Moskova

Moskova

29 Haziran 2024 Cumartesi

Orhan Kemal'in gözünden Sovyetler Birliği...


Kaynak: https://haber.sol.org.tr/  

 

Türk edebiyatının değerli ve önemli ismi Orhan Kemal, 1969 yılında Sovyetler Birliği'nin davetlisi olarak Moskova'ya gider. Dönüşünde Orhan Kemal'le bir söyleşi yapılır ve 1970'de Yeni Edebiyat dergisinde yayımlanır. Orhan Kemal'in gözünden Sovyetler Birliği'nin tasvir edildiği bu söyleşiyi soL okurlarıyla paylaşıyoruz...

soL Kültür’ün Notu: Orhan Kemal eşiyle birlikte 1969 yılının Ağustos’unda Sovyetler Birliği’nin davetlisi olarak Moskova’ya gider. Fikret Otyam’ın Cumhuriyet gazetesi için yaptığı haberde şunlar dile getirilir: “Tanınmış Türk yazarı Orhan Kemal eşi refakatinde Moskova'ya gelmiş ve tedavi edilmek üzere önceki gün hastaneye yatırılmıştır. Uzun zamandan beri kist dermoid, tüberküloz ve kalbinden rahatsız olan ünlü roman ve hikaye yazarı Orhan Kemal buraya geldiği ilk günün gecesi önemli bir kanama geçirmiş, davetlisi olduğu Sovyet Yazarlar Birliği, yazarı ertesi gün yazarlar hastanesine kaldırmıştır.”

Sovyet doktorların tavsiyesine uymayıp tedavisinden birkaç gün sonra Türkiye’ye dönen Orhan Kemal ile Doğan Hızlan, Sovyetler Birliği’ndeki gündelik yaşama dair aşağıdaki röportajı gerçekleştirir. Orhan Kemal’in ölümünden bir ay sonra yayımlanan söyleşi, Yeni Edebiyat dergisinin Temmuz 1970 tarihli 9. sayısından aktarılmıştır. Yazım ve noktalama işaretleri olduğu gibi korunmuştur.

***

1.Sovyetler Birliği gezinizde neler dikkatinizi çekti?

İlk dikkatimi çeken, Moskova’nın çok büyük bir Avrupa şehri oluşu. Çok geniş caddeler, gerçekten büyük, düzenli yapılar, bir de, sekiz milyon olduğunu söyledikleri şehirin hemen hemen hiç kalabalık olmayışı, ya da bana öyle gözüküşü. Kaldırımlardan gidip gelen kadınlı, erkekli, çocuklu insanlar telâşesiz, itişip kakışmasız, âdeta sinirsizdiler.

2.Halkın sanatçıyla olan bağları orada nasıl bir durumda?

Dillerini bilmediğim için genel yargılardan kaçınmak zorundayım. Yalnız, başımdan geçen olaylardan birkaçını anlatmakla bilmem sorunuzu gereğince yanıtlıyabilecek miyim?

Mihmandar ve tercümanımız Bayan Vera İvanova ve eşimle birlikte Çekhof müzesini gezmeğe gitmiştik. Daha önce, ziyaretçilerin kimliklerinin bir deftere kaydedilmesi usuldenmiş. Bayan Vera benim adımı da yazdı. Yazılana bakmakta olan yaşlı bayanın birden dikkat kesildiğini gördüm. Tercümanımıza bir şeyler sordu. O da herhalde gerekli karşılığı vermiş olacak ki, yaşlı bayanın yerinden heyecanla kalktığını gördüm. Elimi sıktı. Tercümanımızın anlattığına göre, SUÇLU ve başka romanlarımı Rusça çevirilerinden okumuş. Bir anda müzeye yayıldı bu. İlgi hemen arttı ve deftere Orhan Kemâl olarak Çekhof üzerine bir şeyler yazmam istendi. Müzeyi gezip dolaştıktan sonra istenen birkaç satırı yazdım. Bir de, kaldığım hastahanenin temizlik işlerine bakan, hattâ yerleri paspas eden bir kadının, tercümanımıza benden söz etmesi. “— Ben onun romanlarını okudum…” demesi. Bu iki örnek, yabancı bir yazara karşı gösterilen ilginin derecesini anlatmağa yeter sanırım.

Haydi buna bir de aydın kişinin, hem de bir yazarın dediklerini ekliyeyim: Kaldığımız Pekin oteline gelip benimle konuşan yaşlı bir Ukrayna yazarı aynen şunları söyledi: “— Sizi tanımıyordum. Dergim için sizinle konuşma yapmadan önce, dilimize çevrilmiş eserlerinizi görmek istedim. Kitabevlerine başvurdum. Yapılan çeviriler tamamen satılmış. Birer nüsha olsun bulmak kabil olmadı. Okuma odalarına gittim. Orada da bulamadım. Çünkü kitaplarınız okuyucular tarafından alınmış. Hem de her kitabın daha sonraki tâlipleri kuyruk olmuşlardı. Yâni adlarını yazdıranların kuyruğu…”

Nasıl şaşırdığımı, kuşkusuz, nasıl sevindiğimi kestirebilirsiniz.

3.Edebiyat günlük yaşamlarının bir parçası olabilmiş mi?

Evet diyeceğim. Hiç umulmadık yerlerde, hiç umulmadık zamanlarda ellerinde kitaplarla insanları bol bol görebilirsiniz. Anladığım kadarıyla çok okuyorlar.

4.Yazar Yayınevi ilişkilerinin durumu?

Yayınevi ve yazar ilişkileri.. incelemedimse de, sanıyorum durum şu: Yazar, kitabını yayınevine götürüyor. Yayınevinin ilgilileri kitabı inceliyorlar. Basmağa yatkın buluyorlarsa basıp satıyorlar. Önce herhalde bir miktar avans vermeleri mümkün. Ama asıl kesin hesap, kitabın satışından sonra oluyor. Bu arada öğrendim ki, öyle her kitabı da hemencik basıvermiyorlar. Basılmaya yarıyan kriter nedir bilmem.

5.Ortalama olarak bir hikâye ya da roman, ya da şiir kitabı ne kadar basılıyor ve ne sürede tükeniyor?

Romanların 80, 90, 100 bin civarında basıldığını biliyorum. Hikâye ve şiir kitapları için bir rakam veremiyeceğim. Yalnız şu var ki, roman, hikâye ya da şiir kitaplarının çok kısa sürede tükeniverdiği…

6.Türk edebiyatı örneklerinin bir çok çevirisi —içinde sizin de eserleriniz var— yayınlandı. İlgi uyandırdı mı? Sovyetler birliği okuyucusunun yabancı edebiyata karşı tutumu nedir? Çeviriler bizdeki kadar ilgi görüyor mu ?

Yukarda benimkilerle ilgili birkaç örnek verdim. Bunlara Nâzım Hikmet ve Aziz Nesin’i de eklemem şart. Bu iki yazarımızdan pek çok çeviri yapılmış ve çok ilgi uyandırmış. Sanıyorum ikinci ve daha başka baskıları yapılmış. Sovyetler Birliği okuyucusunun, gördüğüm kadarıyla, yabancı edebiyata karşı büyük bir ilgisi var diyebilirim. Yalnız hastahane bahçesinde rastladığım hastaların ellerindeki kitaplar bana şu fikri verdi ki, kendi yazarlarıyla birlikte yabancıları da harıl harıl okuyorlar.

7.Orada bir konuşma ya da röportaj yaptınız mı? Neler söylediğinizi Türk okuyucusu öğrenebilir mi?

Orda sohbet, edebî sohbet nev’inden konuşmalar yaptım kuşkusuz. Bu konuşmalarımızı tahmin edebilirsiniz, tamamiyle edebiyat ve sanat çerçevesi içinde oldu. Benimle röportajlar da yaptılar. Bütün konuşmalar ve röportajlar, edebiyatımızı tanımak isteyenlere, imkân nispetinde, gerekli bilgileri vermekten ibaret kaldı. Sorular hemen hemen şimdi bana sizin sorduğunuz cinsten şeylerdi. Türkoloji’deki konuşma en ilginci sayılabilir. Çünkü Türkoloji’nin fonksiyonu zâten yurdumuz edebiyat, sanat ve bilhassa diliyle ilgili. Bana, öz Türkçeciliğin durumunu sordular. Yâni, yeni tilciklerin halk tarafından tutulup tutulmadığını. İyi kullanıldığı takdirde halkın da hemen benimsediğini söyledim ki, gerçekten de böyle. Buna, dilimizin sâdeleştirilmesinden yana olduğumu da ekledim. Daha sonra yeni edebiyat sanat akımları üzerinde durdular. Bizden sonraki kuşaklardan adlar verdim. Birçoğunu, hattâ pek çoğunu isimleriyle biliyorlar. Bu kurumun ödevi Türk sanatıyla ilgilenmek olduğundan, durumumuz meçhulleri değil. Yalnız, en genç kuşak yazar ve şairlerine —Ben yolladımsa da— kitaplarını yollamalarını salık veririm.

8.Orada Yazarlar Birliği’nin görevi, ödevi ve taşıdığı fonksiyonu kısaca anlatır mısınız?

Sovyet Yazarlar Birliği devletin teminatı altında bir kurum. Maddî bakımdan çok zengin, birçok imkânlara sahip. Yazarları sâdece korumak değil, öyle sanıyorum ki sağlık durumları, maddî ihtiyaçlarıyla da ilgileniyor. Bu kurum, dünyanın çeşitli ülkelerinden çeşitli yazarı, sanatçıyı dâvet edip, yediriyor, içiriyor, barındırıyor ve yazarların ülkeleriyle yakınlıklar kurulmasına çalışıyor. Yalnız bu kadarıyla bile işin önemi meydanda. Bana, benden önce giden arkadaşlarımı karşı da aynı ilgiyi göstermiş. Bununla, halklar arasındaki yakınlaşmayı sağlamağa çalışıyor ki, faydası meydanda. Şunu ekliyeyim, yabancı bir yazar olduğum halde, benim bile hastalığımla yakından ilgilendiler. En aşağı üç, hattâ beş, altı ay orada kalmamı, tedavi sonra da nekahet devrimi orada geçirmemi ısrarla istediler. Bir yandan fazla kalamadım. Çünkü ancak bu kadarcık bir zaman için İstanbul’dan ayrılmıştım. Okullar açılacaktı, çocukların çeşitli okul ihtiyaçları, yaklaşan kış için odun, kömür temini…

26 Haziran 2024 Çarşamba

Ruslara göre 'en eşitsiz' dönem: 2015-2024 arası


 


Kaynak: https://turkrus.com/

 

Rusya vatandaşlarının yarısından fazlası son 5 yılda ülkede eşitsizliğin arttığı görüşünde. RBC'nın haberine göre Platforma'nın Onİn ile ortaklaşa gerçekleştirdiği ankete katılanların yüzde 53'ü bu görüşü savunurken, aksi görüşte olanların oranı yüzde 13'te kaldı. 

Ankete katılanların yüzde 37'lik bölümü ise son 10 yılın Rusya tarihindeki "eşitsizliğin en büyük olduğu dönem" olduğu düşüncesinde. En eşitsiz dönemin toprak köleliğinin hüküm sürdüğü 17-19'uncu yüzyıllar olduğunu düşünenlerin oranı ise yüzde 33 olarak bulundu.

Halka göre eşitsizliğin en düşük çıktığı dönemler yüzde 1'le Kruşçev ve yüzde 2'yle Brejnev iktidarı. Ankette oranın Perestroyka döneminde yüzde 9'a, 1990'larda yüzde 23'e çıktığı görülüyor. Sosyologlar 2000'lerin başında oranın yeniden yüzde 10'a gerilediğine dikkat çekiyor.

Önümüzdeki 5 yılda ülkedeki eşitsizliğin artacağını düşünenlerin oranı yüzde 43 olarak bulundu. Eşitsizliğin azalacağını umanların oranı ise yüzde 17.

25 Haziran 2024 Salı

Nazım’ın Moskova’sında


ZÜLFÜ LİVANELİ

Kaynak: https://gazeteoksijen.com/

 

3 Haziran, Nazım Hikmet‘in mezarı başında onu anma günüdür. 61 yıl olmuş ustayı kaybedeli. 61 yıldır Moskova’da Novodeviçi’deki mezarında, daha sonra ona katılan, ölümün tekrar buluşturduğu sevgili Vera’sıyla yatar

Novodeviçi Mezarlığı’nı bilen bilir. Bir anıt mezarlıktır. Kimler uyumaz ki orada:  Anton Çehov, Gogol, Bulgakov. Saymakla bitmez. Büyük romancılar, besteciler, ressamlar orada yattığı için bu mezarlık dünya çapında ilgi gösterilen bir müzeye dönüşmüştür. Ama bu mezarların en ilginci Nazım Hikmet’in. Diğer mezarların hepsi yan yana, önü arkası dolu, dar yollardan ulaşılır. Ama Nazım Hikmet‘inki mezarlıktaki meydana bakar ve önü boştur. Orada toplu tören yapmak mümkündür. Nazım‘ın sevgili eşi Vera Tulyakova da onun koynunda yatar. 

O meydanda Nazım‘a doğru giderken, sağda yerde renkli birtakım kabartılar şeklinde bir mezar görürsünüz. Bu Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin’in mezarıdır. Rusça‘da, mezarın yol üstünde olsun diye bir beddua var. Yeltsin’in mezarı da öyle olmuş.

Nazım’ın sevdaları ve dostları

 Yaş dolayısıyla ne yazık ki Nazım’ı tanıma şansım olmadı ama onun en yakın dostları ve iki eşi ile yakından tanıştık. Paris’te yaşadığım yıllarda büyük dostlarım Abidin ve Güzin Dino sürekli Nazım’dan söz ederlerdi. Çekmecelerden onun yazdığı şiirlerin orijinalini, çizimlerini çıkarıp gösterirlerdi. Güzin Hanım epey düşündükten sonra bunları Fransız devlet arşivine verdi. Yaşar Kemal, Nazım‘ın evladı yerine koyduğu bir insandı. Ondan da çok özel hikayeler dinledim. Nazım‘ın iki eşi ile dost olduk. Birincisi Paris‘te komşumuz olan Münevver Andaç, ikincisi ise Vera Tulyakova. Okuduklarım ve anlatılanlara göre Nazım en çok Vera‘ya aşık olmuş. Öyle böyle bir aşk değil bu. Şair yüreğinin bütün coşkusuyla Vera’ya sevdalanmış. “Saçları saman sarısı/ Kirpikleri mavi” adlı aşk destanını okuduğunuz zaman kavrayabiliyorsunuz bu kara sevdayı. Vera Hanım’la tanışmak benim için büyük bir şans oldu, kısa zamanda dostluğumuz pekişti. 70’lerde Nazım’dan bestelediğim parçaları çok severdi. Son Moskova seyahatimde, beni çok duygulandıran bir şeyi öğrendim. Nazım araştırmacısı ve Vera‘nın yakın dostu Melih Güneş anlattı: Vera Hanım, şimdi Nazım Hikmet Kültür Merkezi‘nde duran, daha önce Nazım‘ın evindeki büfenin üstüne ikimizin resmini koymuş. Yıllarca orada durmuş birlikte çekilen fotoğrafımız. Bu benim için ne kadar büyük bir onur anlatamam.

Nazım Hikmet kültür merkezi

Moskova‘da bir Nazım Hikmet Kültür Merkezi açıldı. Orada bizim bir vakfımız var: Nazım Hikmet Vakfı. Başkanı Moskova’da yaşayan iş adamı Ali Galip Savaşır. Onursal başkanlığını da bana lütfetmişler. İşte bu vakıf, Moskova Belediyesi ile birlikte çok güzel bir Nazım Hikmet Kültür Merkezi açtı. Müzenin duvarlarında harika resimler var. Nazım‘ın eşyaları, kitapları sergileniyor ve kültürel toplantılar yapılarak bir akademi niteliği kazanıyor. Bu Nazım‘ın anısını Rusya‘da yaşatabilmek için yapılan en önemli girişim. Rus-Türk İşadamları Birliği, yıllar boyunca Nazım anmaları düzenledi, o birliğin katkıları da çok değerli. Vakfın başkanı Ali Galip Bey ise eski bir emniyet müdürü. İşte bu çok ilginç bir nokta. Eğer Bursa Cezaevi’nde Nazım’a, ileride Moskova‘da senin adına bir vakıf kurulacak, başkanı da bir emniyet müdürü olacak dense herhalde çok hayret ederdi. Galip Bey ilerici bir emniyet mensubu olduğu için Polis Koleji‘nden itibaren Nazım’a sahip çıkmaya çalışmış.

Nazım Hikmet Kültür Merkezi‘nin açılış töreninden sonraki ilk toplantı benimle yapıldı. Bu da büyük bir onurdu tabii benim için. Moskova kitaplıklarından ve kültür merkezlerinden sorumlu direktör ve bu yılki Nazım Hikmet Ödülü’nün sahibi Aleksandra İlyina ile çalışan Ruslar soru cevap şeklinde düzenlenen bu toplantıda fikirlerimi dinlediler, daha sonra kitap imzalattılar. Benimle söyleşi yapan Profesör Derya Jigulskaya, aynı zamanda büyük bir emek vererek Huzursuzluk romanımı Rusça‘ya çevirdi. Biliyorsunuz çeviri çok önemli, herhangi bir çeviri yabancı ülkede sizi rezil de edebilir vezir de. Kötü çeviri vakaları başıma çok geldi. Mesela Çin‘de yayınlanan Mutluluk, daha önce Tayvan‘da da basılmıştı. İkisi de Mandarin Çincesi olduğu için Pekin‘de, aynı çeviriyi mi kullandıklarını sordum. Hayır dediler çünkü kullanılamayacak kadar kötüydü. Bu yüzden kitap Tayvan’da hiçbir yankı uyandırmadı, Çin‘de ise tersi oldu. Rusça bilmediğim için çevirinin kalitesini anlayamam tabii ama okuyanlardan ve eleştirmenlerden gelen olağanüstü beğeni, çevirmenin başarısını ortaya koyuyor. Ayrıca Rus Şarkiyat Enstitüsü de çeviriyi onaylamış.

Ve Kızıl Meydan’da

Bir zamanlar adını ağzına alanın hapsedildiği Kızıl Meydan’da her yıl bir kitap fuarı düzenleniyor. Moskova Kitap Fuarı’nın bu yılki konuklarından biri de bendim. Darya Hanım’ın soruları ve çevirileri ile büyük bir kalabalığa konuştuk ve kitapları imzaladık. Unutulmaz bir anı oldu benim için.

Novodeviçi Mezarlığı... Bu mezarlıkta Nazım Hikmet’in yanı sıra Gogol, Chekhov, Stanislavski, Bulgakov, Eisenstein, Prokofiev, Shostakovich, Mayakovski ve Tolstoy’un da mezarları bulunuyor.

Moskova‘da savaşı hissetmiyorsunuz. Caddeler pırıl pırıl, bir çöp, bir izmarit bile göremiyorsunuz yerlerde. Enerji sıkıntıları olmadığı için muhteşem bir aydınlatma var. Arabalar yaya geçitlerinde mutlaka durup yol veriyor. Akşamları kafelerin, restoranların, barların önünde eğlenen, dans eden insanları görseniz, bu ülkenin savaşta olduğuna katiyen ihtimal veremezsiniz. Moskova‘da evsiz insan yok, kimse sokakta yatmıyor, herkesin üstü başı düzgün. Gördüğüm en temiz şehir diyebilirim. İnsanlar kibar, kimse bağırmıyor, gürültü yok. Metrolar ise bambaşka bir alem. 1935‘te yapılmış olan metro istasyonları, heykelleri, tabloları, tezyinatları ile sanki bir müze. Bolşoy’un önünde durup Kremlin’e baktığınızda, devasa bir anıt görüyorsunuz; Karl Marx anıtı. Onun solunda meşhur Metropol Oteli var.

Asya kökenli bir halk olan Rusları, Avrupa‘nın kültür zirvesine taşıyan reformları bizde deli denilen Büyük Petro yapmıştı. Aslında Osmanlı hanedanı da buna benzer reformlar yapmak istiyordu ama ulema bırakmadı ve iki imparatorluğun kaderi sonsuza kadar ayrıldı. 2’nci Mahmut’un, Rusya ile fark niye bu kadar çok açıldı sorusuyla bir rapor hazırlamak üzere Moskova‘ya gönderdiği amiral ona getirdiği raporda mealen diyor ki: Padişahım bu raporda anlatacağım çok şey var ama ilk gözlemim şu: Ruslar milletlerinin tamamıyla yaşıyor ve çalışıyorlar, biz ise milletin yarısını eve kapatmışız.”

Rusya‘da kadınlar hayatın içinde Osmanlı‘da değil. Bunun ne kadar büyük bir fark yarattığını da gördük zaten. Cumhuriyet devrimlerinin amacı bu tarihsel açığı kapatarak bu ülkenin kadınlarını da hayata katmak değil miydi?

Moskova‘da bana yöneltilen sorulardan biri, Rusya‘yı nasıl anlatabileceğim, bu ülkenin en önemli özelliğinin ne olduğuydu. Cevap olarak kültür dedim. Rusya‘nın kültürü her dönemde öncü ve büyük bir işlev gördü. Çarlık Rusyası’nda da Sovyetler Birliği zamanında da şimdi de… Bu durum milli karakterin ideolojilerle dönüşmediğini ve değiştirilemediğini gösteriyor. Reformları yaptıktan sonra kendilerine yabancı olan Avrupa kültürünün klasik müzik, bale, edebiyat gibi pek çok alanında zirveye yerleşmiş sanatçılar yaratan Rusya, bu niteliğini her rejimde koruyor.

***

Bu seyahatimde kar yoktu ama yine de Nazım’ın kayın ormanlarında dolaşmak beni mutlu etti. 

22 Haziran 2024 Cumartesi

Tretyakov Galerisi’nin şaheserleri: İvan Şişkin / Bir Çam Ormanında Sabah / 1889

 


Tretyakov Galerisi’nin şaheserleri:

İvan Şişkin / Bir Çam Ormanında Sabah / 1889

"Yaprak dökmeyen iğne yapraklı orman", Şişkin'in en bilinen resimlerindendir.

Resimdeki ayı yavruları başka bir sanatçı olan Konstantin Savitsky tarafından yapılmıştı, ancak o, daha sonra eserden imzasını kaldırmış ve sanatçı haklarından feragat etmişti.

Bu eser, Rusya'daki hemen herkese aşina geliyor, zira Sovyet döneminden beri en sevilen şekerlemelerin ambalajlarında görülmekte.

Tretyakov Galerisi: Rus Resim sanatının mabedi



Bir sanat meraklısının Moskova’ya kadar gelip de Tretyakov Galerisi’ni gezmeden dönmesi olmayacak şeylerden biridir.

Gidip de pişman olanına ise hiç rastlamadım.

Galerinin yaratıcısı Pavel Tretyakov'un hayali, kendisinden önceki esas olarak Batı Avrupa resim ve heykellerini toplayan soyluların aksine, büyük bir Rus sanatı müzesi yaratmaktı. Bu başarılı tüccar, Rus sanatçıları modaya uygun hale getirdi ve resimlerini şevkle satın aldı.

Sonunda hayalinden fazlasını başardı, hatta Moskova'nın merkezindeki malikanesine dört kanat daha ekledi. 

1980'lerde Yeni Tretyakov Galerisi adı verilen 20. yüzyıl Rus sanatına özel olarak yeni bir bina da inşa edildi.

***

Tretyakov Galerisi’nin tarihi

Tüccar kardeşler Pavel ve Sergey Mihayloviç Tretyakov'un tarihi koleksiyonlarına dayanarak oluşturulan, Moskova'da bulunan bir Rus devlet sanat müzesidir.

Dünyanın en büyük Rus güzel sanatlar koleksiyonlarından biridir.

Galerinin tarihi olarak 1856 yılına kadar uzanıyor - P. M. Tretyakov'un ilk belgelenen satın almalarının zamanı; 1867'de galeri halka açıldı ve 1892'de Moskova'nın mülkiyetine devredildi.

Devir sırasında müzenin koleksiyonunda Rus sanatçıların 1.276 tablosu, 471 çizimi, 10 heykeli ve yabancı ustaların 84 tablosu yer alıyordu. 

1917 devriminden sonra galeri kamulaştırıldı ve el konulan özel koleksiyonlardan ve müzelerden koleksiyon yenilenmeye başlandı.

1985 yılında Krymsky Val'deki Devlet Sanat Galerisi, Tretyakov Galerisi ile birleştirildi ve tek bir müze kompleksi oluşturuldu - Merkezi Sanatçılar Evi ile birlikte Yeni Tretyakov Galerisi. Lavrushinsky Lane'deki bina, antik çağlardan 1910'lara kadar bir resim koleksiyonuna ev sahipliği yapıyordu ve Krymsky Val'deki bölüm, 20. yüzyıl sanatına ev sahipliği yapıyordu.

2018 yılı itibarıyla 180.000'den fazla nesneden oluşan sergide 11. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar yapılmış tablolar, heykeller ve değerli metaller yer alıyor.

Müze, 1906 yılında inşa edilmiş, Rusya halklarının federal öneme sahip kültürel mirasının bir nesnesi olan ve devlet tarafından korunan bir binada yer almaktadır.

Galerinin oluşumu

Galerinin kurucusu, fakir bir tüccar ailesinden gelen sanayici ve hayırsever Pavel Mihayloviç Tretyakov'dur. Kardeşleri Sergey ile birlikte, istikrarlı bir gelir getiren Kostroma keten ürünleri fabrikasını kurdular.

Daha sonra Tretyakov kardeşler hayır işleri ve resim koleksiyonuyla ilgilenmeye başladılar: Pavel - Rus sanatçıların eserleri ve Sergey - Batı Avrupalı ​​​​ustaların resimleri.

Galerinin kuruluş tarihi, Pavel Tretyakov'un çağdaş Rus sanatçıların iki eserini satın aldığı 1856 olarak kabul ediliyor: Nikolai Schilder'in “Günaha” ve Vasily Khudyakov'un “Finli Kaçakçılarla Çatışma”.

Bunlar kullanıcı tarafından satın alınan ilk eserler değil, ancak daha önceki satın almalara ilişkin hiçbir güvenilir veri korunmadı.

Koleksiyoncular, Rus sanatçıların eserlerinin sergileneceği ulusal bir müze yaratmak istiyorlardı.

Pavel Tretyakov, “Resim yapmayı gerçekten ve şevkle seven benim için, herkes için halka açık, erişilebilir bir güzel sanatlar deposunun temelini atmak, birçok kişiye fayda sağlamak ve herkese keyif vermekten daha iyi bir arzu olamaz. Rus sanatçıların resimlerinden oluşan ulusal galeriden ayrılmak istiyorum,” diyordu.

1862'de Tretyakov, Vasily Perov'un "Paskalya'da Kırsal Alayı" adlı eserini satın aldı. Tuvalde kilise karşıtı hiciv tasvir ediliyordu - dini törene katılanlar sarhoş olarak gösteriliyor ve görüntüleri basitti - bu da Prechistensky ve Khamovnicheskaya polis birimlerinin müfettişlerinin sorularını gündeme getirdi.

Sonraki yıllarda galerinin koleksiyonunda Gezici sanatçıların eserleri yer aldı: Nikolai Ge'nin " Peter I, Tsarevich Alexei Petrovich'i Peterhof'ta sorguya çekiyor " , Ivan Shishkin, Alexei Bogolyubov, Mikhail Klodt, Konstantin Savitsky , Arkhip Kuindzhi ve Karl Gun'un resimleri . Tretyakov'un serginin oluşumuna ve resimlerin seçilmesine yardımcı olan sanatçı Ivan Kramskoy ile olan iletişiminin müzenin oluşumunda büyük etkisi oldu.

“Pavel Mihayloviç Tretyakov'un yalnızca çağdaş sanatı topladığı gerçeğiyle başlayalım. <...> Tretyakov sadece bugün yaratılan eserleri satın almadı. Zamanının ilerisindeydi; fikri satın aldı,” demişti Tretyakov Galerisi'nin eski müdürü Zelfira Tregulova.

1867'de Tretyakov mülkünü halka açtı - Lavrushinsky Lane'deki müzeye "Pavel ve Sergei Tretyakov'un Moskova Şehir Galerisi" adı verildi ve 1276 resim, 471 çizim, Rus sanatçıların 10 heykelinin yanı sıra yabancı ustaların 84 tablosunu içeriyordu.

1868'de Tretyakov, Sanat Akademisi'nin fahri özgür üyesi seçildi ve bu, sanat patronunun az bilinen ustaları resmi olarak desteklemesine izin verdi: Vasily Maksimov , Illarion Pryanishnikov , Viktor Vasnetsov ve Vladimir Makovsky  . Lev Tolstoy'un tavsiyesi üzerine Tretyakov, çarlık yetkilileri tarafından onaylanmayan Ilya Repin'in " Korkunç İvan ve oğlu İvan 16 Kasım 1581 " ve Nikolai Ge'nin "Merhamet" resimlerini satın aldı . Bu, sanatçılara sansürden korkmamaları konusunda ilham verdi.

1890'ların başında Tretyakov Galerisi, bağlılığı itibarıyla özel ve doğası gereği kamusal olan ulusal bir müze statüsüne kavuştu. Bu, galerinin tüm ziyaretçilere ücretsiz olarak açık olduğu anlamına geliyordu. Aynı zamanda Pavel Tretyakov devlet etkinliklerinin organizasyonunda yer almaya başladı. Böylece hayırsever, Paris'teki 1892 uluslararası sergisinde bir Rus resim bölümü kurmaya karar verdi.

1892'de Pavel Tretyakov galeriyi Moskova'ya bağışladı. Bunun nedeni, ölümünden önce 125 bin ruble sermaye ve bir sanat koleksiyonu olan Lavrushinsky Lane'deki evin yarısını Moskova'ya miras bırakan erkek kardeşinin ölümüydü. Transferi hızlandırmak için Pavel koleksiyonları birleştirip şehre bağışladı.

O dönemde Tretyakov kardeşlerin koleksiyonunda iki binin üzerinde resim, heykel ve grafik eseri bulunuyordu. 

Şehir Dumasının kararıyla Pavel Tretyakov, galerinin ömür boyu bekçisi olarak atandı. Sorumlulukları arasında kalıcı sergi için eserlerin seçilmesi, kamu fonlarıyla tabloların satın alınması ve müzenin alanlarının genişletilmesiyle ilgili sorunların çözülmesi yer alıyordu.

1894 yılında galerinin şehre devredilmesi onuruna, Moskova Sanatseverler Derneği, sanatçı Nikolai Ge'nin bir konuşma yaptığı Birinci Rus Sanatçıları Kongresi'ni topladı.

Koleksiyonun oluşumu

Müze koleksiyonunun temeli 1860-1880'lerde oluşturuldu.

1872-1873'te Perov, Pavel Tretyakov için yazarlar Fyodor Dostoyevski ve Ivan Turgenev'in, tarihçi Mikhail Pogodin'in, bilim adamı Vladimir Dahl'ın ve şair Apollo Maikov'un portrelerini yaptı. Yazarı şahsen tanıyan Tretyakov, Turgenev'in portresini beğenmedi.

“Turgenev figüründe aslana benzer bir izlenim edindiğinizi söylüyorsunuz. Repin'in portresinde şu var: Ama bildiğimiz Turgenev yok, Goncharov'un portresinde olan, yani mükemmel yaşayan bir insan yok...” diyor Pavel Tretyakov.

Özellikle 1873 yılında Tretyakov Galerisi koleksiyonu için Ivan Kramskoy, Lev Tolstoy'un bir portresini yaptı. Sanatçı bunun için Yasnaya Polyana'ya geldi ancak yazar poz verme havasında değildi ve sürece mümkün olan her şekilde müdahale etti.

Yazarın oğlu Sergey, Kramskoy'un Leo Tolstoy'un yalnızca kafasını çizebildiğini, vücudun geri kalanını ve kıyafetlerini ezberden doldurması gerektiğini söyledi.

Sonraki yıllarda Tretyakov, Alexander Herzen, Mikhail Saltykov-Shchedrin , Nikolai Nekrasov , tarihçi Nikolai Kostomarov ve Nikolai Ge'den yazar Alexei Potekhin'in portrelerini sipariş etti  .

1884 yılında galeri, Tretyakov'a göre "köylü gerçekliğini" yansıtan ve ayrı bir odada sergilenecek olan Repin'in " Kursk Eyaletindeki Geçit Töreni " adlı eserini aldı.

Birkaç yıl sonra tuval ortak salona taşındı ve Tretyakov, Repin'den diğer eserlerini satın aldı: Sanatçının devrimci savaşçıların görüntülerini ve faaliyetlerini somutlaştırdığı "İtirafın Reddi" ve "Bir Propagandacının Tutuklanması". “Halkın İradesi”  grubu.

Aynı zamanda Tretyakov Galerisi koleksiyonunda Vasily Surikov'un eserleri de yer alıyordu; bunlardan ilki " Streltsy İnfazının Sabahı " 1881'de IX Gezici Sergiden satın alındı. Daha sonra Tretyakov, Boyaryna Morozova'yı ve Surikov'un diğer resimlerini satın aldı; Tretyakov, bunların bazılarının doğrudan atölyede oluşturulmasını denetledi.

Tretyakov Galerisi'nin pek çok eseri, canlı bir satın alma yarışmasında sergilerden satın alındı. Sanatçı Arkady Rylov, “Yanan Ateş” adlı tablosunu satın alma sürecini şöyle anlattı:

"Nihayet sergiye eser kabulü için son gün geldi. Sabah Akademi'nin iki hizmetçisi tabloyu almaya geldi. Sergilememeye karar verdim, tablonun bitmediğini söyledim ama beni dinlemek istemediler, neredeyse zorla tabloyu şövaleden alıp götürdüler. O kadar korktum ki, resmimin kabul edilip edilmediğini sormak istemedim."

Müzenin komisyonu ( St. Petersburg'daki III.Alexander, şimdi Rusya Devlet Müzesi ) tabloyu satın almaya karar verdi, ancak protokol yazılırken Tretyakov sergi yöneticisine para yatırmak için acele etti ve tablo onda kaldı. Karşımda uzun boylu, zayıf, sakallı, fraklı, yanakları ve gözleri çökmüş bir adam duruyordu. Pavel Mihayloviç, gerçek bir tüccar gibi, sanatçılarla pazarlık yapmayı görevi olarak görüyordu, ancak bu durumda fiyat düşük, yalnızca altı yüz ruble ve tablo büyük, üç arshin ve müze komisyonu burayı ziyaret ediyor - o sadece şöyle dedi: "İmtiyaz yerine, masrafları bana ait olmak üzere beni Moskova'ya resim gönderin." Ben de memnuniyetle kabul ettim elbette; bana yalnızca on iki rubleye mal oldu .

1890'lı yıllarda koleksiyonlarda Rus işçilerinin hayatını anlatan Rus gerçekçi sanatçıların eserleri yer alıyordu. Bu tür çalışmalara örnek olarak Nikolai Yaroshenko'nun “Stoker” , Nikolai Kasatkin'in“ Madenci Kadın ”, “Değişim” ve “Madenci-Çekmece” verilebilir. Aynı dönemde müze koleksiyonunda Viktor Vasnetsov'un “ Bogatyrs ”, “Pskov Kadını” tabloları, Nikolai Kuznetsov ve diğerlerinin Pyotr Çaykovski'nin portresi yer alıyordu.

Birçok sanatçı eserlerini Tretyakov Galerisi'ne bağışladı. Böylece, 1894'te Isaac Levitan galeriye " Vladimirka " adlı eseri, Ge - Perov Oğlu Repin tarafından yapılan portresi - babasının tuvali "Mytishchi'de Çay Partisi " sundu. 

Bir binanın inşaatı

Başlangıçta galeri, Tretyakov konağının özel olarak belirlenmiş odalarında bulunuyordu. 1859'da kardeşler, Vasily Vereshchagin'in Türkistan resim ve eskiz serisinden 140'tan fazla eser satın aldılar, bu nedenle konakta yeterli yer yoktu. 1860 yılında sanat galerisi için ayrı bir bina inşa edilmesi sorunu ortaya çıktı. İnşaat mimar Alexander Kaminsky tarafından yönetildi. 1874 yılında konağın bitişiğinde iki katlı bir binanın inşaatını tamamladı. Ziyaretçiler için ayrı bir girişi vardı ve sanat koleksiyonu iki geniş salona taşındı.

1880'lerin sonunda galeri binası, on dört odayı kaplayan Tretyakov koleksiyonunun artması nedeniyle birkaç kez genişletildi. Koleksiyon büyüdükçe, konağın konut kısmına sanat eserlerinin depolanması ve sergilenmesi için gerekli olan yeni binalar da eklendi - 1873, 1882, 1885, 1892'de benzer eklemeler yapıldı.

1898'de Pavel Tretyakov'un ölümünden sonra konak sergiler için yeniden inşa edildi ve 1902-1904'te bina kompleksi, tasarımı Vasnetsov tarafından gerçekleştirilen eski bir Rus kulesi şeklinde ortak bir cephe ile birleştirildi. İnşaat Vasily Bashkirov tarafından yönetildi, yeniden inşanın maliyeti yaklaşık 30 bin ruble idi.

20. yüzyılın başında müze

Pavel Tretyakov'un ölümünden sonra galerinin yönetimi Şehir Duması tarafından seçilen Mütevelli Heyeti'ne geçti. Konseyde çeşitli zamanlarda ünlü sanatçılar ve koleksiyoncular yer aldı: Valentin Serov, Ilya Ostroukhov, Ivan Tsvetkov , Sergei Shcherbatov , Igor Grabar ve  Pavel Tretyakov'un kızı Alexandra Botkina . 1904'ten bu yana Konsey üyeleri her dört yılda bir yeniden seçilmektedir.

Galeri, 1903 yılında Tretyakov'un 1890'larda antika satıcıları I. L. Silin ve N. M. Postnikov'dan satın aldığı ikon resim örneklerini ilk kez sergiledi. Eserler Tretyakov'un kişisel odalarında tutuluyordu ve tüccar odalarının bir parçasıydı. İkonların ana sergiye dahil edilmesi kararı, ikon resimlerini toplamayı da seven konsey başkanı Ilya Ostroukhov'a aitti. 1905 yılında Ostroukhov müzenin başına atandı.

1905 devriminden sonra, Mütevelli Heyeti kararıyla Tretyakov Galerisi'nde Vasily Perov, Ivan Kramskoy, Illarion Pryanishnikov, Ilya Repin, Vasily Surikov gibi demokratik sanatçıların portreleriyle ayrı bir oda donatıldı. Çarlık Rusya'sının resmi tarihinin çürütülmesine katkıda bulundular. Kendini ilerici bir kurum olarak konumlandıran müze yönetimi, ülkede yaşanan olayları görmezden gelemedi ancak yeni satın almalar şehir dumasında uzun tartışmalara neden oldu. Böylece Mikhail Vrubel'in “ Pan ” ve “ Yenilen Şeytan ” adlı eserleri ele alınmıştır.

Mütevelli Heyeti ile Duma üyeleri arasındaki çatışmalar başka nedenlerle ortaya çıktı. Milletvekilleri galerinin muhafazakar yapısını, yani sadece ünlü sanatçıların yer almasını savunurken, Mütevelli Heyeti genç ustaların eserlerini almaya çalıştı. 1909'da Duma üyesi Vasiliev, konseyi, sergilere yönelik "göz yummaları" ve dikkatsiz tutumları nedeniyle birçok tablonun zarar görmesi nedeniyle suçladı. Özel olarak oluşturulmuş bir komisyon, Vasiliev'in ifadesinin sahteliğini tespit etti, ancak 1913'te akıl hastası olarak tanınan Abram Balashov'un Repin'in "Korkunç İvan ve oğlu İvan 16 Kasım 1581" tablosundaki yüzleri kestiği olaydan sonra söylentiler yeniden başladı. Olayın ardından İlya Ostroukhov, sanatçıya tabloyu restore etmesini isteyen bir telgraf gönderdi. Arka tarafa yeni bir tuval yapıştırıldı; restorasyon altı ay sürdü.

1913 yılında Tretyakov Galerisi'nin mütevelli heyeti, liderliği altında müzedeki sergi oluşumu konseptini değiştiren sanatçı Igor Grabar tarafından alındı: daha önce yeni satın almalar kalıcı sergilerden ayrı olarak sergileniyorsa, şimdi resimler tarihi sergilere asıldı. ve kronolojik sıra. Aynı yıl, Moskova Şehir Hükümeti genişletilmiş bir sergiye ev sahipliği yapacak yeni bir bina inşa etme olasılığını tartıştı. Konsey üyeleri ve özel olarak oluşturulmuş bir komisyon iki kampa bölündü: bir grup, galerinin ihtiyaçları için özel olarak donatılmış yeni bir müze binası inşa etmenin gerekli olduğuna, diğeri ise galeriyi taşımanın iradeyi ihlal edeceğine inanıyordu. yaratıcısı Pavel Tretyakov'un. İkinci bakış açısı, koleksiyoncuyu şahsen tanıyan bir grup St. Petersburg sanatçısı tarafından desteklendi. Ayrıca " Novoye Vremya " gazetesinde yeni binaların inşa edilmesinin uygunsuzluğunu tartıştıkları bir mektup yayınladılar. Tretyakov Galerisi Mütevelli Heyeti'nin görüşü de ikiye bölündü. Repin, St. Petersburg sanatçılarının görüşüne katıldı; aksini düşünen Ostroukhov konseyden ayrılmaya karar verdi.

Devrim sonrası gelişme

RSFSR Halk Komiserleri Konseyi'nin 3 Haziran 1918 tarihli kararıyla Tretyakov Galerisi kamulaştırıldı. Sovyet hükümetinin yeni kültür politikasına göre müzeye, SSCB'nin gelişimini yansıtması beklenen ülkenin ana sanat merkezi rolü verildi. 1918'de galeri ulusal hazine statüsünü aldı ve müze sergisi, soylu mülklerin kamulaştırılmış diğer özel koleksiyonlarının yardımıyla doldurulmaya başlandı. Böylece, 1919'da Tretyakov Galerisi, daha önce Oryol eyaletinin Kurakino arazisinde bulunan Vladimir Borovikovsky'nin "Prens Alexander Kurakin'in Portresi" ve 1921'de Fyodor Alekseev'in " Kremlin'deki Katedral Meydanı'nın Görünümü " adlı eserini içeriyordu. Ivanovskoye malikanesinden.

Tretyakov Galerisi'nin ana cephesinin önünde Vladimir Lenin'e ait bir anıt vardı ve bu anıtın yerine 1939'da heykeltıraş Sergei Merkulov tarafından Stalin'e ait bir anıt dikildi . 1958'de Stalin anıtı avluya taşındı ve sağ kanat cephesinin yakınına heykelsi bir "Futbolcular" grubu yerleştirildi. Liderlere ait anıtların yerini 1980 yılında heykeltıraş Alexander Kibalnikov tarafından yapılan ve mimar Igor Rozhin tarafından tasarlanan Pavel Tretyakov anıtı aldı.

Devrimden sonra Tretyakov Galerisi bilimsel ve sergi faaliyetlerini geliştirmeye başladı. İlk geçici sergi 1918'de "Tretyakov Galerisi'nde sergilenen Moskova özel koleksiyonlarından sanat eserleri" idi. 1922'de Dmitry Levitsky'nin,1923'te Fyodor Rokotov'un resim sergisi düzenlendi ve 1924'te Mikhail Vrubel ve Pyotr Konchalovsky'nin sergileri açıldı.

Ayrıca 1924'te Tretyakov Galerisi'nin şubeleri vardı: Resimli Kültür Müzesi, Tsvetkovskaya Galerisi, İkonografi ve Resim Müzesi,temeli koleksiyondu.

1926'da müzenin müdürlüğü mimar Alexey Shchusev tarafından üstlenildi ve onun yönetimindeki müze sergisi,1927'de tasfiye edilen Devlet Fonu'ndan gelen 19. yüzyıla ait resimlerle dolduruldu. İki yıl sonra müze, dağılmış olan Resimli Kültür Müzesi'nden formalist tarzda resimler aldı. Daha sonra müze koleksiyonu, 1930'lardan beri ana serginin oluşumunda önemli bir rol oynayan Devlet Satın Alma Komisyonu aracılığıyla yenilendi. Fon arttıkça ek bina donatma ihtiyacı da arttı. 1920'lerde Tolmachi'de kaldırılan Aziz Nikolaos Kilisesi'nde bir resim deposu yapıldı.1927-1935'te konağın orta kısmına Shchusev tarafından bizzat tasarlanan on altı yeni bina eklendi. Bitişikteki komşu evde bir kütüphane ve bilimsel bir bölüm bulunuyordu. 1932'deki genişletme sayesinde Ivanov'un "İsa'nın İnsanlara Görünüşü" adlı eseri ve buna ait eskizler kişisel bir salona yerleştirildi.

1920'lerin sonunda Tretyakov Galerisi'nde, Devrimci Rusya Sanatçıları Derneği, Şövale Ressamları Derneği ve diğerleri gibi önde gelen yaratıcı derneklerden sanatçıların eserlerine adanmış bir bölüm düzenlendi. Pavel Tretyakov'un makalelerinin arşivindeki el yazmaları, 19.-20. yüzyıl Rus sanatının incelenmesine yönelik bir malzeme fonunun temelini oluşturdu.

1925 yılında Tretyakov Galerisi, eski Rumyantsev Müzesi'nden, çoğunlukla 18. ve 19. yüzyılın ilk yarısındaki sanatçıların eserlerinden oluşan bir sanat koleksiyonunu içeriyordu: Fyodor Rokotov, Dmitry Levitsky, Vladimir Borovikovsky, Vasily Tropinin, Karl Bryullov. Akademik hareketin temsilcileri olarak.Yeni Batı Resim Müzesi'nden ( Sergei Shchukin ve Morozov kardeşlerin eski koleksiyonları), Sergei Tretyakov koleksiyonundan çıkarılan Batılı sanatçıların eserlerinin yerine, 19. yüzyılın ikinci yarısından 20. yüzyılın başlarına ait resimler geldi: K Korovin, Al. Golovin, Serova, Konenkova . Leningrad Müze Fonu'ndan birçok eser kabul edildi.

Sovyet dönemi

1933'te, SSCB'nin yeni kültür politikasının bir parçası olarak, müzenin faaliyetlerinin ana yönlere yoğunlaşmasını öngören bir düzenleme yapıldı: resimlerin incelenmesi ve sergilenmesinin yanı sıra sanat alanındaki politik ve eğitimsel çalışmalar. Rusya'nın sanatı ve SSCB halkları.Aynı zamanda, Tretyakov Galerisi'nin sergisinde Marksist ilkeler doğrultusunda "sınıfsız" sanat fikrini destekleyen radikal bir yeniden yapılanma gerçekleşti. 1936'da başlayan formalizme karşı kampanya nedeniyle avangard sanatçıların tüm eserleri depoya nakledildi.

Büyük Vatanseverlik Savaşı'nın patlak vermesiyle birlikte Tretyakov Galerisi'nin fonlarının çoğu Novosibirsk ve Molotov'a tahliye edildi. Nakilden önce tuvaller tahta çubuklara sarılıp kağıt mendille kaplandı ve su geçirmez malzemeyle kaplı kutulara yerleştirildi. Toplam 17 tren gönderildi. Pek çok çalışan cepheye gitti ancak müzenin bilimsel faaliyetleri durmadı. 1941-1942 Moskova Savaşı sırasında Tretyakov Galerisi binası ağır hasar gördü; yeniden inşası ancak 1944'te tamamlandı. Savaş sonrası ilk sergi 17 Mayıs 1945'te açıldı.

SSCB Yüksek Sovyeti Başkanlığı'nın 11 Mayıs 1956 tarihli kararnamesi ile “100. yıldönümü anısına ve Rus ve Sovyet güzel sanatlarının geliştirilmesinde ve aynı zamanda ideolojik ve sanatsal eğitimde olağanüstü hizmetlerine dikkat çekilerek” halk," Tretyakov Galerisi Kızıl İşçi Bayrağı Nişanı ile ödüllendirildi.

1960-1970'lerde müzede 1920'lerin eserlerinin sergileri düzenlendi: Şövale Sanatçıları Derneği, " Dört Sanat " grupları ve "Rus Sanatçılar Birliği", " Sanat Dünyası ", " Mavi Gül " dernekleri ve “ Elmas Valesi ”. Ekim Devrimi'nden sonra Tretyakov Galerisi, Wassily Kandinsky'nin "Beyaz Zambaklarla Resim" adlı soyut kompozisyonunu sakladı. 1974 yılında tablo, özel bir Alman koleksiyoncu olan Wilhelm Hack'in eline geçti. Tablonun kendisine tam olarak nasıl geldiği kesin olarak bilinmiyor. Farklı versiyonları var: Sovyet hükümeti tabloyu Lenin'den gelen mektuplarla değiştirebilirdi; başka bir versiyona göre Leonid Brejnev bunu bir minnettarlık göstergesi olarak verdi. Hack, tabloyu önce kendi evinde sergiledi, ardından Ludwigshafen şehrinin müzesine nakletti. 2015 yılında koleksiyoncunun mirasçıları tabloyu aldı ve iki yıl sonra onu Sotheby's'de 42 milyon dolara sattı. “Kommersant”, tablonun maliyetini Lenin'in mektubundaki kelime sayısına göre yeniden hesapladı ve ironik bir şekilde şöyle yazdı: “Lenin'in sözünün neredeyse bir milyona, bir mektubun ise 200 bine mal olduğu ortaya çıktı”.

1980-1992'de Tretyakov Galerisi'ne sanatçı Yuri Korolev başkanlık etti. Ziyaretçi sayısının artması nedeniyle sergi alanının genişletilmesi konusunu ele aldı. İnşaat çalışmaları 1983 yılında başladı ve iki yıl sonra  sanat eserleri ve restorasyon atölyeleri için bir depo olan depo faaliyete geçti. 1986 yılında mimarlar Igor Vinogradsky, G. V. Astafiev ve B. A. Klimov'un tasarımlarına göre ana binanın yeniden inşasına başlandı. 1989 yılında ana binanın güney tarafına konferans salonu, bilgi ve bilgisayar merkezi, çocuk stüdyosu ve sergi salonlarının bulunduğu yeni bir bina inşa edildi. Binaya “Mühendislik Binası” adı verildi çünkü mühendislik sistemlerinin ve hizmetlerinin çoğu burada yoğunlaşmıştı.

1985 yılında Krymsky Val'deki Devlet Sanat Galerisi, Tretyakov Galerisi ile birleştirildi ve Merkezi Sanatçılar Evi ile birlikte Yeni Tretyakov Galerisi adında tek bir müze kompleksi oluşturuldu. Bundan sonra, Lavrushinsky Lane'deki eski müze binasında, antik çağlardan 1910'lara kadar olan koleksiyonu ve 20. yüzyılın Krymsky Val sanatındaki binayı barındırmaya karar verdiler.

1986'dan 1995'e kadar eski Tretyakov kompleksi büyük yeniden yapılanma nedeniyle kapatıldı. Müzenin bu on yıldaki tek sergi alanı, ana sergilerin ana binadan taşındığı Krymsky Val'deki binaydı. Bu on yıl boyunca Tretyakov Galerisi, Moskova anma kurumlarını içeriyordu: Viktor Vasnetsov, Apollinary Vasnetsov, Anna Golubkina ve Pavel Korin'in ev müzeleri ve 1997'de kilise hizmetlerini restore eden Tolmachi'deki St. Nicholas Kilise-Müzesi. 1999 yılında “Vladimir Meryem Ana” ikonu oraya taşındı.

Modernite

Müze aktif olarak sergileme faaliyetlerini yürütmektedir. Böylece, 2016 yılında Yeni Tretyakov Galerisi binasında, yabancı müzeler ve özel koleksiyonlar da dahil olmak üzere sanatçının 250'den fazla tablosunun sunulduğu Valentin Serov'un eserlerinin yer aldığı bir sergi düzenlendi. Sergiyi 400 binden fazla kişi ziyaret etti. Müzenin basın servisine göre Serov'un sergisi, saatlerce süren kuyruklarla son 50 yılda en çok katılım sağlanan sanat etkinliği oldu; müze yönetimi, insanlara sıcak yemek yedirmek için tarla mutfakları kurdu. The Art Newspaper Russia'nın genel yayın yönetmeni Milena Orlova'ya göre sergi başarısını müze müdürü Zelfira Tregulova'nın çalışmalarının yanı sıra sergilenen resimlerin seçimine de borçlu; Serov'un resimlerinin çoğu Rusya'ya ilk kez özel koleksiyonlardan getirildi.

Aynı yıl Yeni Tretyakov Galerisi'nde düzenlenen Ivan Aivazovsky'nin resim sergisini günde yaklaşık 5,5 bin kişi ziyaret etti. Müzede iki yüzden fazla sergi sunuldu: 200 resim ve 55 grafik eseri, porselen objeler, kişisel belgeler, gemi modelleri. Bazı haberlere göre Aivazovsky'nin sergisinin başarısı Serov'un resimlerinin sergilenmesinde rekor kırdı.

2013 yılında Rus mimarlık bürosu SPEECH, yeni müze kompleksinin cephelerinin mimari ve sanatsal imaj konseptini geliştirmek için kapalı bir yarışmayı kazandı . Ana galeri binasının yanındaki Kadashevskaya setinde yer alan binanın 2018 yılında inşa edilmesi gerekiyor. Projeye göre Tretyakov Galerisi'nin yeni binası 4-5 kat yüksekliğinde olacak ve toplam alan yaklaşık 35,1 bin m² olacak.

2017 yılında Tretyakov Galerisi müzenin gelişimi için yeni bir konsept sundu. Proje, müze ve sergi tasarımı pazarında faaliyet gösteren İngiliz şirketleri Event Communications ve AEA ile ortaklaşa yürütüldü. Projeye uygun olarak Krymsky Val'deki sergi kompleksinin adı Yeni Tretyakov Galerisi olarak değiştirildi ve müze yeni bir logo ve web sitesi geliştirdi.

Ağustos 2018'de Sretensky Bulvarı 6'da bulunan Ilya ve Emilia Kabakov'un atölyesinin Tretyakov Galerisi'ne katılacağı öğrenildi. Emilia Kabakova'ya göre atölyede çağdaş sanat için ek bir sergi alanı düzenlenecek . .

27 Ocak 2019'da mesai saatleri içerisinde Arkhip Kuindzhi'nin “ Ai-Petri. Kırım ". Ertesi gün hasarsız bulundu, kaçıran kişi tutuklandı. Bu olayın ardından Tretyakov Galerisi'ne yeni bir güvenlik sistemi kuruldu. Ayrıca Şubat 2019'da Ilya Repin'in yaklaşan eserleri sergisiyle bağlantılı olarak Tretyakov Galerisi, Rus Muhafızları ile ek bir sözleşme imzaladı. Bakanlık, Krymsky Val'deki Tretyakov Galerisi binasına ek bir güvenlik noktası kurmayı taahhüt ediyor.

Kültür Bakanlığı müzeler dairesi müdürü Vladislav Kononov'un 27 Şubat 2019'da bildirdiği gibi, Tretyakov Galerisi'nde oluşturulan kar amacı gütmeyen vakfın faaliyetlerini ve yasal hedeflerini desteklemek için 2017-2018'de 2,6 milyar rubleden fazla para aktardı. Kononov'a göre bu tür fonlar her müzede oluşturulmalı.

Nisan 2020'de, koronavirüs pandemisinin neden olduğu karantinanın ortasında Tretyakov Galerisi ilk kez sergilerinin tam bir fotoğraf arşivini yayınladı. 47 sergiden fotoğraflar Yandex'de yayınlandı. Koleksiyonlar" . Galerinin karantina sırasındaki üç aylık kapatma sırasındaki kaybı 2,7 milyon avroyu buldu.

29 Mayıs 2024 Çarşamba

Rusya'da gözde üniversitelerin ücreti ne kadar?


Kaynak: https://turkrus.com/

 

Rusya'da üniversite öğrencilerinin yarıdan fazlasının paralı okuduğu bildiriliyor. Novıye İzvestiya portalı son 5 yılda eğitim maliyetlerinin yüzde 14 ile 66 arasında değişen oranlarda arttığını yazdı.

Portal Ayrıca önde gelen üniversitelerin eğitim ücretlerini sıraladı. Buna göre,

Yüksek Ekonomi Okulu (VŞE) yıllık eğitim ücreti 555 bin 673 ruble (6 bin 250 dolar);

Hariciye üniversitesi MGİMO’nun ücreti 670 bin 648 ruble;

MFTİ’nin eğitim ücreti 414 bin 800 ruble;

Moskova Devlet Üniversitesi’nin eğitim ücreti 429 bin 135 ruble oldu.

Portal ülkede eğitim alan üniversite öğrencilerinin sayısının 4 milyonun üzerinde olduğuna dikkat çekiyor.

Rusya'da YEGE tabir edilen üniversite sınavında başarılı olup ücretsiz kontenjanlara yerleşemeyenler paralı bölümlere gidiyor.

26 Mayıs 2024 Pazar

Rusya'nın en gözde 10 müzesi


Kaynak: https://turkrus.com/

  

The Art Newspaper Rusya'nın en çok ziyaret edilen 10 müzesini sıraladı.

 

1. Petergof, Petersburg. 2023 yılında müze kompleksini 5 milyonun üstünde insan ziyaret etti.

2. Kazan Kremlini. Ziyaretçi sayısı 4,5 milyon. 

3. Aziz İsaak Katedrali, Petersburg. 3,5 milyon ziyaretçi.

4.  Tsarskoye Tselo, Petersburg.  3,5 milyon ziyaretçi.

5. Ermitaj, Petersburg. 3,2 milyon ziyaretçi. 

İlk onda yer alan diğer 5 müze ve ziyaretçi sayıları şu şekilde:

6. Rus müzesi, Petersburg. 2,9 milyon ziyaretçi;

7.Tsaritsıno, Moskova. 2,1 milyon ziyaretçi;

8. Tretyakov galerisi, Moskova, 2,1 milyon ziyaretçi;

9. Devlet tarih müzesi (Petropavlovsk), Petersburg, 2 milyon ziyaretçi;

10. Yaroslavl Tarihi Mimari ve Sanat Müzesi, 1,4 milyon ziyaretçi.