Moskova’da gezerken bir kafede oturup bir bardak çay içip dinlenmek istediğinizde garsona siparişinizi nasıl olsa İngilizce biliyordur diye düşünüp “tea” sözcüğünü kullanarak vermek isterseniz dil bilmiyorsa muhtemelen sizi anlamayacaktır. Halbuki Türkçede olduğu gibi “çay” derseniz sizi anlar, zira Rusçada da çaya “çay (чай)” derler.
Kahve için de “kafe-ко́фе)” derseniz
işinizi halletmiş olursunuz.
Belki de garson daha siz siparişinizi vermeden
gelecek, Çay mı, kahve mi(Чай, Ко́фе? ) diye soracaktır.
“Çay” sözcüğü her iki dile de Çinceden geçmiş.
Çay kültürü konusunda Ruslarla bizim söz
dağarcığımızda ortak olan sadece “çay” değil; “semaver” de Rusçadan Türkçeye geçmiş
bir sözcük.
Türkiye’de bir çok kişi Semaverin
Türkçe kökenli olduğunu zanneder.
Halbuki ana yurdu Rusya’dır ve Rus dilinde “samavar
(самовар)”, “sama” ve “varit” kelimelerinin birleşmesinden, yani “kendi kendine
kaynamak”tan, türetilmiştir.
Hemen hemen her Rus
ailesinin evinde bir semaver mutlaka
bulunur.
Haliyle Rusya'da, Türkiye'de olduğu gibi
'чаепитие' [çiipitiye] olarak adlandırılan çay kültürü çok yaygındır. Ruslar,
bizim gibi genellikle çayın yanında bisküvi tarzında tatlı şeyler, şekerli
katmerli pluşki ve bubliki (küçük simit) gibi şeyler yerler. Çayı tatlandırmak içinse özellikle reçel ve balı
tercih ederler.
Rusların eski zamanlarda dost olarak gördükleri
semaver, bugün de sofralarda yer alıyor, bazı evlerde halen bu gelenek
sürdürülüyor. Veya en azından pek çok evde müstesna köşelerde nostaljik olarak
yerini muhafaza ediyor.
Çay yapmanın da ayrı bir kültürü, ritüeli var.
Mesela geleneksel bir Rus köy evinde güzel bir çay
ziyafeti için önce kuyudan su çekilir. Hazırlanan özel odun parçacıkları
semaverin üzerine doldurulur, taze çam kozalakları ve duman kokusunda kaynayan
su, iyi bir çay keyfi için ön koşul. Daha sonra demliğin buhar üzerinde
beklemesi sırasında kurumuş çay yapraklarının haşlanması gerekir. Nihayetinde
kaynayan su çayla buluşturulur. Tavşan kanı dediğimiz renge gelebilmesi için de
yaklaşık on dakika demlenmesi lazım.
Kesin kanaat semaverle yapılan çayın lezzetinin elektrikli çaydanlıklarla yapılan çaydan çok daha güzel olduğu yönünde. Nedeni de bu çay duman, taze odun ve çam kozalakları kokularını içermesi.
Kesin kanaat semaverle yapılan çayın lezzetinin elektrikli çaydanlıklarla yapılan çaydan çok daha güzel olduğu yönünde. Nedeni de bu çay duman, taze odun ve çam kozalakları kokularını içermesi.
Eskilerde Rusya’da çayı bu şekilde zengin tüccarlar
içermiş. Çayın içilmesi için fincanlar değil, özel tasarımlı kaseler
kullanılır, tüccarlar genellikle çay tabağını üç parmağıyla tutarak içerlermiş.
Dediğimiz gibi Rusların
yaşam kültüründe semaverin çok önemli yeri var. Bu eşya, su kaynatmaya yarayan
alelade bir aygıttan çok daha öte, sosyal bir anlama sahip. Eve arkadaşları,
dostları davet etmenin, aile içinde birlikte olmanın simgesi. Öyle ki tek
kişinin çay içmesine yetebilen küçük semaverlere 'bencil' lakabı takılmıştır. Zira çay saati muhabbet
zamanıdır; sosyal bir gelenektir.
İlk Rus semaveri 18 yüzyılda yapılmış. Kısa zaman da semavere alışan halk onsuz yaşayamaz hale gelmiş. Tula, Rusya’da semaver yapımıyla ünlü bir şehirdir. Ve hatta “Tula’ya semaverle gidilmez,” diye çok ullanılan bir deyiş vardır. Öyle ya oraya kadar gitmişken gönlünüze göre, alıp dönebileceğiniz bir semaveri Tula’da bulacaksanız ne diye yanınızda yük edip bir semaver götüreceksiniz ki!?
İlk Rus semaveri 18 yüzyılda yapılmış. Kısa zaman da semavere alışan halk onsuz yaşayamaz hale gelmiş. Tula, Rusya’da semaver yapımıyla ünlü bir şehirdir. Ve hatta “Tula’ya semaverle gidilmez,” diye çok ullanılan bir deyiş vardır. Öyle ya oraya kadar gitmişken gönlünüze göre, alıp dönebileceğiniz bir semaveri Tula’da bulacaksanız ne diye yanınızda yük edip bir semaver götüreceksiniz ki!?
Kuşkusuz semaverlerin de insanlar gibi öyküleri var. Bu hikayeler sadece semaveri seneler önce kimin kullandığını değil, onu yapanın hikayesini de anlatır.
Semaverler de insanlar gibi adeta. Hepsi çok farklı.
Semaverin bizim kültürümüzde,de önemli bir yeri var. Mesela “semaver, dertlilere şifa dağıtan manevi çeşmedir,” denir ve.hatta bu çay içilen meclislerde semaverin adı küçük derviştir... Dervişin bağrı zikirle kor gibi yanar...Damlayan sular gözyaşıdır...Semaverin fokurdaması gönlün kaynamasıdır...Semaver için ilahiler söylenir ,şiirler yazılır,o kaynarken sohbetler yapılır..
Semaverin bizim kültürümüzde,de önemli bir yeri var. Mesela “semaver, dertlilere şifa dağıtan manevi çeşmedir,” denir ve.hatta bu çay içilen meclislerde semaverin adı küçük derviştir... Dervişin bağrı zikirle kor gibi yanar...Damlayan sular gözyaşıdır...Semaverin fokurdaması gönlün kaynamasıdır...Semaver için ilahiler söylenir ,şiirler yazılır,o kaynarken sohbetler yapılır..
Hadi, şimdi bu muhabbetin üzerine bir çay yapıp, videodaki John Sokoloff'un bestelediği "Samovar Blues" müziğinin eşliğinde için…
Afiyet olsun!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder