Samih
Güven
Kaynak:
https://samihguven.blogspot.com/
Stockholm kentinde Nobel Vakfı tarafından yönetilen ve
İsveçli mucit ve girişimci Alfred Nobel'in servetine dayanan uluslararası Nobel
Ödülü her bilim adamı ve edebiyatçının hayallerini süsleyen oldukça önemli bir
ödül. Dünya çapında prestij sağlıyor ve bilim adamı ve yazarların ömürlük
çabalarının takdiri ve tescili anlamına geliyor bir bakıma. Yine de bu ödülü
almayan ama dünya çapında üne sahip çok sayıda yazar ve bilim adamı olduğu
gerçeğini akılda tutmak gerekiyor.
Nobel Ödülleri fizik, kimya, tıp, ekonomi ve edebiyat
alanında veriliyor. Bir de dünya barışına katkı yaptığı düşünülen kişilere.
Ödüllerde siyasi bir bakış açısının söz konusu olduğunu düşünenler de var tabi.
Ödüllerin verilmeye başlandığı 1901 yılından 2019 sonuna
kadar toplam 950 kişi Nobel ödülü kazanmış. Nobel Edebiyat Ödülü ise 112 yazara
verilmiş bugüne kadar. Ülke bazında bakıldığında ilk sıralarda Fransa,
İngiltere, ABD, Almanya, İsveç ve İtalya geliyor. 1933 yılında İvan Bunin, 1958
yılında Boris Pasternak, 1965 yılında Mihail Şolohov, 1970 yılında Aleksandr
Soljenitsin, 1987 yılında Joseph Brodsky olmak üzere bugüne kadar 5 Rus
yazar da kazanmış Edebiyat Ödülünü.
Büyük yazar Lev Nikolayeviç Tolstoy’un 1902'den 1906'ya
kadar her yıl Nobel Edebiyat Ödülü'ne; 1901, 1902 ve 1910'da Nobel Barış
Ödülü'ne aday gösterilmesine rağmen kazanamaması önemli bir tartışma olmuş.
Peki Tolstoy’a bu ödül neden verilmedi? Sorunun cevabı
yazarın özellikle hayatının son yıllarında gündeme getirdiği dini ve siyasi
görüşlerine dayanıyor. Malum kiliseyi sert şekilde eleştiriyor ve toprakta özel
mülkiyeti reddediyordu yazar. Doğu Batı bilgeliğini birleştirecek ve insanlar
için yeni bir kurtuluş yolu olacak arayışları söz konusuydu. Kilise tarafından
aforoz edilmişti. İşte Nobel komitesinin bu tartışmalardan etkilendiği
anlaşılıyor.
O dönem ödül Tolstoy’a verilmeyince kırk civarında İsveçli
yazar ve sanatçı yazara bir mektup yazıyor. Şu ifadelere yer veriyorlar: “Bu
ödülü veren kurumun kamuoyunu da, yazarların düşüncesini de temsil etmediği
kanısındayız. Herkes bilmelidir ki, gerçek sanat, düşünce özgürlüğü ve
yaratıcılığa dayanan sanattır.”
Diğer taraftan, ortaya çıkan bazı bilgilere göre Tolstoy bu
ödülü zaten reddetmiş.
7 Ekim 1906’da Rusya Bilimler Akademisi Tolstoy’u ödüle
aday gösterince Tolstoy, arkadaşı Finlandiyalı yazar Arvid Yarnefelt’e bir
mektup yazıyor ve ödülün kendisine verilmemesi için girişimde bulunmasını
istiyor. Tolstoy, “Eğer bana bu ödülü verirlerse, bu durumda ödülden vazgeçmem
hoş olmayacak,” diyor mektubunda.
Yarnefelt, Tolstoy’un isteğini yerine getiriyor ve 1906
yılında ödül İtalyan yazar Giosue Carducci’ye veriliyor. Tolstoy, “Bu kararım
beni paraları nasıl harcayacağımla ilgili bir zorluktan kurtardı, bana göre
para her zaman olduğu gibi ancak ve ancak kötülük getiriyor. İkincisi ise
tanımadığım, ama derin saygı duyduğum çok sayıda insanın üzüntü mesajını almak
bana büyük onur ve memnuniyet verdi,” şeklinde konuşuyor kaynaklara göre.
Fakat meseleye bakıldığında kimi insanlar için bu ödül son
derece önemli olsa da kimileri açısından bir şey ifade etmiyor. Bugün Tolstoy
ismi öyle büyük ki böyle bir ödülün verilmemiş olması aslında pek bir şey
değiştirmiyor. Tersine o günkü yaklaşımı dikkate alınınca daha büyük yapıyor
onu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder