Fuad
Safarov, Moskova
Kaynak:
https://medyagunlugu.com/
Bugünlerde Rusya'daki gündeminin önemli başlıklarından
biri, ilk Sovyet istihbarat servisi Çeka'nın (Karşı Devrim ve Sabotajla
Mücadele Olağanüstü Komisyonu) efsanevi kurucusu ve başkanı Feliks
Dzerjinski’nin (1877-1926) anıtının Moskova'nın merkezindeki Lubyanka
Meydanı'na tekrar dikilip dikilmesi tartışması. Sovyet sonrası KGB'nin yerini
alan FSB'nin merkez binasının da bulunduğu meydanda yer alan heykel Ağustos
1991'de çıkan olaylar sırasında sökülmüştü.
Sovyetler'in ünlü askeri kurmayları Kliment Voroşilov ve Mihail Frunze'nin o
dönem Türkiye ve özellikle Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ile
temasları bilinen tarihi gerçekler. Peki, acaba Sovyetler'in önemli güvenlik
kurumunun başındaki isim olan "Demir Feliks" lakaplı Dzerjinski'nin
Türkiye ve Atatürk ile nasıl bir ilişkisi oldu?
Öncelikle şuradan yola çıkalım... Rusya Dış İstihbarat Servisinin (SVR)
internet sayfasında yer alan tanıtım yazısındaki bilgilere göre, Sovyet gizli
servisi ilk dış istihbarat faaliyetine Türkiye'de başlamış. Yazıya göre, 1917
Ekim Bolşevik Devrimi'nin ardından kurulan Sovyet Rusya, kendi istihbarat
birimlerini oluşturmaya başladı. 1918 yılında Çeka kuruldu ve başına da
deneyimli devrimci, Polonya asıllı eski aristokrat Dzerjinski getirildi. Yurt
dışında da istihbaratı ağının oluşturulması çalışmalarına başlayan Dzerjinski,
Finlandiya'da A. Filippov adlı bir ajanı olmasına rağmen ülke sınırları
ötesindeki bilgi toplama örgütlenmesinin ilk adımını Ankara'dan attı ve
Türkiye'ye ajan gönderdi. Ancak bu Türk tarafından gizlenen bir operasyon
değildi, Dzerjisnki 1919 yılının başlarında Sovyet Rusya'nın Ankara Özel
Temsilciliğine (Sovyet elçiliği henüz kurulmamıştı) mektup yazarak Türkiye'deki
Çeka ajanına yardımcı olunması ricasında bulundu.
Aleksandr Yakovlev Vakfı’nın sitesinde yer alan bir arşiv
belgesine göre, Dzejinski 1925 yılında Sovyet karşıtı güçlerin Atatürk’e karşı
faaliyetlerde bulunup bulunmadığının araştırılmasını istedi. Belgeye göre, Çeka
Başkanı Dzerjinski Güney Kafkasya’da olası bir isyanın önlenmesi için
yardımcısı Vyaçeslav Menjinski’ye talimat verdi. 28 Şubat 1925 yılı tarihli ve
1002 numaralı belgeye göre Çeka Başkanı'nın talimatı şöyleydi:
“Kuşkusuz, isyan hazırlığı yapılıyor.
İletişim ve kullanabilecekleri yöntemler için önlemler alınmalı. Onların (Osmanlı
Halifeliği ve İngiltere'yi kastediyor) Kemal'e (Atatürk) karşı olup olmadığı
konusunda kanıtlar bulmamız mümkün mü? Diplomatik yollarla Monarşistleri ve
Gürcüleri (Sovyet karşıtı güçler) İstanbul ve Türkiye'den sınır dışı
ettirebilir miyiz? Ulaşım araçlarını, silah depolarını ve kullanacakları
güzergahları ele geçirebilir miyiz?"
Rus istihbarat tarihi yazarı Aleksandr Kolpakidi'nin "Büyük Yurt
Savaşı'nda GRU" isimli kitabındaki arşiv belgelere göre, 1923 yılında
Bulgaristan'daki Sovyet ajanları sayesinde Ermeni Taşnak milliyetçilerinin
Atatürk'e yönelik suikast planı önlenmişti. Kitaba göre, GRU'nun (askeri
istihbarat) Bulgaristan'daki en önemli ajanlarından biri Ermeni asıllı Sarkiz
Kaprielov idi. Aşırı milliyetçi Taşnak Partisi, Türkiye'nin doğu topraklarında
özerk bir Ermeni oluşturulmasını arzuluyor ve bu konuda Mustafa Kemal'i en
büyük engel olarak görüyordu. Atatürk'e suikast planının öğrenilmesi üzerine
GRU'nun Bulgaristan merkezine haber verildi, daha sonra da durum Moskova'ya
aktarıldı. Moskova da Türkiye yönetimine uyarıda bulundu.
Bu konudaki ilginç bir iddia da Rusya'nın Türkologlarından Stanislav Tarasov'a
ait. Bir Ermeni sitesine konuşan Tarasov'a göre, Türk istihbaratı ve
Türkiye'nin yabancı istihbarat örgütleriyle mücadele biriminin kurulmasında
Sovyet Çeka görevlileri önemli rol oynadı. Tarasov'un iddiasına göre, ölümünden
iki yıl öncesine kadar Atatürk'ün bir Sovyet muhafız birimi de vardı.
Medya Günlüğü'ne konuşan Moskova Devlet Üniversitesi Asya ve Afrika Enstitüsü
misafir öğretim görevlisi Dr. Mehmet Perinçek ise durumu şöyle özetledi:
"Şu gerçeği unutmamak lazım: 1922
yılında Ankara'ya atanan ilk Sovyet Elçisi Semyon Aralov istihbarat kökenli bir
diplomat idi. Aralov, Kızıl Ordu’ya bağlı istihbarat teşkilatı GRU kurucularındandı.
Kurtuluş Savaşı sırasında Sovyetler'in Türkiye'ye verdiği destek ve
yardımlarının koordinasyonunu başarıyla sağlamış ve o dönem Ankara-Moskova
hattında önemli rol oynamıştı."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder