Ölü Canlar, Nikolay Vasilyeviç Gogol‘un üç cilt olarak
tasarlanan, ilk cildi 1842 yılında tamamlanan, ancak bitirilememiş
romanıdır.
Ölü Canlar, 19. Asırda yaşayan Rus insanlarının bir
eleştirisi niteliğini taşımaktadır.
Eserdeki sahtekarlıklar, dönemin Rus sosyal yaşamından
esinlenilerek kurgulanmıştır. Vatanını çok seven Nikolay Vasilyeviç Gogol,
ülkesindeki çarpıklıkları ortaya koyarak çözüme gidilmesini istemiştir bu
eseriyle.
Gogol, eserde Rusya’daki günlük yaşamı en ince ayrıntısına
kadar betimlemiştir. Dolayısıyla yazar, realist bir dille Rus
ülkesindeki bayağılık ve ruhî boşluğu anlatmayı istemiştir.
Gogol, üç cilt olarak tasarladığı romanın ikinci ve üçüncü bölümlerini aşırı tepkiler sebebiyle yazmamıştır.
Ölü
Canlar romanının kahramanları:
Pavel
İvanoviç Çiçikov: Romanın ana kahramanıdır.
Dolandırıcılığı, maceraperestliği ile dikkati çekmektedir. Ancak insanların
inandığı, sevdiği, sevimli bir kişidir.
Koroboçka
Anne: Başka bir toprak sahibidir. İhtiyar, saf bir
kadındır. Fakat malikâneyi bütün ustalığıyla yönetmektedir.
Manilov: Çiçikov’un
çalıştığı toprak sahiplerinden biridir. Silik şahsiyetli, etkisiz, kendi
hâlinde biridir.
Nozdryev: Toprak
sahiplerinden bir diğeridir. Kumarbaz, sarhoş, yalancı ve kaba bir insandır.
Sobakeviç: Toprak
sahibidir. Kaba, iri yapılı bir tiptir.
Stepan
Aleksandroviç Plyuşkin: Aşırı derecede cimri diğer bir
toprak sahibidir.
Selifah,
Petruşka: Çiçikov’un hizmetçileridir.
Ölü
Canlar romanının özeti:
Pavel Ivanoviç Çiçikov, Rusya’da kasaba kasaba dolaşıp
feodal kanunlara göre toprak sahiplerinin malı olan köle köylüleri satın
almaktadır. Ancak istediği köylüler çalışmayı iyi bilen ya da sağlıklı olanlar
değil, tam aksine ölü olanlardır.
Zamanın yasalarına göre, toprak sahipleri topraklarının
sınırları içinde yaşayan insanların sayısına göre vergi ödemesi gerekmektedir. Çiçikov
Rusya’yı gezerek son nüfus sayımında ölenlerin (ölü canların) ölüm belgelerini
satın alır. Toprak sahipleri, bu alışverişten memnundur.
Her iki tarafın da kârlı çıktığı bir durumdur bu.
Çiçikov bu belgeleri toplayarak mevcut olmayan mülkü rehine
koyar ve karşılığında para alır.
Çiçikov bir kasabaya uğrar, oyununu burada uygulamaya karar
verir.
Kasabanın ekonomik durumu, toprak sahiplerinin kimlik
bilgileri, devlet memurlarının özellikleri ve ölü canların sayısını öğrenir.
Halk, onu önemli ve zengin bir kişi zanneder. Sevimliliği ile
zenginlerin de kısa sürede güvenini kazanır. Varlıklı ailelerin evlerine davet
edilir, onların yaşantısına şahit olur. Bu arada, pek çok ölü can belgesi
toplar.
Herkes topladığı belgelerle onun Ukrayna’daki çiftliğinde
çalışacak işçi aradığını zannetmektedir.
Bir süre sonra, her şey anlaşılır. Valinin balosunda sarhoş
bir toprak sahibi Nozdryev her şeyi anlatır.
Bazıları, Çiçikov’un valinin kızı ile evlenmek istediği
dedikodusunu ortaya atarlar. Bazıları ise onun casus olduğunu söyler.
Bütün dolandırıcılığı ortaya çıkan Çiçikov kasabadan kaçar ve başka bir macera için yola koyulur.
'Plyuşkin'
gerçek hayatta var mıydı?
Nikolay Gogol'ün "Ölü Canlar" kitabının
kahramanlarından, toprak sahibi Stepan Aleksandroviç Plyuşkin yaşamda ender
rastlanılacak cimrilerdendi. Yağlı, yırtık pırtık bir elbise giyiyordu ve
gördüğü her şeyi – eski paslı bir kova veya demir çivi dahil, bulduğu her şeyi
- evinin içinde topluyordu.
Bazıları Nikolay Vasilyeviç Gogol'ün bu kahraman tipini
ünlü tarihçi Mikhail Pogodin'den "kopyalandığına" ve hatta bu cimri
kahramanın eşyalarını onun evine ve bahçesine benzettiğine inanıyor.
'Ölü Canlar' kahramanının prototipinin kim olabileceğine
dair başka versiyonlar da var.
Bunlardan birine göre Puşkin, Gogol'e tüccar Plyuşkin'den
bahsetmişti.
İddiaya göre Valday'dan geçerken adının yazılı olduğu bir
tabela görmüştü ve bu gözlemini paylaşmıştı. Soyadı karaktere mükemmel bir
şekilde uyuyordu ve bu yüzden ona yapışmıştı.
Bu bir merak gibi görünebilir, başka bir şey değil. Ancak
gerçek şu ki, 'Ölü Canlar'ın ilk cildinin yayınlanmasından birkaç yıl sonra,
Valday mağazasının sahibinin, gerçek bir 'Plyuşkin' haline gelen bir oğlu oldu.
Fyodor Mihayloviç Plyuşkin, Rusya'daki en büyük özel
koleksiyonlardan birini topladı. Kelimenin tam anlamıyla her şeyle
ilgileniyordu: el yazmaları, ikonlar, madalyalar, resimler, Suvorov'un kişisel
eşyaları, pullar. Önemsiz el sanatlarının gerçekten değerli eşyaların yanında
durması onu rahatsız etmedi - kırk yıl içinde koleksiyon bir milyon parçaya
ulaştı!
Koleksiyonu herkes görebilirdi - Plyuşkin, Pskov'daki
evinde bir müze açtı. III. Aleksander, onu 200.000 rubleye alarak İmparatorluk
Rus Müzesi'ne katmayı planladı. Ama bu asla olmadı. Fyodor Plyuşkin'in
ölümünden hemen sonra koleksiyonu II. Nikolay tarafından 100.000 rubleye satın
alındı. Bugün bu koleksiyon parçaları Hermitage, Rus ve Etnografya Müzelerinde
saklanıyor, bazı eşyalar ise hala Pskov'da.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder