Tolstoy bu romanı yazarken hizmetçisine; "sakın
içeri girme” diye tembihlemiş.
“Anna Karenina kitabına odaklanmalıyım, benim
yemeklerimi kapıya bırakırsın,” demiş .
“Çok önemli bir şey olursa kapıyı çalarsın, yoksa
rahatsız edilmek istemiyorum.”
Hizmetçi de korkuyor tabii Tolstoy'dan, hiç çalmamış
kapısını.
Bir gün ne görsün bıraktığı yemekler öylece duruyor.
Belki canı istememiştir diye düşünmüş önce.
Fakat oda ne, akşam yemeği de duruyor.
Hizmetçi bir şey oldu sanıp kapıyı çalmış.
Ses gelmeyince tedirginliği iyice artmış
Tolstoy sakın içeri girme dediği için kapıyı açıp bakmaya
da korkmuş. Gidip Tolstoy'un akrabalarına haber vermiş;
"Endişeleniyorum, galiba bir şey oldu. Siz
bakabilir misiniz?” demiş.
Akrabaları gelip telaşla kapıyı açmışlar.
Oda ne !?
Tolstoy yerde yatıyor.
İki büklüm olmuş, ağlayıp duruyormuş.
“Ne oldu diye?” soruyorlar Tolstoy'a.
Tolstoy biraz toparlanıp:
“Anna Karenina öldü,” diyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder