(Paul
Coelho, Elif, s.66-67)
Transsibirya demiryolu dünyanın en büyük üç demiryolundan
biridir. Avrupa'da bir istasyonda başlar. Rusya'daki 9288 kilometrelik
güzergahında irili ufaklı yüzlerce şehri birbirine bağlarken ülkenin yüzde
yetmiş altısını ve yedi farklı saat dilimini kat eder. Moskova'daki tren istasyonuna
gece saat on birde adım attığımda demiryolunun son durağı olan Vladivostok'ta
güneş doğmuştu bile.
XIX. yüzyılın sonuna kadar Sibirya'da seyahat etmeye cüret
edenlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmezdi. Dünyanın en düşük sıcaklığı
burada, Oymyakon şehrinde ölçülmüştü: -71,2 C. Ulaşım temel olarak bölgeyi
dünyaya bağlayan nehirlerden yapılıyor fakat bunlar da yılın sekiz ayı
donuyordu. Rus İmparatorluğu'nun doğal güzelliğinin büyük kısmını barındırmasına
rağmen Orta Asya'nın halkı dünyanın kalanından neredeyse tamamen kopuk bir
hayat sürüyordu. Çar II. Aleksandr'ın stratejik ve politik sebeplerden dolayı
yapımına izin verdiği demiryolunun inşaatından daha pahalıya patlayan tek şey, Rus
İmparatorluğu'nun Birinci Dünya Savaşı'ndaki toplam askeri harcamalarıdır.
1917'deki Komünist Devrim'den hemen sonra demiryolu,
patlayan iç savaşta büyük çatışmaların merkezi haline geldi. Başta Çekoslovak
Lejyonu olmak üzere devrik çara bağlı kalan birlikler zırhlı vagonları rayların
üstünde tank gibi kullanarak büyük bir sorunla karşılaşmadan Kızıl Ordu'nun
hamlelerini savuşturabiliyor bir yandan da Doğu'dan cephane ve erzak ikmali
yapabiliyorlardı. Bu noktada köprüleri havaya uçuran, iletişim yollarını kesen
sabotajcılar devreye girdi. Böylece Asya kıtasının en uç noktasına doğru
çekilmeye başlayan Çarlık ordusunun büyük bir kısmı Kanada'ya geçip bir süre
sonra da dünyanın dört bir yanına dağıldı. Moskova İstasyonu'na adım attığım
sırada Avrupa'dan Büyük Okyanus'a dört kişilik kompartımanlarda kişi başı bilet
ücreti 30 ile 60 avro arasındaydı.
***
Tren saatlerinin yazılı olduğu panonun önüne gitmemle,
23.15'te hareket için ilk ışığın yanması bir oldu. Kalbim yerinden çıkacak gibi
atıyordu. Sanki yeniden çocukluğumdaki eve dönmüştüm; elektrikli tren odanın
içinde dört dönüyor aklım şimdi bulunduğum yer kadar uzaklara seyahat ediyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder