Kaynak: http://www.medyagunlugu.com/
Sovyetoloji yani SSCB tarihi-ekonomisi ve politikası
uzmanlık dalı ile bunun uzmanı kişi yani Sovyetolog nedir sorularının yanıtını
en iyi veren örnekler elbette Avrupa başta olmak üzere Batı dünyasından
çıkmıştır. 90'ların 2. yarısında dahi Türkiye'de Sovyetler Birliği (SB) üzerine
yazılmış ciddi ve elle tutulur akademik, bilimsel veya en azından ideolojik anlamda
doğru düzgün tek bir eser henüz yoktur. Tam da bu yıllarda Paris'te, şehrin
birkaç katlı ve katları arasında yürüyen merdiven çalışan kitapevinde yalnızca
SB üstüne kaleme alınmış spesifik kitaplardan oluşan pavyonun onlarca metrekare
alanı kapladığını görmek beni hayretler içinde bırakmıştı. Nitekim Alman
komünisti ve ünlü Sovyetologlardan Willi Dickut'un "Sovyetler Birliği'nde
Kapitalizmin Restorasyonu" adlı ünlü eserini ta 1974 yılında yayınladığı
düşünülürse; William Bill Bland, Kurt Gossweiler gibi Alman ve İngiliz
Sovyetologların SB konusunda çok detaylı ve değerli çalışmalarını henüz 1960'lı
ve 1970'li yıllardan itibaren verdikleri gözetildiğinde bu o kadar da şaşırtıcı
değildi. Almanya'da kütüphanede "80'li yıllarda Sovyet Mafyası" adlı
Amerikalı bir yazarın kitabını gördüğümde ABD'de Sovyetolojik araştırmaların ne
kadar dallanıp budaklandığını anlamıştım. Bu gibi örnekler kat be kat
çeşitlendirilebilir.
Peki
tam olarak nedir Sovyetoloji ve Sovyetolog?...
Sovyetoloji; başından sonuna değin bir bütün olarak Sovyet
Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin siyasi, ekonomik, diplomatik, toplumsal,
sanatsal, kültürel ve popüler tarihçesi; temel bilim ve sanat dalları üzerine
yapılan tüm bilimsel, akademik ve entelektüel yazınsal çalışmaların bütünüdür. Buna
aday adayı olacak kişi veya kişilerin en başta Rusça kaynakları okuyacak dilsel
yetkinlikte olmaları zorunludur. Bunun dışında, ikincil ve üçüncül Avrupa
kaynaklarını takip edebilmek için de; en azından Fransızca, Almanca ve
İngilizce gibi Avrupa lisanlarını en üst seviyede bilmek de Sovyetologluk için
olmazsa olmaz koşullardandır. Yine Sovyetoloji sahasında özel bir dal üstünde
çalışabilmek için son dönem Çarlık Rusyası ile, yakın dönem araştırmacıları
bakımından da Post-Sovyet devri yani Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) tarihi
ve sosyal yapısını asgari ölçüde bilmek de gerekmektedir.
ÇAKMA
VE YAKIŞTIRMA 'SOVYETOLOG'LAR
Türkiye kökenli olup da Sovyetolog havalarında ortalarda
dolanmış veya o şekilde sunulmuş kişiler 2 gruba ayrılmaktadır. 1- Enver Altaylı
gibi bazı Soğuk savaş dönemi MİT görevlileri. Bunlar doğaları gereği SB ve
sosyalizm karşıtı oldukları gibi Rusya ve Rus tarihi karşısında da aşağılık
kompleksi içinde debelenen ve Kuzey Avrasya jeopolitiğinin söz konusu tarihsel
kesitini sadece Türk halkları ve Türklerin tarihini merkeze koymak kaydıyla ele
almış olanlardır. Eşyanın tabiatı gereği, bir kişinin SB ile asgari bir siyasi,
duygusal veya yaşamsal yakınlığı bulunmadan onun bilim insanı veya
araştırmacısı olamaz. Bu durum; Küba Devrimi, Fidel Castro veya Che Guevara
düşmanı milliyetçi ya da mukaddesatçı birinin kalkıp da Küba'ya
turistik-kültürel gezi düzenlemesine benzer. İkinci grup ise, kendilerine bu
sıfatın esas olarak sol-sosyalist birikim ve derinliklerinden dolayı
yakıştırıldığı Yalçın Küçük, eski TKP genel başkanı Zeki Baştımar gibi Türkiye
Solu'nun simge figürlerinden oluşmaktaydı. Ne var ki Yalçın Küçük gibi aydınlar
sanılanın aksine orijinal Rusça kaynakları üst seviyede okuyacak vasfa sahip
olmamaları bir yana, Sovyet ülkesinde de yeterli süre ikamet etmiş değillerdi.
Sovyetler'de hem yüksek öğrenim hem yaşam deneyimi olan hem de Rusça başta
olmak üzere belirli Avrupa dilerine akıcı biçimde vakıf olan Zeki Baştımar gibi
bir avuç sosyalist-devrimci siyasinin ise söz konusu alanda özel bir eseri
yayınlanmadı.
SOVYETOLOG
ADAY ADAYLARI
Sovyetoloji alanında evrensel çıtada araştırma yapabilecek
kişi veya kişilerin Sovyet toplumunda minimum bir yaşam veya uzun süreli
seyahat tecrübesi olması gerekir ve tercih edilir. 90'lara kadar yani Soğuk
Savaş döneminde Türkiye'den SSCB'ye giden veya gidebilen bir elin parmağını
geçmeyen sayıda kişi: 1- TKP bağlantısıyla öğrenci veya mülteci olarak gidenler
(Örnek: Ahmet Ümit) 2- Kuzey Kafkas kökenli olup, soy akraba bağlantılarını bir
şekilde kullanmak suretiyle doğu tarafından çıkış yapanlar 3- 80'lerin ikinci
yarısında SB'de ilan edilen liberalizasyon programı paralelinde Türkiye menşeli
firmaların sahip, temsilci veya çalışanları (Misal: Enka'nın girişi 1988). Bu 3
damardan da bir Sovyetolog yetişmemiştir. 1990'lı senelere gelindiğindeyse,
henüz Sovyet ülkesi tam anlamıyla yağmalanmadan ve eski dönem hava ve aurası
daha tazeyken; maddiyat, organizasyon ve perspektif sorunları yaşayan sol
sosyalist yapılar, söz konusu destinasyona herhangi bir temsilci göndermek veya
bölgede kadro oluşturmak olanağı yaratamamışlardır.
Bir diğer bir taraftan düşünün ki, Türkiye'nin tüm 90'lı
yıllar boyunca elle tutulur biricik Rusya ve BDT muhabiri, Milliyet
Gazetesi'nin temsilcisi Cenk Başlamış'tı. Onun değerli röportaj, izlenim ve
haberleri her şeye rağmen belli bir eksikliği giderse de; kendisi birikim,
gözlem ve lisan bilgisini kitabi yazınsal tarafa yansıt(a)mamıştır. Ardından
gelen Hakan Aksay ve Nerdun Hacıoğlu da bir Türkiye klasiği olan, 10
metrekarelik odadan 22 milyon kilometrekarelik coğrafyanın muhabirliği yapmaya
soyunarak bu açıdan sınıfta kalmışlardır. Üstüne üstlük Hacıoğlu, Türk
devletinin ve batının jargonları ve gözüyle Moskova'dan bildirmeyi
sürdürüyor!.. Türkiye'nin Sovyetoloji alanında kendi bağrından çıkaramadığı
kişi ve kişilerin eksikliğini seneler sonra 'çeviri kolaycılığı' ile bir takım
yayınevleri gidermeye çalışmaktadır
Okay Deprem
odeprem@mail.ru
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder