Samih
Güven
Kaynak:
https://samihguven.blogspot.com/
Rusya'nın kültür ve eğitim hayatına ilk devrimsel katkıyı
Büyük Petro yapmıştı. Petro ne istediğini biliyordu ve agresif bir şekilde
toplum hayatına müdahale etti.
Matematik ve denizcilik gibi bir çok alanda uzman
yetiştiren okullar açılmasını emretti. Eğitimi geliştirmek ve yönlendirmek
üzere Bilimler Akademisi kurulmasını istedi. Eğitim alması için yurtdışına
gönderilenlerin sayısını birkaç katına çıkardı. Önemli eserlerin Rusça’ya
çevrilmesini sağladı. Ayrıca Rusya’nın ilk gazetesini kurmuştu (vedomosti).
Büyük Katerina Petro’nun bu adımlarını aynı istekle
sürdürdü. Katerina kültürel hayatta Rusya'yı geliştirmeye büyük önem
vermişti. Onun döneminde Rusya tarihinde ilk defa özel basın ve yayına izin
verildi.Rusya’nın en önemli kültürel değerlerinden olan Bolşoy Tiyatrosu'nun
yapım emrini o vermişti.
Rusya'nın eğitim ve kültür hayatına ikinci ve daha agresif
devrimsel etki Bolşevik Devrim sonrasında gerçekleşti. Eğitimin ve sanatın
toplumun geneline yayılması, okullaşma oranının hızla yükseltilmesi, sanat ve
kültür etkinliklerinin günlük hayatın bir parçası haline gelmesi amaçlandı.
Özellikle edebiyattaki sosyalist gerçekçilik takıntısı
yaratıcılık açısından büyük sorunlar ortaya çıkarsa da herhangi bir Sovyet
vatandaşı için tiyatroya gitmek, klasik müzik konseri izlemek, tiyatro ve
bale gösteri seyretmek sıradan bir faaliyet haline gelmişti. Bale eğitimi,
piyano ve diğer enstrümanlar bütün çocuklar için ulaşılabilir hale geldi.
Petro sonrası devam ettirilen çalışmalar neticesinde
Rusya’daki okuma yazma oranı 1860’lardaki %6 seviyesinden 1913’de %28’e
yükselmişti. 1917 Ekim devrimi öncesinde ise Rusya’nın çoğu hala okuma yazma
bilmiyordu. 1926’daki nüfus sayımına göre 10 yaş ve üzerindeki Sovyet
vatandaşlarının %51’i, 1939’daki nüfus sayımına göre ise %81’i okuma yazma
biliyordu.
Sovyet döneminde eğitim her anlamda merkezi bir konumda
olmuştu. Öğrenciler disiplin ve kararlılık içinde eğitim faaliyetlerine devam
etmiş, bu durum matematik, fizik, kimya gibi bilim dallarında önemli sonuçlar
vermişti.
Malum 1990’lardan itibaren komünist sistemin sona ermesiyle
idari anlamda çöküş yaşanmış ve büyük ekonomik sıkıntılar baş göstermişti.
2000’li yıllardan itibaren sorunlar aşılmaya başlandı ve toplum bugünkü noktaya
gelebildi. Bugün özellikle büyük şehirlerde sanat ve kültür açısından aynı
zenginliği, halk katılımını ve okuma alışkanlığının sürdüğünü görmek mümkün.
Peki Rusya’nın kültür istatistikleri ne anlatıyor? Bu
noktada Rusya Federal İstatistik Servisinin verilerini kullanarak bazı
göstergelere değinmek istiyorum. Bundan önce göstergeleri daha iyi izlemek
açısından nüfus gelişmelerine kısaca değineceğim. İstatistiklere göre Rusya
nüfusu 1959’da 117 milyon, 1970’de 129 milyon, 1989’da 147 milyon, 2017’de ise
yine 147 milyon olarak gerçekleşmiş.
Kültür istatistiklerine gelince, Rusya'da 1940 yılında 465
olan tiyatro sayısı savaş nedeniyle 1950 yılında 304’e inmiş. Tiyatro sayısı
1980'de 324, 1990 yılında 382, 2000 yılında 547, 2010 yılında 604, 2017 yılında
ise 649’a yükselmiş.
2017 itibarıyla tiyatroların 78’i opera ve bale
gösterileri, 364’ü drama, komedi ve müzikal gösteri, 83'ü de çocuklar ve
gençler için gösteriler düzenleniyor.
Rusya'da tiyatro izleyicilerinin sayısı 1940 yılında 53
milyondu. Bu sayı 1970 yılında 69 milyon, 1980 yılında 71 milyon iken 1990
yılında 55 milyona, 2000 yılında ise 31 milyona düşmüş. İzleyici
sayısı 2015 yılında 37, 2017 yılında ise 39 milyona yükselmiş.
Rusya'da müze sayısı 1995 yılında 1725, 2010 yılında 2578,
2017 yılında 2742 olmuş. Bunlardan 1414’ü tarih müzesi, 515’i arkeoloji ve
tarih müzesi, 340’ü güzel sanatlar, 24'ü de bilim ve
teknoloji müzesi. Müze ziyaretçilerinin sayısı 1995 yılında 75 milyon iken bu
sayı 2017 yılında 117 milyona çıkmış.
Rusya'da 1927 yılında 16 bin olan kütüphane sayısı, 1940
yılında 56 bin, 1960 yılında 69 bin, 1990 yılında 62 bin olarak gerçekleşmiş.
Bu sayı 2010 yılında 46 bin, 2017 yılında 37 bine düşmüş.
Rusya'da 1940 yılında 33 bin kitap basılmışken bu sayı
1980'de 50 bin, 1990'da 48 bin, 2010'da 122 bin, 2017'de 117 bin olarak
gerçekleşmiş.
Günümüzde dünyanın her yerinde telefon, bilgisayarlar ve
televizyon önemli yer işgal ediyor. Bu nedenle kütüphaneye gidenler azalıyor.
Ancak Rusya’da komünist dönemde halka inen tiyatro, bale ve müzik performanslarına
olan ilgi ve okuma alışkanlığı halen sürüyor. Günlük hayatta başta kadınlar
olmak üzere sanat ve kültür etkinliklerine katılımı gözlemek mümkün.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder