, bunların suya bırakılması, ateş
yakılması ve etrafında dans edilmesi, ayrıca toplu olarak suya girilmesi söz
konusu olabilmektedir. Yine kutlamalar kapsamında konserler, kültürel kostümler
içinde yiyecek sunumları ile oyun ve eğlenceler söz konusu olabilmektedir.
Ekmek ve tuz, maslenitsa ve İvan kupala gibi gelenekler Rus
toplumunun doğaya entegre yaşam biçimi ve gelenekleri konusundaki
hassasiyetleri açısından önemli fikirler veriyor.
Kaynaklar:
- Dalkılıç, L. Ç. (Rus Halk Kültüründe İvan Kupala
kutlamaları- Dergipark.gov.tr )
- https://www.rus-a.com/ivan-kupala-night-russia
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder