Moskova

Moskova

10 Nisan 2021 Cumartesi

Rusya coğrafyasının saklı güzellikleri

Rusya’nın güzelliklerini gör gör bitiremezsiniz.

Bunu anlamak için bu video bile yeterli.




Rus kadınlar 'ideal erkeği' tarif etti: Boy, pos, araba, meslek, maaş...




Kaynak: https://turkrus.com/

 

Moskova ya da St. Petersburg ikametine sahip, 25-45 yaş arası, en az 175 boyunda ve göbeksiz... İşte Pravda.ru'nun anketine katılan kadınların oylarıyla belirlenen ideal erkek tanımı.

Kadınlar ayrıca ideal erkeğin sadık olması, alkol kullanmaması, kadınını savunmaktan korkmaması, elinden tamirat işi gelmesi ve yatakta iyi olması gerektiği düşüncesinde.

İdeal erkek tanımına giden diğer özellikler ise yabancı markalı otomobil sahibi olması ve mümkünse üniversite mezunu olması.

Ankete katılan kadınlar, ideal erkek tanımına aykırı buldukları özellikleri de sıraladı. Buna göre ideal bir erkek kuryelik, taksicilik ve temizlik işçiliği (dvornik) yapamaz. Tercih edilen meslekler arasında milletvekili, iş adamı ve doktor öne çıkıyor.

İdeal bir erkeğin maaşı ise Moskova'da yaşıyorsa en az 150 bin, diğer bölgelerde yaşıyorsa 70 bin ruble olmalı (7 bin 400 TL).

“Fortoçka”yı aç, “fortoçka”yı kapat!

 


M. Hakkı Yazıcı

mhyazici@yandex.ru

 

Yuliya, Serkan’a fortoçkayı açar mısın biraz?  Havasızlıktan başıma ağrı girdi,” dedi.

Serkan, tabii ki bir şey anlamadı.

Yuliya, el kol işaretleriyle derdini anlattı. Ve sonunda başardı, Serkan, penceredeki bölmeyi, “fortoçka”yı açtı.

Ama iş bununla bitse iyi; Yuliya, her yarım saatte bir “üşüdüm kapat”, “bunaldım aç”larına devam etti. Sanki bunu Serkan’a iş buyurmaktan  hoşlandığı için özellikle yapıyordu.

İgor, köşesinden Serkan ne zaman isyan edecek diye gözünün ucuyla izliyordu.

***

İgor:

“Fortoçka, Rus kültüründe bir pencereden daha fazla bir şey,” diye anlatmaya başladı.

“Pencerelerin üst yanında bulunan, diğer cam bölmelerden bağımsız olarak açılıp kapanabilen, odanın havasının değiştirilmesine yarayan, küçük bölüme deniliyor. Havalandırma penceresi de diyebiliriz. 35 x 45 santimetreden biraz daha büyüktürler. Bunların standart pencerelerden daha fazla işlevi ve birçok avantajı vardır: Daha temiz binalar, gürültüye karşı yalıtım, ısıtma ve havalandırma maliyetlerinde azalma gibi… Belki de en önemli avantaj, çok işlevli pencerenin klima kurulumunu gereksiz hale getirerek tasarrufa yardımcı olmasıdır. Rusya, malum çok sert bir iklimi olan bir ülke. Soğuk havalarda havalanmak için odanın penceresinin tamamını açmak yerine bu küçük parçasını açmakla yetinilir. Özellikle Rus kışı için son derece pratiktir. Şehirlerin ısıtma merkezlerinden gelen  radyatörlerdeki sıcaklık evleri çok havasız ve kuru hale getirdiğinde, “fortoçka”lar açılır. Yaz gecelerinde de temiz havaya ihtiyaç duyulduğunda, kullanılması kesinlikle gereklidir. Kısacası “fortoçka”, yıl boyunca kullanılabilir.

Uzun kış gecelerinde evde en sık duyulan kelimelerden biri ‘fortoçka’. Yeni Yıl gecesi özellikle açık bıraktığımızı hatırlıyorum. Ayaz Dede (Noel Baba) içeri girip de hediyesini bırakabilsin diye.”

“Başka herhangi bir dilde bunun karşılığı var mıdır?”

“Araştırmak lazım. Bir düşünelim.”

“Rusya'da ve dolayısıyla Rus dilinde ortaya çıkışının uzun bir hikayesi vardır. En yakın akrabası,belki küçük bir kapı anlamına gelen Polonya dilindeki “fortka.”

“Bizde ise sanırım aynı anlama gelen, Türkçeye nereden girdiyse “vasistas” diye bir sözcük var. Söylenişine bakıp “Almancadan mı girmiş acaba?” diye merak edilebilir, ama Almancada “Querbalken” deniyormuş gaiba,” diye araya giriyorum.

"Vasistas, Almanca "was ist das" kelimelerinden gelir. Garibim ilk defa bu tip pencereyi gördüğünde ‘bu nedir?’ demiş işte!”

“Vasistas”ın Rusçadaki karşılığıysa sanırım “tranets (транец)”.

“Biraz karışık yani...”

“Neyse, biz öyle çok anlamadığımız işlere fazla girmeden Rus penceresi deyip geçelim.”

“Fortoçka kavramı, çeşitli nedenlerle tuhaftır. Türetildiği dilde orijinal anlamını ve biçimini yitiren, ancak Rusya'da bu kadar güçlü bir şekilde sevilen ve burada doğmuş gibi görünen nadir kavram ve sözcüklerden olsa gerek. Modern Rus şekli vaktiyle Rastrelli tarafından özellikle Kışlık Saray için tasarlanmış. Fortoçkanın modern versiyonu da Rusya'da ayrıca yaygındır.“

***

İgor, devam ediyor:

“Dedim ya bunların Rus kültüründe önemli bir yeri vardır. Mesela Rusya'da ‘fortoçka’dan türetilmiş  özel bir suç mesleği var. Bu işi icra edenlere ‘fortoçnik’ diyorlar. Bunlar, bazılarının zannedeceği gibi ‘fortoçka’ imal veya tamir eden kişiler değiller; evlerin açık ‘fortoçka’larından içeri sızıp hırsızlık mesleğinin bir türünü icra eden kişiler. Aslında kolay bir iş değildir – ‘fortoçka’ların küçük boyutları nedeniyle, sadece çok zayıf ve kısa boylu olanlar dar çevçeveden yılan gibi süzülüp içeri girebilirler.

Serkan:

“Böyle dar bir yerden geçebilecek kadar ufak tefek insanlar olabilir mi yahu?!” diye şüpheli gözlerle bakıyor.

İgor:

“Fortoçka’ların çok önemli olduğuna tüm Rus rüya yorumu kitaplarında raslanır,” diyor.

“Eğer rüyanızda bir ‘fortoçka’ kırarsanız, günlük yaşamınızda zamanınızı ve enerjinizi boşa harcıyorsunuz demektir. Bir inanışa göreyse ‘fortoçka’nızın tozlu olduğunu fark ederseniz dikkatli olmalısınız: Birisi sizin hakkınızda mutlaka çirkin bir söylenti yayıyordur. Rüyanızda ‘fortoçka’dan dışarı bakarsanız, bu, hayallerinizin gerçekleşeceği anlamına gelir. Ve son bir örnek: Rüyanızda ‘fortoçka’ açarsanız, hayatınızın yeni bir yöne döndüğünden emin olabilirsiniz. Bu, kesinlikle yeni bir umut kapısı demektir! Aslında daha pek çok örnek var, ama uzatmayayım.”

İgor, bana dönüp, elini ağzına siper ederek:

“Serkan, bu gece artık bol bol ‘fortoçka’lı rüyalar görür,” diyerek kıs kıs güldü.

***

İrina, bir kaç gündür ofise annesi seyahate gittiği için evde bırakamadığı kedisini de getiriyordu.

Bize göre bir sorun yok. Kedi masaların altında, ayaklarımızın arasında geziniyor.

Adı, Barsik. Kot Barsik…

Barsik, Rusya’da en popüler geleneksel kedi isimlerinden. Ruslar da kedilerine değişik isimler koymayı seviyorlar, ama bazıları da bu tür geleneksel isimleri tercih ediyor.

Malum Rusça’da “–ik” eki bazen bir şeyin küçüğü anlamında, biraz da sevgi duygusu yüklemek için kullanılıyor.

Aynı bizim sevgili kedimize “kedicik” dememiz gibi.

Rusça’da “Bars” bizim bildiğimiz kedigillerden “Pars”. Aynı familyanın benzer bir türü “Leopar”. Ruslar kedilerini bu hayvana benzettikleri için olacak “Leoparcık” gibi “Barsik” adını koyuyorlar herhalde.

Biraz tuhaf bir kedi. Ürkek ve yabani, öyle herkese yaklaşmıyor, ama hoşlandıklarının ayaklarına da sürtünüyor, mırlıyor.

Serkan, yine yapacağını yaptı kediciği korkuttu.

Yuliya bir şeyler sormuştu. Serkan ona laf yetiştireyim derken elindeki çay bardağını düşürdü. Sıcak çay hem kendi bacağına hem de ayaklarının arasında dolaşan kedinin üzerine dökülüp haşladı.

Canı yanan Serkan’ın bağırması da üstüne tüy dikti.

Zavallı kedi korkuyla sıçrayıp, önce bir sandalyenin üzerine, sonra masaya, oradan dolabın tepesine çıkıp, en sonunda da açık “fortoçka”ya tırmanıp, dışarı atladı.

Pencereye yakın ağacın dallarından birine tutundu. Orada bizim avlunun sincaplarından biriyle karşılaşınca afalladı. Her ikisi de kaçmaya yeltendi, ancak aynı yöne koştuklarını farkedince durdular. Sonra biri bir tarafa, diğeri öbür tarafa doğru koşmaya başladı. Barsik, bu sefer de azman kargalardan biriyle burun buruna geldi. Karga o bildiğiniz bet sesiyle “gak”layıp, koca kanatlarını açıp uçunca iyice ürküp, aşağıya atlayıp, koşarak kayboldu.

Arkasından, fırlayıp sokağa çıktık. Uzun bir aramadan sonra onu bahçede bir çöp tenekesinin içinde, sinmiş halde bulduk.

“Ah zavallı Barsik’cik!”

İrina’nın beti benzi atmıştı. Kedisini bulunca kucağına alıp, göğsüne bastırıp hüngür hüngür ağlamaya başladı.

Bu defa İrina ile Yuliya arasında tartışma başladı.

“Fortoçkayı açmasak olmaz mıydı sanki?”

“Hayatım, ben nerden bilebilirdim ki böyle bir olayın olacağını. Sen de bir tuhafsın yani!”

Onları sakinleştirmek de yine bize düştü.

Yani kısacası bu “fortoçka” meselesi derin ve hassas.

“FARKLI COĞRAFYALARDA ÜRETENLER” YAYINLANDI


Yazar Müslüm Kabadayı’nın, benim de içinde yer aldığım yurtdışında yaşayan ve eğitim, bilim, sanat, edebiyat alanlarında çalışmalar yapan 20 Türkiyeliyle yaptığı söyleşi kitabı “Farklı Coğrafyalarda Üretenler”  Klaros Yayınları tarafından Mart 2021’de yayımlandı.

***

Tanıtım yazısı:       

Çoğunluğu zorunlu nedenle yurtdışına giden Türkiyelilerden Almanya, Fransa, İngiltere, Hollanda, İsviçre, Belçika, İsveç, Norveç, Rusya ve Avustralya’da tutunma mücadelesi veren yaratıcı-üretici 20 kişi, kitaptaki sıralamaya göre şunlardır: Şair-çevirmen Özkan Mert, yazar-çevirmen Fırat Ceweri, müzisyen Selahattin Yılmaz, yazılım mühendisi Aysima Karcaaltıncaba, masalbilimci ve eğitimci Yücel Feyzioğlu, şair-gazeteci Murat Altunöz, yazar-senarist Dursaliye Şahan, yazar Nimet Çetiner, şair-çevirmen Aytekin Karaçoban, gazeteci Doğan Özgüden, şair ve eğitimci İbrahim Eroğlu, yazar ve eğitimci Murat Tuncel, doktor ve şair İsmet Özer, ressam ve eğitimci Sabahattin Şen, gazeteci ve çevirmen Ahmed Arpad, yazar Muhittin Çoban, gazeteci ve yazar Özgür Topsakal, yazar ve ressam Muzaffer Oruçoğlu, yazar M. Hakkı Yazıcı, mineralog ve dilci Musa Güner.

İlk kez 1959’da İsveç’e giden Musa Güner’den 2017’de Norveç’e yerleşen Aysima Karcaaltıncaba’ya kadar yaklaşık 60 yıllık “göç(ert)me” olgusunun çok değişik boyutlarının, dramatik hikayelerinin dile getirildiği “Farklı Coğrafyalarda Üretenler”, göç ve sürgün konusunda çalışma yapanlara oldukça zengin malzeme sunmaktadır. Ayrıca, öykülere, romanlara ve film senaryolarına dönüştürülecek olay ve durumlar anlatılmaktadır.

Yazar Müslüm Kabadayı, söyleşilerden hareketle “Nasıl ki tarihin değişik dönemlerinde Fergana Vadisi’ndeki, Sogdlardaki, Mezopotamya’daki, Fenikelilerdeki, Maya’daki gelişkin kültür ortamını o dönemin göçmen kavimlerinin kaynaşması gerçekleştirdiyse, geleceğin ortak yaşam kültürünü de yaratıcı-üretici göçmenler hayata geçirebilir.” tezini ileri sürmektedir. Ülke ve Dünya sorunlarına duyarlı okurun, geleceğin barış kültürünün nasıl oluşturulabileceğine dair dinamikleri de keşfedeceği bir kitaptır “Farklı Coğrafyalarda Üretenler.”

318 sayfalık kitap, Klaros Yayınları’nın röportaj-söyleşi türündeki ilk yayını olarak raflarda yerini aldı.     

4 Nisan 2021 Pazar

Köpek Kalbi / Mihail Bulgakov

 


"Dünyayı Sarsan Filmler"in ilk bölümünde Özgür Şeyben, konuğu fotoğraf sanatçısı Hasan Deniz ile Mikhail Bulgakov'un aynı adlı romanından uyarlanan Köpek Kalbi (Собачье сердце) filmini konuşuyor.




Kitap!...




29 Mart 2021 Pazartesi

"Daha kötüsünü de gördük..." Meraklısına kısa bir 'Rus olma kılavuzu'

 


Kaynak: https://turkrus.com/

 

Dünyada epeyce yankı yaratan, George Mikes'ın "How to be a Brit" (Nasıl İngiliz olunur) kitabının mizahi tonundan esinlenerek "Rus olmanın şartları" sıralanmak istense ortaya nasıl bir tablo çıkar? Gazeteci Anna Novikova, Rusya'daki RBTH sitesi için kaleme aldığı yazıda "Rus olmak için" gereken nitelikleri sıraladı. İşte akılda tutulması gereken "esprili" ilkelerden bazıları: 

- Ruslar da diğer milletler gibi genellikle politikacılardan hazzetmez. Ama başkasının önünde bunu asla kabul etmezler.

- Ruslara göre, sürekli sözü edilen ama ne olduğu tam da belli olmayan "Rus ruhu" yalnızca Ruslarda bulunur. Rus ruhunu anlamanın anahtarı ise Rus edebiyatıdır.

- Bir Rus atasözü düğünde ağlamaktan, cenazede oynamaktan söz eder. Aynı anda gülmek ve ağlamak, hayatın tadını hüzünle çıkarmak bir Rus davranışıdır.

- Bugünün Rusyasında insanı tanımlayan paradır. Elit Rus Mercedes S'e ya da alabilmek için büyük bir kredi çekildiği izlenimi veren başka bir arabaya binmek, her gittiği yerde en pahalı şarabı sipariş etmek zorundadır. Giyim-kuşamda İtalyan markalarından şaşılmamalıdır. Seyahatlerde restoranlarda garsonlara bir aylık maaşlarına denk bahşişler bırakılmalıdır. 

- Ruslar övülmeyi sever. Amerikalılara lanet okumak bir Rusun kalbine giden en kısa yoldur.

- Ruslar gülümsemez.

- Ruslar şikayet etmeyi sevmez. Sloganları "Daha kötüsünü de gördük"tür.

Hayat dersleri: Modern bir Rus kadınının yanında nelere dikkat etmeli?



Kaynak: https://turkrus.com/

 

Soru iddialı; yanıtlar da! Rusya'ya, Rus kadınlarına dair "basmakalıp tespitler" bir yana, modern bir Rus kadını ile arkadaşlık ederken, ya da dostça görüşürken nelere dikkat edilmeli? İşte RBTH sitesi yazarlarından Yuliya Şamporova, kimilerinin "feminist bir bakış açısıyla" diye nitelediği, kimilerinin "hedefi vurmuş" dediği bir tavsiye listesi hazırladı. Şu noktalara dikkat: 

1. Erkeklerle nasıl selamlaşıyorsanız, kadınlarla da öyle selamlaşın. Gazeteci Mariya Grigoriyan, iş görüşmesinde bir araya geldiği yabancı bir heyetten birileri erkeklerin elini sıkarken, kendi elini öpünce tüm iş yapma hevesini yitirdiğini hatırlıyor. 

2. Niyetinizden bahsedin ve sorularınızı doğrudan sorun. Rusya'da bir kadını sinemaya, ya da çay içmeye çağırıyorsanız, sinema izleyeceğinizi ya da çay içeceğinizi düşünecektir. Eğer bunu "sekse giden yol" olarak görüyorsanız bu en hafif tanımla manüplasyona girer ve kadına polise gitme hakkı verir! 

3. Gerçek hayatta nasıl kibarsanız, online iken de öyle olun. Bir kadını tanımamanız size onu bir seks objesi olarak görüp hakaretler yağdırma hakkını vermez. Belgesel yazarı Tatyana Kamenetskaya "Tinder" üzerinden yazıştığı bir erkeğin normal bir sohbetin ortasında çıplak fotoğrafını gönderdiğini anımsıyor. Tatyana bunu bir daha yapmamasını söyleyince muhatabı ona "sosyopat" demiş. Genç kadın bunu hem komik, hem korkunç, hem de zavallıca bulduğunu söylüyor.

4. "Şövalye ruhunu" tadında bırakmak gerek. Hesabı ödemek istiyorsanız kadın arkadaşınızdan bunun için izin isteyin. Hesabı ödediyseniz de karşılığında bir şey talep etmeyin ya da bir talep için kendinizde hak görmeyin.

5. Başka kadınların önünde ona iltifat etmekten kaçının. Bu tutumunuz, aynı ortamda bulunan diğer kadınları gücendirebilir. Kaş yaparken göz çıkarmaya gerek yok!