Ataol Behramoğlu
Çocukluk ve ilk gençlik, Narodniklerle ilişkiler
Asıl adı Aleksey Maksimoviç Peşkov'dur. "Acı"
anlamına gelen Gorki adını sonradan aldı. 1868 yılında Nijni Novgorod (bugünkü
Gorki) kentinde doğdu. Babası M.S. Peşkov, marangozdu. Annesi V. V. Kaşirina,
bir boya atölyesi sahibinin kızıydı. Babasını çocuk yaşlarda yitiren Gorki, bir
süre dedesi V. Kaşirin'in evinde yaşadı. Fakat günün birinde V. Kaşirin şöyle
dedi torununa: "Aleksey, sen bir madalyon değilsin. Seni ömrümün sonuna
kadar boynumda taşıyamam. Haydi git, ekmeğini kazan." Gorki "ekmeğini
kazanmaya" gitti bunun üzerine. O sırada on bir yaşındaydı. Bir sürü işe
girip çıktı. Dükkânlarda çıraklık, bir gemide ahçı yamaklığı yaptı. Ahçıbaşı, o
dönemin Rusyasında çok raslanan okumuş emekçilerdendi. Gorki'nin kitaplara ilgi
duymasında büyük etkisi oldu bu adamın. Aleksey hiç durmadan okumaya başladı
ondan sonra. Eline ne geçtiyse, yutarcasına okudu. 1884 yılında Kazan
Üniversitesi'ne girmek istediyse de, olumlu bir sonuç elde edemedi. Binbir
yoksulluk içinde hamallık, fırınlarda yamaklık yaptı. Rusya'da devrimci
hareketin başında Narodnikler vardı o sırada. Gorki de bu gruplara katıldı.
İşçiler ve köylüler arasında devrimci propagandaya girişti. Sonra halkın
hayatını yakından görmek isteyerek uzun yolculuklara girişti. 1888'de Hazar
Denizi balıkçı takımlarında, sonra Gryaz-Tsar, İtsınskay istasyonlarında
çalıştı. 1889'da Nijni Novgorod'da, yazar Korolenko'yla tanıştı. Korolenko
sonradan Gorki'nin edebiyata girmesine yardım edecektir.
Polis arşivlerine ve edebiyata ilk adım, yolculuklar
Devrimci Narodniklerle ilişkisi nedeniyle 1889'da tutuklandı. 1891 ilkbaharında yeniden Rusya içi yolculuklara girişti. Volga, Don
Bozkırlari, Ukrayna ve Tuna boylarını dolaştı. Oradan Kırım yoluyla Kuzey
Kafkasya'ya ve Tiflis'e gitti. Burada bir yıl kalarak çekici ameleliği ve
yazmanlık yaptı. Devrimci işçilerle ve aydınlarla ilişkiler kurdu. Yasadışı bir
gruba katıldı. "Makar Çudra" bu sırada yazıldı ve gorki ilk kez bu
öyküyle ("Kafkas" Gazetesi, 1892) yayın yaşamına girdi. Çok sonra
yayımlanan "Kız ve Ölüm" adlı şiirini de bu sırada yazmıştı.
"Eskizler ve öyküler"
1892 sonlarında Ninji Novgorod'a dönen Gorki,
edebiyatla daha düzenli olarak uğraşmaya başladı. 1895 yılında Samara'ya geçti.
Burada yöresel gazetelere makaleler yazarak politik sorunlara değiniyor,
patronları eleştiriyor, işçilerin, köylülerin ve öteki emekçilerin çıkarlarını
savunuyordu. Yine bu sırada yazdığı "Paul Verlaine ve Dekandantlar"
adlı bir makaleyle, edebiyatta dekandantlığı ve natüralizmi eleştiriyordu.
Öyküleri 1895'ten sonra başkent dergilerinde de yayımlanmaya başladı. Bunları
1898 yılında, iki ciltte topladı. Kitap ilkin Rusya'da, sonra bütün dünyada
büyük bir ilgi uyandırdı. Yazarına dünya ölçüsünde ün sağladı.
İlk öykülerin özellikleri
"Eskizler ve öyküler", Gorki'nin uzun yolculuklarında edindiği izlenimleri, yaşadığı olayları konu alır genellikle. Bu
öyküler, halktan insanlara ilişkindir daha çok. Gorki, sosyalist-gerçekçi bir
sanatçı olarak ortaya çıkmamıştır henüz. Fakat XIX. yüzyıl gerçekçiliğinin en
olumlu geleneklerini ileri bir romantizmle birleştirerek, o dönemde de bir
yenilikçi, yeni bir sanat yolunun öncüsü olarak belirmektedir. Serserilerin,
toplumsal mekanizmanın dışına fırlatılmış insanların yaşamını konu alan
"Konovalov", "Çelkaş", "Malva",
"Bozkırda", "Yemelyan Pilyay", "Yirmi altı adam ve bir
kız" gibi öykülerde gerçekçiliğin ve insansı bir sıcaklığın çarpıcı bir
biçimde kaynaşması, dünya edebiyatı için bir yeniliktir. Başta bunlar olmak
üzere, "Eskizler ve Öyküler"i oluşturan bütün öyküler yeni bir çığır
açmış, kuşaklar boyunca pek çok dünya edebiyatçısını etkileyegelmiştir. Genç
Gorki'nin gerçekçiliğinde, yeni sosyal-politik bilincin gelişmesi, halk yığınlarının
gitgide kabaran öfkesi, daha iyi, daha insanca bir yaşama karşı ateşli tutku
derinden derine yansımaktadır. Fakat Gorki'nin bu yıllardaki kahramanları daha
çok bireysel başkaldırıya yaslanmaktadırlar. Yazgıları genellikle tirajiktir.
Sosyalist gerçekçiliğe geçiş,
"Üçler" ve "Foma Gordeyev"
Gorki iki yüzyılın kesişme noktasında ilk
romanları ve oyunlarıyla sosyalist gerçekliği biçimlendirmeye başlamaktadır.
"Foma Gordeyev" (1899) ve "Üçler" (1900) adlı romanlarıyla
tarihsel bir kesit içinde Rus kapitalizminin gelişme yollarını ve Rus
burjuvazisinin tipik kişiliklerini ortaya koyduğunu görüyoruz. Rakov Mayakin
tipi, kendi ekonomik gücünün bilincinde olan, politik iktidarı elde etmek için
yanıp tutuşan burjuvaziyi yansıtmaktadır. Gorki yine ilk kez "Foma Gordeyev"de
proleteryayı ayrı bir güç olarak işlemekte, öteki emekçilerden ayrı bir yere
koymaktadır. "Üçler"de ise temelde kent yoksulluğu alınarak,
proletarya ve küçük burjuva duyarlıklarının çatışması anlatılmakta, mülk sahibi
Lunev'e karşı işçi Graçev konulmaktadır. Graçev, kurtuluşun sosyalizmde
olduğunu sezinleyen bir işçidir.
Çehov ve Tolstoy'la tanışma, ilk oyunlar:
"Dipte" ve "Küçük Burjuvalar"
Gorki, 1899-1900 yıllarında Çehov'la ve
Tolstoy'la tanıştı. Bu dev yazarlar, başından beri Gorki'nin yeteneğiyle
ilgilenmekte, halkın arasından çıkan bu genç yazara büyük değer vermekteydiler.
1902'de Akademi onur üyeliğine seçilen Gorki'nin üyeliği II. Nikolay'ın
buyruğuyla geçersiz sayılmış, bunun üzerine Korolenko'nun yanı sıra Çehov da
akademi üyeliğinden istifa etmişlerdi. Yine bu yıllarda Moskova Sanat Tiyatrosu
Gorki'nin ilk oyunlarını, "Dipte"yi (1902) ve "Küçük
Burjuvalar"ı (1901) oynuyordu. Oyunlar Çarlık düzenine karşı büyük
gösteriler yapılmasına yol açtı. "Küçük Burjuvalar"daki Nil tipiyle,
tarihin yeni kahramanı, Rus işçi-savaşçı karakteri, sanatsal bir kişilik
kazanmaktaydı. "Dipte" oyunundaysa yaşamın dibine fırlatılmış
insanlar anlatılmakta, kapitalist düzenin işleyip durduğu cinayetler
sergilenmekteydi.
"Yazlıkçılar", "Güneş Çocukları", "Barbarlar"
1904-1905 yıllarında Gorki birkaç oyun daha
yazdı. Bu oyunlarda aydın çevreler anlatılıyor, bunların halka ve yaşama karşı
tavırları, iç çelişkileri ve çatışmaları ortaya konuyordu.
"Yazlıkçılar"da (1904) dönek liberallere karşı gerçek demokrat aydın tipinin
konduğunu görüyoruz. "Güneş Çocukları"nda (1905) burjuva aydınlarının
bağımsız kültür ve bağımsız bilim savları çürütülmekte, kültür ustaları halk
için yaratmaya çağrılmaktadır. "Barbarlar"da (1905) ise burjuvazinin
uygarlık görünüşü altında yatan ahlaksal barbarlığı gösterilmektedir.
1905 Devrimi ve Gorki, Amerika'ya yolculuk
Gorki, 1905 olaylarına doğrudan doğruya
katıldı. Kanlı Pazar'dan sonra yazdığı bir bildiri nedeniyle Petropavlovskaya
Kalesi'ne kapatıldı. Rusya'da ve Batı Avrupa'da onun için gösteriler yapılması
üzerine çok geçmeden serbest bırakıldı. 1905 yılı yazında Bolşevik Partisi'ne
girdi. Aynı yıl, ilk yasal Bolşevik yayın organı olan "Yeni Yaşam"
gazetesinin örgütlenmesine katkıda bulundu. Silahlı işçi birliklerini paraca
destekledi, silah donatımlarının tamamlanmasına yardım etti. Fakat üzerindeki
baskı gitgide yoğunlaşıyordu. 1906 yılında gizlice Rusya'dan ayrıldı, az sonra
Amerika'da göründü. Yurt dışında, yabancı aydınları ve proleteryayı, Rus
devrimcilerini desteklemeye çağırıyordu. Amerikan basınının aralıksız
kışkırtıcı yayınlarına karşın, güze kadar Amerika'dan ayrılmadı. Burada
"Görüşmelerim" (1906) adlı yergilerini ve "Amerika'da"
(1906) adlı gezi notlarını yazdı.
Zirveye doğru: "Düşmanlar" ve "Ana"
1905-1907 yıllarında Gorki, edebiyat
yaratıcılığının zirvesine yükselmektedir. Sosyalist gerçekçi edebiyatın seçkin
tiplerini bu dönemde yarattı. 1906 yılında yazdığı "Düşmanlar" adlı
oyununda, grev hareketlerinin burjuvaziye karşı nasıl politik bir savaşa
dönüştüğünü, sosyalist ideolojinin işçiler arasında nasıl hızla geliştiğini
gösteriyordu. Skrobatov tipiyle, açıkça diktatörlük isteyen karşı devrimci
burjuvazi damgalanıyor, Zahar ve Polina Bardina tipleri halka hoş görünerek
mutlakiyetle sinsice anlaşıp iktidara sızmaya çalışan liberal burjuvaziyi
belgeliyordu. Oyunun sonunda, proleteryanın yaklaşan zaferi gösterilmekteydi.
Gorki yine aynı yıl (1906) "Ana"yı yazdı. Bu romanın konusunu, 1902
yılı 1 Mayıs gösterilerinden ve göstericilerin yargılanmasından almıştı. "Ana"
romanıyla, edebiyatta ilk kez devrimci proletaryanın sosyalizm için burjuva
düzenine karşı savaştığı gösteriliyor, profesyonel devrimcinin parlak tipi
yaratılıyoru. "Ana" ve "Düşmanlar", sosyalist gerçekliğin
klasikleşmiş örnekleridir.
İtalya yolculuğu ve yeni yapıtlar
Gorki, 1906 güzünde İtalya'ya geçerek Capri
adasına yerleşti. Rusya'da 1905 Devrimi yenilgiye uğramış, gericilik dönemi
başlamıştı. Bir ara Lenin de Capri'ye, Gorki'yi ziyarete geldi. Gorki o dönemde
yazdığı "Sonuncular" (1908) adlı oyununda polis devletinin, çarlık
rejiminin belirgin tiplerini ortaya koyuyordu. "Vassa Jeleznova" (ilk
basımı 1910) oyunuyla da burjuvazinin artık çürümekte olduğunu gösteriyordu.
"Yaz" (1909) adlı uzun öyküsünde yeni tip devrimci bir köylünün doğuşu,
"Okurov Kenti" (1909) ve "Matyev Kojemyakin'in Yaşamı"
(1910-1911) adlı uzun öykülerindeyse taşra Rusyası'nın küçük burjuva çevreleri
anlatılıyordu. "Rus Öyküleri" (1912-1917) adı altında topladığı
taşlamalarında, dekadantların mezarlık edebiyatıyla, gericilikleri ve şovenistlikleriyle
alay ediyordu.
Rusya'ya dönüş: "İtalya Öyküleri",
"Çocukluğum", "Ekmeğimi
Kazanırken"
Gorki 1913 yılı sonunda genel aftan yararlanarak
Rusya'ya döndü. Bu sırada yazdığı "İtalya Öyküleri"ni (1911-1913),
daha sonra, 1913-1916 yıllarında, "Çocukluğum" ve "Ekmeğimi
Kazanırken" adlı otobiyografik yapıtlarını yayınladı. Bu yapıtlarda, en
aşağı tabakalardan gelerek, kültür, yaratıcılık ve özgürlük için savaşın
doruklarına yükselen bir insanın serüvenleri büyük bir içtenlikle anlatılmaktaydı.
1917 Devrimi ve Gorki:
Hastalık, yeni yolculuklar ve "Benim Üniversitelerim"
Gorki 1917 Devrimi'nden sonra sosyalist kültürün kuruluşunda öncü bir
rol oynadı. 1918-1919 yıllarında ilk işçi-köylü üniversitesinin
kurulmasına, Petrograd'da büyük bir dramatik tiyatronun açılmasına emeği geçti.
(Bugün bu büyük tiyatro Gorki adını taşımaktadır.) "Dünya Edebiyatından
Çeviriler" yayınını örgütledi. Birçok yeni yayının örgütlenmesine öncülük
etti. Yerli, yabancı aydınlarla yazışarak onları Rusya'daki sosyalist devrimi ve
yeni sosyalist kültürün kuruluşunu desteklemeye çağırdı. 1921 yazında (ilk
gençliğinde bir bunalım sırasında göğsüne sıktığı kurşunun sonucu olarak)
tüberküloz nöbeti yenilendi. Tedavi için yurt dışına çıktı. 1921-1924 yılları
arasında Almanya, Çekoslovakya kaplıcalarında yaşadı. 1924'te İtalya'ya geçerek
bu kez Sorrento'ya yerleşti. Yurt dışındayken de burjuva ideolojisiyle mücadele
etti. Beyaz göçmenlerin karşı devrimci çabalarını kınadı. Ekim Devrimi'nin
başarılarını savundu. 1922'de otobiyografik üçlüsünün sonuncu kitabı olan
"Benim Üniversitelerim"i yazdı.
Edebi portreler, "Artamonovlar"
Gorki'nin yaratıcılığında edebi portreciliğin başlı
başına bir yeri vardır. L.N. Tolstoy'un (1919) portresiyle başladı bu işe,
sonra Çehov'u, Korolenko'yu, Garin Mihalyovski'yi yazdı. Bunu devrimci eylem
adamlarının; Skvortsov, Krasin, Kamo ve Lenin'in (1924-1931) portreleri izledi.
1925'te yazdığı "Artamonovlar" adlı romanındaysa, 1861 reformundan
Ekim Devrimi'ne kadar uzanan tarihsel bir kesit içinde "Artamonov"
ailesinin yaşamı anlatılıyor, böylece bir burjuva ailesinin üç kuşak boyunca
tarihi verilmiş oluyor, bunlara karşı yine üç kuşak boyunca dokumacı Morozov
ailesi konuyordu.
Yeniden Rusya'ya dönüş,
"Klim Samgin'in Yaşamı", zirve ve ölüm
Gorki 1928 ve 1929 yıllarında Rusya'ya
gelerek geziler yaptı. Bu gezilerden edindiği izlenimleri "Sovyetler
Birliği'nden Notlar" (1929) adlı kitabında toplandı. 1931 yılında Rusya'ya
temelli döndü. Birçok dergi ve kitap yayınını denetledi. I. Sovyet Yazarları
Kurultayı'nı örgütledi (1924). "Yegor Bulıçov ve Ötekiler" (1932) ile
"Dostigayev ve Ötekiler" (1933) adlı oyunlarını yazdı. Gorki,
sanatsal yaratıcılığının zirvesineyse "Klim Samgin'in Yaşamı" adlı
romanıyla ulaştı. Bu epik romana daha 1925'lerde başlamış, son günlerine kadar
üzerinde çalışmıştı. Romanda, sosyalist devrim öncesi Rus yaşamının kırk yılı
yansıtılıyordu. Lunaçarski'nin sözleriyle, "çağın hareketli bir
panoramasıydı" bu. Gorki, temele çağın keskin ideolojik-sosyal mücadelesini
aldığı "Klim Samgin'in Yaşamı"nda narodnikliği, dekadantlığı, legal
marksistleri, liberal aydınları, dönek devrimcileri şiddetle eleştiriyor,
emperyalistlerin vahşi ideolojisinin maskesini indiriyordu. Gorki aynı yıllarda
önde gelen bir eleştirmen ve gazeteci olarak da çalışmalarını sürdürmekteydi.
Makalelerinde, felsefe, sosyal-ahlak, politika ve tarih-edebiyat sorunlarını
organik bir bütünlük içinde ortaya koyuyordu. 1936'da, edebiyat yaratıcılığının
ve devrimci kavganın zirvesine çıkmış olarak öldü. Moskova'da, Kızıl Meydan'a
gömüldü. Çağın bir başka büyük yazarı, Romain Rolland, şöyle dedi Gorki'nin
arkasından: "Çağın dünya kültürünü ve devrimi böylesine görkemli bir
biçimde kaynaştırmak Gorki dışında hiç kimseye hiçbir zaman kısmet
olmadı..."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder