Moskova

Moskova

6 Haziran 2017 Salı

9288 (Transsibirya tren seyahatinin başlangıcında)


(Paul Coelho, Elif, s.66-67)

Transsibirya demiryolu dünyanın en büyük üç demiryolundan biridir. Avrupa'da bir istasyonda başlar. Rusya'daki 9288 kilometrelik güzergahında irili ufaklı yüzlerce şehri birbirine bağlarken ülkenin yüzde yetmiş altısını ve yedi farklı saat dilimini kat eder. Moskova'daki tren istasyonuna gece saat on birde adım attığımda demiryolunun son durağı olan Vladivostok'ta güneş doğmuştu bile.

XIX. yüzyılın sonuna kadar Sibirya'da seyahat etmeye cüret edenlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmezdi. Dünyanın en düşük sıcaklığı burada, Oymyakon şehrinde ölçülmüştü: -71,2 C. Ulaşım temel olarak bölgeyi dünyaya bağlayan nehirlerden yapılıyor fakat bunlar da yılın sekiz ayı donuyordu. Rus İmparatorluğu'nun doğal güzelliğinin büyük kısmını barındırmasına rağmen Orta Asya'nın halkı dünyanın kalanından neredeyse tamamen kopuk bir hayat sürüyordu. Çar II. Aleksandr'ın stratejik ve politik sebeplerden dolayı yapımına izin verdiği demiryolunun inşaatından daha pahalıya patlayan tek şey, Rus İmparatorluğu'nun Birinci Dünya Savaşı'ndaki toplam askeri harcamalarıdır.

1917'deki Komünist Devrim'den hemen sonra demiryolu, patlayan iç savaşta büyük çatışmaların merkezi haline geldi. Başta Çekoslovak Lejyonu olmak üzere devrik çara bağlı kalan birlikler zırhlı vagonları rayların üstünde tank gibi kullanarak büyük bir sorunla karşılaşmadan Kızıl Ordu'nun hamlelerini savuşturabiliyor bir yandan da Doğu'dan cephane ve erzak ikmali yapabiliyorlardı. Bu noktada köprüleri havaya uçuran, iletişim yollarını kesen sabotajcılar devreye girdi. Böylece Asya kıtasının en uç noktasına doğru çekilmeye başlayan Çarlık ordusunun büyük bir kısmı Kanada'ya geçip bir süre sonra da dünyanın dört bir yanına dağıldı. Moskova İstasyonu'na adım attığım sırada Avrupa'dan Büyük Okyanus'a dört kişilik kompartımanlarda kişi başı bilet ücreti 30 ile 60 avro arasındaydı.

***

Tren saatlerinin yazılı olduğu panonun önüne gitmemle, 23.15'te hareket için ilk ışığın yanması bir oldu. Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Sanki yeniden çocukluğumdaki eve dönmüştüm; elektrikli tren odanın içinde dört dönüyor aklım şimdi bulunduğum yer kadar uzaklara seyahat ediyordu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder