Topu topu 38 yıl süren ömrü komploya çok benzeyen bir
düelloyla son bulduğunda Aleksandr Puşkin (1799-1837), şiiri kadar roman ve
öyküleriyle de (Gogol’la birlikte) 19. yüzyılın öncü Rus klasikleri arasına
girmeye hak kazanmıştı.
Puşkin, onu izleyen çağdaşları ve bütün bir dünya edebiyatı
üzerinde derin etkiler bırakmıştır.
Yüzbaşının Kızı romanı Puşkin’in başeserlerinden biridir.
Yüzbaşının Kızı, konusu on sekizinci yüzyılın ikinci
yarısında Rusya'yı tehdit eden Kazak ve köylü isyanları döneminde geçen
tarihsel bir roman. Tarihsel roman "geleneğine" göre kısa
sayılabilecek bu metin, edebiyat tarihçilerince gene de Tolstoy'un Savaş ve
Barışı'nın öncüsü sayılmaktadır....
Rus edebiyatının büyük ustası Puşkin'in akıcı, süssüz ve
berrak diliyle anlattığı 1773 ayaklanması, akıllardan silinmeyecek bir tablo
çizer gözler önüne.
Puşkin’in tarihsel roman olarak yazdığı, aynı zamanda,
son düzyazı çalışması olan Yüzbaşının Kızı; 18. Yüzyıl Rusyası’nı yansıtır.
Katerina’nın hükümdarlığı döneminde, genç Grinev orduda görev yapmaktadır. Ordu
sefere çıktığı sırada kar fırtınası vardır ve Grinev paltosunu donmakta olan
bir adama verir. Bu hareketi büyük Pugaçov isyanı sırasında ona hiç beklemediği
bir şekilde geri döner. Yüzbaşı Miranov’un kızına âşık olan Grinev’in hayatını
daha da karmaşık bir hale getirir. Katerina dönemini ve 18. Yüzyıl Rusyası’nı
büyük bir gerçeklikle çizen Puşkin, Yüzbaşının Kızı’yla kendisinden sonraki Rus
ve dünya edebiyatı üzerinde büyük bir etki yaratmıştır.
Pugaçev'in önderliğindeki isyancıların renkli
yaşamlarından sahneler, o güne dek kimsenin cesaret edemediği ölçüde gerçekçi
bir biçimde çizilir. Bütün bunların ortasında, tüm engellere karşın kendini
korumayı başaran tertemiz bir aşk filizlenir.
Yüzbaşının Kızı her şeyden önce okuyucunun elinden
bırakamadan bir solukta okuyup bitireceği, heyecanlı, sürükleyici ve duygusal
bir romandır. Yani gerçek bir roman.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder