Cenk Başlamış
Medya Günlüğü
Moskova’da Amadeus adındaki bir gece kulübü: İçeride tamamı gençlerden oluşan 40-50 kişi toplanmış. Kimi Taş Devri’ndeki Wilma gibi giyinmiş, kimi cadı kiyafetinde, kiminin yüzünde ilk anda makyaj olduğu anlaşılmayan derin bir yara izi, kiminin boynunda ise yerlere kadar uzanan sahte dolarlardan yapılmış bir kolye var.
Geçen cumartesi akşamı Amadeus’da toplanan kızlı erkekli gençler Halloween’i, yani “Cadılar Bayramı”nı bir kaç gün erkenden kutluyor. Rusya ve Batı ile özdeşleşen “Cadılar Bayramı”nın bir arada anılması garip gelebiir. Aslında gerçekten garip, en azından alışılmadık ama bundan yaklaşık 20 yıl önce, yani Sovyetler Birliği yaşarken herhangi bir Rus’un değil “Cadılar Bayramı”nı kutlaması, adını duymuş olması bile herhalde mümkün değildi. 20 yıl sonra “Halloween”i kutlamaya başlamak Rus gençliğinin, daha doğrusu Rusya’nın yaşadığı değişimi göstermesi açısından çarpıcı. ( Konuyla ilgili fotoğrafları "Rusya'da Cadılar Bayramı" başlıklı haberimizde bulabilirsiniz)
İnsanın 20 yılı aşkın gazeteci olarak yaşadığı bir kente, yani Moskova’ya şimdi “turist” olarak, hem de ilk kez vizesiz, elini kolunu sallayarak girmek gerçekten tuhaf bir duygu. Aradan geçen 3 yıl sonra artık uçaktan inince ne havaalanının otoparkından alınacak bir araba ne de insanın bir an önce kendisini atabilmek için sabırsızlandığı bir “ev”i var.
Moskova’ya ilişkin ilk izlenim sokaklardan...
Kentin insanı çıldırtan trafiği daha da kötü olmuş. Çelişkili ama trafiği daha kötü yapan, trafik sorununu çözmek için yapılan çalışmalar. Ünlü Kutuzov Caddesi ve devamındaki Mojayskiy’nin tamamı dev bir şantiye dönüşmüş. Yaklaşık 10-15 kilometre boyunca yolun orta yerinin tamamında çalışma var, bu da özellikle sabah ve akşam saatlerinde trafiğin felç olmasına yol açıyor. Bir yıl sürece çalışmalar sonucu buraya kısmen iki katlı yol, alt ve üst geçiş noktalar yapılarak trafiğin rahatlaması sağlanacak. Nüfusu 15 milyona yaklaşan Moskova’daki araç sayısı 4 milyonu geçiyor, yani neredeyse her 4 kişiden 1’inin aracı var.
Kutuzov Caddesi’nin başlangıcına yakın noktada, Moskova Nehri’nin kıyısındaki dev gökdelenler hemen dikkati çekiyor. 1995’de başlayan ve 2017’de tamamlanması planlanan “Moskva- Siti” (Moscow City) Projesi içinde yer alan çok ilginç bir bina herkesin gözüne takılıyor. Türk Rönesans İnşaat’ın yaptığı bu bina “dünyanın en çok dönen” binası. Proje Müdürü Bahadır Öntepeli, bir burguya benzeyen yapının başlangıcıyla tepe noktası arasındaki dönüşün toplam 150 dereceyi bulduğunu, bunun da dünya rekoru olduğunu gururla anlatıyor. Yüksekliği 155 metreye ulaşacak “Evrim Kulesi” adındaki yapı, Rus mimarisinde eskiden kullanılan spirali anmsatıyor, en çok da DNA’ya benziyor.
Sokaklardaki izlenime devam...
Aradan geçen 3 yıllık sürede enflasyon gözle görülür şekilde artmış. Moskova’da bir doların karşılığı 32 rubie, euro 44, lira ise 16 ruble ediyor. Bir kaç yıl önce, örneğin 100 ruble olan bazı ürünler şimdilerde iki kat pahalanmış. Buna rağmen Moskpva’da nereye giderseniz gidin, ister süpermarkete, ister lokantaya, isterse de sirke, her yer insan dolu. Galiba işin sırrı, Rusya’nın çok kolay para kazanılan, bu nedenle de çok kolay para harcanın bir yer olması. “Kolay kazanmak”tan kastedilen hem Rusya’nın sahip olduğu zengin doğal kaynaklar hem de önüne bir türlü geçilemeyen yolsuzluklar.
Aslında Rusya’nın en az yolsuzluklar kadar, hatta belki de ondan da tehlikeli bir sorunu var: Irkçılık. Ama sokaklarda buram buram hissedilen ırkçılığı ne sokaktaki Ruslar ne de devlet kabul ediyor, daha doğrusu adını “ırkçılık” olarak koymaya cesaret edemiyor.
Eğer Rus’a benzeyip benzemediğinizi merak ediyorsanız, bunu test edebileceğiniz yerlerin başında Moskova geliyor. Eğer benzemiyorsanız, size yönelen sessiz ama kınama dolu bakışları farketmemeniz, farkedip de rahatsız olmamanız mümkün değil. Moskova’da bu bakışlara en çok Ruslara benzemeyen esmer Kafkasyalılar hedef oluyor.
Cumartesi akşamı Dorogomilovksaya üzerindeki bir büfede yanında 2-3 yaşında bir çocuk bulunan kadın sigara alırken dış görüşününden Kafkasyalı olduğu anlaşılan bir erkek araya girer gibi olunca kadın patladı ve “Sizinle bir arada yaşamak mümkün değil! Moskova’yı köye çevirdiniz!..” diyerek bağırıp çağırmaya başladı. Bu, münferit bir olay değil, kadının Kafkasyalıların Moskova’yı “mahvettiğine” ilişkin görüşünü Rusların neredeyse tamamı paylaşıyor. Çünkü onlar Kafkasyalıların eğitimsiz, kültürsüz, ikinci sınıf insanlar olduğunu düşünüyor. Biraz sağduyu sahibi olanlar bütün bunları korku duyarak izliyor çünkü kentteki bu gergin havanın örnekleri geçmişte de görüldüğü gibi bir gün patlamaya dönüşebileceğini biliyor.
Yaklaşık 3 yıl sonra gidilen Moskova’da geçirilen 3 günün izlenimleri kısaca böyle. Moskovalılar şimdi uzun, soğuk ve en önemlisi karanlık geçmeye aday bir kışa hazırlanıyor. Öyle zamanlar olacak ki, güneş günlerce, belki de haftalarca yüzünü göstermeyecek, Moskova ve Moskovalılar daha bir içine kapanacak...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder