Samih
Güven
Kaynak:
http://medyagunlugu.com/
Son günlerde Rusya’da ekonomi gündemi açısından ilginç bir
tartışma yaşanıyor. Başbakan Dmitriy Medvedev'in bir süre önce Cenevre’deki
Uluslararası Çalışma Konferansında gündeme getirdiği çalışma gün sayısının 4
güne indirilebilecek olması konusu hem devlet kuruluşları hem de medya ve
vatandaşlar arasında önemli bir gündem oluşturdu.
Bununla ilgili çeşitli anketler yayımlanıyor ve halkın
önemli bir bölümünün aslında böyle bir değişikliğe sıcak bakmadığı görülüyor.
Böyle bir durumda çalışanlar gelirlerinde bir azalış veya işlerini kaybetme
ihtimalinin söz konusu olmasından endişe ediyor. Bazıları da zaten iş gücü
verimliliği ile ilgili sorunlar varken ve tatil günleri fazla görülürken
çalışma gün sayısının 4 güne indirilmesine fikir olarak sıcak bakmıyor.
Çalışma Bakanlığından son olarak yapılan açıklamada ise
çalışma gün sayısının azaltılmasında mevzuat bakımından engel bulunmadığı dile
getirildi. Konuyu gündeme getiren yetkililer özellikle bugünkü teknolojik
imkanlar, esnek çalışma sistemleri ve uzaktan çalışma imkanları gibi hususlar
dikkate alındığında hem çalışanlar hem de işverenler için daha iyi sonuçlar
ortaya çıkabileceğini düşünüyor.
Kimileri ise Rusya'da iş gücü verimliliğinin artırılmasına
ilişkin çalışmalar kapsamında konunun önemli olduğunu değerlendiriyor. Yani
çalışma gün sayısının 4 güne indirilmesinin üretimde bir kayba neden
olmayacağı, çalışma saatleri azalmış olacağı için de iş gücü verimliliğinin
otomatik artacağına dönük bir bakış açısı var. Ama bunun gerçekten böyle olup
olmayacağı tartışmalı görünüyor.
İş gücü verimliliği ülke ekonomilerini değerlendirirken
takip edilen önemli göstergelerden biri. Zira bu göstergenin altında başka
birçok özellik bulunuyor. İş gücü verimliliği genelde her çalışanın belirli bir
zaman zarfında ürettiği çıktı miktarı olarak hesaplanıyor. Tabii burada
belirleyici olan faktörler kullanılan sermaye ekipmanları ve üretim yöntemleri.
Fakat bunun yanında çalışanların eğitim durumu, çalışma alışkanlıkları ve
kültürü gibi başka faktörler de önemli etkenler arasında yer alıyor.
OECD’nin iş gücü verimliliğine ilişkin istatistikleri
incelendiğinde Belçika, İrlanda, ABD, Norveç, Danimarka, Lüksemburg gibi
ülkelerin oldukça yüksek verimliliğe sahip olduğu görülüyor. Rusya’nın da
içinde olduğu bazı ülkelerde ise daha düşük oranlar söz konusu.
Dolayısıyla Rusya’da iş gücü verimliliği konusu ekonomi
politikalarının önemli gündemlerinden biri. Tabii Rusya’nın piyasa ekonomisi
deneyimi çok uzun değil. Birçok açıdan geçiş ekonomisi özellikleri sürüyor.
Yüzlerce yıl piyasa ekonomisi kuralları içerisinde evrilmiş iş adamı ve çalışan
davranışlarının uzun süre komünist deneyim yaşamış olan ülkelerle aynı olmasını
beklemek gerçekçi değil zaten. Ayrıca Rusya belli yapısal özellikleri olan bir
ülke. İklim gibi hususlar da göz önüne alındığında durum karmaşıklaşıyor.
Ayrıca Rusya'da iş gücü verimliliğinin düşük olmasına neden
olan faktörler arasında sermaye ekipmanları, davranışsal ve iklimsel faktörler
yanı sıra bazı alanlarda idari düzenlemeler ve bürokrasinin yoğun olması gibi
faktörler bulunuyor. Diğer yandan iş gücü piyasasını etkileyen belki de en
önemli husus nüfus dinamikleri. Rusya’da işsizlik oranı yüzde 5’in altında.
Diğer yandan nüfus artmıyor ve aktif nüfus azalıyor. Örneğin aktif nüfus
2016’da 76,6 milyon iken 2017’de 76,1 milyona düşmüş. Ancak Rusya’daki eğitimli
nüfus, dijitalleşme ve teknoloji kullanımı önemli avantajlar.
Dolaysıyla konu göründüğü kadar basit değil ve iş gücü
verimliğinin artırılmasına dönük çabalar uzun süre tartışılacağa
benziyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder