Vikipedi,
özgür ansiklopedi
Trofim Denisoviç Lısenko (Трофи́м Дени́сович
Лысе́нко, (29 Eylül 1898 – 20 Kasım 1976) Sovyet tarım
biyoloğu.
Öğrenci iken tarımla alakalı birkaç farklı projede çalıştı;
bunlardan biri sıcaklık değişimlerinin bitkilerin biyolojik yaşam
döngüsü üzerindeki etkilerini içeriyordu. Bu çalışma daha sonra Lısenko'yu,
kış buğdayını bahar buğdayına dönüştürmek için bu özellikleri nasıl
kullanabileceğini düşünmeye itti. Bu
sürece Rusça "jarovization" adını verdi ki, sonrasında
"vernalizasyon" olarak anılacaktı.
Lısenko edinilmiş özelliklerin kalıtımı teorisini
güçlü bir şekilde destekledi ve sözdebilim lehine Mendel genetiğine
karşı çıktı. Lısenkoizm olarak adlandılan fikirleri savunurdu.
Geliştirilmiş ürün verimleri üzerindeki deneysel
araştırması, özellikle 1921-1922 Sovyet Kıtlığı sonrasında Sovyet liderinin
Joseph Stalin desteğini ve Kolektivizasyon (SSCB) direnişinden kaynaklanan
verimliliğin 1930'ların başında Sovyetler Birliği'nin çeşitli bölgelerinde
kaybolmasını sağladı. 1940'da Lısenko, Sovyetler Birliği'nin Rus Bilim
Akademisi'nde Genetik Enstitüsü müdürlüğüne getirildi ve siyasi nüfuz ve
iktidarın uygulanması, Mendel karşıtı öğretilerinin Sovyet bilim ve eğitiminde
kullanılmasını daha da güvence altına aldı. Bilimsel muhalefet,
Lısenko'nun 1921-1922 Sovyet Kıtlığı teorileri 1948'de Sovyetler
Birliği'nde resmi olarak yasaklandı.
Lısenko 1965 yılına kadar Genetik Enstitüsünde görevine
devam etmesine rağmen, Sovyet tarımsal uygulamaları üzerindeki etkisi
1950'lerde azaldı.
Çalışmaları
Kalıtım ve Değişkenliği (1945)
Bugünkü Biyoloji Bilimi (1948)
Bugünkü Biyoloji Bilimi (1948)
Kaynakça
Graham, Lo-ren R. (2006). Moscow Stories. Bloomington,
IN: Indiana University Press. ss. 120–125,
290. ISBN 978-0-25-30007-43.
Sterling, Bruce (June 2004). "Suicide by
pseudoscience". Wired(12.06).
Gordin, Michael D. (2012). "How Lysenkoism became
pseudoscience: Dobzhansky to Velikovsky". Journal of the History of
Biology. 45 (3), s. 443–68. doi:10. 1007/s10739-011-9287-3. PMID 21698424.
Lysenko, Trofim Denisovich. Encyclopædia Britannica
Online. 16 August 2013. Erişim tarihi: 26 January 2014.
Lısenko
Vakası, "İdeolojik Bilim" ve "Özgürlükçü" Sol
KIVILCIM
ÇAĞLA
Kaynak:
http://haber.sol.org.tr/
Garip bir solcu türü var ülkemizde. Kendilerine genellikle
özgürlükçü veya liberter sol diyen bu kişilerin bir kısmının özgürlükçülükten
anladığı şey öncelikle ve özellikle SSCB'ye ve Stalin'e saldırmak. Kafalarında
yarattıkları SSCB ve Stalin şeması üzerinden onlara birtakım aptalca sözleri ya
da gerçek olmayan eylemleri yakıştırıyorlar sonra da bakın bunlar ne kadar akıl
dışı, totaliter, vb diye akıllarınca alay ediyorlar ve diktatörlüğe karşı
özgürlüğün savunucuları postuna bürünüyorlar. Bunların çoğunun George Orwell,
Aleksandr Soljenitsin, Milan Kundera gibi antikomünist edebiyatçı
müsveddelerini övmesi de rastlantı değil tabii.
Yankı Yazgan'ın 9 Kasım 2008 Pazar günkü Birgün'de yer alan
"İdeolojik bilimin sonu ve Lisenkoculuk" başlıklı yazısı bu türden
liberal solculuğa bir örnek. Yazgan yazısında esas olarak Dominique Lecourt'a
dayanarak Lısenko'nun "günümüzde bilimi çarpıtmanın simgesi" olduğunu
iddia ediyor. Bu sadece Lecourt'un ve Yazgan'ın iddiası olsaydı belki de
üzerinde durmaya değmezdi. Ancak Lısenko vakası gerçekten de Batı'da ve şimdiki
kapitalist Rusya'da Sovyet bilimine, Lısenko'ya ve Stalin'e karşı yıllardır
yürütülen yaygın bir yalan kampanyasının ve yaygın bir yanlış kanının adı. Bu
yanlış kanıya göre Stalin'in bilime müdahalesinin bir sonucu olarak, Lısenko
adında bir "şarlatan" SSCB'de biyoloji biliminde ideolojik tekelini
kurmuş ve bilimsel rakiplerini idari yöntemlerle susturmuş, kendi
"proleter bilimini" yaymak için genetik bilimini neredeyse
yasaklamış, bu arada başta Nikolay Vavilov olmak üzere ülkenin en yetenekli
genetikçi-biyologlarını öldürtmüş veya hapse attırmış. Stalin'in ölümünün hemen
ardından ise Lısenko'ya karşı kıpırdanmalar başlamış ve kısa sürede Lısenko gözden
düşmüş. Sonuç olarak Lısenko'dan geriye hiçbir bilimsel katkı kalmamış, sadece
doğrulanmamış hipotezler kalmış. Burjuva ideologları ve onların
"solcu" destekçileri işte bu yalanı yaymak ve Lısenko'nun adını
sahte-bilimle özdeşleştirebilmek için onlarca kitap ve makale yazmışlardır.
Bize de bir gazete yazısının boyutlarının elverdiği ölçüde bu çarpıtmaları
teşhir etmek düşüyor.
Nereden başlamalı? Adından başlayalım. Büyük Sovyet
agrobiyologu Trofim Denisoviç'in soyadı Lisenko değil, Lısenko'dur. Batı dillerinde
ı harfi olmadığı için Lysenko biçiminde yazılıyor, ancak Rusça'da ve bizim
dilimizde ı harfi var ve doğrusu Lısenko. Tek başına bu ayrıntının bir önemi
yok, ancak şunu gösteriyor: Bu "solcu"larımızın beslendiği tek kaynak
İngilizcedir, dünyaya oradan bakarlar.
Yazgan'ın yazdığına göre 1948 yılında SBKP bütün aydınları
sınıf mücadelesine en etkin biçimde katılmaya davet eder. (Sanki daha önce
davet etmiyormuş gibi, niyeyse birden aşka mı gelmiş ne!) Yine Yazgan'a göre,
kültür ve bilimin her alanında proleter görüşlerin zaferi için açılan bu
savaşta biyoloji alanında da "pek duyulmamış bir isim" ortaya çıkmış:
Trofim Lısenko. İşte yalan ve çarpıtma da hemen bu noktada başlıyor. Onun için
gelin Lısenko'nun biyografisine kısaca bir göz atalım.
Ukraynalı yoksul bir köylünün oğlu olan Trofim Denisoviç
Lısenko (1898-1976) Ekim devrimi sayesinde yüksek öğrenim yapma olanağını
bulur. 1925 yılında Kiev tarım enstitüsünü bitirir ve seleksiyoner olarak
çalışmaya başlar. 1927'de daha 29 yaşında iken Azerbaycan'ın Gence (Kirovabad)
kentindeki seleksiyon istasyonundaki çalışmaları ile dikkati çeker ve Pravda'da
hakkında bir haber çıkar. Lısenko burada Azerbaycan koşullarında bakliyegiller
yetiştirmeyi başarmıştır, böylece hem baharda otlak yetersizliği sorununu
çözmüş hem de gübre kullanmaksızın bu bitkilerle tarlaları gübreleme
(sideration) tekniklerini geliştirmiştir. Lısenko Gence'de çeşitli bitkilerle
yaptığı deneylerle ayrıca bitki gelişiminde evreler teorisini geliştirir ve
sıcaklığın bitki gelişimindeki etkilerini ve çeşitli bitkilerin gelişimlerinin
her aşamasında gereksindikleri belli derecede sıcaklık/gün sayılarını
matematiksel tablolar haline getirir. Daha sonra geliştirdiği ve teorize ettiği
soğuklandırma (yarovizatsiya, vernalization) tekniği ile buğday üretimini
artırır. Yeni buğday ve pamuk türleri geliştirir. 1934'te 36 yaşında iken
Ukrayna Bilimler Akademisi, 1935'te SSCB Tarımsal Bilimler Akademisi, 1939'da
ise SSCB Bilimler Akademisi üyeliğine seçilmiş idi. 1938'den itibaren SSCB
Tarımsal Bilimler Akademisi'nin başkanı idi. Lısenko bu akademilere kara kaşı
kara gözü için değil, tam da eserleri, deneyleri ve teorileri sayesinde
seçilmişti. Nitekim o yıllarda ülkenin en tanınmış botanikçisi ve genetikçisi
olan Nikolay Vavilov da Lısenko'yu takdir ediyordu ve bu akademilere
seçilmesinde önemli rol oynamıştı. 1948 yılına gelindiğinde ise Lısenko üç adet
Lenin ödülü, iki de Stalin ödülünün sahibi idi. Bu mudur "pek duyulmamış
isim"?
Öte yandan Lısenko'nun bilimsel rakiplerinden en önemlisi
olan Nikolay Vavilov 1940'ta sabotaj suçuyla tutuklanır ve 1942'de hapiste iken
akciğer hastalığından ölür. Lısenko'nun düşmanları Vavilov'un tutuklanmasının
suçunu da Lısenko'ya atmaya çalışırlar. Ancak Vavilov davasında Lısenko'nun adı
geçmez, Lısenko kesinlikle Vavilov aleyhinde bir ihbarda bulunmuş değildir.
Kuşkusuz Vavilov da önemli bir bilim insanı idi. Ancak o ve Lısenko tamamen
farklı dünyaların insanlarıydılar. Devrim öncesi kuşağın temsilcisi olan
Vavilov birçok benzerleri gibi 1917 Şubat devrimini heyecanla karşılamış ancak
Ekim devrimine ve Bolşeviklere bir türlü ısınamamıştı. Bolşevikler iktidara
gelince kendi hazır uzmanları olmadığı için işte böyle içten içe aslında
Bolşevizmden nefret eden unsurlarla çalışmak zorunda kalmışlardı. Lısenko ise
tam anlamıyla devrimin ürünü idi. Sovyet devletinin açtığı okulda okumuştu ve
Sovyet devrimine inanıyordu. Dolayısıyla Lısenko'nun bilimsel gündemi Sovyet
devletinin acil gereksinimlerine yönelik iken Vavilov için saf bilim, deyim
yerindeyse bilim için bilim daha önemliydi. Lısenko buğday üretimini ve
verimini artırmak, yeni tahıl ve başka bitki kültürleri geliştirmek vb daha
pratik işlerle ilgilenirken Vavilov Sovyet devletinin parasıyla tüm dünyada
bitki türlerini incelemek üzere bilimsel geziler yapıyordu. Vavilov biyolojide
Mendel-Morgan okulunun izleyicisi iken, Lısenko kalıtım özelliklerinin
aktarılmasında genlerden çok çevre koşullarına önem veren Miçurin okulunun bir
temsilcisi idi.
Burada bu iki biyoloji okulunun farklarının ayrıntılarına
girmeyi gereksiz buluyorum. Sonuç olarak her ikisinde de doğru hipotezlerin
yanında yanlışlar da vardır. Çağdaş bilim bu konuda son sözünü söylememiştir.
Ancak günümüzde biyolojide öylesine güçlü bir anti-Lısenkocu ideolojik terör
estirilmektedir ki bulguları Lısenko'yu doğrulayan bilim insanları "aman
bana Lısenkocu demesinler" diye Lısenko'nun adını anmaktan çekiniyorlar ve
onunla aynı terminolojiyi kullanmamaya özen gösteriyorlar.
Ben biyolog olmadığım için Lısenko'nun genetikçilerle olan
bilimsel polemiği üzerinde kesin bir hüküm verecek değilim. Psikiyatrist Yankı
Yazgan ise Lecourt'un sözlerine bakarak kesin hükmünü vermiş. İdeolojik olmayan
bilim böyle bir şey herhalde! Peki o zaman bizim için Lısenko'nun mirası nedir?
Bizim için tartışmalı olmayan bir nokta var: Teoride bazı konulardaki
yanlışları ne olursa olsun, Lısenko geliştirdiği teknikler ve yeni buğday
kültürleri ile Sovyet tarımına çok büyük hizmetler vermiştir. Onun teknikleri
Sovyet ekonomisine milyonlarca ruble kazandırmıştır. Onun muhalifleri olan
genetikçilerin ise pratik yararları pek azdır ve olanları da son zamanlardaki
gelişmelerdir. 1920'lerin sonlarına doğru Sovyet devleti için en hayati
sorunlardan biri buğday üretiminin ve ihracatının artırılması idi. İki nedenle:
Birincisi artan kentli nüfusu ve işçi sınıfını beslemek gerekiyordu. Bunun için
üretimi ve verimliliği artırmak gerekiyordu. İkincisi sanayileşme için kaynak
yaratmak gerekiyordu ve buğday önemli bir ihraç maddesi idi. Fakat 1928'de
devrim öncesi üretim oranları yakalandığı halde küçük ve orta köylülük ve
özellikle zengin toprak sahipleri ("kulak"lar) fazla buğdaylarını
Sovyet devletine ucuza satmaya yanaşmıyorlardı. Yani üretim artmakla birlikte
devletin satın alıp depoladığı tahılın miktarı aynı oranda artmıyordu. İşte
Lısenko böyle bir dönemde bütün dikkatini Sovyet devletinin acil sorunlarına
vermiştir. Bu konuda Stalin ve Hruşçov zamanında tarım bakanlığı yapmış olan
İvan Benediktov 1980'de şöyle diyor:
"Lısenko'nun çalışmaları temelinde
"Lyutentses-1173" ve "Odesskaya-13" yazlık buğday türleri,
"Odesskiy-14" arpası, "Odesskiy-1" pamuğu gibi tarımsal
kültürler yaratıldı, soğuklandırma ve pamuk kakması gibi agroteknik yöntemler
geliştirildi. Lısenko'nun sadık öğrencisi, hayatının sonuna dek ona saygı
duymuş olan Pavel Panteleymonoviç Lukyanenko, muhtemelen en yetenekli
seleksiyonerimiz idi. Lukyanenko'nun aktifinde 15 kışlık buğday türü vardır,
bunlar arasında dünya çapında tanınmış olan "Bezostaya-1",
"Avrora" ve "Kavkaz" türleri de bulunur. Lısenko'nun "eleştirmenleri"
ne derlerse desinler, ülkenin tahıl tarlalarında bugün de onun yandaşları ve
öğrencilerinin yetiştirdiği tarım kültürleri egemendir. Keşke böyle
"şarlatanlardan" daha fazla olsaydı! O zaman herhalde rekolteyi
artırma sorununu çoktan çözmüş olurduk, ülkenin tahıl gereksinimi sorunu
gündemden düşerdi. Genetikçilerin başarıları ise henüz çok daha mütevazı ve bu
zayıf konumlarından dolayı değil mi ki, düşük pratik yararlarından dolayı değil
mi ki rakiplerini çığırtkanca suçluyorlar?" (Bkz. Stalin ve Hruşçov
hakkında İvan A. Benediktov ile Söyleşi, Yazılama Yay., 2008, sf. 53).
Yazgan ve benzerleri Lısenko üzerinden esas olarak Stalin'e
saldırıyorlar. Bunlar Stalin'in özgür bilimsel tartışma ortamını boğduğunu
sanıyorlar. Oysa tam tersine Stalin bilimsel tartışmalara müdahale ettiği nadir
zamanlarda daima bilimsel ifade özgürlüğünü savunmuştur. Örneğin Sovyet
dilbiliminde tekel kurup karşıtlarını idari yöntemlerle susturmuş olan Nikolay
Marr ve yandaşlarına karşı 1950'lerin başında eleştiri özgürlüğünü savunmuştur.
Stalin aynı şekilde Lısenko'nun da marksist terminolojiyi biyolojiye uygulama
yolundaki aşırı gayretkeşliğini eleştirmiştir. Bu konuda yine Benediktov'a
kulak verelim:
"Evet, Lısenko'nun kusurlarını Stalin oldukça net
görüyordu. Stalin benim yanımda birkaç kez, doğrusu nazikçe, Trofim Denisoviç'i
"Marksist altyapıyı cekete uydurma" çabasından dolayı tekdir etti.
Yani Marksist ideoloji ve terminolojiyi kendisiyle doğrudan ilişkisi olmayan
alanlara yayma çabasından dolayı. Lısenko'nun 1948 yılındaki VASHNİL oturumunda
okuduğu ve Stalin'in bütünününde onayladığı raporuna da Stalin aynı ruhta
eleştirel notlar düşmüştü." (agy, sf. 58).
Stalin'in düşmanları çoğu zaman onun "oğul babanın
suçunu çeker" dediği yalanını da yaymışlardır. (Yazgan böyle bir şey
demiyor, bunu ben örnek veriyorum). Oysa Vavilov örneğinde de gördüğümüz gibi
Stalin kimseyi başkalarının suçundan sorumlu tutmamıştır: Nikolay Vavilov
hapiste ölmüş ancak öz kardeşi Sergey Vavilov 1945 yılında SSCB Bilimler
Akademisi'nin başkanı olmuş, 1946 ve 1951 yıllarında da Stalin ödülünü
almıştır.
Yazgan'a göre Stalin'in ölümünün "hemen ardından"
akademi içinde anti-Lısenko kıpırdanmalar başlamış. Güya onun teorilerinin
iflas ettiği görülmüş ve tarım planları, ders kitapları vb yeni baştan
yapılmış. Yazgan'ın gerçekten dersini iyi çalışmadığı belli oluyor. Çünkü
bunlar doğru değil. Lısenko Stalin'den sonra Hruşçov zamanında da uzun süre
yüksek makamları işgal etti. Hatta Hruşçov Lısenko'ya Stalin'den daha az
eleştirel yaklaştı! SSCB Tarım Bilimleri Akademisi başkanlığından bir ara
ayrıldı ise de 1961-62'de yeniden başkanlık yaptı, aynı zamanda Yüksek Sovyet
üyesi idi. Lısenko çeşitli bilimsel kurumlardaki yönetici görevlerinden ancak
1965'te Hruşçov iktidardan düştükten sonra ayrıldı. Son olarak, bozacının
şahidi şıracı örneği Lecourt ve Yazgan'ın şahidi de Althusser olmuş. Hani şu
Gelecek Uzun Sürer adlı son kitabında tam okumadığı kitaplar ve yazarlar
hakkında hüküm verdiğini itiraf etmiş olan Althusser! Ama onlar ne derlerse
desinler, Lısenko'nun ve "Lısenkoculuğun" türküsü ve tarihi bitmedi,
daha yazılmayı bekliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder