Samih
Güven
Kaynak:
https://samihguven.blogspot.com/
1.Nazım Hikmet uzun yıllar hapis yattıktan sonra aftan
yararlanır ve çıkar. Arkadaşı Vala Nureddin “Ne yapmak istiyorsan söyle hemen
gerçekleştirelim,” der. Nazım’ın cevabı şu olur: Elimi denize daldırmak,
geceleyin tavansız bir yerde yatıp gökyüzünü seyretmek ve dalgaları dinlemek…
2.Genç yaşlarında arkadaşı Vala Nureddin ile milli
mücadeleye katılmak için Ankara'ya giderler. Şairlik yeteneği fark edilir ve
Nazım Hikmet'in akrabalarından biri genç şairlere Mustafa Kemal için bir şiir
yazmalarını önerir ve karşılığında 50'şer lira alacaklarını söyler. Fakat Nazım
Hikmet Mustafa Kemal'in kumandanlık yeteneklerine hayranlık duysa da sipariş
üzerine şiir yazmayacağını söyleyerek reddeder.
3.Nazım Hikmet 20’li yaşlarında arkadaşı Vala Nureddin ile
birlikte sosyalizmi öğrenmek için Gürcistan üzerinden Moskova’ya gitmiştir. Pek
paraları yoktur. Hem öğrencilik yapar hem de çevirmenlikle para kazanmaya
çalışırlar. Tabi karne ile gıda tahsisinden yararlanırlar. Zaman zaman da gezi
bileti verilir.
Böyle çıktıkları yolculukların birinde vagon
penceresinden dışarıya bakarken çok güzel bir şehir görürler ve Vala Nureddin
“Ah şurada yaşayabilseydim diye,” iç geçirir. Nazımsa şöyle der: “Beğendinse inelim,
bir müddet de burada yaşarız.” Tabii Vâlâ Nureddin çok şaşırır. Yabancı bir
şehir, üstelik hiç paraları yoktur. Nazım “Aldırma ne yapar eder bir yolunu
buluruz, madem beğendin, gel inelim,” der. Ama inmezler tabi. Bu olay Nazım’ın
hayata bakış açısını gösteren ilginç bir andır kanımca.
4.1962 yılında Nazım'ın başkan seçildiği Kahire'deki Asya
Afrika Yazarlar Birliği toplantısında bir delege kürsüye gelerek Nazım'ın
Sovyet pasaportu taşıdığını ve oy kullanamayacağını söyler. Nazımsa sakin
şekilde kürsüye ilerler ve şöyle der: “Halkının dilinde yazan şair elbette
ülkesini temsil edebilir.” Bunun üzerine bir alkış tufanı kopar salonda.
5.Nazım doktoru Galina ile birlikte yaşamaktadır. Ona çok
şey borçludur ve saygı duyar. Ama aşık değildir. Hiç şiir de yazmamıştır.
Vera’ya gönlünü kaptırınca alt üst olur. Ne yapacağını bilemez. Galina’dan da
çekinir. Bir gün çevirmeni Ekber Babayev ile bir kaçış planı yaparlar.
Pijamasıyla, terlikleriyle evden çıkıp Vera’ya gider.
6. Nazım gençlik yıllarında Moskova’ya ilk gittiği günlerde
bir gün Hintli bir arkadaşları, sonradan Hint Komünist Partisinde yüksek bir
mevkiye gelecek Safter adında çok okuyan ve düşünen biri Nazıma dert yanar:
“Biz burada manevi tüketiciler durumundayız. Memleketlerimize gidip manevi üretici
olmanın yoluna bakmalı. Tahsil yeter. Politikaya atılmalı, haksızlıkları
yenmeli, dünyanın gidişini bir an evvel düzeltmeliyiz.” İşte o sırada Nazım
birden toparlanır ve “Ben gidiyorum” der. 1924 yılının Aralık ayında
Moskova'dan ayrılır.
7.Stalin 5 Mart 1953’de aniden ölünce perişan bir halde
sorar Simonov: “Nasıl yaşayacağızbundan sonra? O, bizim yerimize de
düşünüyordu.” Nazım Hikmet “Ne?” diye tekrarlamasını ister. “Bizim
için düşünüyordu!” diye tekrarlar Simonov. Nazım birden gülmeye başlar. Önce
yavaş̧, sonra şiddeti artan kahkahalarla...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder