Rusya'da Gerçekçi akım, Sankt Petersburg'da Nikolay
Çernişevski (1828-89) tarafından Sanatın Gerçeklikle Estetik ilişkisi isimli
kitabının yayımlanmasıyla başladı.
Kitap, sanatın güncel, sosyal ve ahlaki konularla meşgul
olmasını talep etmekteydi.
Bu durum üslubun yanı sıra içeriği de ilgilendiriyordu,
çünkü "bir sanat eseri mümkün olduğunca az soyut unsur içermelidir, her
şey canlı sahnelerde ve bireysel imgelerde somut olarak ifade
edilmelidir."
Otokratik çarlık rejiminin açık sözlü bir eleştiricisi
olduğundan Sibirya'ya kürek cezasına mahkum edilen Çernişevski yine de el
altından dağıtılan ve izleyen devrimci terörizm ve hükümet baskısı yıllarında
sanatçı kuşaklarına ilham veren "Ne Yapmalı" başlıklı bir roman
yazmayı başardı.
Kitabın hayranları arasında, İliya Efımoviç Repin (1844-1930)
ile birlikte birlik kurarak -devrimci fikirlerin propagandasını yapmak için
sosyal yapının temeline yani kırsal bölgelere giden popülistlere benzeyen
amaçlarla- eserlerini taşra şehirlerinde sergileyen diğer sanatçılar vardı.
Repin, popülistlerin 1870'lerde kitlesel tutuklanmaları
sırasında dikkatini devrimci konulara verdi ve Propagandacının Tutuklanması,
Devrimci Toplantı ve infazı Bekleyen Devrimci Kadın gibi isimleri olan, ancak
çok aşikar siyasi görüşleri nedeniyle sergilenmesine izin verilmeyen eserler
üretti.
Dolayısıyla mesajını kendi atölyesinin dışına bile
ulaştırmayı başaramadı.
Aktif bir devrimci olmamasına rağmen, Çar II. Aleksandr'ın
1881 'de öldürülmesinde olduğu gibi "tüm bu kölelik ve acımasız cezaların,
keyfi iktidarın dehşetli bir muhalefet ve dehşet yaratan olaylar"
yarattığını kabul etmekteydi.
Bir arkadaşına yazdığı 1883 tarihli mektubunda şöyle
demiştir: "Tüm zayıflığıma rağmen, fikirlerimi gerçeklikle biçimlendirmeye
çalışıyorum. Etrafımdaki hayat beni çok üzüyor; bana hiç rahat vermiyor ve hep
tuvalime yönelmemi talep ediyor. Gerçeklik insanın kalıplarını iyi bir aile
kızı misali huzur içinde işlemesine izin vermeyecek kadar sarsıcı."
O sırada büyük resimlerinden, 1884 yılında gezici bir
sergide teşhir edilecek Onu Beklemiyorlardı üzerinde çalışmaya başlamıştı. Siyasi
motivasyon taşıyan realist tablolar arasında bu eser, yaklaşımındaki hesaplı
muğlaklık bakımından sıradışıdır.
Evin ayrıntılı iç mekanı, önlüklü hizmetçi dahil tüm
ayrıntılarıyla bir orta sınıf aileye ait olduğunu açıkça göstermektedir. Dönüşü
beklenmeyen bitkin görünüşlü adam; Sibirya'da hapsedilmiş veya oraya sürgün
edilmiş, ancak polis güçleri potansiyel şiddet taraftarı devrimcileri toplamakla
uğraşan II. Aleksandr'ın affettiği popülistlerden biridir. Duvarda
Çernişevski'yle işbirliği yapmış popülist yazarlardan birinin portresi vardır.
Ancak duvarda ayrıca katafalk içinde yatan Il. Aleksandr'ın bir fotoğrafı da
yer alır. Bu da sürgüne giden kişinin Bakunin'in "aile hayatının,
dostluğun, sevginin ve minnettarlığın bütün müşfik duygularını ...devrimci dava
için tek bir soğuk tutkuyla boğun" tavsiyesine uyduğunu, ailesinin ise
Çar'a sadık kaldığını düşündürür.
Repin, faaliyetleri kendileri dışında ailelerini de
tehlikeye atan devrimcilerin karşı karşıya kaldığı ahlaki soruna odaklanmıştır.
Popülistlerle yakınlığı olmasına rağmen, o sıralarda siyasi
bakımdan mutedilleşmiş, pasif direnişin büyük savunucusu, düşünür, toplum
reformcusu ve romancı Lev Nikolayeviç Tolstoy ile dostluk kurmuştu.
Repin, Sankt Petersburg Akademisinin başkanı olacak ve 1917
devriminin ardından Rusya'dan Finlandiya'ya giderek son yıllarını burada
geçirecekti.
Buna rağmen eserleri Komünist rejim tarafından toplumsal
gerçekçi ressamlara model olarak gösterilerek övülmüştür.
Resim:
İliya
E. Repin, “Onu Beklemiyorlardı” , 1884. Tuval üzerine yağlıboya, 1.61 x 1.68 m.
Tretyakov Galerisi, Moskova
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder