Moskova

Moskova

22 Eylül 2013 Pazar

Rusya da “ortak payda” arıyor...




Kaynak: Turkrus.com

Türkiye'nin son yıllarda derinden yaşadığı sorun, Rusya'nın da başından eksilmiyor: "Ortak payda" ve "ortak ülkü" eksikliği... SSCB’nin dağılmasından bu yana Rusya’nın gündeminden düşmeyen sorular, geçen hafta Başkan Putin’in de katılımıyla yapılan ünlü “Valday Kulübü” düşünce-tartışma toplantılarında vitrine çıktı: “Rusya’da yaşayanların ortak paydası nedir? Farklı etnik, sosyal yapılardan gelen insanları etrafında birleştirecek ülke ne olmalı?”
 
VTsİOM tarafından Valday Kulübü toplantısı için ülke çapında yapılan bir anket, sunulan seçenekler içinde sadece yüzde 4’lük kitlenin kimliğini belirlerken “etnikolarak Rus olmak” durumunu esas alıyor. 
 
Toplum içinde ayrışmaların hem siyasi hem de ekonomik çizgide oluştuğu anlaşılıyor. Rusya’nın tarihi süreçte “sosyal kollektivist” olduğu yorumları da artık tartışılıyor.
 
Moskovski Novosti’nin derlemesine göre, VTsİOM Başkanı Valeri Fedorov, “Biz kendi kendimize yetiyoruz ve herhangi bir gruba dahil değiliz” anlayışının öne çıktığını belirtiyor. Fedorov’a göre yeni devirde halkın çoğu “tümüyle bireysel, hatta bencil”.
 
Ankette halkın yüzde 32’si kimliğini “Ben kendi başıma bir bireyim ve kimliğimi herhangi bir gruba aidiyetle belirlemem” diye ortaya koyuyor. 
 
Yüzde 11’lik kitle yine kendisine herhangi bir etnik kökeni kimlik faktörü seçmeksizin, “orta sınıf” olarak kimliğini belirliyor.  Yüzde 6 ise “emekli” diye kendini konumlandırıyor.  
 
Gazetenin analizinde, bu tablonun Valday toplantılarında ulusal kimlik meselesini öne çıkaran Başkan Putin’e bir “meydan okuyuş” olduğu belirtiliyor.
 
Ankette etnik köken ve maddi durum, en önemli “ayırıcı faktörler” olarak öne çıktı. 1600 kişilik ankette pek çok kişinin “yabancı düşmanlığına” eğilimi olduğu saptandı. 
 
Sonuçları değerlendiren ve Rusya’nın yeni dönemdeki ortak paydası üzerine kafa yoran sosyal bilimcilerin farklı görüşleri de dikkat çekiyor. Sosyolog Olga Krıştanovskaya, “Rusya’nın kollektif bir toplum olduğunu söyleyen filozoflara katılmıyorum.  Tam tersini düşünüyorum. Sovyet devrinde ideoloji insanları birleştiriyordu. Biz Rus, Ukraynalı değildik, Sovyet idik. O yüzden şu an kimlik konusunda büyük sorun yaşıyoruz” diyor. 
 
Aynı sosyolog önemli bir noktaya daha dikkat çekiyor: “Etnik olarak Rus olanlar kendilerini ‘Rusyalı’ (Rossiyanin) değil, ‘Rus’ (Russki) diye tanımlıyor. ‘Rusyalı’ sayanlar etnik olarak Rus olmayanlar.” 
 
Bir diğer sosyal bilimci Artom Puşkaryov ise, Rusya’da bireyciliğin yakın tarihteki gelişmelerle oluştuğunu vurguluyor. Puşkaryov, “Devrimden önce ortak payda, kollektivizime odaklanan Ortodoks Hıristiyanlıktı. SSCB çöktükten sonra bireycilik aldı başına gitti. Ortak payda kalmadı” diyor. Rus uzmana göre, bu belirsizlik ortamında insanlar “Kimseye güvenme” diye yaşıyor ve hayatta kalmak için insanar bu anlayışa sarılıyor. 
 
Yapılan anketler de Rusya’da başka insanlara duyulan güvenin, diğer ülkelere göre düşük olduğunu gösteriyor. Rusya’da sadece yüzde 27’lik kitle “başka insanlara güvenilebileceğini” düşünüyor. Bu oran ABD’de yüzde 42, İsveç’te yüzde 69. 29 ülke içinde ortalama yüzde 45. 
 
Bu şartlarda hükümet kaynaklı “ulusal ülkü yaratma” hedefinin başarı şansı da tartışılıyor.  Sosyal bilimci Krıştanovskaya, “Bir ev inşa edebilirsiniz ama bir ağaç inşa edemezsiniz. Ulusal kimlik de böyle bir şey. Sadece büyüyebilir.”
 
Rusya’da halkı etrafında toplayabilecek “ortak ülkü yaratma” çabaları Yeltsin döneminden beri hükümetin öncelikli konularından. Ancak şu ana kadar fazla yol alınmış değil. Putin’in federal ülkede etnik yapı konusundaki hassasiyeti, ayrıştırıcı değil yakınlaştırıcı söylemi bir “artı” olarak değerlendiriliyor ama zaman zaman sporda elde edilen başarılar dışında, Rusya’da da “ortak ülkü” konusunda dişe dokunur bir mesafe alınabilmiş değil. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder