Cenk
Başlamış
Kaynak:
http://medyagunlugu.com/
...Yumuşak sesin, mavi şafağın
Baharın gelişi
Buluşmalarımız, güneşli bayram günleri gibi
Canlandırıyor duygularımızı, fikirlerimizi...
Anna Ahmatova
Moskova ve St. Petersburg. Biri Rusya'nın başkenti, diğeri
Batı'ya açılan kapısı. Birinin 'mavi'si ünlü, diğerinin 'beyaz'ı.
İkisi de kıskanç, ikisi de hırçın, ikisi de kaprisli, ikisi
de alımlı; aralarında yüzyıllardır süren büyük bir rekabet var. Aslında
birbirlerini çok seviyorlar ama belli etmemeye çalışıyorlar, hele yabancılara.
Belki de bu, hiçbir zaman birbirlerine kavuşamayacak olmanın getirdiği bir
hırçınlık ve çekişme.
Biri 'siyasi başkent' olmakla övünüyor, diğeri 'kültür
başkenti' olmakla. Biri Sovyet liderlerine de ev sahipliği yapan Kremlin'le
övünüyor, diğeri çarları ağırlayan saraylarıyla. Biri 'mavi'siyle övünüyor,
diğeri 'beyaz'ıyla. Kısaca, biri Moskova olmakla övünüyor, diğeri St.
Petersburg olmakla...
Galiba Moskova biraz daha hırçın, biraz daha kaprisli.
Hemen yabancıları çok etkiliyor etkilemesine ama ilk adımı hep karşısındakinden
bekliyor, Anna Ahmatova'nın sözünü ettiği yönlerini göstermek için pek de can
atmıyor. Bir bebek gibi ilgi ve sevgi istiyor. Aslında oyun oynamak için can atıyor
ama bunu hemen belli etmiyor. Gerçekte bu bir çeşit saklambaç: O, insanların
kendisini aramasını, bulmasını yani keşfetmesini istediği için saklanıyor.
Sovyetler Birliği'nin 1991 yılında yıkılması ardından Rusya
gibi başkenti Moskova da büyük bir dönüşüm geçiriyor. Ekonomik zenginliğin
yoğunlaştığı kent daha da alımlı hale gelirken, "Soğuk Savaş"
döneminin önyargısıyla yabancılarda oluşan 'gri Moskova' görüntüsü hızla
geçmişte kalıyor. Artık ne yiyecek kuyrukları var ne mal yokluğu ne de her
yabancının peşine takılan KGB ajanları. İlk bakışta, yükselen yeni binaları,
açılan yeni mağazaları ve hareketli gece yaşamıyla Moskova hızla Batılı
başkentlere benzemeye başlıyor. Ama bu, aldatıcı bir görüntü; Moskova'nın
kendisiyle tanışmak için elini uzatmayanlara hazırladığı bir çeşit tuzak ya da
muzip bir şaka. Tuzağa düşen, şakayı ciddiye alan yabancılar, güzel ama sıradan
bir Batı başkentini daha görmenin mutluluğuyla evlerine dönüyor, gerçek Moskova
ile tanışamadıklarını hiç bilmeden.
Tuzağa düşmeyen, şakaya inanmayanlar ise, Moskova'nın
renklerine son yıllarda kavuşmadığını, geçmişin 'gri'sinin aslında aldatıcı
olduğunu, en güzel renklerin, en güzel 'mavi'lerden birinin burada olduğunu
keşfediyor. Bu öyle bir mavi ki, her yerde insanın karşısına çıkıyor: Metroda,
otobüste, parkta, sinemada, pazar yerinde; hatta aylarca güneşi unutan
gökyüzünü bile değiştiriyor. Bu mavi, insanların gözlerinde. Ama erkeklerin
değil, kadınların gözlerinde. Ama genç kızların, orta yaşlıların değil,
'babuşka'ların yani yaşlı kadınların hafif çekik gözlerinde. Yaşlılara özgü
dingin yüzlerdeki mavi gözlerin sahipleri, artık zor da yürüseler, yoksulluk da
çekseler o kadar sevgi dolu ki. Savaşı görmüş, açlık yaşamış, heyecanla yeni
bir ülke kurmaya çalışmış, yaşamları boyunca mücadele ettiği idealleri
yıkılınca düş kırıklığına uğramış, yorgun, yine de sevgiyle bakabilen gözler.
Bu gözleri keşfedenler gerçek Moskova ile de tanışmış
oluyor. Rusçadan başka dil bilmeyen mavi gözlerin yabancıları sürüklediği o
kadar çok yer var ki: Truva hazinesinin de sergilendiği Puşkin müzesi. Onunla
yarışan Tretyakov Galerisi. Rusya'da iktidarın sembolü Kremlin Sarayı. Hemen
önünde yer alan ünlü Kızıl Meydan. Yine buradaki Lenin Mozelesi ve insanda bir
an önce yeme isteği uyandıran lezzetli bir pastaya benzeyen St. Basili
Kilisesi. Yakınlarındaki Bolşoy Tiyatrosu. Yeni Kızlar Manastırı'ndaki Nazım
Hikmet'in mezarı. Moskova'yı kuşbakışı seyreden Lenin Tepeleri.
Ondan çok daha yükseğe çıkan Ostankino Kulesi.
Yükseklik korkusu çekiyorsanız, o zaman birer müzeye
benzeyen metro istasyonları var. Cıvıl cıvıl Tverskaya Caddesi. Her zaman
turistleri bekleyen Arbat Sokağı. Gidilen uzaklığa değen İzmailovo Pazarı. Hiç
sesini çıkarmadan ilerleyen bir mavi gölge buraları gezenlere hep yolu
gösteriyor...
(Devam edecek)
2003
Not:
Gazeteci Cenk Başlamış'ın "Rusya'nın Sırları" kitabından alınmıştır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder