Bu yıl, yabancı sanatın eserlerinin adeta bir hazinesi durumunda olan Moskova Resim-Heykel müzesi, ‘100.yıl onuruna' sloganı altında ilginç sergiler gerçekleştiriyor.
Aslında Müze, 100.kuruluş yıldönümünü 2012 yılında kutlayacak, ancak bu yıldan başlayarak bir dizi etkinlikler düzenlenecek. Etkinlikler programında örneğin, Paris'ten getirilen Picasso tabloları sergisi, Macaristan Müzesi'nden eski ustalara ait resimler ve Ermenistan galerisinden getirilen eserlerin sunulduğu sergiler var.
Ekim ayında müzede, Koleksiyoncuların Portreleri adlı projenin bir bölümü olan "Basnin koleksyonundan grafik başyapıtları" adlı sergiyi ziyaret etmek mümkün.
Müze müdürü İrina Antonova, etkinlikleri şöyle anlatıyor:
"Tüm müzeler, sanatı seven insanların özel koleksiyonlarına dayanılarak kurulurlar. Basinler'in koleksiyonu da müzemizde sunulan en güzel koleksiyonlardan biri. Bu koleksiyonda 8 binden fazla eser var, ama sadece 250 resmi seçebildik. Bu resimler arasında Dürer'in gravürleri, Hollanda, Flamanya, İtalya, Fransa'dan ressamların eserleri yer alıyor. Koleksiyonda Gröz, Vatto, Rus ressamları Repin, Kramskoy'un resimleri de var.
Müzenin koleksiyonculara ve koleksiyonlarına gösterdiği büyük ilginin bir sebebi de Resim-Heykel Müzesinin fonlarının ağırlıkla özel koleksiyonlardan oluşması. 20.yüzyılın başında yaşayan tüccar ve hayırseverlerden olan Basninler'e ait koleksiyon, ya da Rus iş adamları Sçukin ve Morozovlar'a ait empresyonist dönem Fransız ressamlarının resimlerinden oluşan koleksiyonları, fonların esasını oluşturan koleksiyonlardan."
Bugün, müzenin geleceği, sergi ve fon alanlarının genişletilmesine bağlı. Müzeye ait alan artık büyümekte. Ama İrina Antonova'nın düşüncesine ve ünlü İngiliz mimari Norman Foster'in projesine göre bir müze kenti kurulmalıdır. Ancak bu iş kolay değil, zira müze Moskova'nın merkezinde ve Kremlin'in yakınında bulunuyor.
İrina Antonova, 16.-18.yüzyıllarda inşa edilen komşu binalardan hiç birinin yıkılmayacağını açıklıyor. Yeni binalar eski mimarlığı kopyalamamalıdır, diyor. İrina Antonova, "Sütunlar ile binaları çok seviyorum, ama bunun gibi binaları yapma zamanı geçti," diye belirterek şöyle devam ediyor.
"Bence günümüzün özellikleri kütüphane, müze, tiyatro veya sinema salonları gibi binalarda yansıtılmalı. Buna ulaşmak içinse yeni bir uslüp kullanılmalıdır. Bir süre önce Roma'daydım ve antik çağda yapılan anıtlar yanında modern binaların yapıldığını görünce şaşırdım. Orada sanki şehrin tüm tarihini görüyorsunuz. Peki, biz günümüzün özelliklerinin, çağdaş yaşamın binalarda yansıtılmasını istemiyor muyuz? Bana göre istemeliyiz. Bugün, hala 19.veya 18.yüzyıl üslubundaki binaları inşa etmek doğru değil."
Anladığımız kadarıyla, İrina Antonova, Resim-Heykel müzesinin 100.kuruluş yıldönümüne kadar uygulanacak en cesur girişimlere de açık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder