Kolbasa, kalbasa diye okunur.
Internet ortamında rastladığım bir Rus sosis ve sucuğa
takmış. Ben de merak ettim ‘ne var bunda?’ diye. Meğerse birçok Rus sosiska
(sosis) kelimesinin nereden geldiğini bilmiyormuş. Bizim Rus’un tanıdıkları bu
soruya ‘sasat’ (emmek) fiilinden geliyor diye cevap vermişler. Siz de kabul
edersiniz ki sosis emilerek yenilen bir şey değil. Yazar aldığı cevaplarla
hayal kırıklığına uğramış ve başlamış araştırmaya. Sosis kelimesinin Fransızca
‘saucisse’den geldiğini öğrenmiş. Anlamı ise kolbasa (sucuk) imiş. Bunu öğrendikten
sonra sosise başka bir isim mi verirsiniz, yoksa yemekten tamamen mi
vazgeçersiniz bilmem ama bizim sosisin adı oradan geliyor. Ancak hemen heyecan
yapmayın! Diğer Avrupa dillerinde de sosis benzeri şekillerde adlandırılıyor:
İngilizce "sausage" (sosic), İspanyolca "salchicha"
(saltsitsa) ya da İtalyanca "salsiccia" (salsiça). Bunların hepsinin
babası ise Latince "salsicia" (salsitisia), bu ise "salsus"
yani tuzlu kelimesinden geliyor. Aslında sal ve sol (her ikisi de tuz demektir)
kelimelerinin benzer olması şaşırtıcı olmasın. Çünkü hepsinin Hintavrupa dil
ailesine aitler. İşte böylece aslında tuzlanmış et parçası olan kolbasa (sucuk)
çıkar karşımıza.
Zaman içinde insanlar eti öğüterek hayvan bağırsaklarına
tıkmayı akıl etmişlerdir. Rostov-na-Donu’da yaşayan Ermeniler hala eski
yöntemle böyle kolbasa yaparlar ve buna sucuk derler! Bizde de bu lezzetli
yiyeceğe sucuk dendiğini ben ekleyeyim. Aklı karışanlar biraz durun! Mademki
sosis bildiğimiz kolbasa (sucuk) imiş, peki öteki dillerde sosise ne diyorlar?
Sosisi kolbasadan nasıl ayırıyorlar? Lütfen heyecan yapmayalım, anlatmaya devam
ediyoruz.
Rus’ta kolbasa çok eski zamanlardan beri bilinen bir besin.
Ona o zamanlar ‘k’lb’ derlerdi. Şimdiki karşılığı kanlı kolbasadır. Bu
kelimenin kökeni bilinmiyor. Bu konuda tartışma çok ama akla yatkın bir
açıklama yok. Yazar çok sayıdaki açıklamalar arasında kelimenin kökeninin
Türkçe olabileceğini düşünüyor. Çünkü Türk dillerinde ‘özel et’ (kul bastı) ya
da elle ezilmiş (kul basu) kelimesi bulunuyor.
Bu eski Rusça kol (sopa) kelimesinden de gelebilir, kolo
(yuvarlak) kelimesinden de. Şimdi de olduğu gibi o zamanda kolbasa hem sopa hem
de daire şekilde yapılırdı.
Gelelim diğer ülkelerde sosise ne isim verildiğine.
Avrupalılar sosis ve kaynatılmış kolbasa arasında pek bir fark görmüyorlar.
İngilizce’de Almanca Brühwurst kelimesi kullanılıyor ya da bunun yerine sadece
scalded sausage (haşlanmış kolbasa) diyorlar. Sosise ise Viyana kolbasası
diyorlar. İşin ilginç tarafı Viyana bunu kendinden kabul etmez ve onlara Frankfurt
kolbasası derler - "Frankfurter Würstchen".
Yazarın anlatımı burada bitiyor. Ancak bu sefer de sazı ben
alayım elime diyorum. Çünkü mesele ciddi! Açlık, tokluk meselesi. Şöyle bir
süpermarkete uzanıp ilgili raflara göz atarsanız gözleriniz döner, ağzınızın
suyu akar. Sosisin, kolbasanın sayısız çeşidi vardır. Bunlar arasında adı
‘sucuk’ (суджук) olan da vardır, basturma (бастурма) yani pastırma olan da!
Buradaki adının daha Türkçe olduğunu da notumuza ekleyelim. Ben şahsen Vkusvill
süpermarketlerinde satılan geleneksel basturmayı denedim ve severek alıyorum.
Size de tavsiye ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder