Kaynak:
http://www.turkrus.com/
Ölüm
yıldönümünde, Nazım Hikmet'in Rusya'daki hayatından önemli kesiti de Rusya'nın
Sesi Radyosu'ndan Süheyla Demir kaleme almıştı:
Nâzım Hikmet’in 1961 yılında onur konuğu olarak ziyaret
ettiği Moskova’daki 59 Numaralı Kütüphane, Rusyalı Nâzımseverlerin girişimleriyle
1981 yılında "Nâzım Hikmet Kütüphanesi" adını aldı. Yaşamının son
yıllarını Moskova’da geçiren şair, hâlâ Rusya ve Türkiye arasında bir kültür
köprüsü konumunda. Moskova’da Nâzım Hikmet’in adını taşıyan bir kütüphane de
var: Sokol bölgesindeki Novopesçenaya sokağında bulunan ‘59 Numaralı Nâzım
Hikmet Kütüphanesi’…
Nâzım Hikmet, 1961 yılında bu kütüphanede onur konuğu
olarak sevenlerinin önünde şiirlerini okumuş. Bu buluşmadan çok etkilenen
Moskovalı Nâzımseverler, şairin 3 Haziran 1963’te hayatını kaybetmesinin
ardından kütüphaneye ‘Nâzım Hikmet’ adının verilmesi için resmi başvuruda
bulunmuş. Uzun bir sürecin ardından kütüphane 1981 yılında şairin adını almış.
Şu anda kütüphanenin her köşesinde Nâzım’ın fotoğrafları ve
kitapları yer alıyor. Kütüphane yönetimi, şairin anısını yaşatmak ve Rusya’da
yeni neslin Nâzım Hikmet'i tanımasını sağlamak için var gücüyle çalışıyor.
Kütüphane, birkaç yıl öncesine kadar Türkler tarafından pek bilinmezken şu anda
Türkiye’den birçok misafir ağırlıyor. Moskova’da faaliyet gösteren Rus-Türk
İşadamları Birliği (RTİB) ve Türkiye’nin Moskova Büyükelçiliği de kütüphaneye
maddi-manevi destek sunuyor.
59 Numaralı Nazım Hikmet Kütüphanesi’nin hikâyesini,
kütüphanenin müdürü Svetlana Şapkina Rusya'nın Sesi Radyosu'na anlattı.
“NÂZIM
BU KÜTÜPHANEDE ŞİİRLERİNİ SEVENLERİ ÖNÜNDE OKUMUŞTU”
Kütüphanenin
tarihçesi hakkında bilgi verir misiniz? Ne zaman kuruldu?
“Kütüphanemiz kapılarını ilk kez, Mart 1952’de açtı. İkinci
Dünya Savaşı’ndan sonraki dönemde, o zaman henüz yeni kurulmaya başlanan
Pesçanaya Mahallesi’ndeki kitapseverlerin buluşma noktası oldu. Kütüphanedeki
kitapların çoğu, Nekrasov Kütüphanesi tarafından hediye edilmişti. Kütüphanemiz
açılışından bu yana, bölgedeki en önemli kültür merkezlerinden biri haline
geldi. Yuriy Nagibin, Bella Ahmadullina ve Rimma Kazakova gibi ünlü Sovyet şair
ve yazarlar sık sık kütüphaneyi ziyaret ediyordu.”
Peki,
Nâzım Hikmet bu kütüphaneyi hiç ziyaret etti mi?
“Evet, Nâzım Hikmet de kütüphanenin ziyaretçilerinden
biriydi. Kütüphaneye ilk kez 1961 yılında onur konuğu olarak geldi ve
sevenlerinin önünde şiirlerini okudu. Zaten Nâzım Hikmet, kütüphanemize çok
yakın mesafede bulunan 2. Pesçanaya Sokağı’nda yaşıyordu. Dolayısıyla
kütüphaneye uğrarmış.”
“NÂZIM
HİKMET İÇİN HER YIL ANMA ETKİNLİKLERİ DÜZENLENİYOR”
Kütüphane
nasıl Nâzım Hikmet adını aldı?
“1961 yılında, Nâzım Hikmet’le kütüphanede bir araya gelen
okurlar, bu buluşmadan derinden etkilenmişler. Şairin 1963 yılında vefat
etmesinin ardından adını yaşatmak amacıyla 1973 yılında Sovyet Yazarlar
Birliği’ne başvurarak kütüphaneye Nazım Hikmet adının verilmesi taleplerini
iletmişler. Fakat kütüphane Nâzım Hikmet adını, uzun bir sürecin ardından 1981
yılında alabilmiş.”
Ziyaretçiler,
kütüphanede Nâzım Hikmet’e dair neler görebiliyor? Şairin şahsi eşyaları
sergileniyor mu?
“Maalesef kütüphanemizde Nazım Hikmet’in kişisel eşyaları
sergilenmiyor. Ama hem Türkçe hem de Rusça olmak üzere birçok kitabı mevcut,
ayrıca kendisi hakkında yazılan kitaplar da var…”
Nâzım
Hikmet’in anısını yaşatmak için neler yapıyorsunuz?
“Her yıl Nâzım Hikmet’in ölüm yıldönümünde anma
etkinlikleri düzenliyoruz. Bu etkinliklere Türkiye’den çok sayıda yazar, şair,
çevirmen, sanatçı ve misafir de katılıyor. Ama kütüphanemizin esas misafiri her
zaman Nâzım Hikmet’in eşi Vera Tulyakova olmuştur. Vera, eşinin adını taşıyan
kütüphaneyi sık sık ziyaret eder, Nâzım Hikmet adına anma etkinlikleri
düzenlermiş. Fakat ne yazık ki kendisini 2001 yılında kaybettik.”
“KÜLTÜR-
SANAT ALANINDA TÜRKLERLE SIKI İLETİŞİM İÇİNDEYİZ”
Moskova’da
çok fazla Türk yaşıyor. Türk işadamları ve Türkiye’nin Moskova Büyükelçiliği
ile iletişiminiz var mı? Onlardan destek görüyor musunuz?
“Evet, kütüphane olarak özellikle kültür-sanat alanında
Türklerle sıkı iletişim içindeyiz. Moskova’daki Türkiye Büyükelçiliği ve Rus-Türk
İş Adamları Birliği RTİB başta olmak üzere, Türk gazeteci, yazar, ressam ve
çevirmenlerle işbirliği yapıyoruz… Bu noktada özellikle Rus-Türk İş Adamları
Birliği RTİB’ten bahsetmem gerek. Bize çok cömert yardımlarda bulundular.
RTİB’in eski başkanı Ali Galip Savaşır, kütüphanenin problemlerini çözmek için
birçok şey yaptı. Salonlarımız onarımdan geçti, çok kötü durumdaki bir odamız
baştan aşağı yenilenerek çocuk ziyaretçilerimiz için kusursuz bir etkinlik ve
hobi odası haline getirildi. Hatta odanın açılışına Türkiye’nin Moskova
Büyükelçisi Aydın Adnan Sezgin başta olmak üzere Türkiye’den çok sayıda misafir
katıldı. Bunun dışında kütüphanemize çok sayıda Türkçe kitap da hibe edildi.
Moskova Türk Kadınlar Komitesi de zaman zaman kütüphanemizde etkinlikler düzenliyor.
Bazen de biz onlar için özel organizasyonlar hazırlıyoruz. Tüm bunlar Türklerle
aramızda dostluk ve güven ortamı yarattı, umarım ilişkilerimiz daha da
gelişir.”
Kütüphaneniz
Türkiye’den ünlü misafirler, sanatçıları da ağırlıyor mu?
“Kütüphanemizi en sık ziyaret eden misafirimiz artık
dostumuz da olan yazar Rasim Dirsehan Örs. Kendisi hem Türkiye-Sovyetler
Birliği ilişkileri hem de Nâzım Hikmet’in Sovyetler Birliği’ndeki yaşamı
hakkında araştırmalar yapıyor. Biz de elimizden geldiğince ona yardım etmeye
çalışıyoruz. Nâzım Hikmet’in dostu ressam İbrahim Balaban da kütüphanemizi
ziyaret etti. Ziyareti bizde çok hoş anılar bıraktı. Nâzım Hikmet ve İbrahim
Balaban arasındaki dostluğu anlatan belgeselin bazı bölümleri kütüphanemizde
çekildi. İbrahim Balaban, Türkiye’ye döndükten sonra kütüphanemize Nâzım’ın
şiirlerinden esinlenerek yaptığı resimlerden oluşan bir albüm hediye etti.”
“RUSYA’DA
GENÇ NESİL, NÂZIM’I YETERİNCE İYİ TANIMIYOR”
Peki,
Rusya’da yaşayan Türkler, Moskova’da bir Nâzım Hikmet Kütüphanesi’nin olduğunun
farkında mı? Türk ziyaretçileriniz var mı?
“Çok sayıda Türk misafirimiz oluyor. Moskova’da yaşayan ya
da buraya turist olarak gelen birçok Türk, kütüphanemizden haberdar... Buraya
gelip Nâzım Hikmet’in eserleriyle daha yakından tanışıyorlar. Personelimiz Türk
misafirlerimizi her zaman büyük memnuniyetle karşılar, onlar için kütüphanede
küçük bir tanıtım turu düzenler ve Nâzım Hikmet arşivimizi gösterir.
Kütüphanenin ana salonunda Nâzım Hikmet için ayırdığımız bir bölüm var. Burada
şairin kitapları ve kendi araştırmalarımız sonucu ulaştığımız fotoğrafları
bulunuyor. Ayrıca dileyenlere Nâzım Hikmet’in yazdığı ve Azeri kompozitör Arif
Melikov’un bestelediği “Ferhat İle Şirin” balesinin video kaydını da
gösteriyoruz. Kütüphanemizi Türklerin de biliyor olması bizim için çok önemli.
Burada belirtmem gerek, bu denli tanınmamızda Rusya’da Rusça ve Türkçe
dillerinde yayınlanan Kompas dergisinde 2011 yılında yayınlanan
röportaj-haberin büyük payı var.”
Nâzım,
Sovyetler Birliği’ne kıyasla günümüzde Rusya’da yeterince tanınıyor mu sizce?
“Rusya’da genç nesil ne yazık ki yeterince iyi tanımıyor.
Nâzım Hikmet, Sovyetler Birliği döneminde, özellikle 1950’li ve 60’lı yıllarda
çok popülerdi; Ruslar tarafından çok iyi biliniyordu. Şimdi bu popülaritesini
yitirdi ama biz, Rusların onu tanıması için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz.
Bence Nâzım Hikmet’in buradaki popülerliğinin azalması, Sovyetler Birliği’nin
dağılmasıyla ilgili. Rusya’da yeni nesil, farklı bir dünyada, kapitalist bir
toplum içine doğdu. Bu nedenle çok farklı manevi değerlere sahipler; yaşama
dair başka öncelikleri var.”
Siz
Nâzım Hikmet’in eserlerini seviyor musunuz? En çok etkilendiğiniz şiiri
hangisi?
“Evet, tabii ki çok seviyorum. Kütüphane olarak Nâzım
Hikmet’in eserlerinin daha çok bilinmesi ve tanınması için çok uğraşıyoruz.
Kısa bir süre önce Rusya’da Kütüphaneler Günü kutlamaları kapsamında şiir okuma
yarışması düzenlendi. Nâzım Hikmet Kütüphanesi çalışanları da bu yarışmaya
Nâzım’ın bir eseriyle katıldı. Ben Nâzım Hikmet’in şiirlerini çok seviyorum, en
sevdiğim şiiri ise ‘Kerem gibi…’”
(Rusya'nın
Sesi Radyosu)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder