Metin
Gülbay
Kaynak:
https://medyagunlugu.com/
Baltacı Mehmed Paşa veya Pakçamüezzin Baltacı
Mehmed Paşa 1662 yılında, Çorum Osmancık’ta, Karaağaç köyünde doğdu,
1712’de Limni’de öldü.
Hepi topu elli yıllık bir yaşam sürdü. Ancak onun hakkında
tarihe öyle bir iz bırakıldı ki bugün bile çoğu Türk onu bu izle bilir. Halbuki
paşanın bu izle uzaktan yakından ilgisi yoktur.
Babamdan bile dinlemiştim, “Baltacı Mehmed Paşa Rus
ordusunu Prut savaşında kıstırmış, sonra Rus Çariçesi Katerina savaş alanında
paşanın çadırına gelmiş, o gece birlikte olmuşlar, paşa da kuşatmayı kaldırmış
ve Rusya kurtulmuş. Yoksaaa, bugün Rusya diye bir devlet olmazmışmış.”
Bundan sonrasını ise hemen tüm büyüklerimden dinlemişimdir:
“Bu Baltacı var ya bu Baltacı, aaaah ah! Biraz akıllı olsaydı, Rusya diye bir
ülke yoktu bugün.”
Hani çok şehir efsanesi dinledim ve halen de dinlemekteyim
ama dinlediğim efsanelerin doruğunda hâlâ Baltacı Mehmed Paşa-Katerina olayı
durur. Bunu aşan efsaneye daha rastlamadım. Belki anlatılanların Rusya’nın yok
olması kısmında birazcık doğruluk payı vardır. Tabii ki yenilen devletler yok
olmaz ama eğer Baltacı saldırsaydı Rusların çok ağır kayıplar verecekleri ve
sonradan “Deli Petro” diye anılan ve o sırada ordusunun başında bulunan Çar 1.
Petro’nun esir alınmasıyla tarihin başka türlü olacağını söylemek mümkündür.
Ama öyle olmamıştır.
Tarihçiler
ise paşayı şöyle anlatır:
“Baltacı Mehmed Paşa 3. Ahmed’in saltanatında, 25
Aralık 1704 – 3 Mayıs 1706 ve 19 Ağustos 1710-20 Kasım 1711 dönemlerinde iki
kez sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır. Genç yaşta
ilim merakı ile Trablus, Tunus ve Cezayir’e kadar
gitti. Daha sonra İstanbul’a döndü ve akrabalarından Hacı Sefer Ağa
vasıtası ile saraya girdi. Burada önce baltacı oldu. Güzel
sesli olduğundan musikiye heveslendi ve müezzin olup ‘Mehmed Halife’
namını, temiz yüzlü ve akça pakça bir insan olduğu için de ‘Pakçamüezzin’
lakabını kazandı. Ardından kâtipliğe heveslenen Baltacı Mehmed Efendi,
önce yazıcı ve Aralık 1703’te ikinci imrahorluğa tayin
edildi. İmrahor padişahın atlarına bakmakla görevli olan kimsenin unvanıdır.
Bu sırada henüz şehzade olan Ahmed ile iyi
ilişkiler kurdu. 1703’te Edirne Vakası sırasında İstanbul’a ve sonra
Edirne’ye giden isyancılarla yakın bağlantı kurdu ve bunların II.
Mustafa’yı tahttan indirip yerine kardeşi 3. Ahmed’i tahta geçirmeleri için
büyük gayret gösterdi. 3. Ahmed tahta geçtikten sonra Sadrazam Moralı
Damat Hasan Paşa sultanın teveccühünü kazanan ve böylece hızla ilerlemesi
beklenen Baltacı Mehmed’i kendine rakip olarak gördü ve onu terfi
ettirmedi.
Kasım 1704’te vezirlik de verilerek kaptan-ı
derya yapıldı. Sadrazam olana dek bir ay kadar bu görevi yaptı. 21
Aralık 1704’te de ilk kez sadrazam oldu. Bu sırada kendi taraftarlarını önemli
işlere yerleştirmeye çalıştı. Daha başka bir iş yapamadan 3 Mayıs 1706’da
sadrazamlıktan azledildi.
Önce
Sakız Adası sonra Erzurum
Azlinden sonra Sakız Adası’na sürüldü. Daha sonra
Darüssaade yazıcısı Nevşehirli İbrahim Efendi’nin
yardımıyla Erzurum valiliğine getirildi. Haziran 1707’de
ise Sakız muhafızlığı görevi verildi. Ocak 1709’da Halep valiliğine
atandı.
Baltacı Mehmed Paşa, 18 Ağustos 1710’da Köprülüzade
Damat Numan Paşa’nın azledilmesinden sonra 2. kez sadrazam oldu. İsveç
Kralı 12. Karl’ın (Demirbaş Karl) 28 Haziran 1709’da Poltava
Savaşında Ruslara yenilmesi ve İsveç ordusundan arta kalan 1.500 kişilik
bir kuvvetle güneye çekilerek Osmanlı Devleti’ne iltica etmek üzere önce Özi
Kalesi’ne sığınması ve sonra da Bender’e yerleşmesi ile Osmanlı Devleti
ile Rusya arasında çıkan anlaşmazlık ve çatışmalarla uğraşmak paşanın ilk
faaliyetleri oldu.
Bender’de mülteci olarak bulunan 12. Karl’ın İstanbul’a
yazdığı mektuplarla Rusya aleyhine yaptığı kışkırtmanın etkisi ile
Sultan 3. Ahmed 1711’de Rusya’ya karşı savaş ilan etti ve Prut
Savaşı veya 1710-1711 Osmanlı-Rus Savaşı denilen savaş başladı.
Sadrazam olan Baltacı Mehmed Paşa Şubat 1711’de Serdar-ı
Ekrem (sultanın katılmadığı seferlerde ordu kumandanına bu ad verilir) olarak
tayin edildi. Sefer hazırlıkları tamamlandıktan sonra 9 Nisan 1711’de
İstanbul’dan 200 bin kişilik bir orduyla ayrılan Baltacı Mehmed
Paşa Tuna’yı geçerek Eflak’a girdi. Osmanlı kuvvetleri, 18 Nisan’da
başlayan ve 4 gün süren Prut Savaşında Kırım Ordusu’nun da desteği ile Rus
birliklerini Prut Nehri kıyısında bulunan bataklık arazideki Stanileşti
Kasabası yakınına sürdü ve çember içine aldı. O an için kurtuluş imkânı
bulunmayan Rus ordusu komutanı olan Çar I. Petro, Moskova’ya bir
mektup yazarak durumun zorluğunu ve ümitsizliğini anlattı. Bunun üzerine Rusya
Başkomutanı Mareşal Şeremitiyev Baltacı Mehmed Paşa’dan barış istedi. Baltacı
Mehmed Paşa savaş heyetini topladı ve Rus başkomutanının kendisinden barış
istediğini ve her türlü talebi kabul ettiğini belirtti. Bunun için heyette
bulunanların görüşlerini aldı. Büyük çoğunluk bu barış önerisinin kabul
edilmesini istedi. Çünkü uzayan savaşta yeniçerilerin rahatsız olduğu ve
savaşın uzamasının ileride Osmanlı Ordusunda sıkıntı çıkaracağı düşünüldü.
Bütün bu olasılıkları düşünen Baltacı Mehmed Paşa Rusya Başkomutanı Mareşal
Şeremitiyev’in barış önerisini kabul etti. Ardından meşhur Prut Antlaşması
imzalandı.
Antlaşmanın imzalanmasından Sultan 3. Ahmed de
memnun olmuştu. Ancak ordusunu kuşatmadan kurtaran Çar I. Petro’nun vaatlerini
yerine getirmemesi, sadrazama karşı İstanbul’da bir muhalefet grubunun
oluşmasına yol açtı. Sadrazam Baltacı Mehmed Paşa istediği tam neticeyi almak
için ağır davranmaktaydı. Bu tutumu İstanbul’da yanlış yorumlara neden oldu.
Ordu ile Sadrazam Baltacı Mehmed Paşa Eylül’de Edirne’ye geldi. 20 Kasım
1711’de 3. Ahmet’in emriyle sadrazamlıktan azledildi.”1
Sicill-i Osmani’ye göre;
“Tarihçiler, Deli Petro’nun esirlikten kurtulmasına rüşvet
ve İsveç kralına hiddet manasını verirler. Herhalde Rusya ordusunu imparator
ile birlikte esir etse, tarihimizce şan aldıracak bir hizmetle iyi ün kazanmış
olacaktı.”2
Katerina
savaş alanında bile değildi
Görüldüğü gibi Katerina ile Mehmed Paşa hiç biraraya
gelmedi. Hatta birbirlerinden çok uzakta bulunuyorlardı. Evet bazı tarihçilerin
de doğruladığı gibi Katerina’nın Prut’ta kıstırıldığı için Çar Petro’ya “barış
yap” telkininde bulunduğu Çar’ın da bunu kabul ettiği doğrudur. Bunu sağlamak
için Baltacı’ya yedi araba yükü hediye gönderilmesini de Katerina’nın önerdiği
belirtilir. Ancak Katerina’nın Baltacı’nın çadırına gittiği iddiası doğru
değildir.*
Bu şehir efsanesinin doğru olmadığını Ahmet Akgündüz Rus ve
Osmanlı kroniklerini inceleyerek belgelemiştir.Akgündüz’e göre, “Sadrazam
Baltacı Mehmed Paşa ile Rus Çarı 1. Petro’nun 1. Katerina’nın olay sırasında
karşı karşıya geldiği gibi bir durumun söz konusu olmadığı gibi hatta
Katerina’nın o sırada oralarda olduğunu gösteren bir kaynak da mevcut
değildir”.3
Katerina
Sarayı’nın müdürü ne diyor?
Rusya’nın St. Petersburg kentinde bulunan Katerina
Sarayı’nın (Çarlık Sarayı) Müdürü Olga Taratynova, Rus Çarı ‘Deli Petro’,
Katerina ve o dönemi 12 Temmuz 2019 tarihli haberde Euronews’e şöyle anlatıyor:
“O dönem yaşandığı söylenen olaylar efsane; bunlar ancak
edebiyat kitaplarında yer alabilir…
Katerina’nın Baltacı Mehmed Paşa’nın çadırına giderek ona
mücevherler hediye ettiğiyle ilgili iddiaların asılsız olduğunu kaydeden
Taratynova, ‘Mücevherlerin verildiği yönündeki iddialar eski hikaye
kitaplarında tasvir edildi’ diyor.”
Katerina ve Büyük Petro arasında büyük aşk yaşandığını
hatırlatan Taratynova, o dönemle ilgili şu bilgileri paylaşıyor: “Birinci
Katerina soylu bir aileden gelmiyordu. Baltık ülkesinden geliyordu. Katerina
ilk başta Rus Çarı Büyük Petro’nun sadık bir arkadaşıydı. Daima ona eşlik etti.
Her zaman yanındaydı. Petro’nun sağlık problemleriyle ilgili olsun, diğer
zamanlarda olsun onun sorunlarını çözerdi. Petro da Katerina’ya saygı duyardı
ve ona ciddi anlamda âşıktı. Katerina, Petro’nun hayatının son anına kadar onun
yanında yer aldı. Çiftin 11 çocuğu oldu…
Prut Savaşı’nın yaşandığı dönemde Petro ile evli olmayan
Katerina, savaştan sonra 1712 Şubatı’nda Çar ile resmen evlendi. 1724’te taç
giydi.
Katerina
aslında esir alınmış bir köylü kızıydı
“1. Katerina, Letonyalı köylü bir ailenin kızı olarak
1684’te dünyaya geldi. Asıl adı Marta Skavronska. İsveç ile yapılan savaşta
esir alındı. Rus Çarı 1. Petro’nun silah arkadaşı Aleksandr Menşikov’un
hizmetçiliğini yaptı. Petro ilk kez 1703’te onunla karşılaştı. 1. Petro 1705’te
kız kardeşi Natalya’yı onun yanına göndererek Rusça öğrenmesini sağladı. Marta
1707’de Ortodoks inancına geçerek adını da Yekaterina Alekseyevna Mihailova
olarak değiştirdi…
Katerina Sarayı’nda satılan ‘Rus Çarlarının Eşleri’ adlı
kitapta Katerina ve Petro ile ilgili tartışmalı konulara değiniliyor. Kitapta
Petro’nun ‘sevgilisi’ Anna Mons’un erkek kardeşi ve Katerina’nın yardımcısı
Alman Willem Mons’un Çariçe ile ilişkisi olduğu iddiaları sonrası idam edildiği
belirtiliyor. Bu olaydan dolayı eşi Katerina’ya kızgın olan Petro, Ocak 1725’te
ölüm döşeğinde onu affetti. İkilinin hiç erkek çocuğu olmadığı için Katerina 28
Ocak 1725’te tahta kendisi çıktı.”5
Tarihçiler
bu konuda ne diyor?
Euronews tarihçilere de sormuş bu konuyu. İlber Ortaylı,
“Prut Savaşı sırasında Baltacı Mehmed Paşa ile görüşmeye gelen heyet arasında
Çariçe adayı Katerina ve bazı hediyeler vardır. Paşa’nın rüşvet aldığına dair
dedikodudan başka bir delil yoktur. I. Petro kuşatmadan kurtulduktan sonra
çıkardığı emirnamede Katerina’dan kurtarıcı olarak söz ediyor ve onunla nikâh
kıyıyor” derken bir başka tarihçi, Erhan Afyoncu şöyle konuşmuş: “Hediye
gönderiliyor. Ancak Katerina kendisi Baltacı Mehmed Paşa’nın yanına gelmiyor.
Baltacı-Katerina ilişkisinin aslı astarı yoktur. İşin ilginci bu 19. yüzyıldan
sonra uydurulmuştur. Ne Türk ne Rus tarihçilerinde ne de Avusturya
kaynaklarında vardır. O dönemde Katerina’nın çadıra geldiği hikâyesi yok. Daha
sonra edebiyatçılar tarafından uydurulmuş, romanlar yazılmış. 1912’de yazılmış
Alman balatında anlatıyor mesela, Katerina şöyle geldi, üzerinde şu elbise
vardı gibi teferruata giriyor.”5
Acaba İslam Ansiklopedisinde bu konuda farklı bir bilgi var
mı diye baktım, orada da Katerina’nın Baltacı’ya gittiğine ilişkin hiçbir bilgi
yoktu.
Baltacı
Mehmed Paşa’nın ölümü
Sadrazamlıktan azledilmesinden sonra Baltacı Mehmed Paşa
kalebentlikle Midilli Adası’na sürüldü. Ardından Temmuz
1712’de Limni Adası’na sürgüne gönderildi. Eylül
1712’de Limni Adası’nda öldü.1 Vefat ettiğinde yaşı elliyi biraz
geçmişti. Mezarı “Niyaz-ı Mısrî’nin gömülü bulunduğu mezarlıktadır.4
Sicill-i Osmani’de Baltacı Mehmed Paşa şöyle
değerlendirilir:
Akıllı, tedbirli, cesur, vakur, bunun yanında düzenbaz,
gaddardı.
Osmanlılar Ansiklopedisi’nde ise şu değerlendirme yapılmaktadır:
Mizaç bakımından hırslı ve devlet işlerinde entrikaya
meyilli, fazla kabiliyeti olmayan bir kimseydi.
İşte olayın aslı böyle…
Herkese keyifli günler dilerim.
KAYNAKLAR
* https://www.egitimajansi.com/haber/katarina-baltaci-meselesi-ile-osmanli-tarihinin-ic-yuzu-haberi-48748h.html
1– https://tr.
wikipedia.org/wiki/Baltac%C4%B1_Mehmed_Pa%C5%9Fa.
2– Mehmed Süreyya (haz. Nuri Akbayar) (1996), Sicill-i
Osmani, İstanbul:Tarih Vakfı Yurt Yayınları ISBN 975-333-0383 C.IV
s.208-209.
3– Akgündüz, Ahmet (1999) Bilinmeyen Osmanlı,,
İstanbul: OSAV Yayınları.
4– Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi,
İstanbul:Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık A.Ş. C.2 s.154.
5– https://tr.
euronews.com/2019/07/12/baltaci-katerina-bulusmas-yasandmi-katerina-sarayi-muduru-prut-savasi-donemini-anlatiyor
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder