Cenk Başlamış
Kaynak:
http://www.medyagunlugu.com/
Rusya'da Pazar günü 100 milyonu aşkın seçmen, ülkeyi 2024
yılına kadar yönetecek devlet başkanını seçmek üzere sandık başına gidecek.
En güçlü aday Vladimir Putin'in seçimi kazanacağından hemen
hemen hiç kimsenin kuşkusu bulunmuyor. Rusya'nın Kırım'ı ilhak etmesinin
yıldönümüne denk getirilen seçimin sonucundan çok, Putin'in yeni döneminde
şimdiden işaretlerini vermeye başladığı yeni dış politika çizgisi merak
ediliyor.
Ama önce adaylara bakalım...
Vladimir
Putin: 31 Aralık 1999 tarihinde dönemin lideri Boris Yeltsin'den
devraldığı başkanlık koltuğunda-taktik icabı başbakanlık yaptığı dört yıl da
hesapladığında-18 yıldır aralıksız oturuyor. Bütün kamuoyu yoklamaları Putin'in
seçimi ilk turda kazanmak için gereken yüzde 50'nin çok üzerinde, yüzde 70
civarında seçmenin oyunu alarak görevini sürdüreceğini gösteriyor.
Pavel
Grudinin: Anketlerin yüzde 10-14 arasında şans tanıdığı
Komünist Parti'nin 58 yaşındaki iş adamı adayı. Kremlin'in, ücretsiz eğitim ve
sağlık hizmetleri sözü veren Grudinin'e, Putin'e yönelik herhangi bir tehdit
oluşturmayacağını düşündüğüğü için seçimlere katılmasına izin verdiğini
düşünenler var.
Vladimir
Jirinovski: 1991 yılından bu yana yapılan her
başkanlık seçimine katılan aşırı milliyetçi liderin oy oranı yüzde 8-12 arasında
gösteriliyor. Seçmenlerin çoğu tarafından "palyaço" olarak nitelenen
Jirinovski, herhangi bir muhalefet yapmıyor ve her kritik konuda Kremlin'in
sıkı bir destekçisi gibi davranıyor. Türkçe de bilen Jirinovski, 1970'lerde
komünizm propagandası yaptığı gerekçesiyle bir süre Bandırma'da
tutuklanmıştı. "Sevemez kimse seni benim sevdiğim kadar" şarkısını
ezbere biliyor ve karşılaştığı Türklere söylemekten büyük keyif alıyor!
Kseniya
Sobçak: Şarkıcı, televizyon sunucusu, gazeteci. Oyu yüzde 2-3
civarında görünen Sobçak'ın babası, Putin'in yıllarca birlikte çalıştığı
St.Petersburg Belediye Başkanı Anatoliy Sobçak. Bir zamanlar Putin'in patronu
olan Sobçak'ın kızının şimdi ona rakip olması kaderin ilginç bir cilvesi.
Grigoriy
Yavlinskiy: Sosyal demokrat Yabloko (elma)
Partisi'nin lideri. Adaylar arasında en birikimlisi ama hiçbir şansı yok.
Sergey
Baburin: Aşırı milliyetçi-komünist çizgide, uzun yıllardır
siyasetin içinde.
Sergey
Titov: Liberal görüşler taşıyan bir girişimci.
Maksim
Suraykin: Stalin'in çizgisini savunan 39 yaşındaki komünist
aday.
Yukarındaki adaylardan hiçbirinin Putin'i sandıkta
zorlaması olasılığı bulunmuyor. Seçimi kazanması beklenmese de büyük kentlerde
tabanı oluşmaya başlayan muhalefet lideri Aleksey Navalnıy'ın aday olmasına
izin verilmedi. Yolsuzluklara savaş açarak adını duyuran Navalnıy, ironic
şekilde, yolsuzlukla ilgili bir dava nedeniyle aday olamadı. Kremlin'in hem
Putin adına riski sıfırlamak hem de adının daha çok duyulmasını önlemek için
Navanıy'ın adaylığını engellediği düşünülüyor.
Putin'in halkın gözünde "alternatifsiz" olmasının
nedeni, Yeltsin döneminde dağılmanın eşiğine gelen Rusya'yı yeniden ayağa
kaldırması ve yeniden uluslararası bir güç olarak sahneye çıkmasını sağlaması.
Son haftalardaki açıklamalarına bakıldığında, Putin ve
ekibinin yeni dönemde Rusya ile Batı arasındaki ilişkilerde gerginliğin
tehlikeli şekilde artması olasılığına hazırlandığı görülüyor. Rusya lideri 1
Mart'ta, dünyanın herhangi bir köşesine ulaşabilecek ve hiçbir savunma sistemi
tarafından engellenemeyecek yeni bir füze geliştirdiklerini açıkladı. Bu
açıklama, 18 Mart öncesi seçmenlere yönelik propaganda amaçlı bir mesajdan çok
Batı'yı hedef alan bir uyarıya benziyor. Bunun anlamı ise, Rusya'nın yeni
dönemde Batı ile ilişkilerinin şimdikinden çok daha gerginleşeceği bir döneme
girileceği beklentisi içinde olması ve hazırlık yapmaya başlaması. Rusya ile
İngiltere arasındaki son gerilim, Kremlin'in yakın gelecek tahminlerinin çok da
temelsiz olmadığını kanıtlıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder