Kaynak: http://turkish.ruvr.ru/
Omsk bölgesi Moskova’nın
2 bin 200 kilometre kuzeyinde yer alır.
Omsk Bölgesi Kültür Bakanlığı Turizm Departmanı
Başkanı Mihail Gizbreht anlatıyor:
“Rusya’nın Asya tarafında
yer alan Omsk bölgesi efsanevi Sibirya’nın en eski bölgelerinden biridir. Geleneksel olarak bu
bölge, çay, ipek gibi egzotik eşya ticareti yapmak amacıyla Rusya’nın Avrupa
tarafından doğu bölgelerine, oradan da Çin’e ve Pasifik okyanusuna ulaşmaya
çalışan kaşif, tüccar, seyyah ve kosakların geçtiği bir topraktır. Omsk
bölgesi, Batı Sibirya’nın güneyinde, kuzeyden güneye bakıldığındaysa tayga ile
Kazakistan stepleri arasında yer alıyor. Batıdan doğuya doğruysa dünyaca ünlü
Trans Sibirya Tren Yolu'nun geçtiği bir bölgedir Omsk bölgesi.”
SİBİRYA'NIN FETHİNİ ANIMSATIYOR
Omsk kentinin tarihi, 1716 yılı ile başlar.
SİBİRYA'NIN FETHİNİ ANIMSATIYOR
Omsk kentinin tarihi, 1716 yılı ile başlar.
Ancak Omsk, bölgenin en eski kenti değildir. Örneğin Tara şehri 16. yüzyılın sonlarında, Sibirya’yı fetheden ünlü Sibirya kâşifi ve kosak lideri Yermak’a destek veren nişancı birliklerinin gelmesiyle kurulmuştur.
Mihail Gizbreht
anlatmaya devam ediyor:
“Omsk bölgesinin
kuzeyi, kosakların, yerleşimcilerin, avcıların ve maceraperestlerin Sibirya’nın
fethini anımsatıyor. Sibirya’nın ıslahı, kosakların kurduğu ön savunma
hattından gerçekleşiyordu. Sibirya hanlığının düşmesinin ardından, Sibirya ve
Orta Asya topraklarının ıslah edilmesi ve bu toprakların o zamanki savaşçı
kabilelerden ve devletlerden korunması için kosaklar tarafından öncü savunma
hattı kuruldu.”
Bölgenin
gelişimiyse 1716 yılında Omsk kalesinin kurulmasıyla başlamış oldu. Omsk
kalesi, mimariye değer verenlerin ve Sibirya barok stilinin hayranlarının
ilgisini çekebilir. Kaleye bitişik kosak mahallesini oluşturan ahşap yapılar,
buraya renk katıyor ve ahşap işleme sanatını sevenlerin ilgisini çekiyor.
DOSTOYEVSKİ'NİN
SÜRGÜN YERİ
18. Yüzyılın
sonunda Omsk, bölgenin merkezi kenti olmuş,
19. Yüzyılın
ortalarındaysa batı Sibirya valiliğinin güzergâhı haline gelmiş, batı
Sibirya’ya başkentlik yapmıştır. Büyük askeri, ticari ve sonrasında sosyal
merkez görevi görmüştür. Gönüllü yerleşimciler ve sürgüne yollananlar, ilk kez
Omsk’a yerleşmiştir.
Mihail Gizbreht,
Omsk’a sürgüne gönderilen ünlü şahsiyetleri şöyle anlatıyor:
“Omsk
hapishanesinde 4 yılını geçiren ünlü Rus yazar Fyodor Dostoyevski, burada
manevi bakımdan yeni bir kimlik kazandı, ruhen yeniden doğdu. Yazarın 'Ölüler
Evinden Anılar' eseri, kendisinin Omsk hapishanesinde geçirdiği günlere adandı.
Omsk Kalesi'nin içinde, o zamanki eşyaların, yazara ait nadide eserlerin
sergilendiği, ülke edebiyatçılarını bir araya getiren Dostoyevski Edebiyat Müzesi
bulunuyor. Her isteyen bu müzesini ziyaret ederek, o zamanların ruhunu yakından
hissedebilir, büyük yazarın yaşamını yerinde görme imkanı bulabilir.
Rusya tarihinden çok iyi hatırlanan bir başka isimse,
Bolşevik'lerin Ekim Devrimi'nin ardından politik ve askeri olarak Rusya iç
savaşı süresince Kızıl Ordu ile savaşmış olan Beyaz Ordu komutanlarından amiral
Aleksandr Kolçak’tır. İç savaş sırasında Kolçak Rusya lideri seçilmiş ve
karargâhı olarak Omsk’u seçmiştir. O dönemde Sibirya’nın “Beyaz başkenti” Omsk,
“Kızıl başkenti” ise Novosibirsk şehri idi. Omsk’ta Kolçak’ın yaşamış olduğu
malikânede şu anda Rusya iç savaş tarihi araştırma merkezi yer alıyor.”
Omsk’un kültürel yaşamı oldukça yoğundur; kentte 10
tiyatro ve çok sayıda eğlence merkezi bulunuyor. Kentteki en eski tiyatro
binasıysa, 1870’li yıllarda kurulan tarihi Omsk drama tiyatrosudur. Bu tarihi
eserin bulunduğu Lyuberskiy caddesineyse, tarihi özellikleri ve barok
tarzındaki yapıları dolayısıyla St. Petersburg’da bulunan ünlü Nevskiy
caddesinin adı verilmiş.
"Benim Olduğum Şehri Projesi"
Eski Omsk’u yine Mihail Gizbreht’ten
öğrenelim:
“Tarihi boyunca Omsk çok zor zamanlar geçirdi, ancak
az sayıda olsa da kentte tarihi binalar var. 1812’de Napolyon’a karşı savaşa
katılanlar için toplanan yardımlarla kurulan Nikolskiy Kosak Katedrali ve
yanında yer alan 1813’te inşa edilen Sibirya askeri okulu binası, klasisizm
tarzında inşa edilmiş. Kentin tarihi merkezindeki valilik sarayı da klasisizmin
özelliklerine sahip.”
Tayga ile stepler arasında bulunan bölgede kuzeyden
güneye doğru ilerledikçe balta girmemiş ve birçok hayvanın barındığı tayga
ormanlarının nasıl uçsuz bucaksız steplere dönüştüğü net bir şekilde
görülebiliyor. Bölgedeki step manzaraları insanın ruhunu açıyor, şehir
keşmekeşinden usanmış gözleri dinlendiriyor.
Mihail Gizbreht’in
ağzından bölgenin doğal güzellikleri:
10 İSTANBUL BÜYÜKLÜĞÜNDE BATAKLIK
“Bölgenin en önemli doğal anıtı olarak, yaklaşık 10
bin yıl önce oluşan Vasyuganskie bataklığı öne çıkıyor. Dünyanın en
büyüklerinden kabul edilen bataklığın bulunduğu bölgeye İstanbul büyüklüğünde
10 şehir rahatlıkla sığabilir. Vasyuganskie bataklığı, UNESCO doğal mirası
listesine girmeye aday. Güzelliği ve esrarengiz oluşuyla Güney Amerika’daki
Amazon ormanlarına benzerlik gösterdiği için bu bölgeye ayrıca 'Rusya’nın
Amazon Bölgesi' de denir.”
Aktif tatilden hoşlananlar, Omsk bölgesindeki nehir
gezilerinin tadını çıkarabilirler. Bölgedeki en büyük su arteri, büyük Ob’un bir
kolu olan İrtiş nehridir; ikisi birlikte su debisi ve uzunluk bakımından dünya
yedincisi kabul edilir. İrtiş nehri üzerinden Omsk’tan Tümen bölgesindeki
tarihi kent Tobolsk’a kadar gemiyle nehir turları yapılıyor. İsteyenler bu
turlara katılarak hem Omsk bölgesinin tamamını daha yakından tanıma, hem de
tarihi özellikleriyle, Kremlin’iyle, tarihi anıt ve yapılarıyla büyük ilgi
çeken Tobolsk şehrini görme şansı yakalıyor.
Omsk bölgesinin 2 milyonluk nüfusunun yaklaşık 1
milyon yüz bin Omsk’ta yaşıyor ve bu durum bölge nüfusunun seyrek olduğuna
işaret ediyor. Bu sebeple bölgede insan elinin değmediği; doğal ortamda sıra
dışı tatil, balık tutma ve avlanma imkânı sunan çok sayıda yer bulunuyor.
TAŞRANIN ÖNE ÇIKAN TÜCCAR KENTLERİ
Sibirya’nın taşrasını görmek isteyenlereyse eskiden
ticaret merkezleri olan Tara ve Tyukalinsk kentlerini görmeleri önerilir. 19.
Yüzyıla ait eski tüccar şehirlerini görmek ve o zamanki havayı teneffüs etmek
isteyenler, bunu Tara ve Tyukalinsk şehirlerinde yapma imkânı bulabilir.
Tyukalinsk’e kara ve demiryoluyla rahatlıkla ulaşılabilirken, Tara’ya İrtiş
nehri üzerinden gemiyle ulaşım imkânı mevcuttur.
Omsklular arasında
çok popüler olan iki yer daha var Omsk bölgesinde. Biri Rusya’da doğal
güzellikleriyle ün yapan Okunevo köyüdür. Tara nehrinin kıyısında yer alan
Okunevo manzaraları harikadır. Burada değişik dini inançlara sahip olan çok
sayıda topluluk bir arada, barış ve huzur içinde yaşıyor ve ilginç bir mozaik
oluşturuyor. Görülmeye değen ikinci yer ise “Beş Göller” bölgesidir. Burada
eskilerden meteorit düşmesiyle oluşan göllerdeki su tertemizdir. Beş göller,
yerli halk ve konuklar tarafından en çok tercih edilen tatil yeridir.
HER BÜTÇEYE UYGUN
KONAKLAMA İMKANI
Omsk’ta büyüğünden
küçüğüne, lüks ve ekonomik sınıfından 65 otel bulunuyor. Şehrin en büyük oteli,
“İbis” zincirine ait olan 3 yıldızlı “İbis Sibir” otelidir. Ayrıca “Omsk”,
“Turist”, “Mayak”, “Avrora”, “İrtiş” ve “Molodejnaya” otelleri de konuklarına
nezih bir dinlenme ortamı sunuyor. Bu otellerin tümü 3 yıldızlı olup, içlerinde
standart ve lüks odalar mevcuttur. Otellerde konaklamanın fiyatıysa günde 45
ile 130 dolar arasında değişiyor.
Mihail Gizbreht,
Omsk’a en iyi şekilde nasıl ulaşılabileceğini şöyle anlatıyor:
“Türkiye’den
Omsk’a maalesef direkt tarifeli seferler yapılmıyor, ancak charter uçaklarla
uçulabiliyor. Uçuş süresi 5,5-6 saattir. Turizm sezonunun dışında Omsk’a
Moskova üzerinden ulaşım daha rahattır. Moskova’dan birkaç şirket Omsk
seferlerini gerçekleştiriyor. Uçak biletlerinin fiyatları 195 ile 600 dolar
arasında değişebiliyor. Moskova’dan Omsk’a ortalama 250 dolara ulaşılabilir.
Aradaki mesafe 2200 kilometre, uçuş süresi 3 saattir. Eğer demiryolu tercih
edilecek olursa, bu mesafe 2 günde kat edilebiliyor. Tren biletinin fiyatı 80
dolardan başlıyor. Ünlü Trans Sibirya Demiryolu üzerinden de Omsk’a rahat bir
şekilde ulaşılabiliyor.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder