Cenk
Başlamış
Kaynak:
https://medyagunlugu.com/
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bir süre önce
“geleneksel manevi ve ahlaki değerlerin korunması ve güçlendirilmesine” yönelik
bir kararname imzaladı.
Kararnamede yer alan 17 madde arasında, vatanseverlik,
maneviyatın maddiyatın önünde olması, güçlü aile, karşılıklı yardımlaşma ve
merhamet de bulunuyordu.
Bu kararname dış dünyada fazla ilgi çekmedi ve neden gerek
duyulduğu konusunda üzerinde pek durulmadı.
Ama iş maneviyata gelince, pek çok ulus diğerlerinden
farklı, özgün ve üstün olduğuna inansa da bu konuda Rusları ayrı bir yere
koymak gerekir.
Putin’in iki yıl önce yaptığı bir tanıma bakılırsa, “Rusya
sadece bir ülke değil, zengin gelenekleri, çok kimlikli karakteri, sayısız
kültür ve inancı sayesinde farklı bir uygarlık…”
Ancak Rusya’nın ve Rusların diğer tüm ülkelerden ve
uluslardan farklı olduğu görüşü, daha doğrusu iddiası yeni değil, hatta
yüzyıllar öncesine dayanıyor.
Rusya ile biraz ilgisi olanların yakından bildiği bir
dörtlük vardır:
“Rusya
akılla anlaşılamaz
arşınla
ölçülmez
kendine
hastır
Rusya’ya
sadece iman edilir…”
Dörtlük 1800’lerde yaşamış Rus şair ve diplomat Fyodor
Tyutçev’e ait.
Bu öyle bir dörtlük ki, ilk bakışta yergi içerdiği izlenimi
bırakıyor ama aynı zamanda Rusya’nın, “akılla, mantıkla anlaşılamaz,
çözülemez, başkalarına benzemez manevi kimliği“ne vurgu yapıyor.
Bu tanım yüzyıllardır Rusların kendileriyle övünmek için
söylediği “Rus ruhu”nda bayraklaşan, somutlaşan bir söze
dönüştü.
Bir ülkenin akılla çözülememesi, özellikle kendi
ülkelerinde akılcılığın hakim olduğu Batılıların anlamakta güçlük çektiği bir
durum.
Ama bu onlar için ne kadar anlaşılmaz bir şeyse, Ruslar
için de o kadar gurur kaynağı.
Örneğin, bir yabancı Rus arkadaşına Rusya’da anlayamadığı,
kavrayamadığı şeyler olduğunu söylese kendisine hemen bu dörtlük hatırlatılır.
Zaten Ruslara göre, bir yabancı Rusya’yı kesinlikle anlayamaz çünkü “dünya bir
yana Ruslar bir yanadır, onlar başka, bambaşkadır…”
Bu durumla karşılaşan bir yabancı ister istemez ya aşağılık
kompleksine kapılıyor ya da “Nasıl yani, Ruslar uzaylı mı, nasıl diğerlerinden
bu kadar farklı olabilir ki…” diye tepki gösteriyor.
Ama tabii ülkelerine eleştirel bakan Ruslar da yok değil.
Bunlardan biri de, Tyuçev’le aşağı yukarı aynı zamanlarda
yaşamış filozof Pyotr Çaadayev.
Bakın o ne demiş?
“Bazen
bana öyle geliyor ki, Tanrı Rusları diğer halklara nasıl yaşamamaları
gerektiğini göstermek için yarattı. Rusya toplumunun kimliği hiçbir zaman
olmadı. Yok. Olmayacak da. Zaten gerek de yok. Tıpkı Rusya gibi halkı da
dünyaya bir ders olarak varlığını sürdürüyor…”
Haliyle o zamanlar bu sert sözleri söylemenin bir bedeli
vardı.
İmparatorluk Çadaayev’i “deli” ilan etti ve eserlerini
yasakladı.
Tyuçev mi haklı yoksa Çadaayev mi?
Galiba Rusya’ya uçlardan bakan ikisi de haksız…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder