Moskova

Moskova

22 Ağustos 2013 Perşembe

Rus Çarının “altın Treniyle” Pekin’den Moskova’ya



Şenay Ünal / Beyaz Gazete
Farklı coğrafyaları tanımak, ilginç kültürleri keşfetmek, geleneksel tatil anlayışının dışına çıkarak trenle dolu dolu bir tatil geçirmek isteyen gezginler, 25-30 bin lira arasında değişen yüksek satış rakamlarına rağmen “Pekin’den Moskova’ya Transsibirya” 
Transsibirya turunun Türkiye’deki satış haklarını elinde bulunduran tur firmasının Genel Müdürü Atilla Tuna, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 22 Ağustos-6 Eylül tarihlerinde düzenlenen 15 günlük yolculuğun yılda sadece bir kez yapıldığını ve çok ilgi gördüğünü söyledi.
Seyahati ilk kez 1903′te Rus çarının gerçekleştirdiğini, lüks hizmeti nedeniyle de adının “Rus çarının altın treni” olarak bilindiğini anlatan Tuna, “Transsibirya’nın diğer tren yolculuklarından en büyük farkı hem güzergahı hem de verilen hizmet. Biz 20 vagondan oluşan bu trendeİstanbul‘dan alınan yolcuyu Transsibirya hattındaki bir çok kültürü tanımalarını sağlayarak gezdirip geri getiriyoruz” dedi.
Tuna, satış fiyatı 25-30 bin lira arasında değişen Transsibirya Treni’nde 5 farklı standartta vagon bulunduğunu, turlara her yaştan tatilseverin katılabildiğini söyledi.
Bu yılın satışlarının kısa sürede tamamlandığını, gelecek yılın rezervasyonlarını almaya başladıklarını bildiren Tuna, tur kapsamında katılımcıların Pekin’de Yasak Şehir’i, Moğolistan‘da Gobi Çölü’nü, Sibirya köylerini, ikonlar ve katedralleri görebileceğini ve Çar’ın mutfağından özel yemekler yiyebileceğini ifade etti.
-Bugüne kadar 30 bin kişi katıldı
Trenle, Pekin’den Moskova’ya 200 kişinin seyahat edebildiğini belirten Tuna, “Baykal Gölü, Irkutsk, Novosibirsk, Yekaterinburg ve Kazan bu hat üzerinde göreceğimiz yerlerden bazıları. Nostaljik vagonlarda yapılan bu özel gezilerde turdan önce her akşam, geçilecek bölgenin tarihi ve kültürleri hakkında bilgilendirme toplantıları yapılıyor. Trende ayrıca yolcularımızın güvenliği için bir doktor da bulunduruluyor” diye konuştu.
20 yıl önce başlayan yolculuğa bu güne kadar 30 bin kişinin katıldığına dikkati çeken Tuna, şöyle konuştu:
“İlk üç gün İstanbul‘dan Pekin’e uçakla hareket ediyoruz. Pekin’e vardıktan sonra ise otobüsümüz ve yerel rehberimizle buluşuyor ardından panoramik tur yapıyoruz. UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası listesinde bulunan Cennet Tapınağı, dünyanın en büyük meydanı olan Tian-An-Men’i, dünyanın Sekizinci Harikası olarak adlandırılan Çin Seddi’ni, Ming Mezarlarını ve taştan hayvan heykelleriyle süslü Kutsal Yol’u görüyoruz. Akşam yemeğini Pekin’in en meşhur restoranlarından birinde alıyoruz.
Dördüncü gün, Moğolistan‘da bineceğimiz özel Transsibirya trenimize kadar bir Çin treniyle yolculuğumuza başlıyoruz. Beşinci gün öğle vakti Çin-Moğolistan hududuna geliyor ve Çarın altın trenine geçiyoruz. Bir süre sonra Gobi Çölü’ne varıyor ve ilerliyoruz. Yolculuğumuz Moğolistan‘ın yeşil steplerinden ilerleyerek sürüyor.”
-4 mevsim bir arada
Seyahatin altıncı gününde Ulan Bator’a geldiklerini anlatan Tuna, burada sadece bir gece otelde konaklandığını ve şehrin keşfe çıkıldığını dile getirdi.
Seyahatte ilk haftanın sonunda sırasıyla Sibirya, Baykal Gölü, Ural dağlarının başkenti ve Asya ile Avrupa arasındaki köprü olan Yekaterinburg ve Kazan güzergahında ilerlediklerini bildiren Tuna, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yolculuğumuzun 15. günü Rusya’nın başkenti Moskova’ya geliyoruz. Uzun bir yolculuktan sonra trenden ayrılıyoruz ve otobüsümüz bizi dört yıldızlı otelimize getiriyor. Öğlen vakti ilk ziyaret yerimiz Kremlin. Kremlin’de altın kaplamalı soğan kubbeleriyle katedralleri ziyaret ediyoruz. Alacağımız akşam yemeğinin ardından Kızıl Meydan ve metro istasyonlarını da kapsayan bir gece turu yapıyoruz. Gezimizin son gününde ise Kurtarıcı İsa Katedrali ile Meryem Ana Manastırı’nı, Aziz Bazil Katedrali’ni ve eski KGB’nin ana binasını görüyoruz. Serbest öğle yemeği için mola alıyoruz. Molanın ardından saat 13.30′da hareket ediyor ve yarım saat sonra havaalanına geliyoruz. Bilet ve pasaport işlemlerinin ardından uçakla İstanbul‘a dönüyoruz.”
-Pekin ördeği, havyar, Moğol yemekleri…
Transsibirya yolculuğunu diğer seyahatlerden farkıl kılan unsurun varılan ülkelerdeki sanatsal ve kültürel etkinliklerin de yakından takip edilmesi olduğunu belirten Tuna, “Gezi kapsamında Baykal Gölü’nde iki uzun fotoğraf molası veriyor, tekne turu yapıyor, Moğolistan‘da at gösterisi seyrediyor, geleneksel Sibirya köylerini geziyoruz. Ayrıca trende ülkeler, bölge ve kültürler hakkında günlük seminerler veriyoruz” ifadesini kullandı.
Gezginlerin, gidilen ülkelerin geleneksel mutfaklarının bilinen lezzetlerini de tadabildiğini anlatan Tuna, Pekin ördeği, havyar, Moğol yemekleri, sütte terbiye edilmiş kuzu eti ve kımızın yanı sıra Baykal Gölü’nde piknik yapma fırsatı da bulunduğunu söyledi.
Çin ve Moğolistan‘da alınacak vizeler ile şehir vergilerinin, restoran ve yerel rehber bahşişlerinin, kişisel harcamaların ve seyahat sigortalarının seyahatsevere ait olduğunu belirten Tuna, bunların dışındaki tüm harcalamaların ve hizmetlerin yolculuk kapsamında olduğunu sözlerine ekledi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder