Kaynak:
Kompas Dergisi, 53. Sayı
Rusya bizim “ikinci memleketimiz”... Ekmeğimizi
kazandığımız, sadece işimizi değil, kimilerimize eşimizi armağan eden cömert
ülke...
Rusya’da daimi yaşayan Türk vatandaşlarının kesin sayısı
bilinmemekle birlikte krizden önceki iyi zamanlarda “sadece Moskova’da en az 25
bin, ülke çapında belki 30 binden fazla” diye tahmin yürütülüyordu....
Peki, Rusya’da yaşayan Türklerin en çok yaptıkları hatalar
neler? Eksiklerimiz neler?
Düşündük, taşındık ve bir liste çıkardık. Bakalım bize
katılacak mısınız?
1.
Maalesef zaman zaman Rusya’da Türk vatandaşlarının
başına gelen adli vakalar haber konusu oluyor. Çoğu kez bu vatandaşlarımızın
izini sürmek çok zor oluyor. Çünkü burada daimi olarak ikamet eden
vatandaşlarımızın hepsi, konsolosluklarda kayıt yaptırmıyor. Bunu ihmal ediyor.
Oysa herkesin en yakın konsolosluğa kayıt yaptırması, koordinatlarını
bırakması, kendi güvenlikleri için hayati önem taşıyor...
2.
Rusya’ya gelenlerin çoğu “En fazla üç beş
sene kalıp döneceğim” diye düşünüyor ve uygun zamanda ev sahibi olabilecekleri
fırsatları harcıyor. Yüksek fiyatlardan daire kiralıyor. Sonra fırsatlar
çıkıyor, işler bitmiyor aksine büyüyor, “klasik bir şekilde” Rusya’da kalış
süresi uzadıkça uzuyor ve “daimi ikamete” dönüşüyor. Bir de geriye dönüp
bakıyorsunuz ki, “bir dair parasını” kira olarak çöpe atmışsınız. Mesela şu an
kriz ortamında fiyatlar müthiş düştüğü için imkanı olanlar için ev sahibi
olmanın en ideal zamanı!
3.
Rusya’da yaşayan ve buradan evlenenlerin
çoğu, çoğu kez zaman yokluğundan, bazen tembellikten, çocuklarıyla Rusça
konuşma kolaylığına düşüyorlar. İki dilli, iki kültürlü olmanın zenginliğini
yaşayabilecek çocuklar Rusya’da Türkçeyi yeterince öğrenemeden büyüyor. Oysa en
çok sebat edilecek iş, ana dilleri haliyle Rusça olan çocuklara Türkçeyi de
öğretmemiz.
4.
İnsan yabancı bir ülkede yaşarken “yabancı
olduğunu” asla unutmamalı. Son tahlilde “misafir” olduğunu da... Ama
bazılarımız burada yaşarken bunu sık sık unutuyor. İnsanın yaşadığı, ekmek
yediği ülkeye nobran eleştiriler yapması ne kadar doğru? Oysa herkes gibi
Ruslar da bu konuda titiz. Dünyanın hiç bir yerinde insanlar bir yabancının
ülkesini acımasızca eleştirmesini hoş karşılamaz. Hatta sonunda “Zorla tutan mı
var? bile der. Yaşadığımız ülkeye, insanına, düzenine, kültürüne saygı duymamız
şart.
5.
Rusya özellikle 90’ların başından itibaren
sahip olduğu olağanüstü fırsatlarla kimileri için “kolay para kazanılan” bir
ülke oldu. “Yükselen ekonomi”de hayalinde göremediği zirvelere çıkanlar az
değildi. Ancak kimileri bu trendi fazla önemsemeyip “kerameti” sadece kendinden
bildi. Kazandığını kolay kaybedenler az değil. Oysa bugünün bir de yarını var!
6.
Rusya’da ekonomik olarak “zenginleşen” her
yabancı, yaşadıkları ülkenin “paha biçilmez” zenginliklerinden yeterince
istifade etmedi ya da edemedi. Kimileri, yüksek yaşam standartlarına çıkacak
paralar kazansalar bile yaşam kalitelerini yükseltmekte o kadar başarılı
olamadı. Belki de iş güç yoğunluğundan, istese de fırsat bulamadı. Kremlin
Sarayı’ndan Puşkin Müzesine, Ermitaj Müzesi’nden Bolşoy Tiyatro’ya... Rusya kültürün,
sanatın muazzam ülkesi... İşe güce dalarken, etrafımızdaki bu güzelliklerden de
daha fazla istifade etmek farz...
7.
Rusya’da yaşayan Türklerin büyük
çoğunluğu, “gelip geçici” olduğunu düşünerek bu ülkede yasal hakları olan
statüleri elde etme işini de ağırdan aldı.... Hatta Rus eşleri olanlar bile...
Geçici ya da daimi oturma izinleri, hatta vatandaşlık pek çok Türk için “hak” olmasına
rağmen hala vize ile yaşamaya devam edenler çoğunlukta. Oysa yaşadığımız, ekmek
yediğimiz ülkeyi sahiplenmek, ayağımızı bu topraklara daha sağlam basmak için
Rusya’da devletin sağladığı imkanlardan yararlanmak lazım. Bürokrasi yorsa
bile!
8.
Türk-Rus karma aileler için zaten sorun
yok. Ama iş icabı Rusya’da belli sürelerle kalan Türklerin çocuklarının bu
ülkeden Rusçayı çok iyi öğrenerek gitmeleri en büyük kazanımları olabilir. Bunu
pek çok aile ihmal etti, ediyor. Oysa Rus kreşlerinden ilkokullarına kadar,
ücretsiz eğitim kurumlarından daha fazla istifade etmek ve çocuklarının
geleceğine anlamlı bir zenginlik katmak mümkün... Rusya Türkiye bağları her
zaman güçlü olacak, Rusça bilen Türk çocuklar yarışa birkaç adım önde
başlayacak.
9.
Sadece çocukları mı? Rusça için
yetişkinlerin de daha fazla gayret etmesi farz. Kabul etmek gerekir ki Rusça
çok zor bir dil... Zaten iş hayatında yoğun mesai yaparken dile konsantre
olmaya zaman kalmıyor belki... Ama bu ülkede belki 10 yıldır yaşayıp hala bir
restoranda Rusça sipariş verecek kadar Rusça öğrenmeyen ne kadar çok Türk
var... Burada yaşarken dil öğrenmek, bir insanın kendine yapabileceği en büyük
iyilik. Rusça zor da olsa, bu yolda daha fazla çaba göstermemiz şart.
10. Belki çoğunluk için öyle değil, ama kimi
Türklerin Rusya’da “akvaryumda yaşar gibi” yaşadığı söylenebilir. Evde sadece
Türk TV’leri izleyip, ofiste sabah akşam “iç politika” tartışıp, Türkiye’den
taşıdıkları zeytin, peynirle “izole hayat” yaşayanlara “sarı kart”
gösteriyoruz! Türkiye vatanımız, memleketimiz, canımız ama Rusya’da yaşıyoruz
ve bulunduğumuz dünyayla daha yakın ilişki kurmamız lazım. Daha çok Rus filmi
izleyin, çocuklarınızla birlikte Rus çizgi filmlerine de takılın, diliniz de
gelişir, ufkunuz da. Ve bu eleştirileri okurken de alınmayın, kırılmayın; “dost
acı söyler” diye algılayın. Sonuçta yıllardır Rusya’da pek çok başarı öyküsünü
yazan bizleriz ve istiyoruz ki “kendimiz ve ailemiz için de daha iyisini”
yapalım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder