Moskova

Moskova

20 Nisan 2014 Pazar

Yolun İrkutsk’a düşmediyse Sibirya’yı gördüm deme

Yolun İrkutsk’a düşmedi ise Sibirya’yı gördüm deme







Kaynak: http://turkish.ruvr.ru/
İrkutsk Doğu Sibirya’nın en eski şehirlerdinden biridir. 1661 yılında İrkut Nehri’nin Angara’ya döküldüğü yerde bir Kazak kalesi kurulmuş idi. Bugün burada İrkutsk Kremlin’i yani Kalesi yeralmaktadır. 
Kaleye yanındaki nehirden esinlenerek İrkutsk adı verilmişti. Bir kaç yıl sonra bu yerleşim yeri şehir statüsü almış, ardından da şehre arma ve damga tahsis edilmiştir. İrkutsk’un kuruluşundan bu yana ticaret halkın ana geçim kaynağı olmuştur. Çünki şehir Çin ve Moğolistan’dan gelen malların Avrupa’ya taşındığı bir ticaret yolunun üzerindeydi. İrkutsk hızla büyümüş ve 100 yıl sonra Sibirya Valiliği’nin resmi başkenti haline gelmiştir.
18. yy başından itibaren İrkutsk Rusya'nın altın madenleri merkezi haline gelir. O zamanlar şehirde çok sayıda taş binalar ortaya çıkar ki bunların arasında şehrin zengin takabakasının yaşadığı malikaneler vardır.
Dünya’nın en eski göllerinden biri olan Baykal’a yakınlığı, ayrıca 700’den fazla tarihi anıta yakınlığı sayesinde İrkutsk popüler bir turistik merkez haline gelmiştir.
Baykal, Rusya’nın Doğu Sibiryası ve Uzak Doğusunun en çekici yeridir. Rusya’da her insanın hayatından en az bir kere görmesi gereken çok sayıda güzel yer vardır. Bunlardan biri tartışmasız Baykal Gölü’dür. Baykal geçtiğimiz günlerde ‘Ekolojik turizm için en uygun yer’ ödülüne layık görülmüştür. Dünya’daki içecek su rezervlerinin %22’si burada bulunmaktadır. Burada 2500’den fazla hayvan ve bitki türü yaşamaktadır. Bunların hemen hemen üçte ikisi sadece Baykal’da bulunmaktadır.
Şehrin içinde de çok sayıda ilginç köşe vardır. Bunlardan biri Spasskaya Kilisesi’dir. İrkutsk’un en eski yapılarından olan bu kilise, duvarları hem içeride, hem de dışarıda betimlemelerle süslenmiş Sibirya’nın tek kilisesidir. İlginçtir, bu betimlemeler arasında sadece kutsal şahsiyetler değil şehrin hayatından da sahneler bulunur. Günümüzde Spasskaya Kilise’sinde bir müze bulunuyor. Müze şehrin tarihine adanmıştır.
Doğu Sibirya’nın ilk kadın manastırı Znamenskiy Manastırı’na da bakmayı unutmayın. 17. yy’da iki nehrin buluşma noktasında inşa edilen manastır şimdiki görüntüsüne yaklaşık 100 yıl sonra kavuşmuşlur. Manastır katedralinde eski zamanlardan kalma eşyalar muhafaza edilir. Bunlar arasında oyma ikonastalar ve eski çerçeveler içinde ikonalar, mutfak eşyaları ve az bulunan kitaplar vardır.
İrkutsk Bölge Araştırmalar Müzesi ayrı bir ilgiye layıktır. Müzede muhafaza edilen eşyaların sayısı 400 bini aşmaktadır. Rusya, Çin ve Moğolistan halklarının kültürüne adanmış ayrı salonlarımız bulunuyor. Kitap kolleksiyonumuzda 80 binden fazla kitap vardır. Bunlar arasında en değerli olanları 17. yy yazıları, eski basım kitaplar ve 18. – 19. yy’a ait çok geniş bir Çin edebiyatı kolleksiyonudur. Müzede her yıl 50’den fazla sergi açılır.
Alışılmadık görülecek şeyler arasında herhalde Dünya’daki ilk buzkıranlardan biri olan Angara’yı saymak yerinde olur. Angara yaklaşık yarım yüzyıl önce inşa edilmiş, kendi sınıfının en eski muhafaza edilmiş örneğidir. Sankt-Peterburg’u Avrora destroyeri, Vladivostok’u da Sovyet Pasifik Filosu’nun ilk gemisi ‘Krasnıy Vımpel’ olmadan nasıl hayal edemezsiniz, İrkutsk’a gelip de Angara’ya bakmamazlık edemezsiniz. Angara şimdi İrkutsk hidroelektrik santrali yakınındaki bir iskelede bağlı durmaktadır. Buzkıran üzerinde Bölge Araştırmaları Müzesi ve Sibirya Fotoğrafları müzesi kurulmuştur. Toplantı kamarasında ise temalı filmler izlemek mümkündür. Belki burada sergilene eşyalar size ilginç gelmeyecektir, ancak makina dairesine, ambara inmek, gemi dümenini ya da topunu döndürmek hem çocukların hem de büyüklerin yapmadan geçemeyecekleri şeyler arasındadır.
İrkutsk’ta görülecek yerlerin gezilmesinden sonra her turistin yolu Baykal Gölü’ne düşer. Ancak yolun yarısında Taltsı köyünde bir mola vermenizi tavsiye edeceğiz. Burası üçyüz yıldan fazla zamana yayılmış olan Sibirya tarihi ile ilgili açık bir mimari-etnoğrafi müzesidir. Ust-İlim hidroelektrik santralinin devreye alınması sırasında sular altında kalacak alanlardan gönüllüler tarafından buraya yerleşen ilk Rusların kurdukları çiftlikler, kale kuleleri, kilise, evenk ağılları ve buryat yurtları kurtarılarak Taltsı’ya getirilmiştir. Tüm bunlar gerçek yapılardır, 17. – 18. yy’da günlük hayatta kullanılmış eşyaları burada görürsünüz. Müze bugünde genişlemekte ve gelişmektedir. Bugün müzeye gittiğinizde tüm sergilenenleri görmek için epey zaman harcamanız gerekebilir. Yeri gelmişken belirtelim konusu Sibirya taygasında ya da buryat yurtunda geçen filmlerin büyük bir bölümü burada çekilmiştir.
Müze içinde bir kaç adet geniş sergi bulunur. Bu sergiler o zamanın köy hayatını anlatır. Sergilerden biri dokumacılığa adanmıştır. Sergide kenevir, keten ve yünden dokunmuş eski kumaşları, ayrıca çeşitli dokuma araçlarını, tezgahlarını görebilirsiniz. Sergiyi gezenler sadece eski kıyafetleri görmekle kalmayıp bunların nasıl üretildikleri hakkında da bilgi sahibi olurlar.
Taltsı’da Noel, Maslennitsa, Paskalya gibi halk bayramları geniş bir şekilde kutlanır. Maslennitsa belki de en eski ve sevilen slav bayramıdır. Bu nükteli bir şekilde kışa veda ve uzun zamandır beklenen bahara selamdır. Buradakki insanların ataları Morena yani Kış adlı kötü ruhlu bir ölüm tanrıçasına inanırlardı. Bu tanrıça tüm canlıları üç ay boyunca buza çevirirdi. Onun bu kötülüklerinden biran önce kurtulmak için baharın kışı altetmesine yardımcı olan özel kıyafetler giyilirdi. Ev sahibeleri güneşi çağırırlardı, bunun için yuvarlak, kızarmış krepler hazırlar, bunları yukarı atarak güneşin davetlerine cevap vereceğine inanırlardı. Maslennitsa’da halay çekmek ve kışı sembolize eden samandan yapılmış bir kuklanın yakılması gibi adetler vardır. Ancak müsaade ederseniz bundan baka bir programımızda daha geniş bir şekilde bahsedeceğiz. Şimdi gelin Maslennitsa’ya adanan, halk arasında sevilen bir şakıyı beraber dinleyelim.
Doğu Sibirya genel olarak, İrkutsk’un çevresi başta olmak üzere kültür turizmi yanı sıra ekolojik turizm sevenler için de çekicidir. Şehrin etrafında dört doğal park bulunmaktadır. Burada karşınıza sanayi faaliyetlerinin ulaşmadığı, güzel manzaraları ve el değmemiş doğası ile geniş alanlar çıkar.
Baykal Gölü kıyısında 500 kilometre boyunca uzanan Pribaykalskiy Ulusal Parkı bunlar arasında en dikkat çekici olanıdır. Burada 20’den fazla turistik güzergah düzenlenmiştir ve rahat bir tatil için uygun şartlar sağlanmıştır.
Baykal Gölü’ndeki en büyük ada olan Baykal – Olhon’u da görmenizi öneriyoruz. Edebi ifadelerle konuşacak olursak Baykal, Sibirya’nın mavi kalbi, Olhon ise Baykal’ın kalbidir. Ada, gölün coğrafik, tarihi ve gizleri olan merkezidir. Burası ile ilgili çok sayıda eski efsane ve anlatım vardır. Baykal’ın sembolü olan Şaman Burnu işte burada yeralır. Şaman-Kayası Asya’nın dokuz kutsal yerinden biridir ve Baykal’ın en bilinen görüntüsüdür. Bu kayanın olmadığı hiç bir film ya da kartpostal albümü göremezsiniz. Bu burun kutsal bir yer olarak kabul eidlir, Baykal ruhlarının oturdukları yer olarak kabul edilir. Anlatılanlara göre burada ilk buryat şamanı şamanlık yeteneğini almıştır. Yine burada eski zamanlarda şaman törenleri ve kutsal ayinler düzenlenirdi. Şamanların torunları günümüzde isteyen herkes için ayin düzenlerler. Yeri gelmişken belirtelim, 13. yy’da fetihleri ile Dünya’yı sarsan, ünlü ordu komutanı Cengizhan’ın mezarının Olhon’da olduğuna inanılır.
Olhon’da her türlü yüzey şeklini görebilirsiniz. Burada stepler de vardır, barkanları ile kum plajlar da, yeşil yapraklı ağaçlardan korululuklar da, sık ormanlar da, üzeri sık, kırmızı kara yosunu kaplı sarp kayalar da zengin su bitkileri ile dolu batalıklar da. Burada özel foto safarileri düzenlenir. Deneyimli fotoğrafçıların rehberliğinde gölün en güzel yerlerini görebilirsiniz. Aktif tatil meraklıları için ise dağ bisikletleri ve profesyonel antrenörler sizler beklemekteler.
Son yıllarda buraya olan turist akını hızlı bir şekilde artmaktadır. 2010’da İrkutsk Bölgesi’ni ziyaret eden turist sayısı 750 bine varmıştır. ‘Turizm Gelişme Programı’ adlı şehir programı uyarınca havaalanı ve garda şehrin turistik imkanları hakkında bilgi içeren dokunmatik terminaller kurulmuştur. Yakın bir zaman içinde İrkutsk’un 17 ana tarihi ve mimari eser, şehrin merkezinden geçecek ve yeşil hat olarak adlandırılan yay yolu ile birbirlerine bağlanacaktır. Bu güzergahı bulmak çok kolay olacaktır. Tüm güzergah boyunca asfalt üzerine yeşil bir hat çizilecektir. Bunun yardımı ile turistler şehirde kolayca hareket edebilecekler ve arama için zaman harcamadan görülecek eserlere ulaşabilecekler.
Tamamını oku: http://turkish.ruvr.ru/2012_12_06/yolun-irkutska-dusmedi-ise-sibiryayi-gordum-deme/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder