“Moskova’ya gelenler, kentin park ve bahçelerini görmeyi asla ihmal etmemeli… Moskova merkezi son 100 yıl içinde, yeşilliğini belki biraz yitirdi. Ama halâ çok sayıda park ve bahçe barındırıyor. Moskovalıların geleneksel buluşma yerleri olan bu yeşil alanlar, sevdiklerinizle sakin bir yürüyüş ya da piknik yapmak için ideal yerlerdir. Buralarda, çiçek ve ağaçların arasına iliştirilen banklarda oturup, kuşların seslerine kulak verebilir ya da parkta düzenlenen çeşitli eğlence etkinliklerine katılabilirsiniz.”
ESKİ ZAMANLARIN PARKLARI
Moskova’da “park” ve “bahçe” kavramları arasında eskiden belirgin bir sınır vardı. Moskova’nın bazı yeşil alanlarına ücretsiz olarak girmek mümkün değildi. Eski zamanların park ve bahçelerini, rehberimiz Yuliya Abramova şöyle anlatıyor:
“19’uncu yüzyıl Moskova’sında park ve bahçe kavramları, birbirinden belirgin biçimde ayrılıyordu. O zamanlarda, parklarda yalnızca ağaçlar ve banklar olurdu. İnsanlar parklara, doğanın tadını çıkarmak ve temiz hava almak için giderlerdi.
Bahçe ise, tamamen farklı bir şeydi: Bu yeşil alanlar, eğlence yeri olarak düzenlenmişti. Moskovalılar bahçelere, tiyatro izlemek, bir kafede oturup zaman geçirmek ya da sıra dışı gösteriler seyretmek için giderlerdi. 1830’lu yıllarda Moskova’da üç tane eğlence bahçesi vardı. Bunlar; Ermitaj Bahçesi, Mayakovskaya metro istasyonu yakınlarındaki Akvarium Bahçesi ve bugün Gorki Park içinde yer alan Neskuçnıy Bahçesi'ydi. Birer tiyatrosu bulunan bu bahçeler, renkli bir yaşama ev sahipliği yapardı.”
İLK EĞLENCE BAHÇESİ
Yuliya’nın bahsettiği “Ermitaj Bahçesi”, Moskova’nın ilk eğlence bahçesiydi. Kameriyeleri, çiçek tarhları, tiyatrosu ve kafeleriyle Moskovalıların sosyal yaşantısında önemli bir yer kaplayan “Ermitaj Bahçesi”nden, dönemin önemli isimleri de övgüyle söz eder. Tanınmış tiyatro kuramcısı ve yönetmeni Konstantin Stanislavskiy, eski günlerin “Ermitaj Bahçesi”ni şu sözlerle anlatır: “Ermitaj Bahçesi’nde o günlerde ne yoktu, bilmiyorum… Göl üzerinde sandal gezileri, su üstünde temalı havai fişek gösterileri, gölde yüzen periler, su kıyısında bale gösterileri, askeri orkestranın konserleri, Çingene koroları, Rus şarkıcılar… Moskova halkı ve kentin yabancı ziyaretçileri, bu güzelim bahçeyi görmeden edemezlerdi.”
ERMİTAJ'DA ÜÇ TİYATRO VAR
Ermitaj Bahçesi’nin bundan yüz yıl önceki görüntüsünü ve bugününü, yine rehberimiz Yuliya anlatıyor: “Bundan yüz yıl önce Ermitaj Bahçesi’ne giriş ücretliydi. Kadınlar ve gençler gündüz bahçede gezinirler, akşam olduğunda ise tiyatroya giderlerdi. Boş zamanlarını böyle değerlendirirlerdi.
Ermitaj Bahçesi şu an ise elbette ücretsiz. Bahçenin sınırları içinde üç tiyatro var: Ermitaj Tiyatrosu, Yeni Opera Tiyatrosu ve Sfera Tiyatrosu. Bugün elbette, göllerde yüzen periler, havai fişek gösterileri gibi eskisi gibi büyülü etkinlikler yapılmıyor. Yine de burada dopdolu bir sosyal hayat var. Örneğin bu ayın başında, 8 Mart Kadınlar Günü’nde Ermitaj Bahçesi, “İtalyan Günü” etkinliği düzenledi. O gün bütün kadınlara kahve ikram edildi ve çiçekler verildi. Bahçeye o güne özel kurulan kuaförde, Sophia Loren ve Monica Bellucci gibi güzel İtalyan kadınların stiline bürünmek mümkün oldu.
Ermitaj Bahçesi’nin en hareketli zamanları ise, yaz aylarına denk gelir. Yaz aylarında burada konserler, spor etkinlikleri ve yoga dersleri düzenlenir. 19’uncu yüzyılın Moskova bahçelerini, bugünkü halleriyle karşılaştırırsak, etkinliklerin daha küçük çaplı tutulduğunu söyleyebiliriz. Bahçeler, eski zarifliğini de belki biraz yitirdi. Ama hala çok kendine özgü bir atmosferleri var.”
HER YER ÇİÇEK TARLASI
Moskova’da, Ermitaj Bahçesi’ne göre daha küçük, daha sakin yeşil alanlar da vardır. Rusya’nın en eski parklarından biri olan Krasnaya Presnya, bu sakin yerlerden biridir. 18-19’uncu yüzyıla özgü park-bahçe sanatı anlayışını günümüze taşıyan Krasnaya Presnya; ağaçlıklı yolları, göl ve kanallarıyla “Bahçe içinde Venedik” yakıştırmasına layık görülür. Parkın hikayesini, rehberimiz Yuliya’dan dinliyoruz:
“Krasnaya Presnya Parkı’nın her yanı çiçek tarlalarıyla dolu. Parkta bir açık hava sineması da var. Burada, eski Sovyet filmlerini gösteriyorlar.
Bauman Parkı da, Moskova merkezinde bulunan güzel parklardandır. Burada, 18’inci yüzyılda dekor olarak yapılan bir mağara bulunur. Parka 1920’li yıllarda kurulan sahnede ise konserler ve eğlence programları düzenlenir. Yaz aylarında ise burada yerli ve yabancı klasik filmler gösterilir.
Muzeon Parkı da Moskova merkeze yer alan güzel parklardan biridir. Parkın yeşillikleri arasında Sovyet dönemine ve günümüze ait heykeller sergilenir. Eğer hem sanata, hem de yeşilliğe doymak istiyorsanız, Muzeon Parkı’nın ağaçlıklı yollarında gezinebilirsiniz.”
MOSKOVA VE ÇEVRESİ: “GORKİ PARK”
KAYNAK: Moskova 24 TV
“Moskova” ve “park” kelimeleri bir araya gelince, akla hemen Gorki Parkı gelir. Rus yazar Maksim Gorki’nin adını taşıyan park, 119 hektarlık bir alan kaplar. Moskovalılar için vazgeçilmez bir yeri olan 86 yıllık parkın kuruluş hikayesini, rehberimiz Yuliya Abramova anlatıyor.
“Gorki Parkı, öyle kendiliğinden oluşan bir park değildir. Burası, “Sovyet insanının dinlenebileceği bir Moskova parkının yaratılması” düşüncesiyle özel olarak yapıldı. Bu propaganda sayesinde Sovyet insanları parkın oluşum sürecinde birlikte çalıştı. Park tamamlanınca da buraya çocuklarıyla birlikte dinlenmeye geldiler. Devlet, insanların boş zamanlarını değerlendirmeleri için çok sayıda seçenek yarattı. Gorki Parkı, bu anlamda dev bir projedir. Parkın ana kapısından ise özellikle bahsetmek istiyorum. Gorki Parkı’nın ana girişinde, ziyaretçileri çok güzel ve çok büyük bir zafer takı karşılar. Gorki Parkı, girişinde bu denli büyük bir mimari yapı bulunduran, belki de dünyanın tek parkıdır. Gorki Parkı’nın en güzel köşelerinden bir diğeri ise Neskuçniy Bahçesi’dir.”
YIL BOYU RENKLİ ETKİNLİKLER
Neskuçnıy Bahçesi, 1800’lü yılların ilk yarısında, soylu Rus aileleri Trubetskoy, Golitsın ve Orlovlar’a ait malikânelerin birleştirilmesiyle oluşturulur. Bahçe; Kont Orlov’un Moskova Nehri kıyısındaki yazlık evi, Yekaterinskiy göl evi, avcı kulübesi, romantik köprüler ve mağaralar gibi geçmişten kalma güzellikler barındırır. Gorki Parkı’nın en güzel köşelerinden biri sayılan Neskuçnıy Bahçesi, hem sakin yürüyüşler yapmak için, hem de tiyatro ve müzik etkinliklerini izlemek için ideal bir yerdir.
Gorki Parkı’nda yıl boyunca renkli etkinlikler düzenlenir. Bu etkinliklerden bahsetmesi için, sözü rehberimiz Yuliya’ya veriyoruz:
“Gorki Parkı’nda her hafta sonu yeni bir etkinlik düzenleniyor. Yine 8 Mart Kadınlar Günü’nden bir örnek vereceğim: O gün, parka gelen tüm kadınlara bale tütüleri verildi. Tütüleri giyip, parkta kurulu olan buz pistinde balerinler gibi süzüldüler. Çok güzel bir görüntüydü.
Hava biraz ısındığında ise parkta voleybol ve badminton oynamak, bisiklete binmek, ücretsiz kütüphaneden kitap alıp okumak, piknik yapmak tercih ediliyor. Yaz aylarında akşamları ise dans dersleri veriliyor. Kısacası Gorki Parkı’nda herkes kendine uygun bir eğlence bulabiliyor. İster bir konser izleyin, ister sevgilinizin elini tutup yeşillikler arasında gezinin, isterseniz de bitişikteki Moskova Nehri’nde bir gemi turuna çıkın…”
Moskova’da doğa müzelerin bir arada bulunduğu yerler de vardır. Moskova merkezinin yakınlarında bulunan Kolomenskoye, bu yerlerden biridir. Burada, eskiden soylu bir aileye ait olan bir malikane, mimari müzesi ve 14 ila 19’uncu yüzyıllarda yapılan, peyzaj harikası park ve bahçeler vardır. Moskova merkezinin biraz dışında bulunan Saritsino da, böyle yerlerden biridir. Kültür ve doğayı iç içe görmenin mümkün olduğu bu yeşil alanları, yine rehberimiz Yuliya anlatıyor:
“Kolomenskoye ile Saritsino, geniş park ve bahçeler içinde yer alan malikanelerdir. İkisine giriş tamamen ücretsizdir. Buralarda yürüyüş yapmak ya da çimlere kurulup bir süre doğanın sesini dinlemek çok hoştur. Hem Kolomenskoye, hem de Saritsino çok büyük bir alan kaplar. Buraları Moskova merkezindeki parklar kadar kalabalık olmadığından, sevdiklerinizle sakin sakin zaman geçirebilirsiniz.
Kolomenskoye deyince akla gelen ilk yapılardan biri, Vozneseniye Kilisesi olur. Bu kar beyazı kilise, UNESCO’nun koruması altındadır. Kolomenskoye’nin elma bahçesi de çok beğenilir. 1500’lü yıllarda kurulan bu bahçede, elma ağaçları hala çiçek açar. Burada, özellikle Mayıs ayında elma çiçeklerinin kokusuyla tarihin kokusu, birbirine karışır.
Kolomenskoye ile Saritsino’da dönem dönem özel tiyatro oyunları sahnelenir. Eski yüzyıllarda sürülen yaşamdan izler taşıyan bu tiyatro oyunları, o günlerin Moskovalılarını çok iyi anlatır. Moskova’nın bu iki yeşil alanı, bu oyunlar nedeniyle de görülmeye değer yerlerdir.”
Moskova’nın bir diğer özel yeşil alanı, Losinıy Ostrov yani Alageyik Adası Parkı’dır. Kremlin’den yalnızca 10 kilometre uzaklıkta olan Alageyik Adası Parkı’nda çam ve huş ağacı ormanları arasında nadir bitkiler yetişir. Parkın kuytu köşelerinde yırtıcı hayvanlar gezinir. Moskova’nın bu el değmemiş doğal cennetini, rehberimiz Yuliya Abramova anlatıyor.
“Alageyik Adası Parkı, gerçekten çok büyük ve el değmemiş bir yeşil alandır. Burada, özellikle göl ve su birikintilerinin yakınlarında alageyik, tilki, yaban domuzu ve kunduz gibi hayvanlar görebilirsiniz. Parkın ağaçlıklı yollarında arabayla ya da yürüyerek gezebilirsiniz. Bu yollarda hem şoförlere, hem de yayalara yönelik uyarı işaretleri vardır, çünkü yola yabani hayvanların çıkması çok mümkün. Bu park, büyük şehir insanının zihnini dinlendirmesi için gerçekten ideal bir yer.”
Yeşil alanlar, Moskovalıların yaşamında vazgeçilmez bir yer tutar. Kış aylarında büyülü bir hava taşıyan park ve bahçeler, yaz ayları geldiğinde ise Moskovalıların en gözde yerlerinden biri olur. Yolunuz Moskova’ya düştüğünde siz de kendinizi hayatın bu akışına bırakabilir; yanınıza bir örtü, bir kitap ya da dergi, belki yiyecek bir şeyler alıp kendinizi Moskova’nın yeşilliklerine teslim edebilirsiniz. Bu sayede kendinizi daha neşeli, daha dinlenmiş hissedeceğinize eminiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder