Moskova

Moskova

16 Aralık 2025 Salı

Moskova'da Yeni Yıl Gezisi: En şenlikli mekanlardan oluşan bir rota



Kaynak: https://dzen.ru/

 

Başkent göz kamaştırıcı bir topluluk gibi görünebilir, ancak şehre daha yakından bakarsanız, genel ışıltının altında farklı bölgelerde farklı atmosferlerin gizlendiğini fark edeceksiniz.

Size Moskova'da hangi sokaklarda yürümeniz gerektiğini ve orada sizi nasıl bir atmosferin beklediğini anlatacağım.

Kitay-gorod ve Devrim Meydanı bölgesi

Burası Moskova'nın tam kalbi; GUM ve Kızıl Meydan'a ulaşmak için en uygun yer. Bu bölge, kışın bile yabancılar da dahil olmak üzere her zaman ziyaretçilerle dolu. Bölge, süslenen ilk yerlerden biri: çok sayıda Noel ağacı, buz pateni pisti ve rengarenk zencefilli evlerde satılan lezzetler ve içecekler var. Kısacası, her şey mevcut!

Varvarka - GUM - Nikolskaya Caddesi - Tiyatro Meydanı

Yürüyüşünüze Varvarka Caddesi'nden başlamanızı tavsiye ederim. Küçük ve çok sakin bir cadde olup, güzelce süslenmiş bir Noel ağacı ve fenerleri vardır. Genel olarak, şehir merkezindeki en romantik caddelerden biri olduğunu düşünüyorum.

Varvarka Caddesi'nde Romanov boyarlarının odaları korunmuştur. Genel olarak, geçen yüzyıldan kalma bir yılbaşı caddesinde dolaşıyormuşsunuz gibi bir his veriyor.

Varvarka'dan ara sokaklara saparsanız, kendinizi GUM'un yakınındaki meydanda bulacaksınız. Aralık başlarında şenlik sezonu burada tam anlamıyla başlıyor: buz pisti ışıklandırılıyor, müzik çalıyor ve bazen konserler düzenleniyor. GUM'u mutlaka ziyaret edin. Hala Sovyet döneminden kalma waffle külahlı dondurma satıyorlar. Zemin kattaki bakkalda ise tanınabilir Sovyet ambalajlarında hediyeler ve nostaljik hatıra eşyaları bulabilirsiniz. Hazırlıklı olun: çok kalabalık oluyor ve fiyatlar ortalamanın oldukça üzerinde.

Yeni yıl tatili yaklaşırken, girişlere metal bariyerler yerleştiriliyor ve bu da kuyrukların oluşmasına neden oluyor. 30 Aralık'tan önce ziyaret etmek en iyisi.

GUM yakınlarındaki meydandan Nikolskaya Caddesi'ne sapmanız kaçınılmaz; onlarca kafe ve dükkanla dolu, yaya trafiğine açık bir cadde. Her zaman ışıl ışıl dekore edilmiş olan bu cadde, 21. yüzyılda bile ışıkların hiç sönmediği izlenimini veriyor!

Ziyaretçiler burada fotoğraf çekmeyi çok seviyorlar ve haklı olarak; en karanlık gecede bile net bir fotoğraf çekebilirsiniz.

Nikolskaya Caddesi'nde dolaştıktan sonra GUM'a geri dönüp Four Seasons Oteli'nden çıkabilirsiniz. Burada, Noel ağaçları, ışıklı trenler ve çelenkler gibi çok çeşitli süslemelerle karşılaşacaksınız. Bu meydan, görsel zenginlik açısından tam bir sanat eseri. Bölge, tek bir karmaşık süsleme haline geliyor ve itiraf etmeliyim ki, her yıl bu tasarımda herhangi bir mantık bulmakta zorlanıyorum.

Yılbaşıyla ilgili her şey burada yer alabilir. Bu yıl birkaç buharlı lokomotif de kuruldu.

Ardından, karşıya geçip Tiyatro Meydanı'nı ziyaret etmenizi öneririm. Her yıl kendi dekorasyonlarını yapıyorlar ve bence bu, Okhotny Ryad'daki dekorasyondan daha özenli görünüyor. Dekorasyonlar genellikle tiyatro karakterleri temalı oluyor; bu yıl, kelimenin tam anlamıyla "yeşillendirmek" için bir sürü Noel ağacı dikmişler. Yaz aylarında bile, 2026 kışında Tiyatro Meydanı'ndaki kadar yeşillik yok. Burada ayrıca yiyecek tezgahları da bulunuyor.

Gösteri saatlerinde özellikle kalabalık oluyor, bu yüzden güzel bir fotoğraf çekmek istiyorsanız hafta içi akşam 20:00 ile 21:00 arasını tercih edin.

TSUM'a da bir göz atın: yıllardır geleneğini sürdürerek binayı hediye kurdeleleriyle süslüyor; bu, Moskova'nın Yeni Yıl kutlamalarında yeni bir gelenek gibi görünüyor.

Lubyanka bölgesi

Bu bölge, Central Children's Store'un (TsDM) burada bulunması nedeniyle çocuklarla ziyaret için harika bir yer. Ya da restoranlardan birinde akşam yemeğinden önce bir yürüyüş yapabilirsiniz. Lubyanka'da birçok harika mekan var.

Bu sokaklar hiçbir zaman başlıca şenlik alanları olmamıştır, ancak kendi tarzlarında güzeldirler ve oldukça soğuk ve ciddi bir atmosfer yaratırlar.

Detsky MirMerkezi Çocuk Mağazası - Lubyanka Meydanı - Myasnitskaya Caddesi

Detsky Mir-Central Çocuk Mağazası binası, eskiden büyük bir alışveriş merkezi olan Lubyanka Passage'ın bulunduğu yerde yer almaktadır. 1956 yılında inşa edilen Central Çocuk Mağazası, Gençlik ve Öğrenci Günü ile aynı zamana denk gelecek şekilde açılmıştır. İçerisinde çok sayıda çocuk mağazası (giyimden oyuncaklara kadar), bir eğlence merkezi ve bir gözlem güvertesi bulunmaktadır. Buna uygun olarak, dekorasyon da çocukluk temasına odaklanmıştır; bu yılki tema "Altın Anahtar"dır.

Bina yılın her mevsiminde büyülü bir atmosfere sahip, ancak özellikle yılbaşı tatillerinde bu kadar ışıl ışıl bir hale geliyor ve Lubyanka'nın sade mimarisini bambaşka bir boyuta taşıyor.

Moskova'da yaklaşık on yıldır devasa, ışıklı rakamlar bulunuyor ve artık bir gelenek haline geldi. Lubyanka Meydanı'nda mavi tonlu bir kompozisyon yer alıyor.

En büyük avantajı, aydınlatmanın iyi olduğu Aralık ayındaki trafik sıkışıklığının o kadar da kötü olmaması.

Ardından Myasnitskaya Caddesi'ne dönün. Burada her biri kendine özgü bir şekilde dekore edilmiş çok sayıda kafe ve restoran var; hatta bazıları size evde benzer bir şey yaratmanız için ilham verebilir! İşte size bir ipucu: Evinizi nasıl dekore edeceğinizden emin değilseniz, Moskova'daki restoranlara bir göz atın.

Caddenin kendisi çok iyi aydınlatılmamış, ancak tam da bu samimiyet özel bir Noel atmosferi yaratıyor. Genel olarak, büyük bir grupla restoran gezisi planlıyorsanız, Myasnitskaya kesinlikle gidilmesi gereken yer!

Tversköy bölgesi

Şehrin bu kısmı çok kalabalık: burada çok fazla araba var ve insanlar tiyatroya veya iş toplantılarına koşuşturuyor. Manzaranın güzelliğinin bile sadece kısa bir süreliğine yakalandığı anlaşılıyor.

Tverskoy Bulvarı ve Tverskaya Caddesi

Geniş sokaklar, şenlikli ve hatta biraz gösterişli bir atmosfer yaratıyor. Moskova'nın bu bölgesinde başkentin büyüklüğünün en belirgin şekilde hissedildiği anlaşılıyor.

Burada çok büyük süslemeler var - renk değiştiren kemerler - bunlar her zaman karmaşık ve büyük ölçekli yapılardır.

Yürüyüş rotanıza sakin meydanlardan başlayıp daha hareketli Tverskaya Caddesi boyunca yürüyebilirsiniz. Genel olarak, caddede araba sürmek bile keyifli: süslemeler çok net bir şekilde görülebiliyor. Öğle saatlerinde veya hafta içi akşamları giderseniz, muhtemelen trafiğe takılıp kalırsınız ve ışıklandırmanın tüm detaylarını göremezsiniz.

Meshchansky Bölgesi

Sadece bir yıl önce, bu bölge Moskova'nın en süslü sokakları listesine giremezdi, ancak bu yıl işler farklı: Sklifosovsky Araştırma Enstitüsü Parkı gerçekten büyülü bir sergi yarattı.

Park daha önce halka kapalıydı, ancak bugün içeri girip çok sayıda süslenmiş Noel ağacını hayranlıkla izleyebilirsiniz. En dikkat çekici unsur, içinde trenin geçtiği ve kar yağdığı şeffaf bir kubbeyle kaplı devasa bir ağaçtır. Ayrıca eğlence parkı oyuncaklarını ve masal evlerini tasvir eden iki kubbe daha bulunmaktadır.

Sanki küçük, büyülü bir ormanda yürüyormuşsunuz ve bir masal dünyasından diğerine geçiyormuşsunuz gibi hissettiriyor.

Patrik Bölgesi

Patriarch's, uzun zamandır başkentin bohem semti olarak statüsünü sağlamlaştırmıştır.

Maly Patriği Yolu - Ermolaevsky Yolu - Malaya Bronnaya - Spiridonyevsky Yolu

Burada sizi paradoksal bir keşif bekliyor: Kızıl Meydan yakınlarındaki gösterişli ve ışıltılı merkezin aksine, Patrik Göletleri'nin dekoru incelikli ve ölçülü olup, ihtişamdan ziyade yaratıcılığa yönelik bir çabayı yansıtıyor.
Estetik burada en önemli unsur olup, bölgeye yılbaşı sonrası bir hava katıyor.

Örneğin, burada asılı duran çok güzel Amerikan tarzı Noel çelenkleri var.

Toplardan, çam kozalaklarından ve örgülü iplerden yapılmış sıra dışı kompozisyonlar da mevcuttur.

Üzerinde şekerlemeler asılı simitler de var.

Zamoskvorechye Bölgesi

Burası eski Moskova'nın güneyi. Daha huzurlu ve sessiz bir yer burası; sokaklarda adeta uykuda olan çok sayıda tarihi konak var ve süslemeler çevreyi boğmuyor, aksine şehrin hatlarıyla bütünleşiyor.

Pyatnitskaya Caddesi - Maly Moskvoretsky ve Chugunny Köprüleri - Ovchinnikovskaya Dolgusu

Pyatnitskaya Caddesi'ne gitmenizi tavsiye ederim; uzun, geniş ve kafelerle, restoranlarla dolu bir cadde. Mağaza vitrinleri büyük ve camdan yapılmış, bu da ilginç marka sergileri için alanlar yaratıyor.

Dürüst olalım: Tatil coşkusunun %70'ini mağazalar yaratıyor.

Chugunny Köprüsü'ne, Kadashevskaya Seddi'ne yürüyün ve nehir boyunca uzanan güzelce dekore edilmiş sokaklara hayran kalın. Burası asla kalabalık olmaz ve trafik sıkışıklığı nadirdir, bu nedenle huzur ve sessizlik garantilidir.

Köprüler, St. Petersburg ile özdeşleşmiş bir kelimedir, ancak Moskova'da da köprüler vardır. Ve tatil dönemlerinde, Noel ağaçları köprülerin yanında ışıldadığında, bu manzaralar daha da etkileyici bir hal alır.

Buradan, girişinde büyük bir Noel ağacı bulunan Gorki Kültür Parkı'na doğru yürüyebilirsiniz. Park genellikle çok kalabalık olur, bu yüzden girişin yoğun olabileceğini göz önünde bulundurun, ancak süslemeler genellikle güzeldir ve çeşitli renklerde parıldar.

Turistler için ipuçları

Moskova'da trafik sıkışıklığı Aralık ayında başlar ve araba kullanmak muhtemelen keyifli bir deneyim olmayacaktır. Toplu taşıma araçlarını kullanın, özellikle şehir merkezinde tramvaya binebilirsiniz; bu en konforlu ulaşım yöntemlerinden biridir ve trafik sıkışıklığından kesinlikle kaçınmanızı sağlar.

Tiyatro ve müze biletlerini çevrimiçi olarak ve önceden satın almak, kuyruklardan kaçınmak için en iyisidir.

Merkezde birçok market var, bu yüzden para tasarrufu yapmak istiyorsanız Fasol, Dixy veya diğer zincir mağazalara gidebilirsiniz.

Moskova'nın merkezi, konforlu zincir otellerden, eski konakların duvarları içinde tüccar döneminin ruhunu koruyan eşsiz ve samimi otellere kadar geniş bir konaklama seçeneği sunmaktadır . Otelleri Yandex Travel üzerinden rezervasyon yapabilirsiniz.

15 Aralık 2025 Pazartesi

15 Rus Milli Yemeği ve Gıda Maddesi



Kaynak: https://dzen.ru/  

 

Rusya’da herhangi birisine sorarsanız tereddütsüz şunları söyler:

“Rus mutfağı sadece yemekten ibaret değil; nesilden nesile aktarılan bir tarih, kültür ve gelenekler katmanıdır. Çocukluğumuzdan beri çoğumuz büyükannemizin turşu salatalıklarının kokusunu veya kvas ile yapılan okroşkanın yazlık tadını hatırlıyoruz. Bu yemekler, geçmişle, bugünümüzü besleyen köklerle olan bağlantımızdır!”

Geleneksel Rus yemekleri, atalarımızın yaşam biçimini, doğayı koruma ve onun nimetlerinden en iyi şekilde yararlanma arzusunu yansıtır. Her yemeğin lezzeti, Rus ruhunun sadeliğinin ve derinliğinin bir yankısıdır. Ve bence, kendinizi bir kültüre kaptırmak istiyorsanız, mutfaktan başlamalısınız.

Bugün sizlere yüzyıllardır Rus sofralarını süsleyen 15 yiyecek ve yemekten bahsedeceğim. Çağlar boyunca varlıklarını sürdüren bu yemekler, beslenmenin önemli bir parçası olmaya devam ediyor. Ayrıca sağlıklı ve lezzetli oldukları için modern beslenmeye kolayca dahil edilebiliyorlar.

 

Rusya'nın En Çok Tercih Edilen 15 Ürünü

 

1. Fıçıda salamura edilmiş salatalıklar

Salatalık turşusunun tarihi, turşu yapmanın yiyecekleri korumanın başlıca yöntemlerinden biri olduğu Antik Rusya'ya kadar uzanır. Rus tarlalarında salatalık her zaman bol miktarda yetişirdi ve fıçılarda turşu yapılması kış için saklanmalarına yardımcı olurdu. Eski zamanlarda, bütün aileler turşu yapardı ve her ailenin kendine özgü "gizli" bir tarifi vardı.

Bu turşuların ayırt edici özelliği, meşe fıçılarının ve dereotu, kiraz yaprakları ve yaban turpunun kullanılmasıyla elde edilen özgün aroma ve lezzettir. Turşular, en az birkaç hafta boyunca tuzlu suda fermente edilerek eşsiz çıtırlıklarını ve zengin lezzetlerini kazanırlar.

Faydalı özellikler:

Sindirim için faydalı olan probiyotikler içerir.

C ve K vitaminleri açısından zengin.

Metabolizmayı iyileştirmeye yardımcı olurlar.

Diyetinize nasıl dahil edebilirsiniz: Turşu, et yemekleriyle, salatalarda bir malzeme olarak veya tek başına bir atıştırmalık olarak harika bir seçenektir.

 

2. Lahana turşusu

Lahana turşusu, özellikle sebzelerin uzun kışlar için saklandığı kuzey bölgelerinde, eski çağlardan beri Rusya'da popüler bir yiyecek olmuştur. İstatistiklere göre, bugün bile Rusya'da lahana turşusu en sık kış aylarında, taze sebzelerin en bol olduğu dönemde tüketilmektedir.

Lahana geleneksel olarak büyük tahta fıçılarda fermente edilir ve ana hazırlık süreci fermantasyondan oluşur. Lahana doğranır, tuzla karıştırılır ve birkaç gün boyunca ağırlık altında bekletilir. Sonuç olarak ekşi ve sulu bir atıştırmalık elde edilir.

Faydalı özellikler:

Lahana turşusu, bağırsak mikroflorasını iyileştiren probiyotikler içerir.

Lahana içeriğindeki yüksek C vitamini, bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olur.

Lahana ayrıca sindirim için faydalı olan yüksek miktarda lif içerir.

Beslenmenize nasıl dahil edebilirsiniz: Lahana turşusunu et veya balık yemeklerinin yanında garnitür olarak deneyin. Ayrıca salata sosuna ekleyebilir veya ringa balığı ve patatesle birlikte meze olarak servis edebilirsiniz.

 

3. Kvass

Kvass, Rusya'nın Hristiyanlaşmasından önce de Rus sofralarında yer alan bir içecektir. Kırsal yazın ve ev rahatlığının sembolüdür.

Başlangıçta kvas, bal ile fermente edilmiş çavdar ekmeğinden yapılıyordu. Günümüzde kvas, ağırlıklı olarak ekmek, malt ve mayadan yapılmakla birlikte, meyve ve çilek çeşitleri de mevcuttur. Kvas, sürekli fermantasyona uğrayan, gerçekten canlı bir üründür.

Kvass'ın faydalı özellikleri:

Sinir sistemi için faydalı olan B vitaminleri içerir.

Sindirim sistemini uyarır ve iştahı artırır.

Ferahlatıcı ve canlandırıcı bir etkisi vardır.

Kvass, sıcak havalarda harika bir susuzluk giderici olmasının yanı sıra okroşka gibi bazı yemeklerin de temelini oluşturur.

İlginç bir bilgi: Eski zamanlarda kvas o kadar önemli bir üründü ki, köylülerin yemeği onsuz tamamlanmış sayılmazdı!

 

4. Şçi

Şçi, Rus mutfağının sembolüdür. Yüzyıllardır sofraların vazgeçilmez bir parçası olarak kabul edilen bir çorbadır. "Şçi ve kasha bizim yemeğimizdir" atasözünün ortaya çıkması tesadüf değildir; bu atasözü, bu yemeğin Rus halkının günlük yaşamındaki önemini vurgulamaktadır.

Şçinin ana malzemesi lahanadır ve et, patates, havuç ve soğanla da zenginleştirilebilir. Şçi, et veya sebze suyunda pişirilir ve lahana turşusu kullanılmasıyla bir başka geleneksel Rus yemeği olan ekşi şçi elde edilir.

Lahana çorbasının faydalı özellikleri:

İçerdikleri lif sindirim için faydalıdır.

A ve C vitaminleri açısından zengin.

Sindirimi kolaydır, özellikle lahana turşusu kullanıldığında.

Şçi, genellikle çavdar ekmeği ve ekşi krema ile birlikte başlangıç ​​yemeği olarak servis edilir. Soğuk aylar için mükemmel bir çorbadır.

 

5. Domuz yağı

Salo, özellikle köylü ailelerinde Rus mutfağının önemli bir parçası olmuştur ve olmaya devam etmektedir. Basit ama doyurucu bir yemek olup geleneksel olarak sonbahardan kışa kadar hazırlanır.

Salo, sarımsak ve baharatlarla tuzlanır ve bazen tütsülenir. Ayrıca, diğer yemekler için çıtır çıtır kızarmış deri veya domuz yağı elde etmek amacıyla da eritilebilir.

Bu arada, Rusya'da domuz yağı, lezzeti ve besin değeri ne olursa olsun, uzun süre yoksulların yemeği olarak kabul edildi.

Domuz yağının faydalı özellikleri:

Metabolizma için faydalı olan yağ asitleri içerir.

Kemikler için hayati önem taşıyan D vitamini açısından zengindir.

Safra üretimini artırarak sindirimi kolaylaştırır.

Saloyu diyetinize nasıl dahil edebilirsiniz: İnce dilimlenmiş tuzlu salo, siyah Borodinsky ekmeği ve sarımsakla mükemmel bir uyum sağlar. Harika bir meze veya pancar çorbası ya da şçiye eşlikçidir.

 

6. Şalgam ve yaban turpu

Bu iki kök sebze de Rus mutfağında sağlam bir yere sahiptir. Uzun süre boyunca şalgam, Rusya'da temel bir sebze ve Rus köylü ailelerinde (patatesin ortaya çıkışından önce) önemli bir garnitürdü. Ve yaban turpu, günümüzde de geleneksel olarak et ve balık yemekleriyle servis edilen popüler bir baharatlı sos olmaya devam etmektedir.

Yaban turpu ve şalgamın faydalı özellikleri:

Şalgam, C vitamini ve lif açısından zengindir.

Yaban turpu, sindirimi uyaran uçucu yağlar içerir.

Şalgam, içerdiği A ve E vitaminleri sayesinde cilt sağlığını iyileştirir.

Kök sebzeleri beslenme düzeninize nasıl dahil edebilirsiniz:

Şalgam çiğ, haşlanmış veya fırında pişirilerek tüketilebilir. Çorbalara eklenebilir veya etle birlikte haşlanabilir. Çok lezzetli!

Yaban turpu genellikle rendelenir ve keskinliğini yumuşatmak için sirke veya ekşi krema ile karıştırılır ve jöle kıvamındaki et veya diğer et yemekleri için sos olarak kullanılır.

 

7. Ivan çayı

İvan çayı, günümüzde yaygın olan Çin çayının Rusya'ya getirilmesinden çok önce tüketilen geleneksel bir Rus içeceğidir. Bu içecek, ateşotu (bitkinin gerçek adı) yapraklarının fermente edilip kurutulmasıyla elde edilirdi.

Ivan çayı hazırlamak çok kolay: Kurutulmuş yaprakların üzerine kaynar su dökün ve demlenmeye bırakın. Bu içecek günlük tüketim için uygundur ve kafeinsizdir.

Ivan çayının faydalı özellikleri:

Yaşlanmayı yavaşlatan antioksidanlar içerir.

Metabolizmayı iyileştirir.

Bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olur.

İlginç bir bilgi: Ivan çayı 19. yüzyılda Avrupa'ya ihraç ediliyordu ve orada prestijli bir içecek olarak kabul ediliyordu!

 

8. Kissel

Kissel, aslen yulaf ezmesinden, daha sonra ise meyve ve çileklerden yapılan eski bir Rus yemeğidir. Kissel'in 9. yüzyılda ortaya çıktığına inanılır ve uzun yıllar boyunca sadece bir tatlı değil, özellikle fakir ailelerde ana yemek olarak da tüketilmiştir.

Günümüzde kissel çoğunlukla nişasta ile karıştırılmış meyve veya çilek suyundan yapılır. Tercihe bağlı olarak sıcak veya soğuk içilir.

Geleneksel yulaf ezmesi jölesi, faydalı özellikleri sayesinde popülaritesini korumuştur:

Mideyi kaplayarak gastrite iyi gelir.

Bağırsak fonksiyonlarını iyileştirir.

Meyvelerden yapıldığında antioksidan açısından zengindir.

Yulaf ezmesi jölesi kahvaltı veya hafif bir akşam yemeği için mükemmeldir. Kışın sıcak olarak içilerek hem ısınmaya hem de sağlıklı bir mideyi desteklemeye yardımcı olur; sıcak havalarda ise meyve ve çilek çeşitleriyle soğutularak tüketilebilir.

İlginç bir bilgi: Eskiden jöle, düğünler ve büyük bayramlar için pişirilirdi, çünkü bu yemeğin eve mutluluk ve refah getirdiğine inanılırdı.

 

9. Bal

Bal, Rusya'da bilinen en eski tatlı ürünlerden biridir. Antik Rusya'da, gelişmiş arıcılığın ortaya çıkmasından önce, doğrudan yabani arı kovanlarından hasat edilirdi. O dönemlerde bal sadece gıda değil, aynı zamanda ilaç ve geleneksel bir içecek olan bal şarabının bir bileşeniydi. Rusya'da bal, kraliyet ürünü olarak kabul edilir ve genellikle soylulara veya düğünlerde hediye olarak sunulurdu.

Günümüzde bal, çok çeşitli tariflerde kullanılmaktadır, ancak en iyi tüketim şekli çiğ olarak, ılık (ama sıcak olmayan!) çaya, ekmek ve tereyağına veya yulaf lapasına eklenmesidir. Bal ayrıca fırınlanmış ürünlerde doğal tatlandırıcı olarak da kullanılabilir (ancak bu durumda, ısı işlemi nedeniyle faydalı besin maddelerinin çoğu kaybolacaktır).

Balın faydalı özellikleri:

Hücre yaşlanmasını yavaşlatan antioksidanlar açısından zengindir.

Antibakteriyel ve antienflamatuar özelliklere sahiptir.

Yüksek vitamin içeriği sayesinde bağışıklığı destekler.

 

10. Isırgan otu

Isırgan otu, atalarımız tarafından eski çağlardan beri bilinen gerçek bir Rus süper besinidir. Özellikle diğer sebzelerin henüz yetişmediği ve vücudun vitaminlere son derece ihtiyaç duyduğu ilkbahar aylarında Rus mutfağında kullanılmıştır.

Isırgan otu çorbalara, salatalara, turtalara eklenir, hatta tentür haline bile getirilirdi. Rus köylerinde sıklıkla hayvan yemi olarak toplanırdı, ancak tıbbi özellikleri de biliniyor ve yaralar ile yanıklar için kullanılıyordu.

Taze genç ısırgan yaprakları, yeşil lahana çorbaları veya salatalar için idealdir. Ayrıca kış için kurutulup çaya veya baharatlara eklenebilirler.

Isırgan otunun faydalı özellikleri:

Isırgan otu, anemiye iyi gelen demir açısından zengindir.

Kan pıhtılaşmasını iyileştiren yüksek miktarda K vitamini içerir.

A vitamini sayesinde saç ve tırnakları güçlendirir.

 

11. Pancar

Pancar, Rus mutfağının en tanınabilir malzemelerinden biridir. Hem çorbalarda hem de salatalarda eski çağlardan beri yaygın olarak kullanılmaktadır. En ünlü pancar yemeği ise elbette borş çorbasıdır. Eski Rusya'da pancarlar kış boyunca mahzenlerde saklanırdı ve bu sayede ilkbahara kadar faydalı özelliklerini korurlardı.

Pancar fırında pişirilebilir, haşlanabilir ve salatalarda ve çorbalarda kullanılabilir. Tatlı lezzeti ve canlı rengi, onu kışlık konserveler ve bayram yemeklerinde vazgeçilmez kılar.

Faydalı özellikler:

İçeriğindeki nitrat sayesinde kan basıncını düşürür.

Detoks etkisi vardır ve karaciğeri temizler.

Kan dolaşımını iyileştirir ve hücreleri oksijenle doyurur.

Nasıl dahil edilir: Sarımsak ve cevizli pancar salatası yapmayı veya kavrulmuş pancarları bir sosun içine eklemeyi deneyin. Harika bir garnitür veya ana yemek olabilir.

 

12. Süzme peynir

Süzme peynir, Rusya'da sütün pıhtılaştırılmasıyla yapılan geleneksel bir süt ürünüdür. Hem günlük hem de özel günlerin önemli bir parçasıydı. Antik Rusya'da süzme peynir, kurutularak ve bez torbalarda saklanarak kış için muhafaza edilirdi. En iyi süzme peynirin taze sütten yapıldığına inanılırdı.

Süzme peynir, kahvaltıda veya akşam yemeğinde sade olarak tüketilebilir, taze meyveler veya balla tatlandırılabilir, hamur işlerine eklenebilir, krep dolgusu olarak kullanılabilir veya tatlılarda kullanılabilir. Süzme peynirli güveçler ve syrnikiler özellikle popülerdir.

Süzme peynirin faydalı özellikleri:

Kas kütlesinin korunması için gerekli olan protein açısından zengindir.

Yüksek kalsiyum içeriği sayesinde kemik sağlığını iyileştirir.

Yavaş sindirilen karbonhidratlar sayesinde normal kan şekeri seviyelerini korur.

 

13. Karabuğday

Karabuğday, Rusya'da 11. yüzyıldan beri bilinen eski bir tahıldır. Her zaman doyurucu ve sağlıklı beslenmenin sembolü olarak kabul edilmiştir. Karabuğday sadece Rusya'da değil, diğer ülkelerde de popülerdir, ancak Rus mutfağı onu et ve sebzelerin yanında popüler bir garnitür haline getirmiştir.

Eski zamanlarda karabuğdayın, ağır işlerden sonra gücü geri kazandırmaya yardımcı olduğuna inanılırdı ve genellikle avcılar ve köylüler için hazırlanırdı.

Karabuğday, su veya sütte pişirilerek lapa, güveç ve hatta turta dolgusu yapımında kullanılabilir. Sebze veya mantarla haşlanmış karabuğday ise gerçekten çok lezzetlidir!

Karabuğdayın faydalı özellikleri:

İçeriğinde bol miktarda protein ve amino asit bulunur, bu da onu iyi bir bitkisel protein kaynağı yapar.

İçeriğindeki magnezyum sayesinde kalp ve kan damarlarının işlevini iyileştirir.

Düşük glisemik indeksi sayesinde kan şeker seviyelerini korur.

 

14. Mantı

Pelmeni, Sibirya'dan Rus mutfağına geldi ve kısa sürede ülke genelinde popülerlik kazandı. Pelmeni, saklanması ve hazırlanması kolay, kışlık bir yemek olarak kabul ediliyordu. Tüm aile birlikte yapıp açık havada dondururdu. Ev hanımları hamuru eti "korumak" için kullanırdı; böylece karlı Sibirya ikliminde pelmeni tüm kış dayanabilirdi.

Mantıların bile kendine özgü faydalı özellikleri vardır!

Kaliteli et dolgusu kullanıldığında yağ ve protein açısından zengindir.

Tam tahıllı unla hazırlanırsa B vitaminleri içerir.

Pelmeni, doyurucu bir akşam yemeği için harika bir ana yemektir. İç harcı geleneksel olarak dana eti, domuz eti ve soğan karışımından oluşur. Tuzlu suda haşlanır ve ekşi krema, tereyağı veya sirke ile servis edilir. İç harcıyla denemeler yapabilir, ete mantar veya sebze ekleyebilirsiniz.

 

15. Okroshka

Okroshka, kvas veya kefir ile yapılan klasik bir yaz yemeğidir. Kökeni, artıkları soğuk bir çorbaya dönüştüren köylü yemeklerine kadar uzanır. Eski zamanlarda (ve bugün de) okroshka sadece yaz aylarında servis edilirdi, çünkü sıcak havalarda vücudu ve ruhu serinletmeye yardımcı olduğuna inanılırdı.

Okroshka, haşlanmış sebzeler, yumurta ve et ile yapılır ve kvas veya kefir ile tatlandırılır. Hafif ve ferahlatıcı olan bu yemek, sıcak mevsimde mükemmel bir öğle yemeğidir.

Okroshka'nın faydalı özellikleri:

Kvass ile yapılan Okroshka, enzimler sayesinde sindirimi iyileştirir.

Taze sebzeler kullanıldığında birçok vitamin içerir.

Yaz sıcağında vücudunuzu ağırlaştırmayacak, hafif ve ferahlatıcı bir çorba.

Sonuç

Rus mutfak gelenekleri, Rusları köklerine bağlayan unsurlardır. Bu ürünler ve yemekler yüzyıllar boyunca aktarılmış ve kültürün ayrılmaz bir parçası olmaya devam etmiştir. Bu tür tarifleri korumak ve gelecek nesillere aktarmak, ulusal kimliği korumanın önemli bir adımıdır.

Rus kültürünü daha iyi anlamak istiyorsanız, mutfaktan başlayın. Şçi (lahana çorbası) yapın, ev yapımı kvas (bir çeşit çorba) veya lahana turşusu deneyin. Bunlar sadece yemek değil; her kaşıkta gerçek bir hikaye var! Tat ve aroma yoluyla, Rusya'nın tarihi ve kültürüyle bir bağ kuracaksınız

Sovyetler Birliği'nde neden bu kadar küçük mutfaklar yaptılar?

Kaynak: https://dzen.ru/  

 

Hem Stalin döneminde hem de Kruşçev döneminde inşa edilen binalardaki mutfaklar her zaman mütevazı boyutlardaydı. Peki, bunun gerçek sebebi neydi?

Yaygın inanışın aksine, Sovyet yüksek binalarındaki küçük mutfaklar, yer tasarrufu sağlamak veya binadaki daire sayısını artırmak amacıyla tasarlanmamıştı.

Bu kararın nedenleri tamamen farklı ve çok daha ideolojikti.
Kruşçev dönemi daireleri, minyatür mutfak alanlarıyla ünlüdür.

Kruşçev dönemi binalarının Fransız kökenleri vardır.

Çoğu insan farkında değil ama alçak tavanlı küçük daireler fikri Sovyetler Birliği'nde ortaya çıkmadı. Bu fikir, mimaride işlevselciliğin kurucularından biri olarak kabul edilen Fransız mimar ve tasarımcı Le Corbusier'den alınmıştır.

Evlerin dış görünüşü bile onun tasarımlarına benziyordu: aynı sade formlar, düz veya hafif eğimli çatılar, dekoratif unsurların yokluğu ve keskin hatlar.

Mimarın kendisi konutları " yaşam için bir makine " olarak adlandırmış ve bir dairenin geniş olmak zorunda olmadığına inanmıştı. Dışarıda yemek yemenin daha iyi olduğu fikrini ilk ortaya atanlardan biriydi ve bu nedenle yaklaşık dört metrekarelik bir mutfağın yeterli olduğunu düşünüyordu. Ona göre bu alan aile çay partileri için yeterliydi.

Aynı zamanda Le Corbusier  yiyeceğin sorun olmaması için de özen gösterdi. Konsepti, her konut binasının yakınında çeşitli hizmetlerin bulunmasını öngörüyordu; bu binalara " konut birimi" adını vermişti: çamaşırhaneler, kuaförler, spor salonları ve elbette yemekhaneler ve yiyecek-içecek mekanları. Esasen, bu tür bir binanın sakinleri, yemek hazırlamakla vakit kaybetmeden, asansörü kullanarak veya koridordan geçerek yemek yiyebilirlerdi.


Fransa'da küçük mutfak fikri destek görmedi, ancak Sovyetler Birliği'nde kök saldı.

Le Corbusier'nin memleketinde, bu konsept yaygın olarak benimsenmedi. 1947'de yalnızca bir "unit d'habitation" inşa edildi; Marsilya'da 18 katlı bir gökdelen kompleksi. Buradaki daireler pek ilgi çekmedi: Fransızlar her katta bulunan dar odaları ve dolapları beğenmediler.

Ancak Sovyet yönetimi mimarın fikirlerini oldukça çekici buldu ve bunun da geçerli sebepleri vardı. Belirleyici rolü oynayan şey yer tasarrufu değil, ideolojiydi.

Mutfak köleliğine son!                        

Şunu belirtmekte fayda var ki, Sovyetler Birliği'nde daire boyutları aslında artırılmıştı. Le Corbusier'nin önerdiği boyutlar, milyonlarca insanın kışlalarda yaşadığı ve acil konut ihtiyacı duyduğu bir ülkede bile, aşırı küçük olarak kabul ediliyordu. Bununla birlikte, mutfaklar orijinal Fransız konseptindeki kadar kompakt bırakılmıştı.

Bu neden oldu?

Mesele şu ki, Sovyetler Birliği kamuya açık yemek hizmeti kültürünü aktif olarak destekledi. Kafeteryaların ve açık büfelerin kadınları sürekli ev yemek pişirme zahmetinden kurtaracağı ve devlete hizmet etmeye daha fazla zaman ayırmalarına olanak sağlayacağı varsayılıyordu.

Sovyet vatandaşları evlerinde kahvaltı hazırlama, yemek odasında öğle yemeği yeme ve gerekirse akşam yemeğini dışarıdan getirme görevlerini üstlenmişlerdi. Yemek pişirmeye gerek yoksa, büyük bir mutfağa da ihtiyaç duyulmuyordu. Dahası, toplu yemeklerin kolektivizmi teşvik etmesi beklenirken, bireysel yaşam SSCB'de şiddetle kınanıyordu.

Ancak pratikte bu fikir hiçbir zaman gerçekten yaygınlaşmadı. İnsanlar gerçekten de kafeteryaları ziyaret ettiler, ancak evde yemek pişirmeye devam ettiler. Bunun nedeni yiyeceklerin maliyeti değildi: fabrikaların ve tesislerin, insanların cüzi bir ücret karşılığında yemek yiyebilecekleri kafeteryaları vardı. Asıl sorun yiyeceklerin kalitesiydi.

Yemekler sağlıklı, özenle hesaplanmış ve tamamen tatsızdı. Bu yüzden kadınlar evde yemek pişirmeye devam ederek, ailelerini sadece açlığı gidermekle kalmayıp aynı zamanda gerçek bir zevk de veren yemeklerle mutlu ettiler.

            

14 Aralık 2025 Pazar

Dekabristler'in 200. yılı: Toplumu dönüştüren başarısız isyan mı?



Kaynak: https://turkrus.com/

 

Rusya’nın 14 Aralık 1825 sabahına çöken soğuk sis, Petersburg'daki Senato Meydanı’ndaki o kısa isyanın izlerini iki yüzyıldır tam olarak silemedi. Aradan geçen 200 yıl, Dekabrist Ayaklanması’nı bir tarih tartışmasına, hafızada yer etmiş bir sembole ve devlet-toplum ilişkisinin şekillendiği anlardan birine dönüştürdü. Bu yıl Moskova’da yapılan değerlendirmeler, Dekabristlerin romantik bir efsaneden ibaret olmadığını, bugün bile yeniden okunması gereken bir miras bıraktığını gösteriyor.

Rus tarihinin dönüm noktalarından biri sayılan Dekabrist Ayaklanması, 14 Aralık 1825’te Çarlık Rusyası’nın kalbinde kopan kısa fakat etkisi yüzyıllara yayılan bir isyan olarak biliniyor. Adının da Aralık ayında yapılmasından alıyor.  Çar I. Aleksandr’ın ölümünün yarattığı siyasi boşluk sırasında bir grup genç subay, Senato Meydanı’nda anayasal düzen kurulması çağrısıyla harekete geçti. Hareket başarısız oldu, liderleri idam edildi, yüzlercesi Sibirya’ya sürgüne gönderildi. Buna rağmen isyan, sonraki kuşaklar için bir vicdan ve adalet arayışı simgesine dönüştü. Sovyet döneminde bu hikâye iyice romantize edildi, Dekabristler de özgürlükçü kahramanlara dönüştürüldü.

Pek çok Rus tarihçiye göre Dekabristler ayaklanmada yenildiler ancak Sibirya sürgünü onların Rusya’yı toplumsal, kültürel ve siyasi açıdan dönüştürdüğü ikinci bir dönem hâline geldi. Rus tarihçileri bu etkiyi “başarısız bir isyanın başarılı bir modernleşme etkisi” olarak tanımlıyor.

Aristokrat kökenli, iyi eğitimli ve Avrupa görmüş subaylar ile entelektüellerden oluşan Dekabristler, sürgünde bölgenin ilk kütüphanelerini, tiyatro ve müzik topluluklarını, bilimsel dernekleri ve okuma salonlarını kurdu. Yerel idarede modern bürokratik uygulamaları hayata geçirerek Sibirya şehirlerinin kültürel gelişiminde kurucu bir etki yarattılar.

Sürgün dönemi, aristokrat kesimin halkla ilk kapsamlı teması oldu. Dekabristler köylülerin eğitimine katkı sundu, tıbbi ve sosyal yardım örgütledi ve eşitlikçi ilişkiler kurarak Rus liberalizminin 19. yüzyıldaki ahlaki temelini oluşturdu.

Dekabrist eşlerinin Sibirya’ya gitme kararı, Rus kültüründe kadın fedakârlığı ve kamusal görünürlük açısından bir dönüm noktası kabul edildi. Maria Volkonskaya, Ekaterina Trubetskaya ve Aleksandra Muravyova gibi isimler kadın hareketinin sembol figürlerine dönüştü.

Dekabristler Rus edebiyatının “altın çağı” üzerinde belirleyici bir etki bıraktı. Puşkin, Lermontov, Herzen, Turgenev ve Dostoyevski gibi isimler hem isyanı hem de sürgünün yarattığı ahlaki idealizmi eserlerine taşıdı. Bu kuşak, Rus kültüründe “ilk vicdanlı isyancılar” olarak yer edindi.

Ayaklanma başarısız olsa da anayasal düzen, hukukun üstünlüğü ve mutlakiyet karşıtı devlet tasarımı gibi fikirler Rus siyasi kültürüne onların aracılığıyla yerleşti. Reformist hareketler kendilerini Dekabrist geleneğinin devamı olarak gördü.

Sürgünde gösterdikleri tutum, onları toplum gözünde suçlu değil, adaletsizliğe karşı bedel ödeyen kahramanlar hâline getirdi. Bu imge 1905 ve 1917 devrimleri dâhil birçok siyasi hareket için moral ve sembolik bir referans oldu.

Özetle Dekabrist ayaklanmasının başarısızlığı onların etkisini azaltmadı; aksine sürgün, Rusya’nın kültürel, sosyal ve siyasi dönüşümünü hızlandıran bir kaynak hâline geldi. Rus liberalizminin ve devrimci düşüncenin ahlaki temeli büyük ölçüde bu mirasa dayanıyor.

Fakat günümüz Rusya’sında bu anlatı artık yeniden tartışılıyor. Bu hafta Moskova’da Adalet Bakanlığı’nda düzenlenen “Dekabrist Ayaklanmasının 200. Yılı” konulu konferans, hem tarihî olayın hem de bu olayın sonraki yüzyıllarda nasıl yorumlandığının yeniden değerlendirilmesi gerektiğini savundu. Katılımcılara göre mesele sadece bir isyan değil, modern Rusya’nın devlet-toplum ilişkileri açısından çıkarılacak derslerle dolu bir süreç.

Kommersant'ın haberine göre konferans, Adalet Bakanı Konstantin Çuyçenko’nun sunumuyla açıldı. Çuyçenko, 1825 isyanına ilişkin önceki eleştirel tutumunun son aylarda değiştiğini belirterek “bazı isyancıların zihinlerinde gerçek bir adalet arayışı bulunduğunu” kabul etti. Ancak hemen ardından, onların eylemlerinin “onur ve asalet kavramlarıyla bağdaştırılmasının zor olduğunu” vurguladı. Bakan, Sovyet dönemindeki destansı Dekabrist portresinin tarihle mesafesiz bir bağ kurduğunu, bunun bugün sağlıklı analizleri engellediğini söyledi.

Çuyçenko’nun sunumunda dikkat çeken noktalardan biri, Dekabristlerin kimliklerine ilişkin değerlendirmesiydi. Ona göre bu subayların çoğu Napolyon Savaşları sırasında Avrupa’yı görmüş, “Batı’nın devrimci havasını solumuş” kişilerdi. Rus aristokrasisinin Batılı eğitim alan, hatta Rusçayı düzgün konuşmayan kesimlerindendiler. Yine de Bakan, onları bugünün “yabancı ajan” söylemiyle karşılaştırmanın hatalı olduğunu, çünkü bu kişilerin dış etkilere maruz kalan değil, kendi siyasi öznesi olan aktörler olduklarını söyledi.

Bakanın konuşmasındaki bir diğer önemli mesaj, isyanın Rusya’nın reform sürecini geciktirdiği iddiasıydı. Çuyçenko’ya göre Aleksandr döneminde hazırlanan ancak tam uygulanamayan yenilikler, ayaklanma yüzünden uzun süre rafa kalktı. Bu nedenle “iyi niyetle başlayan ama hukuk dışı yöntemlere başvuran hareketlerin çoğu zaman geriye dönüş yarattığını” savundu. Konferans katılımcıları bu tezi, günümüz Rusya’sındaki devlet kapasitesi ve dönüşüm tartışmalarıyla ilişkilendirerek ele aldı.

Toplantıda söz alan Birinci Kanal Genel Müdürü Konstantin Ernst ise Rusya’nın “öngörülemeyen bir tarihe sahip ülke” olduğu yönündeki ironiye vurgu yaptı. Ernst’e göre Dekabrist imajı önce Aleksandr Herzen tarafından şekillendirildi, ardından Bolşevikler tarafından geniş kitlelere aktarıldı. Böylece Romanov Hanedanı’nın “reaksiyoner yapısı” ile Dekabristlerin “idealist kahramanlığı” arasındaki keskin karşıtlık kültürel hafızaya yerleşti. Hatta 2019’da çekilen “Kurtuluş Birliği” filmine yönelik saldırgan eleştirilerin bile bu yerleşik algının bugüne uzanan bir yansıması olduğunu hatırlattı.

MGIMO Gazetecilik Fakültesi Dekanı Yaroslav Skvortsov ise hikâyenin genç kuşaklar üzerindeki etkisine dikkat çekti. Rus öğrencilerin hâlâ “Dekabrist romantizmi” ile büyüdüğünü, hatta bazı gençlerin Dekabristleri Puşkin’in Lise geleneğiyle yan yana gördüğünü söyledi. Ona göre bu durum, tarihsel olay ile kolektif hafızadaki idealize edilmiş görüntü arasındaki derin uçurumu gösteriyor.

Kommersant'ın makalesine göre tüm bu değerlendirmeler, Rusya’da iki yüz yıl önceki bir isyanın bugün hâlâ canlı bir tartışma konusu olduğunu gösteriyor. Konferansın ortak mesajı, tarihin yalnızca bir dizi olaydan değil, bu olayların nasıl anlatıldığından da oluştuğu yönündeydi. Katılımcılar, Dekabrist Ayaklanması’nın ne bütünüyle kahramanlık destanı ne de tamamen sorumsuz bir kalkışma olarak görülmesi gerektiğini, gerçek tarihin bu iki uç arasında aranabileceğini vurguladı.

Bazı tarihçilere göre Dekabrist Ayaklanması, Türk tarihindeki 31 Mart Vakası veya II. Meşrutiyet sonrası yaşanan asker-sivil gerilimleri hatırlatan bir yön taşır. Her iki durumda da devleti dönüştürmek isteyen, farklı dünya görüşlerine sahip genç subaylar sahneye çıkmış, düzeni değiştirmek için mevcut iktidara meydan okumuştu. Osmanlı’da modernleşme tartışmaları nasıl ordunun içindeki yeni fikir akımlarını harekete geçirdiyse, Rusya’da da Avrupa’dan dönen subaylar anayasal bir düzen arayışıyla Senato Meydanı’na çıkmıştı. Her iki örnekte de değişim talebi, dönemin siyasal yapısıyla çatışmış ve sonuç kısa sürede bastırılan bir kalkışma olmuştu.


13 Aralık 2025 Cumartesi

Aptallığın Altın Çağı: İnternet ve Sinir Ağları İnsan Zekasının Gerilemesini Nasıl Hızlandırıyor?


Kaynak: https://moskvichmag.ru/

 

Moskviçmag Dergisi’nden Alek Akhundov bir araştırmayı aktarmış.

Rusya Bilimler Akademisi Psikoloji Enstitüsü tarafından Rusların bilime yönelik tutumları üzerine yapılan bir anket, Kasım ayında devlet medyasında yayınlanarak "dünyanın en bilgili ve eğitimli ülkesi" efsanesini çürütmüş. Rusların yaklaşık %20'si Güneş'in Dünya etrafında döndüğüne inanırken, %16'sı insanların ve dinozorların aynı dönemde yaşadığına şüphe duymuyormuş. Ankete katılanların yaklaşık %40'ı cadıların ve büyücülerin varlığına inanırken, yaklaşık %35'i medyumların geleceği tahmin edebileceğine inanıyormuş.

Rusya'daki "dünyanın düz olduğuna inananların" çoğunluğu 18-24 yaş aralığında, yani Z kuşağından. Bir Rus devlet yayını, diğer ülkelerde yapılan anketlerin de neredeyse aynı sonuçları gösterdiğini bildiriyor. Bu, Ruslar arasında dijital aptallık sorununun yarı resmi düzeyde kabul edildiği ilk örneklerden biri olabilir ve belki de bu, ulusal değil küresel boyutlarda bir felakettir.

Eksmo-AST yayınevinin sahibi Oleg Novikov'un yakın zamanda Moskvich Mag'e verdiği bir röportajda belirttiği gibi, Rusya ve ondan önce Sovyetler Birliği, niceliksel göstergeler açısından Avrupa ve Amerika'nın birkaç kat gerisinde kalarak, dünyanın en çok okuyan ülkeleri arasında hiçbir zaman gerçekten yer almamıştır. İyi kitaplar ve dolayısıyla kaliteli bilgi, Sovyet döneminde kıt kaynaklardı; spekülasyon konusu oluyor ve gizlice satılıyordu. Birçok Sovyet insanı, genel halkın erişemediği (lüks eşya olarak görülen) ev kütüphanelerindeki kitap sayısını, zenginlik düzeyleriyle bile ilişkilendiriyordu.

Bilgi ve birikim taşıyıcısı olarak kitaplar ve uzun metinler, en azından Z kuşağı için geçmişte kaldı. Onların başlıca bilgi kaynağı internet ve bilgi dünyasına (kelimenin tam anlamıyla) rehberleri yapay zekâ. İnternet ve sinir ağları gerçekten insanları aptal mı yaptı?

Guardian gazetesi yakın zamanda "Aptallığın Altın Çağında mı Yaşıyoruz?" başlıklı bir makale yayınladı. Makale, MIT araştırmacısı Natalia Kosmina'nın iki grup denek üzerinde yaptığı araştırmayı anlatıyor: bağımsız olarak makale yazanlar ve yazma süreçlerinde internet arama motorlarını ve ChatGPT'yi kullananlar. İkinci grupta, beyin dalga formları bilişsel işlevler, dikkat ve yaratıcılıkla ilişkili beyin aktivitesinin minimum düzeyde olduğunu gösterdi. Çalışmaya MIT ve diğer üniversitelerden öğrenciler katıldı. Makalelerini bitirdikten sonra, kendi metinlerinden bir alıntı yapmaları istendi ve Kosmina'ya göre, ChatGPT kullanıcılarından hiçbiri tek bir kelime bile hatırlayamadı.

"İnsan zekasının ve yaratıcılığının zirvesi, evriminin doruk noktası, insanlığın 60 yıl boyunca geri dönemeyeceği bir yer olan aya ayak bastığı 1960'lar ve 1970'lerde yaşandı. Makine öğrenimi ve yapay zeka alanındaki araştırmaların temelleri atıldı," diyor psikoloji doktorası sahibi ve Moskova Ulusal Araştırma Üniversitesi Enerji Mühendisliği Enstitüsü'nde doçent olan Alexander Beloborodov. "O zamandan beri insan zekası geriliyor. Bu, gelişmiş ülkelerdeki okul çocukları ve öğrenciler üzerinde yapılan kitlesel testlerin sonuçlarıyla gösteriliyor."

Uzmana göre, araştırmalarda elde edilen zeka göstergeleri, dijital öncesi çağda doğan "X kuşağı" ve "Y kuşağı"na kıyasla "Zoomer" ve "Alfa" kuşaklarında her yıl düşüş gösteriyor. Beloborodov, 2022 ve sonrasında doğan sinir ağları kuşağı olan geleceğin "Beta" kuşağının ise daha da kötü bir bilişsel gelişim göstereceğine inanıyor.

Beloborodov sözlerine şöyle devam ediyor: "Beynin gelişmesi için dinlenmeye, rahatlamaya ve meditasyona ihtiyacı vardır. Beyin genellikle insan vücudundaki en çok enerji tüketen organdır. Ancak modern insanlarda neredeyse hiç dinlenmez. Sabah uyandığımız andan gece geç saatlere kadar, çevrimiçi haberlerden oluşan sonsuz bir boş bilgi akışını pasif bir şekilde işlemekle meşgulüz. İnsanların işe gidip gelirken toplu taşıma araçlarında ve hatta iş yerinde ne yaptıklarına bir bakın? Sürekli olarak haber akışlarında, videolarda ve sosyal medyadaki hikayelerde gezinip, altlarına yorum yazıyorlar. Bu, modern bir insanın beyin aktivitesinin neredeyse tamamını tüketiyor. Sonuç olarak, beyin bu bilgi seline dayanamıyor ve aktivitesi hızla düşüyor."

Uzman, Moskvich Mag'in diğer röportaj yaptığı kişilerin de yakın zamanda dile getirdiği bir başka duruma dikkat çekiyor . Beloborodov'a göre, dijital bağımlılık toplumun en yoksul kesimlerinde daha yaygın ve muhtemelen en az iki sınıfa yeni bir bölünmeye yol açıyor: değerli analog bilgiye erişimi olanlar ve düşük kaliteli dijital alternatiflerin tüketicileri.

Beloborodov, ortaya çıkan ikinci sınıf hakkında şunları söylüyor: "İnternet ve dijital teknoloji, onlar için manevi bir boşluktan, gerçeklikten bir kaçış ve internet bağımlılığı dünyasına giriş yolu haline geldi. Varlıklı insanlar dijital sarhoşluğa daha az yatkındır çünkü hayatları internet olmadan bile canlı olaylarla doludur. Dopamin ve duyguları sanal değil, gerçek ortamda elde edebilirler."

St. Petersburg'daki IMISP işletme okulunda profesör ve dijital dönüşüm uzmanı olan Andrey Nesterov, bir kişi bir görevi makineye devrettiğinde beyinde neler olduğunu ayrıntılı olarak şöyle açıklıyor: "Harvard Tıp Fakültesi tarafından 2023 ve 2025 yılları arasında yapılan araştırmalar, analiz, şüphe ve karmaşık akıl yürütmeden sorumlu alan olan prefrontal korteksteki aktivitede bir azalma olduğunu gösteriyor. Buna bilişsel yük boşaltma deniyor; hafıza ve düşüncenin dışsallaştırılması. Beyin anlam üreticisi olmaktan çıkıp giderek bir düzenleme mekanizması olarak işlev görüyor; doğrulama, seçme ve düzenleme yapıyor."

Değerli analog ve ucuz dijital bilgiye ilişkin olarak Nesterov şunları söylüyor: "Kaynaklarla çalışma ve kişisel işlem ortadan kalktıkça bilgi değer kaybeder. Bugün herhangi bir okul çocuğu birkaç dakika içinde bir makaleye ulaşabiliyor. Bilginin gereksiz olduğu, bir soru formüle edebilmenin yeterli olduğu yanılgısı ortaya çıkıyor. Bu, ucuz dijital bilgi (hızlı cevaplar, şablonlar ve özetlemeler) ile pahalı analog bilgi (birincil kaynakları okuma, argüman oluşturma ve karmaşıklıkla başa çıkma yeteneği) arasında bir ayrım yaratıyor. Ve yeni bilişsel sermaye de ikincisi oluyor."

Rusya Federasyonu Hükümeti'ne bağlı Finans Üniversitesi İngiliz Dili ve Mesleki İletişim Bölümü'nde öğretim görevlisi olan Svetlana Zolotareva, yeni bir sosyal teşhisin ortaya çıkışını şöyle değerlendiriyor: "Bilişim teknolojisi gelişme düzeyi ile gençlerin, özellikle de mesleki eğitim gören öğrencilerin, dijital cihazları kontrolsüz kullanmalarından kaynaklanan olumsuz sonuçlar hakkındaki kamuoyu endişesi arasında giderek artan bir uçurum var. Eğitimciler, öğrenciler arasında görülen 'dijital bunama' sosyal sorununa çözüm bulmalı ve öğretimde önleyici tedbirler uygulamalıdır."

Uzmana göre, bilgi teknolojisinin kullanımının hem gerekli hem de kolay hale geldiği koronavirüs pandemisi, eğitimde "dijital bunama"nın ortaya çıkmasında kilit bir faktör olarak değerlendirilebilir. Zolotareva şöyle devam ediyor: "Tamamen yeni bir genç nesil ortaya çıktı: Z kuşağı veya dijital yerliler. Onlar için bilgi teknolojisi sosyal bir yenilik değil, örneğin cep telefonu veya hızlı internet erişiminin olmazsa olmaz olarak görüldüğü tanıdık bir ortam. Bu, toplumun dijitalleşmesinin dış ve iç faktörleri arasında bir uyum yanılsaması yaratıyor. Ve 'dijital yaşam tarzının', özellikle en aktif tüketicileri -üniversite öğrencilerini- etkileyen bir dizi psikolojik probleme ve bağımlılığa yol açtığı yadsınamaz."

Moskvich Mag'in görüştüğü ve dijital aptallığı geniş kapsamlı sonuçları olan bir felaket olarak gören uzmanların sayısı, durumu abartmamaya çağıran ve alışılagelmiş tarihsel benzetmeleri (ilk matbaa makinelerini yok eden Ludditler veya 1980'lerde cep hesap makinelerini eğitimin düşmanı olarak gören eğitimciler) kullananların sayısına neredeyse eşit. Ancak her iki grup da henüz küresel bir "dijital bunama" salgınını önlemek için etkili görünen önlemler bile önermeye hazır değil. Araştırmacılar zaten bunun açık belirtilerini rapor ediyor ve felaket sonuçları sürekli olarak kendini hissettiriyor.

12 Aralık 2025 Cuma

“Kürk mantolu” Rus mutfağı…

 


Kaynak: https://medyagunlugu.com/

 

Rus mutfağı geniş bir coğrafyanın, sert iklim koşullarının ve tarih boyunca etkileşimde bulunduğu çok farklı kültürlerin izlerini taşır.

Slav geleneklerinin yanı sıra Türk, Kafkas, Baltık, Fin ve Orta Asya mutfaklarının etkileri Rus sofralarında açık biçimde görülür. Bu çeşitlilik, Rus mutfağını hem zengin hem de doyurucu bir gastronomik kültür haline getirir.

Rus yemeklerinin en belirgin özelliği, besleyici, sıcak ve tok tutucu olması.

Bunun temel nedeni ise, tahmin edilebileceği gibi, uzun kışların hâkim olduğu bir coğrafyada insanların enerji veren ve dayanıklılığı artıran yiyeceklere ihtiyaç duyması. Bu yüzden çorbalar, et yemekleri ve hamur işleri Rus mutfağının omurgasını oluşturuyor. Ayrıca ekşi tatlar, fermente ürünler, turşular ve süt ürünleri de önemli bir yer tutuyor. Diğer yandan, Rus yemeklerine yöneltilebilecek eleştiri, yağlı olması ve mayonezin fazla kullanılması.

Temel özellikler

1-Çorbalar

Rusya’da çorba yalnızca bir başlangıç değil, çoğu zaman ana yemek kadar doyurucudur. Et suları, lahana, patates ve kök sebzeler kullanılan temel malzemeler.

2-Fermente kültürü

Kvas (ekmeğin mayalanmasıyla yapılan popüler bir içecek-aşağıdaki fotoğraf), kefir, turşular ve ekşi lahana gibi fermente ürünler Rus sofralarının vazgeçilmezi.

3-Hamur işi ağırlığı

Pelmeni, pirojki ve blini gibi hamur işleri hem günlük yaşamın hem de bayramların bir parçası.

4- İklimin etkisi

Patates, pancar, lahana, havuç, sığır eti ve balık gibi dayanıklı malzemeler mutfakta öne çıkar.

Ünlü yemekler

Çorbalar

Borşç (Borş çorbası-Aslen Ukrayna kökenli): Pancarlı, et veya sebze tabanlı, ekşi tatlı bir çorba.

 

Şçi (Lahana çorbası): Beyaz lahana veya ekşi lahana ile yapılır.

Solyanka (Solyanka çorbası): Ekşi tatlı aromalı, etli, zeytinli ve salçalı bir çorba.

Okroşka (Soğuk yaz çorbası): Patates, sucuk, sebze ve kefir-kvas karışımıyla yapılan soğuk çorba.

Ana yemekler

Kotleta po-Kievski (Kiev usulü tavuk): Tavuk göğsü, sarımsak, tereyağı, otlar, yumurta ve galeta unu ile hazırlanan, Ukrayna’da da popüler bir yiyecek.

Pelmeni (Sibirya mantısı): Etli küçük mantılar, Rusya’nın en ikonik yemeklerinden biri.

Befstroganov (Beef Stroganoff): Mantarlı krema sosunda pişmiş yumuşak et.

Şaşlık (Şiş kebap): Orta Asya ve Kafkasya kökenli. Marine edilmiş kuzu, dana ya da domuzdan yapılıyor.

Golubtsı (Lahana sarması): Lahana yaprağına sarılmış kıymalı iç harç.

Kotleti (Köfte/panayla kotlet): Pane kaplanmış yumuşak köfte.

Kaşa (Karabuğday lapası): Özellikle greçka Rus sofralarında çok yaygın. Taze veya kuru meyve, reçel, peynir, tereyağı, sebze, kuruyemiş veya bal gibi birçok ek malzeme ile çeşitlendirilebilir.

Pirojki/Pirogi (Dolgulu poğaça-börek): Et, patates, lahana, mantar veya tatlı dolgulu hamur işleri.

Balık yemekleri

Ribniy Sup (Balık çorbası/Uha): Et suyunda pişmiş hafif bir balık çorbası.

Graavilohi/Gravlax: İskandinav kökenli somonla hazırlanan fermente bir yiyecek. Soğuk iklim nedeniyle tütsülenmiş ve tuzlanmış balık önemli yer tutuyor.

 

Ünlü salatalar

Rus mutfağı özellikle salatalarıyla dünya mutfaklarında iz bıraktı.

Olivye Salad (Rus salatası/Olivye): Patates, bezelye, havuç, yumurta ve mayonezli klasik karışım.

Vinegret (Pancar salatası): Pancar, lahana turşusu, patates ve havuçlu ekşi bir salata.

Selyodka pod şuboy (Kürk mantolu ringa/Şuba): Ringa balığı, pancar, patates, yumurta ve havuç katmanlarından oluşan meşhur salata. Katmanlar bir kürk manto gibi balığı sardığı için bu ilginç adı taşıdığı düşünülüyor. (Aşağıdaki fotoğraf)

 

Mimoza Salad (Mimoza salatası): Balık konserveleri ve rendelenmiş yumurtanın kat kat dizildiği hafif salata.

Tatlılar ve hamur işleri

Blini (Krep/ince pancake): Geleneksel olarak balık yumurtası, bal, peynir veya reçelle yenir.

Sırniki (Lorlu kızartma tatlısı): Tvorog denilen lor benzeri peynirle yapılıyor.

Pasha (Paskalya tatlısı): Lor, krema ve kuru meyvelerle yapılan kalıplı tatlı.

Medovik (Balkekli pasta): Kat kat bal aromalı yumuşak bir pasta.

 

Kürk mantolu ringa tarifi:

Malzemeler (6–8 kişilik)

2 adet tuzlu ringa balığı filetosu

3 adet orta boy patates

2 adet havuç

2 adet büyük pancar

1 adet kuru soğan

3–4 adet haşlanmış yumurta (isteğe bağlı)

300–400 g mayonez

Tuz-karabiber (isteğe bağlı)

Sebzeler mutlaka kabuklarıyla haşlanır; böylece lezzet ve renk kaybolmaz.

Patates, havuç ve pancarı kabuklu şekilde haşlanır.

Soğuduktan sonra kabuklarını soyulur.

Hepsini ayrı kaselere rendelenir.

Tuzlu ringalar küçük küpler halinde doğranır.

Soğan ince ince kıyılır

Ringa balığı

 Büyük bir servis tabağına kat kat şu sırayla dizilir:

1-Ringa balığı

2-Üzerine doğranmış soğan

3-Rendelenmiş patates + ince bir tabaka mayonez

4-Rendelenmiş havuç + ince bir tabaka mayonez

5-İsteğe bağlı: rendelenmiş yumurta

6-Rendelenmiş pancar (en üst kat)

7-Üzeri güzelce mayonezle kaplanır (bu, balığın “kürk mantosu” oluyor)

8-Salata buzdolabında en az 4–6 saat, ideal olarak bir gece dinlenmeli.

9-Katmanlar birbirine oturunca gerçek lezzet ortaya çıkar.

Servis

Soğuk servis edilir.

Genellikle üçgen dilimler halinde pastamsı şekilde kesilerek sunulur.

Üzerine dereotu veya yumurta rendesiyle hafif süsleme yapılabilir.