Rusya’nın güzelliklerini gör gör bitiremezsiniz.
Bunu anlamak için bu video bile yeterli.
Rusya’nın güzelliklerini gör gör bitiremezsiniz.
Bunu anlamak için bu video bile yeterli.
Kaynak:
https://turkrus.com/
Moskova ya da St. Petersburg ikametine sahip, 25-45 yaş
arası, en az 175 boyunda ve göbeksiz... İşte Pravda.ru'nun anketine katılan
kadınların oylarıyla belirlenen ideal erkek tanımı.
Kadınlar ayrıca ideal erkeğin sadık olması, alkol kullanmaması, kadınını
savunmaktan korkmaması, elinden tamirat işi gelmesi ve yatakta iyi olması
gerektiği düşüncesinde.
İdeal erkek tanımına giden diğer özellikler ise yabancı
markalı otomobil sahibi olması ve mümkünse üniversite mezunu olması.
Ankete katılan kadınlar, ideal erkek tanımına aykırı
buldukları özellikleri de sıraladı. Buna göre ideal bir erkek kuryelik,
taksicilik ve temizlik işçiliği (dvornik) yapamaz. Tercih edilen meslekler
arasında milletvekili, iş adamı ve doktor öne çıkıyor.
İdeal bir erkeğin maaşı ise Moskova'da yaşıyorsa en az 150
bin, diğer bölgelerde yaşıyorsa 70 bin ruble olmalı (7 bin 400 TL).
M. Hakkı Yazıcı
Yuliya, Serkan’a fortoçkayı açar mısın
biraz? Havasızlıktan başıma ağrı girdi,”
dedi.
Serkan, tabii ki bir şey anlamadı.
Yuliya, el kol işaretleriyle derdini anlattı. Ve
sonunda başardı, Serkan, penceredeki bölmeyi, “fortoçka”yı açtı.
Ama iş bununla bitse iyi; Yuliya, her yarım
saatte bir “üşüdüm kapat”, “bunaldım aç”larına devam etti. Sanki bunu Serkan’a
iş buyurmaktan hoşlandığı için özellikle
yapıyordu.
İgor, köşesinden Serkan ne zaman isyan edecek
diye gözünün ucuyla izliyordu.
***
İgor:
“Fortoçka, Rus kültüründe bir pencereden daha
fazla bir şey,” diye anlatmaya başladı.
“Pencerelerin üst yanında bulunan, diğer cam
bölmelerden bağımsız olarak açılıp kapanabilen, odanın havasının
değiştirilmesine yarayan, küçük bölüme deniliyor. Havalandırma penceresi de
diyebiliriz. 35 x 45 santimetreden biraz daha büyüktürler. Bunların standart
pencerelerden daha fazla işlevi ve birçok avantajı vardır: Daha temiz binalar,
gürültüye karşı yalıtım, ısıtma ve havalandırma maliyetlerinde azalma gibi…
Belki de en önemli avantaj, çok işlevli pencerenin klima kurulumunu gereksiz
hale getirerek tasarrufa yardımcı olmasıdır. Rusya, malum çok sert bir iklimi
olan bir ülke. Soğuk havalarda havalanmak için odanın penceresinin tamamını
açmak yerine bu küçük parçasını açmakla yetinilir. Özellikle Rus kışı için son
derece pratiktir. Şehirlerin ısıtma merkezlerinden gelen radyatörlerdeki sıcaklık evleri çok havasız
ve kuru hale getirdiğinde, “fortoçka”lar açılır. Yaz gecelerinde de temiz
havaya ihtiyaç duyulduğunda, kullanılması kesinlikle gereklidir. Kısacası “fortoçka”,
yıl boyunca kullanılabilir.
Uzun kış gecelerinde evde en sık duyulan
kelimelerden biri ‘fortoçka’. Yeni Yıl gecesi özellikle açık bıraktığımızı hatırlıyorum.
Ayaz Dede (Noel Baba) içeri girip de hediyesini bırakabilsin diye.”
“Başka herhangi bir dilde bunun karşılığı var
mıdır?”
“Araştırmak lazım. Bir düşünelim.”
“Rusya'da ve dolayısıyla Rus dilinde ortaya
çıkışının uzun bir hikayesi vardır. En yakın akrabası,belki küçük bir kapı
anlamına gelen Polonya dilindeki “fortka.”
“Bizde ise sanırım aynı anlama gelen, Türkçeye
nereden girdiyse “vasistas” diye bir sözcük var. Söylenişine bakıp “Almancadan
mı girmiş acaba?” diye merak edilebilir, ama Almancada “Querbalken” deniyormuş
gaiba,” diye araya giriyorum.
"Vasistas, Almanca "was ist das"
kelimelerinden gelir. Garibim ilk defa bu tip pencereyi gördüğünde ‘bu nedir?’
demiş işte!”
“Vasistas”ın Rusçadaki karşılığıysa sanırım “tranets
(транец)”.
“Biraz karışık yani...”
“Neyse, biz öyle çok anlamadığımız işlere fazla
girmeden Rus penceresi deyip geçelim.”
“Fortoçka kavramı, çeşitli nedenlerle tuhaftır.
Türetildiği dilde orijinal anlamını ve biçimini yitiren, ancak Rusya'da bu
kadar güçlü bir şekilde sevilen ve burada doğmuş gibi görünen nadir kavram ve
sözcüklerden olsa gerek. Modern Rus şekli vaktiyle Rastrelli tarafından
özellikle Kışlık Saray için tasarlanmış. Fortoçkanın modern versiyonu da
Rusya'da ayrıca yaygındır.“
***
İgor, devam ediyor:
“Dedim ya bunların Rus kültüründe önemli bir
yeri vardır. Mesela Rusya'da ‘fortoçka’dan türetilmiş özel bir suç mesleği var. Bu işi icra edenlere
‘fortoçnik’ diyorlar. Bunlar, bazılarının zannedeceği gibi ‘fortoçka’ imal veya
tamir eden kişiler değiller; evlerin açık ‘fortoçka’larından içeri sızıp hırsızlık
mesleğinin bir türünü icra eden kişiler. Aslında kolay bir iş değildir –
‘fortoçka’ların küçük boyutları nedeniyle, sadece çok zayıf ve kısa boylu
olanlar dar çevçeveden yılan gibi süzülüp içeri girebilirler.
Serkan:
“Böyle dar bir yerden geçebilecek kadar ufak
tefek insanlar olabilir mi yahu?!” diye şüpheli gözlerle bakıyor.
İgor:
“Fortoçka’ların çok önemli olduğuna tüm Rus rüya
yorumu kitaplarında raslanır,” diyor.
“Eğer rüyanızda bir ‘fortoçka’ kırarsanız, günlük
yaşamınızda zamanınızı ve enerjinizi boşa harcıyorsunuz demektir. Bir inanışa
göreyse ‘fortoçka’nızın tozlu olduğunu fark ederseniz dikkatli olmalısınız:
Birisi sizin hakkınızda mutlaka çirkin bir söylenti yayıyordur. Rüyanızda
‘fortoçka’dan dışarı bakarsanız, bu, hayallerinizin gerçekleşeceği anlamına
gelir. Ve son bir örnek: Rüyanızda ‘fortoçka’ açarsanız, hayatınızın yeni bir
yöne döndüğünden emin olabilirsiniz. Bu, kesinlikle yeni bir umut kapısı
demektir! Aslında daha pek çok örnek var, ama uzatmayayım.”
İgor, bana dönüp, elini ağzına siper ederek:
“Serkan, bu gece artık bol bol ‘fortoçka’lı
rüyalar görür,” diyerek kıs kıs güldü.
***
İrina, bir kaç gündür ofise annesi seyahate
gittiği için evde bırakamadığı kedisini de getiriyordu.
Bize göre bir sorun yok. Kedi masaların
altında, ayaklarımızın arasında geziniyor.
Adı, Barsik. Kot Barsik…
Barsik, Rusya’da en popüler geleneksel kedi
isimlerinden. Ruslar da kedilerine değişik isimler koymayı seviyorlar, ama
bazıları da bu tür geleneksel isimleri tercih ediyor.
Malum Rusça’da “–ik” eki bazen bir şeyin küçüğü
anlamında, biraz da sevgi duygusu yüklemek için kullanılıyor.
Aynı bizim sevgili kedimize “kedicik” dememiz
gibi.
Rusça’da “Bars” bizim bildiğimiz kedigillerden
“Pars”. Aynı familyanın benzer bir türü “Leopar”. Ruslar kedilerini bu hayvana
benzettikleri için olacak “Leoparcık” gibi “Barsik” adını koyuyorlar herhalde.
Biraz tuhaf bir kedi. Ürkek ve yabani, öyle
herkese yaklaşmıyor, ama hoşlandıklarının ayaklarına da sürtünüyor, mırlıyor.
Serkan, yine yapacağını yaptı kediciği
korkuttu.
Yuliya bir şeyler sormuştu. Serkan ona laf
yetiştireyim derken elindeki çay bardağını düşürdü. Sıcak çay hem kendi bacağına
hem de ayaklarının arasında dolaşan kedinin üzerine dökülüp haşladı.
Canı yanan Serkan’ın bağırması da üstüne tüy
dikti.
Zavallı kedi korkuyla sıçrayıp, önce bir
sandalyenin üzerine, sonra masaya, oradan dolabın tepesine çıkıp, en sonunda da
açık “fortoçka”ya tırmanıp, dışarı atladı.
Pencereye yakın ağacın dallarından birine
tutundu. Orada bizim avlunun sincaplarından biriyle karşılaşınca afalladı. Her
ikisi de kaçmaya yeltendi, ancak aynı yöne koştuklarını farkedince durdular.
Sonra biri bir tarafa, diğeri öbür tarafa doğru koşmaya başladı. Barsik, bu
sefer de azman kargalardan biriyle burun buruna geldi. Karga o bildiğiniz bet
sesiyle “gak”layıp, koca kanatlarını açıp uçunca iyice ürküp, aşağıya atlayıp,
koşarak kayboldu.
Arkasından, fırlayıp sokağa çıktık. Uzun bir aramadan
sonra onu bahçede bir çöp tenekesinin içinde, sinmiş halde bulduk.
“Ah zavallı Barsik’cik!”
İrina’nın beti benzi atmıştı. Kedisini bulunca
kucağına alıp, göğsüne bastırıp hüngür hüngür ağlamaya başladı.
Bu defa İrina ile Yuliya arasında tartışma başladı.
“Fortoçkayı açmasak olmaz mıydı sanki?”
“Hayatım, ben nerden bilebilirdim ki böyle bir
olayın olacağını. Sen de bir tuhafsın yani!”
Onları sakinleştirmek de yine bize düştü.
Yani kısacası bu “fortoçka” meselesi derin ve
hassas.
Yazar Müslüm Kabadayı’nın, benim de içinde yer aldığım yurtdışında
yaşayan ve eğitim, bilim, sanat, edebiyat alanlarında çalışmalar yapan 20
Türkiyeliyle yaptığı söyleşi kitabı “Farklı Coğrafyalarda Üretenler” Klaros Yayınları tarafından Mart 2021’de
yayımlandı.
***
Tanıtım
yazısı:
Çoğunluğu zorunlu nedenle yurtdışına giden Türkiyelilerden
Almanya, Fransa, İngiltere, Hollanda, İsviçre, Belçika, İsveç, Norveç, Rusya ve
Avustralya’da tutunma mücadelesi veren yaratıcı-üretici 20 kişi, kitaptaki
sıralamaya göre şunlardır: Şair-çevirmen Özkan Mert, yazar-çevirmen Fırat
Ceweri, müzisyen Selahattin Yılmaz, yazılım mühendisi Aysima Karcaaltıncaba,
masalbilimci ve eğitimci Yücel Feyzioğlu, şair-gazeteci Murat Altunöz,
yazar-senarist Dursaliye Şahan, yazar Nimet Çetiner, şair-çevirmen Aytekin
Karaçoban, gazeteci Doğan Özgüden, şair ve eğitimci İbrahim Eroğlu, yazar ve
eğitimci Murat Tuncel, doktor ve şair İsmet Özer, ressam ve eğitimci Sabahattin
Şen, gazeteci ve çevirmen Ahmed Arpad, yazar Muhittin Çoban, gazeteci ve yazar
Özgür Topsakal, yazar ve ressam Muzaffer Oruçoğlu, yazar M. Hakkı Yazıcı,
mineralog ve dilci Musa Güner.
İlk kez 1959’da İsveç’e giden Musa Güner’den 2017’de
Norveç’e yerleşen Aysima Karcaaltıncaba’ya kadar yaklaşık 60 yıllık
“göç(ert)me” olgusunun çok değişik boyutlarının, dramatik hikayelerinin dile
getirildiği “Farklı Coğrafyalarda Üretenler”, göç ve sürgün konusunda çalışma
yapanlara oldukça zengin malzeme sunmaktadır. Ayrıca, öykülere, romanlara ve
film senaryolarına dönüştürülecek olay ve durumlar anlatılmaktadır.
Yazar Müslüm Kabadayı, söyleşilerden hareketle “Nasıl ki tarihin
değişik dönemlerinde Fergana Vadisi’ndeki, Sogdlardaki, Mezopotamya’daki,
Fenikelilerdeki, Maya’daki gelişkin kültür ortamını o dönemin göçmen
kavimlerinin kaynaşması gerçekleştirdiyse, geleceğin ortak yaşam kültürünü de
yaratıcı-üretici göçmenler hayata geçirebilir.” tezini ileri sürmektedir. Ülke
ve Dünya sorunlarına duyarlı okurun, geleceğin barış kültürünün nasıl
oluşturulabileceğine dair dinamikleri de keşfedeceği bir kitaptır “Farklı
Coğrafyalarda Üretenler.”
318 sayfalık kitap, Klaros Yayınları’nın röportaj-söyleşi
türündeki ilk yayını olarak raflarda yerini aldı.
"Dünyayı Sarsan Filmler"in ilk bölümünde Özgür
Şeyben, konuğu fotoğraf sanatçısı Hasan Deniz ile Mikhail Bulgakov'un aynı adlı
romanından uyarlanan Köpek Kalbi (Собачье сердце) filmini konuşuyor.
Kaynak:
https://turkrus.com/
Dünyada epeyce yankı yaratan, George Mikes'ın "How to
be a Brit" (Nasıl İngiliz olunur) kitabının mizahi tonundan esinlenerek
"Rus olmanın şartları" sıralanmak istense ortaya nasıl bir tablo
çıkar? Gazeteci Anna Novikova, Rusya'daki RBTH sitesi için kaleme aldığı yazıda
"Rus olmak için" gereken nitelikleri sıraladı. İşte akılda tutulması
gereken "esprili" ilkelerden bazıları:
- Ruslar da diğer milletler gibi genellikle
politikacılardan hazzetmez. Ama başkasının önünde bunu asla kabul etmezler.
- Ruslara göre, sürekli sözü edilen ama ne olduğu tam da
belli olmayan "Rus ruhu" yalnızca Ruslarda bulunur. Rus ruhunu
anlamanın anahtarı ise Rus edebiyatıdır.
- Bir Rus atasözü düğünde ağlamaktan, cenazede oynamaktan
söz eder. Aynı anda gülmek ve ağlamak, hayatın tadını hüzünle çıkarmak bir Rus
davranışıdır.
- Bugünün Rusyasında insanı tanımlayan paradır. Elit Rus
Mercedes S'e ya da alabilmek için büyük bir kredi çekildiği izlenimi veren
başka bir arabaya binmek, her gittiği yerde en pahalı şarabı sipariş etmek
zorundadır. Giyim-kuşamda İtalyan markalarından şaşılmamalıdır. Seyahatlerde
restoranlarda garsonlara bir aylık maaşlarına denk bahşişler
bırakılmalıdır.
- Ruslar övülmeyi sever. Amerikalılara lanet okumak bir
Rusun kalbine giden en kısa yoldur.
- Ruslar gülümsemez.
- Ruslar şikayet etmeyi sevmez. Sloganları "Daha
kötüsünü de gördük"tür.
Kaynak:
https://turkrus.com/
Soru iddialı; yanıtlar da! Rusya'ya, Rus kadınlarına dair "basmakalıp tespitler" bir yana, modern bir Rus kadını ile arkadaşlık ederken, ya da dostça görüşürken nelere dikkat edilmeli? İşte RBTH sitesi yazarlarından Yuliya Şamporova, kimilerinin "feminist bir bakış açısıyla" diye nitelediği, kimilerinin "hedefi vurmuş" dediği bir tavsiye listesi hazırladı. Şu noktalara dikkat:
1. Erkeklerle nasıl selamlaşıyorsanız, kadınlarla da öyle selamlaşın. Gazeteci Mariya Grigoriyan, iş görüşmesinde bir araya geldiği yabancı bir heyetten birileri erkeklerin elini sıkarken, kendi elini öpünce tüm iş yapma hevesini yitirdiğini hatırlıyor.
2. Niyetinizden bahsedin ve sorularınızı doğrudan sorun. Rusya'da bir kadını sinemaya, ya da çay içmeye çağırıyorsanız, sinema izleyeceğinizi ya da çay içeceğinizi düşünecektir. Eğer bunu "sekse giden yol" olarak görüyorsanız bu en hafif tanımla manüplasyona girer ve kadına polise gitme hakkı verir!
3. Gerçek hayatta nasıl kibarsanız, online iken de öyle olun. Bir kadını tanımamanız size onu bir seks objesi olarak görüp hakaretler yağdırma hakkını vermez. Belgesel yazarı Tatyana Kamenetskaya "Tinder" üzerinden yazıştığı bir erkeğin normal bir sohbetin ortasında çıplak fotoğrafını gönderdiğini anımsıyor. Tatyana bunu bir daha yapmamasını söyleyince muhatabı ona "sosyopat" demiş. Genç kadın bunu hem komik, hem korkunç, hem de zavallıca bulduğunu söylüyor.
4. "Şövalye ruhunu" tadında bırakmak gerek. Hesabı ödemek istiyorsanız kadın arkadaşınızdan bunun için izin isteyin. Hesabı ödediyseniz de karşılığında bir şey talep etmeyin ya da bir talep için kendinizde hak görmeyin.
5. Başka kadınların önünde ona iltifat etmekten kaçının. Bu
tutumunuz, aynı ortamda bulunan diğer kadınları gücendirebilir. Kaş yaparken
göz çıkarmaya gerek yok!