Kaynak: http://www.moskovalife.com/
Vişne Bahçesi, Üç Kız Kardeş, Martı... Anton Çehov üstadın (1860-1904) ilk akla gelen ölümsüz tiyatro eserleri... "Yazdıklarım en fazla yedi yıl hatırlanır, sonra unutulur" demiş ama yüzyıllar geçse de ilk günkü gibi okunacağı, takdir edileceği aşikar. Sanatçılar ölüp gitse de, okur sürekli onlara dahil yeni şeyler öğreniyor. Çoğu, edebiyat tarihçileri için malum, sıradan okur içinse "keşif" olabilecek şeyler. İşte bunlardan birini, Yan Şenkman'ın "Rossiyskaya Gazeta"da yayımlanan "Kiralık Deha: Çehov" adlı yazısını okurken öğrendik. Ve sizinle paylaşmak istedik.
Meğerse Çehov'u, dünyanın dört bir köşesinde hala ayakta alkışlanan muhteşem tiyatro eserlerini yazmaya fazlasıyla teşvik eden sebep neymiş? Yanıtı basit: Para!
Çünkü hayatı
boyunca parasal sorunları eksik olmayan Çehov, ilk kısa öyküleri parlamaya
başladığında, uyanık yayıncı Adolf Marks tarafından keşfedilmiş ve yayıncı
kendisiyle "ömür boyu yayın hakları anlaşması" yapmış. Ömrü boyunca
taksit taksit ödenecek 75 bin rublelik anlaşmaya imza atmış. Ki bu rakam, o
günün şartlarında küçük bir servet sayılırmış.
Buradan gelen para yetmeyince, Çehov yayıncısıyla yaptığı anlaşmayı nasıl "aşacağını" kara kara düşünmeye başlamış. Sonunda anlaşmadaki bir boşluğu keşfetmiş: Buna göre Çehov'u ömür boyu yayıncısına bağlayan anlaşma öyküleri kapsıyormuş ama "tiyatro oyunları" anlaşmada belirtilmiyormuş.
Bunun üzerine, artık yeterince ünlenen ve her yazdığı para eden Çehov, tiyatro eserleri yazmaya ağırlık vermiş. Çünkü onun tüm gelirleri kendi cebine giriyormuş.
Üstadın tiyatro
oyunlarının yarıdan fazlasının, o meşhur kontrat sonrası kaleme alınmış
olmasını edebiyat tarihçileri buna bağlıyormuş.
İşte bu sayede,
insanlık Çehov'un her daim güncel olan, insan doğasını en iyi harmanlayan
oyunlarına sahip olmuş..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder