Moskova

Moskova

18 Kasım 2024 Pazartesi

" Kedilere her gün Maslenitsa değildir"

 

 


Anna Popova

Kaynak: https://www.rbth.com/ 

 

" Kedilere her gün Maslenitsa değildir"

Bu ifade Rusça bir deyişin parçasıdır:

“Не все коту Масленица, будет и Великий пост” (“Ne vse kotu Maslenitsa, budet i Velikiy post”) yani “Kedi için her gün Maslenitsa değildir, Büyük Oruç da olacak”.

Bu arada Maslenitsa haftasının ne zaman ve nasıl kutlandığını hatırlayalım.

Maslenitsa zamanı yedi gün boyunca insanlar eğlenir, çeşitli iç malzemeleriyle krepler hazırlanır, yenilir ve Maslenitsa'nın bir kuklası yakılarak kışa veda edilir. Ve hemen ertesi gün, eğlenceyi, yemeyi içmeyi unutup, et ve süt ürünlerinden uzak duracakları ve dua ederek vakit geçirecekleri Büyük Oruç başlar.

Dolayısıyla bu söz hayatın basit bir gerçeğini ima eder: Tatil günlerini hafta içi çalışma günleri takip eder ve her şanslı bir dönemin ardından talihsiz bir dönem gelebilir.  

Oyun yazarı Aleksandr Ostrovsky oyunlarından birine 'Kediye her gün Maslenitsa değildir' adını vermişti.

Oyunun konusu şöyle: zengin bir tüccar ve fakir yeğeni, ikisi birden çeyizi olmayan güzel bir kıza kur yapmaktadır. Kız tüccarı paralı olduğu için tercih eder. Ancak, annesi kızının böyle bir erkekle evlenmesini istememektedir. Çünkü zengin adamın bir zorba olduğu söylenmektedir. Bu arada tüccarın yeğeninin de yüklü miktarda para bulduğunu öğrenen anne, onun kızıyla evlenmesine onay verir. Reddedilen diğer damat adayı bu karara öfkelenir ve kızgınlığını şöyle ifade eder: "Kediye her gün Maslenitsa değildir, arkasından Büyük Oruç olacak!"

Yani, "Her güzel şeyin bir sonu vardır."

17 Kasım 2024 Pazar

Kısacık öykülerin atası “Basniya”



Rusçada "fabl"a yani kıssadan hissesi olan masalsı, şiirsel öykücüklere “basniya” (Басня ) deniliyor.

“Basniya”, didaktik edebiyatın  bir türü. 

Doğrudan formüle edilmiş ahlaki bir sonucu olan, hikayeye alegorik bir anlam veren şiir veya düzyazıdan oluşan kısacık hikayeler.

Her “basniya”nın sonunda veya başında kısa bir ahlaki sonuç vardır. Karakterler genellikle hayvanlar, bitkiler ve nesnelerdir. Bu öykücüklerde, insanların kötü alışkanlıkları hicvedilir.

Bu öykücükler, en eski edebi türlerden biridir. 

“Basniya” türü, birkaç yüzyıl önce Rus edebiyatına girdi.

Antik Yunan'da düzyazı masallar yazan Ezop (M.Ö. 6.-5. yüzyıllar) bu türün en ünlülerindendi.

Roma'da - Phaedrus (MS 1. yüzyıl), Hindistan'da " Panchatantra " 3. yüzyıla kadar uzanıyordu.

Doğu'dan Bizans'a gelen masallar popülerdi. Daha sonra 17. ve 18. yüzyıllarda büyük dolaşıma giren Ezop masalları da popülerleşti.

Modern zamanların en önde gelen fabülisti ise Fransız şair Jean La Fontaine'di (17. yüzyıl ).

1731'de Antiochus Cantemir, Ezop'u taklit eden altı masal yazdı.

Ayrıca Vasily Tredyakovsky ve Alexander Sumarokov masallar yazdılar (ilki Ezop taklidi, ikincisi - La Fontaine'den çeviriler ve bağımsız masallar).

La Fontaine ve Christian Gellert'i tercüme eden ama aynı zamanda bağımsız masallar da yazan Ivan Khemnitser'in (1745-1784) masalları sanatsal hale geldi; Fransızcadan tercüme yapan Ivan Dmitriev'den ( 1760-1837): La Fontaine, Florian, Antoine de Lamotte , Antoine Vincent Arnault ve masallarının çoğu bağımsız olan Alexander Izmailov'dan (1779-1831). İzmailov'un çağdaşları ve ona en yakın nesil, masallarını doğallıkları ve sadelikleri nedeniyle çok takdir ettiler ve yazara "Rus Tenier " ve "Krylov'un arkadaşı" adını verdiler.

Ivan Andreevich Krylov (1768-1844) masal sanatında büyük bir ustalığa ulaştı.

Krylov, çalışmaları Ezop, Phaedrus ve La Fontaine'in eserlerine dayanmasına rağmen neredeyse hiç çevirisi ve taklidi yoktur.

İ. A. Krylov'un “basniya”ları gerçekçi canlılıkları, mantıklı mizahları ve mükemmel dilleriyle bu türün Rusya'daki en parlak dönemini işaret ediyordu. 

Krylov'dan sonra masal Rus edebiyatında yalnızca şaka veya parodi şeklinde kaldı.

Sovyetler Birliği döneminde Demyan Bedny, Sergei Mikhalkov ve diğerlerinin masalları popülerlik kazandı.

“Vaska dinler ve yer” deyimi ne anlama geliyor?

 


Anna Popova

Kaynak: https://www.rbth.com/  

Başkalarının yorumlarına ve eleştirilerine aldırmayan, vurdumduymaz, bildiğini okuyan insanlar için Rusçada: "Васька слушает да ест" (Vaska sluşayet da yest) yani "Vaska sadece dinliyor ve yiyor" denir.

Bu tür insanlar etrafındakilerin uyarılarına karşı duyarsızdırlar. Arsızın önde gidenidirler.

Bu deyişin varlığını masal, fabl, (Басня / basniya) yazarı İvan Krylov'a borçluyuz. 1813'te, kendisi yokken mutfakta fareleri yemeklerden uzak tutacağını umarak Vaska adlı bir kediye güvenen saf bir aşçı hakkında, içinde kıssadan hisse bulunan bir “basniya”, şiirsel hikaye yazdı.

Aşçı, kediye güvenir, ancak geri döndüğünde, koca kuyruklu Vaska’nın bütün yiyecekleri yiyip bitirdiğini görür.

‎“Vaska bir serseri kedi! Vaska bir hırsız kedi!” 

Ve Vaska’nın sadece mutfağa değil,

Bahçeye bile girmesine izin verilmemeli,

Koyun ahırındaki açgözlü bir kurt gibi:

O bir ganimet meraklısı, o bir bela, o buranın belası!"

(Ve Vaska sadece dinler ve yer).

 


Böyle bir duruma benzer bir İngilizce deyim de şöyle: "He doesn't even bat an eyelid."

Yani zahmet edip gözünü bile kırpmaz, hiç aldırmaz.

16 Kasım 2024 Cumartesi

"Rusya akılla anlaşılmaz" ama bu 7 özdeyişle daha iyi kavranabilir!


Kaynak: https://turkrus.com/

 

Rusya derin bir kuyu... Rusya her sabah "Çözdüm" diye uyanıp her akşam "İyice kördüğüm ettim" diye uyuduğumuz bir muamma... Rusya, kitaplardan öğrenilemeyecek, yaşanarak bir nebze anlaşılabilecek bir büyük bilmece... Rusya'nın bazı "olmazsa olmazları" var. "Rusya yalnızca akılla anlaşılamaz" veya "Rusya'nın iki talihsizliği vardır…" gibi, Rusya'yı tanımlama çabasındaki bazı ünlü özdeyişlerin kökenini, bunların ne anlama geldiğini biliyor musunuz? RBTH derledi: 

 1. "Ülkemizin toprakları oldukça geniş ve zengin. Ama düzen yok."

Bu deyişin geçmişi 12. yüzyıla dayanıyor. O dönemde yazılan günlüklerde geçiyor. "Kiev Rus" yönetimi dönemine ait, Birinci Günlük olarak bilinen, "Son Yılların Öyküsü"nde geçen bir ifade. Daha sonra Rusya olacak olan bu topraklarda yaşayanların Vikinglere haraç vermekte oldukları belirtiliyor. Günlüklere göre sonunda Vikingleri uzaklaştırıyorlar ancak sonra birbirlerine düşüyorlar. Düzeni sağlamak için yabancı bir prensi, kendilerini yönetmeye davet ediyorlar. Vikinglere (Varangianlar) artık özdeyişe dönüşmüş olan bu mesajı gönderiyorlar: "Topraklarımız oldukça geniş ve zengin. Ama düzen yok. Gelin ve bizi yönetin."

2.  "Bir Rus'u kazırsan, altından Tatar çıkar"

Bu ifade günümüzde, Rusya'da ırkların ne kadar karışmış olduğunu belirtmek üzere kullanılıyor. Bu deyiş, Rusya'ya 19'üncü yüzyılda, Fransa'dan gelmiş. "Avrupalılar bizi, kendilerinden kabul etmek istemiyor" diyen Dostoyevski, Rusların Tatar gibi olduğunu düşünen Fransızların, bunu bir özdeyişe dönüştürdüklerini yazar. Marquis de Custine de 1839'da, kitabı "La Russie"de, "Onların tam anlamıyla Tatar oldukları dönemin üzerinden bir yüzyıl bile geçmedi" der.    

3. "Rusya sadece akılla anlaşılamaz" 

En ünlü deyişlerden biri.  Fyodor Tyutçev'in 1866'daki felsefi dizelerinin ilk satırı.

Rusya Sadece akılla anlaşılamaz,  

Hiçbir ölçü, onun büyüklüğünü ölçemez,

Yalnız ve özgündür,

Ona sadece inanılır 

4  "Rusya'nın sadece iki müttefiki vardır: Ordusu ve donanması"

Çar III. Aleksandr'a atfedilen bir ifade. Bakanlarına daima şunu söylediği belirtilir: "Dünyada sadece iki sadık müttefikimiz var. Biri ordumuz, diğeri de donanmamız. Tüm diğerleri, ilk fırsatta bizim karşımıza geçer." Bu ifadeler, Çar'ın, Avrupa'ya yönelik daimi kuşkuculuğunu yansıtıyor. 

5  "Bize elinde kılıçla gelen, kılıçla ölecektir" 

Sergey Eisenstein'in 1938 yapımı filminde, ortaçağ hükümdarlarından Aleksandr Nevski konu alınır. Nevski, filmin sonunda tutsak Cermen şövalyelerini serbest bırakırken,  "Gidin ve yabancı topraklarda, Rusya'nın ayakta olduğunu anlatın! Bize barışla gelenler, konuk olarak karşılanacaktır. Ancak elinde kılıçla gelenler, kılıçla öleceklerdir. Rusya bunun üzerinde duruyor ve sonsuza kadar da böyle duracak." 

6  "Rusya'nın çok geniş toprakları vardır ancak geri çekilecek en küçük bir yeri dahi olamaz"

İkinci Dünya Savaşındaki Panfilov bölüğünün komutanı Vasili Klochov'a ait, siyasi propaganda ifadesi olduğuna inanılır.  

7  "Rusya'nın iki şanssızlığı var: Aptalları ve yolları"

Kökeni tartışmalıdır. 19'uncu yüzyıl yazarlarından Nikolay Gogol'e atfedilir. 

13 Kasım 2024 Çarşamba

Moskova yürüyerek gezilir mi?



Kaynak: http://www.moskovalife.com/


MOSKOVA MUHTARI YAZIYOR: 

Mayıs tatilinde Paris’ten dönen bir arkadaş dedi ki: “Bir kez daha anladım. Bazı şehirleri yürüyerek gezip dolaşmak mümkün. Ama Moskova kesinlikle bu kategoride bir şehir değil. Vasıtasız olmaz!”

Bence doğru. Ama eksik. Sadece “vasıtasız” değil, “rehbersiz” de olmaz!

Yani bileti alıp, bir de rehber kitap edinip Avrupa’ya, Asya’ya, pek çok memlekete gidip kendi başınıza gezip gelebilirsiniz. Ama bana kalırsa Moskova’ya değil!

Neden mi?

Geçen hafta Türkiye’den gelen arkadaşlarımı gezdirirken fark ettim: 2015 yılında Moskova metrosunda hala istasyonların adı Latin harfleriyle yazmıyor! 2015 yılında hala Moskova’da yollarda İngilizce tabela sayısı milyonda bir!

Yani dürüst olmak gerekirse, atılan adımlar yetersiz ve hala Moskova yabancıların deyişiyle “tourist friendly” yani turist dostu bir şehir değil…

Bu arada “vasıtasız dolaşılmaz” meselesine gelince.

Gerçekten de Moskova’nın görmeye değer yerleri son derece geniş bir alana yayılı. Yürüyerek dolaşayım derseniz günün yarısı anlamsız-gereksiz yerleri nefes nefese geçmekle heba olur. Alan büyük, binalar büyük, parklar büyük, mesafeler büyük. Yaşayanlar için bence bu eksi değil ama turistler için öyle.

Bu “mesafe meselesi”ne canlı bir örnek vereyim.

Moskova’ya ilk geldiğimde bir randevum vardı. Diyelim Prospekt Mira No 16’da. Hava güzeldi. Taksiye binmiştim. Daha yarım saat vardı randevuma. No 6’yı görünce, “Daha çok vakit var, erken gidip bekleyeceğime bu güzel havada yürüyerek gideyim” diye taksiyi durdurup indim.

Hay inmez olaydım!!

Ben nereden bileyim Moskova’da binaların bu kadar büyük olduğunu, her birinin cephesinin birkaç yüz metre olabileceğini!

Yürü yürü numara değişmiyordu.

O kadar büyüktü binalar.

Erken gitmekten korktuğum randevuya kan ter içinde, 15 dakika gecikerek vardım.

Onun için birileri bana “Moskova’ya yalnız geleceğim, Rusça bilmiyorum, ama ben elimde rehberle yürüye yürüye tüm şehir gezerim. Zaten Avrupa’da hep böyle yaptım” diyenlere bıyık altında gülüyorum.

Moskova’yı yürüyerek gezmek, okyanusu yüzerek geçmeye benzer çünkü…

Rus kadınlar neden yabancılarla evleniyor?


Kaynak: https://turkrus.com/

 

Sovyet döneminden kalma, "on kızdan dokuzuna erkek düşer" sözünü içeren şarkının sözleri bugün de geçerli. Rusya’daki kadın sayısının erkeklerden fazla olması, kadınların evlilik için yabancı ülkelere yönelmesinde önemli bir etken. Moskiç Mag dergisi, bu eğilimin nasıl değiştiğini ve nedenlerini araştırdı.

Rus kadınlarının yabancı ülkelerle evlilik yolculuğu, Sovyetler Birliği'nin dağılma süreciyle başladı. O dönemde ilk uluslararası evlilik ajansları kurulmuş, bu ajanslar sayesinde birçok Rus kadın, yurtdışındaki eş adaylarıyla tanışma fırsatı bulmuştu. Bugün de durum farklı değil. 2019'da Moskova'da hayatını bir yabancıyla birleştiren kadınların sayısı 13 bine yakın.

Rusya Bilimler Akademisi ve hükümete bağlı Finans Üniversitesi tarafından yapılan araştırmaya göre, 1993 ile 2016 yılları arasında yaklaşık 300 bin Rus kadın evlilik yoluyla göç etti. Uzmanlar bu durumu ekonomik, sosyal ve demografik nedenlerle açıklıyor. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri, "gelin vizesi" adı verilen özel bir vize kategorisi sunuyor. Son 20 yılda yaklaşık 20 bin Rus kadın bu vizeyle Amerika’ya yerleşmiş durumda. Bunun dışında Fransa, Japonya, İngiltere ve Almanya da Rus kadınların evlilik için tercih ettiği ülkeler arasında.

Ancak, önce pandemi, daha sonra da özel askeri operasyon, Rus kadınlarının evlilik amacıyla göç etmelerini zorlaştırdı. Duma milletvekillerinden Nina Ostanina’ya göre, uluslararası siyasi gerilimler ve ekonomik yaptırımlar bu süreci zorlaştırsa da, Türk erkekleri gibi bazı yabancı milletlerden kişilerle hayatını birleştirmeye devam eden Rus kadınlar da var

Öte yandan, Çin gibi ülkelerde de benzer bir evlilik göçü söz konusu. Çin'de erkek nüfus fazlalığı nedeniyle bazı Çinli uzmanlar, Çinli erkeklerin Rus kadınlarla evlenmelerini teşvik eden açıklamalarda bulunuyor. Çin'deki erkek nüfus fazlalığı, devletin “bir çocuk” politikasıyla daha da artmış durumda ve ülkede kadınlara olan talep yükselmiş bulunuyor.

Rusya’da ise erkeklerin ortalama yaşam süresinin kadınlardan düşük olması bir başka problem. Eski Rospotrebnadzor başkanı Gennadiy Onişenko’ya göre, erkeklerin ortalama yaşam süresinin kadınlardan 10 yıl kadar kısa olması, Rus kadınlarının erkek aday bulmasını zorlaştırıyor. Bu durum ülkedeki demografik dengenin kadınlar aleyhine daha da açılmasına sebep oluyor.

Son olarak, seferberlik ve göç, genç erkeklerin ülke dışına çıkmasına yol açtığından, bu dengesizlik daha da belirgin hale geliyor. Demografi uzmanı Aleksey Rakşa’ya göre, genç erkeklerin eksikliği ve askerlik gibi nedenlerle Rusya’da kadın ve erkek nüfusu arasındaki dengesizlik, gelecekte de Rus kadınlarını evlilik için yurtdışına yönlendirecek önemli bir etken olarak kalmaya devam edecek.

Moskovalı kadınların ikilemi: ‘Havalı delikanlı’ mı, ‘hakiki erkek’ mi?

 


Kaynak: http://www.moskovalife.com/

 

Moskova’da kadınlar “delikanlıları” mı tercih etmeli, yoksa “hakiki erkekleri”, yani “mujikleri” mi? 

Yuliya Çesnokova Moskviçmag dergisi için yazdı:

“Moskova’da erkekler, kadınların maddiyatçı olmasından şikâyet ederken, kadınlar da hayal kırıklığıyla, “gerçek erkeklerin” azaldığını ve ilişkilerde aradıklarını bulamadıklarını ifade ediyor. Demografik durumu nasıl kurtaracaklarını bile düşünmeye başladılar, çünkü tanışabilecekleri uygun biri neredeyse yok gibi.

Aslında bu tamamen doğru değil. Moskova kadınları aynı hatayı yaparak kendilerine hiç uygun olmayan kişilerle buluşuyorlar. Moskova’da erkekler temelde iki çeşit: “havalı delikanlı” ve “hakiki erkek”. Burada yaşın pek önemi yok — gençler de adamlar da aynı yaşta olabilir. Hatta Moskova’da 50 yaşında gençler ve 20’sinde “mujikler” görmek mümkün. Aralarındaki fark, kendilerini dünyaya sunuş biçimleri ve dünyayı algılama şekillerinde yatıyor.

Moskova’da gençler ve mujikler yaklaşık olarak %50 oranında dengeli bir dağılım gösteriyor; bu, Rusya’nın diğer bölgelerinde “mujiklerin” ağır basmasından ya da Avrupa başkentlerinde gençlerin çoğunlukta olmasından farklı bir durum. Evlilik planı yapan Moskova kadınlarının bu ayrımı anlamaları önemli, çünkü ikisini bir arada bulmak zor.Dolayısıyla her köşe başında “Moskova’da normal birini bulmak imkânsız” diye yakınmak yerine, baştan ne aradıklarına karar verip seçtikleri tipe odaklanmaları gerek.

“Delikanlıları” hemen tanıyabilirsiniz — gardıroplarına genç yaşlardan itibaren özen gösterirler ve 70 yaşında bile kapüşonlu sweatshirt ve spor ayakkabılar giyebilirler. Yeni çizmelerinizi fark eder ve hangi satıcıdan en iyi spor ayakkabıyı alabileceğinizi sizinle keyifle tartışabilirler. Sosyal medyada aktiftirler ve selfinin, karşı cinsin beğenisini kazanmak için kullanılabilecek bir değer olduğunu bilirler.

Sosyal medya, “delikanlılar” için oldukça önemli bir detay. Onlara göre selfi, insanın kendini keşfetme sürecinin doğal bir parçası; bugünkü halini yarının kendisi için belgeleme ihtiyacı. Bu nedenle herhangi bir yansıtıcı yüzey, onları mıknatıs gibi çeker ve aynanın karşısına tam boy geçip, modern bir Davut gibi poz verirler — şık trençkot, taze saç kesimi ve ellerinde kapuçino ile. Sürekli kendilerini güzelleştirip poz verirken, kadınlara cinsiyet beklentilerini kasıtlı olarak alt üst ettiklerini hissettirirler; çoğu zaman yapabilecekleri tek şey “havalı görünmek”. Güçlü elleri, ağaç kesmek için değil, paylaşım yapmak için.

Moskova “mujikleri” ise genellikle sosyal medya kullanmaz, kullansalar bile onları hemen “ortalama çirkin adam” tarzında bir selfiden tanıyabilirsiniz. Genellikle son 20 yılda çekilmiş 10’dan az fotoğrafları vardır ve her birinde ya yukarıdan aşağıya bakarlar ya da doğrudan ve kaba bir şekilde. Kadınlar bu tür bir erkeğin fotoğrafını arkadaşlarına gösterip hemen utangaç bir şekilde “Gerçekte daha iyi görünüyor,” diye açıklama yapma ihtiyacı hisseder.

“Mujiklerin” çoğu selfiyi, 2000’lerin başında çekilmiş gibi görünür: kadrajlama yoktur, ışık kötüdür, başın yarısı bulanıktır ve yüz ifadeleri genellikle somurtkan ve hoşnutsuzdur; sanki o anda hayatlarında daha önemli bir şeyler oluyormuş da, telefonun tuşuna yanlışlıkla basmış gibi. Aslında fotoğraf çekilmekten nefret ederler, çünkü bir adamın güçlü, meşgul ve nasırlı ellerinde iPhone’dan daha ciddi bir şey tutması gerektiğine inanırlar. Bu da, sevgilisine bir ayı saldıracak olsa onu koruyacaklarının, olan biteni videoya almaya çalışmayacaklarının en iyi kanıtıdır.

Eğer Moskova’lı bir kadın gerçekten o meşhur “huzurlu aile mutluluğunu” istiyorsa, böyle bir selfi iyi bir işaret olabilir, çünkü alternatif neredeyse asosyal sayılır: Eğer kendi dış görünüşüne bu kadar düşkün olsaydı, onu etkileme arzusu kalır mıydı?

Bir buluşmada “mujik” genellikle ciddidir, onunla havadan sudan konuşmak zordur ve 25 yaşından büyük olmasa bile sana fıkra anlatmanı teklif eder. İşini sorduğunda, sanki her pozisyonda zorlu mücadeleler veriyor ve engelleri aşmaya çalışıyormuş gibi bir izlenim yaratır. “Mujik” çoğunlukla katıdır: yenilikleri eleştirir, psikologlardan hoşlanmaz, modern modayı küçümser, mesajlara nokta koyar ve tüm düşüncesini tek mesajda yazar (ilk bölümü kadar uzun olsa bile). Buluşmada hesabı yarı yarıya ödemeyi önermek onu kızdırır — bunu kibarca reddedilme olarak görebilir, ama yine de hesabı öder, taksi çağırır ve seni eve kadar bırakır.

“Mujik”in oturup ağlamasını hayal etmek imkânsızdır. Ancak kendin ağlarken her zaman ona telefon açabilirsin. Büyük ihtimalle seni teselli edemez, ama gerektiğinde en iyi kulak burun boğazcıdan randevu alır, öksürüğünü ihmal etmemeni sağlar, arabandaki lastikleri değiştirir, tatil için biletleri kendi ayarlar ve sana bir buket hediye eder.

“Delikanlılardan” çiçek bekleyemezsin, ama kadının ne yapması ya da yapmaması gerektiğine dair sıkıcı konuşmalar da yapmazlar. Restoranda hesabı keyifle paylaşır, bu sefer kadının ikram etmesine itiraz etmezler ve asla taksi çağırmayı teklif etmezler. “Eve vardığında beni ara,” demezler; çünkü Moskova’da başına ne gelebilir ki? Bunun yerine seni bolca mem ve TikTok’la eğlendirir.

“Delikanlılar” kendilerini rahat hissetmedikleri bir işten kolayca ayrılırlar ve bunun için bahane uydurmazlar. Basitçe “Bana göre değil” derler. İşsiz kalmayı bir trajedi olarak görmezler, çünkü bu zamanı dizileri yeniden izlemek, Moskova’da arkadaşlarıyla aylaklık yapmak veya yeni bir podcast bölümü kaydetmek için kullanabilirler. Birçok “delikanlı,” kendini daha iyi anlamak için psikoterapi seanslarına gittiklerini kolayca anlatır.

“Delikanlılarla” beraber olmak kolaydır; bakımlıdırlar, iyi giyinirler ve Stories için seni nasıl doğru çekeceklerini bilirler. Onların yanında “mujikler” inatçı, sıkıcı, sinir bozucu derecede muhafazakâr ve ilişkilerde kontrolcü ve kurallarla dolu, eski kafalı bir yaklaşıma sahip kişiler gibi görünürler.

Öte yandan, doktorların ya da acil durum kurtarma ekiplerinin “delikanlı” değil, “mujik” olmalarını istemek de mantıklı. Yangından insanları çıkarıp hızlı ve etkili bir şekilde hayata döndürmelerini, “Bugün olmaz, kedim hasta, bir şeye odaklanamıyorum,” dememelerini beklersiniz. “delikanlıların” dezavantajı burada — melankoliye kapılmaktan utanmazlar ve buna hakları olduğunu kabul etmenizi isterler. “Üzgünüm, kız arkadaşım beni terk etti, elimden bir şey gelmiyor, gelemem,” deyip önemli bir projeden bir gün önce işi bırakabilirler ve bunun doğru olup olmadığını sorgulamazlar bile. “Mujikler” ise “delikanlıları” “zayıf” ve “sızlanan tipler” olarak görür. Onları küçümsediklerini söylerler, ama bence aslında biraz kıskanıyorlar. Çünkü “delikanlılar” gerçekten dert yanabiliyor, peki ya “mujikler”?

Moskova’lı bir kadının ilişki arayışındaki trajedisi, görünüşü genç, ama davranışları “mujik” olan birini istemesinde yatar. Yani hem havalı, zevkli giyinen, rahat iletişim kurabilen ve eğlenceli biri olsun, hem de tüm isteklerini karşılıksız yerine getiren, güvenli bir duvar gibi arkasında huzurla yaşanacak biri olsun. Ama böyle biri yok; bu yüzden kadınlar bir seçim yapmak zorunda — ya her anlamda güvenli bir duvar bulacak ya da Moskova’nın hafif yaşam tarzının bedelini kendileri ödeyecekler.