Moskova

Moskova

4 Aralık 2022 Pazar

2016’da Sebepsiz Yere Rus Sosyal Medyasının Odağı Haline Gelmiş Gri Balonumsu Heykel


 

Kaynak: https://onedio.com/haber/

 

Hollanda'da bulunan Leiden Üniversitesi'ndeki bir heykel nedeni hiç bilinmeyen bir şekilde Rus medyasında popüler olmuştu.

BuzzFeed'den derlediğimiz habere göre bir sürü capsi yapılmaya başlayan heykel pek de bir şeye benzemiyordu.

Ocak ayında, Leiden Üniversitesi'nin sağlık merkezinde bulunan bir heykelin fotoğrafı Pikabu adlı Rus sitesinde bir kullanıcı tarafından paylaşıldı.

Heykeltıraş Margriet van Breevoort, doktor tarafından çağrılmayı bekleyen hastaların yaşadığı deneyimi anlatmak için yaratmış bu parçayı.

Heykelin fotoğrafı Rus sosyal medyasında yayıldı ve insanlar deli gibi capsler yaratmaya başladılar.

Heykele 'Zhdun' adı verildi, anlamı da 'bekleyen'.

Çirkin araba kazası tiplemesi Graham'ın yanına bile photoshoplandı.

Meşhur tablolarda yerini buldu.

Zhdun'un kendi VK sayfası açıldı ve şimdiden 80 bin takipçisi oldu.

Ve insanlar çılgınca photoshoplamaya devam etti.

Ruslar bu heykeli görebilmek için Hollanda'ya gidip durdular.

Evet sırf bunun için.

Margriet van Breevoort, diğer adıyla 'Zhdun'un anası' heykelinin meşhur olduğunu Instagram'da birden bire Rus takipçi akımına uğrayınca öğrenmiş.

Reaksiyonun çok hoşuna gittiğini belirten sanatçı, en çok Zhdun'un meşhur tablolara photoshoplanmasını komik buluyormuş.

İleride heykeli Rusya'ya getirebileceğini de söylemeden geçmedi.



3 Aralık 2022 Cumartesi

Rusya'da en çok sevilen Rus klasik eser yazarı kim?

Rusya'da en çok sevilen Rus klasik eser yazarı kim? Moskova ve Petersburg'da sorduk

Kaynak: euronews (Türkçe)


 

Puşkin, Dostoyevski, Tolstoy, Çehov, Gogol, Gorki, Lermontov, Bulgakov... Edebiyat severlerin bir solukta saydığı bu isimler Rusya ve dünya edebiyatında bir döneme damga vurdu. Peki bugün Ruslar gurur duydukları bu yazarlardan hangisini daha çok seviyor? Moskova ve St Petersburg'da halka sorduk.…

İlber Hoca'ya Soruldu: Dostoyevski Mi Tolstoy Mu?

 

İlber Hoca'ya Soruldu: Dostoyevski Mi Tolstoy Mu?

Teke Tek Özel'de Fatih Altaylı'nın konuğu İlber Ortaylı oldu.




Sibiryalılar -27 derecede suyun tadını çıkarıyor




Kaynak: https://sputniknews.com.tr/

 © Sputnik / Александр Кряжев


Açık suda yüzmek için yaz ayını beklemiyorlar: Sibiryalılar -27 derecede suyun tadını çıkarıyor 

 

Rusya'nın Sibirya bölgesindeki Krasnoyarsk şehrinde Megapolis Soğuk Suda Yüzme Merkezi'nin üyeleri, eksi 27'de Yenisey Nehri'nde yüzüyor.


Rusya'da sadece Ortodoksluk'ta İsa'nın vaftiz edilmesinin kutlandığı Epifani Bayramı'nda (18-19 Ocak) değil, kış mevsiminin diğer aylarında da kış yüzücülüğü oldukça sevilen bir aktivite.

Bedeni güçlendirmek için Rusya'da popüler olan kış yüzücülüğü, aynı zamanda Çin ve İskandinavya'da da görülüyor.

Rusya'da bu deneyimi yaşayanlar, buzlu suda yüzmenin aşırı mutluluk, temizlenme hissi verdiğini, selülitleri ve hastalıkları önlediğini belirtiyor.

Öte yandan Sibirya'daki Tümen kentinde bulunan Rusya Kış Yüzücülüğü Federasyonu bu sporun sağlık ve cilt için faydalarını sıralıyor, ancak aynı zamanda nefes ve kalp sorunları olanları bu konuda uyarıyor.



12 Kasım 2022 Cumartesi

Dalgınlık halleri

 

 


Dalgınlık halleri

 

M. Hakkı Yazıcı

mhyazici@yandex.ru

 

 

Sabah işe gitmek için vapura biniyorum, çok uykuluyum.

Uyur, uyanık arası bir haldeyim.

Bir ara tereddüte düşüyorum.

“Yoksa ben yanlışlıkla Ada Vapuruna mı bindim?”

Vapurdan Karaköy İskelesi’nde iniyorum. Meğersem hala Rıhtım Caddesi’nde Nesli Han’da çalışıyormuşum.

İçimden diyorum ki “akşam biraz erken çıkayım. Dönüşte Kadıköy Çarşısı’ndan taze balık alayım, artık mevsimine göre ne varsa... Biraz da yeşillik.”

Tavada mı yapsam, yoksa ızgarada mı?

Akın’ı, Ural Abiyi de çağırayım.

Bir uyanıyorum ki toplantıya geç kalmışım.

MTSK’da bir ilave tur atmışım.

Bilmeyenlere açıklama: MTSK Moskova’da bir elektrikli tren ring hattı ….

Hiç inmezsen akşama kadar dön baba dönersin.

Gördüğünüz üzere gerçekler soğuk Moskova sokaklarında, hayaller ise hala Kadıköy çarşısında.

Gurbetçilik böyle bir şeymiş işte.

Boşuna değil gurbetçi edebiyatının çok güçlü olması.

Neyse akşam oldu, eve döndüm; merdivenlerde kadim apartman komşum, sevgili dostum Vladimir İvanoviç’i gördüm.

Hayli düşünceli.

“Hayırdır saset (komşu)?”

“Yahu sorma!”

Vladimir İvanoviç, sıkıntılı halinin sebebini anlatıyor:

“Bugün bankada sıra bekliyorum, numaram 690.”

Rusya'da kuyruklu yaşam hala hükmünü sürüyor. “’Kto pasletniy’, yani sıradanın sonundaki kim?” diye soruyor her son gelen.

Neyse ki artık sıra numaralarını, talonçik veren makinalar var. Kuyruk kavgaları daha az oluyor.

Vladimir İvanoviç devam ediyor:

“Herkes işini bitirip giderken bana bir türlü sıra gelmiyor. Yaklaşık 30 dakika bekledikten sonra elimdeki fişe bir daha bakıyorum. Bir de tersten okuyorum. Numaram meğer 069 imiş...Haydaaa! Sıram çoktan geçmiş, yeniden sıra numarası alıyorum ve işim beş dakikada bitiyor.

İyice yaşlandım mı ben, ne?...”.

“Yahu, boşuna dertlenme, bak bana da bu sabah benzer bir şey oldu,” dedim, MTSK’da nasıl uyuyup kaldığımı, ineceğim yeri kaçırdığımı anlattım.

“Gel bize, mutfakta bir kahve içip, dertleşelim,” diyor.

Hiç nazlanmıyorum.

***

Oluyor bazen böyle dalgınlık, karışıklık halleri…

Benim bu uykulu dalgınlık halim sırasında okuduğum gülünç denilebilecek bir gazete haberini hatırlamıştım; onu da anlatıyorum Vladimir İvanoviç’e.

Geçenlerdeki bir gazete haberine göre Rusya'dan bir turizm acentesine bir turist grubu için Madrid'e gitmek üzere talep geliyor. Acente yanlışlıkla Madrid yerine isim benzerliği nedeniyle İstanbul aktarmalı Mardin bileti kesiyor. Tabii ki müşteriler Mardin'e geldiklerinde beklemedikleri bir sürprizle karşılaşıyorlar; Madrid yerine Mardin'e geldiklerini ancak havalimanında fark ediyor ve hayretler içinde kalıyorlar. Fakat turistler çok iyi ağırlanıyorlar. Bu karışıklığa rağmen Mardin’i beğeniyorlar ve çok güzel bir gün geçiriyorlar.

Turistler, ertesi gün kentten ayrılarak, İstanbul aktarmalı bir Madrid uçağına biniyorlar. Böylece yanlışlık telafi ediliyor.

Haber hoş, ancak yine de karışık bir durum var.

Rusya Turizm Acenteleri Birliği Başkan Yardımcısı Aleksan Mkrtçyan, Rus turistlerin Madrid yerine Mardin’e getirildiklerine ilişkin Türk medyasında yayınlanan haberleri yalanlamış.

Mkrtçyan, Sputnik haber ajansına yaptığı açıklamasında, “Bunun yalan haber olduğunu öğrendik. Böyle bir şeyin olması mümkün de değil,” demiş.

Mkrtçyan, “Herhalde birileri reklam yapmak istedi,” diye sözlerini sürdürmüş.

Neyse, reklamın kötüsü olmaz deyip, yine de ilginç, eğlenceli bir haber olduğunun hakkını verelim.

Bu haberi anlatırken bir arkadaşımın anlattığı başka bir olay daha aklıma geliyor.

Meğer İstanbul’da üniversitede okuyan Kenya’lı siyahi bir genç ailesine mektup göndermiş, mektup önce yanlışlıkla bizim Konya’ya gitmiş, sonra yanlışlık anlaşılınca mektup posta merkezine geri gelip, yoluna devam etmiş.

Oluyor bazen…

Tabii ki yanlışlıkların, sıkıntılı hallerin mutlaka geçerli sebepleri oluyor.

Düşünceli, keyifsiz bir şekilde ortalıkta dolaşıp duruyorsunuz.

***

“N’olucak bu dünyanın hal ve gidişatı?” diye kafadan soruyorum Vladimir İvanoviç’e.

“Dünyanın değil, Kozmosun,” diyor. “Dert çok sen hangisinden bahsediyorsun?”

Başlıyoruz içinden çıkılmaz gözüken sorunları sıralamaya...

Çok zor bir durumla karşı karşıyayız.

Bu zorlukları nasıl göğüsleyeceğiz?

Pandemi, açlık, yoksulluk, iklim değişikliği, Ukrayna'daki sorun, enflasyon…Vesaire...

Dünya ısınıyor, seller, kuraklıklar ve orman yangınları daha yaygın hale geliyor.

Ne yapmalı?

What is to be done?”

“Şto delat?

Adına gönlünüzün istediği hangi adı koyarsanız koyun mevcut dünya düzeninin ağaları, sadece yoksulların üstünden geçinip, servetlerine servet katmakla da kalmayıp, üzerinde yaşadığmız güzelim gezegenimizi de artık yaşanamayacak bir yere çeviriyorlar.

Onların umurunda değil, gelecek nesilleri ve hatta kendi torunlarını bile düşünmüyorlar.

Cinnet düzeyinde bir hırsları var.

Kapitalizmin sınırsız kâr talebi gezegeni mahvediyor.

Çaresi?

Bu adamlardan kurtulmak mı?

Yahu, nedir bu insanların paylaşamadığı?

“On dokuzuncu yüzyılda sorun, ‘Tanrı’nın ölmüş’ olmasıyken; yirminci yüzyılda ‘insanın ölmüş’ olmasıdır,” demiş Erich Fromm.

Ömrünün önemli bir kısmını geçen yüzyılın ikinci yarısında yaşamış olan Vladimir İvanoviç, oflayarak “Daha 21. Yüzyıl’ın birinci çeyreği bitmeden neler neler yaşadık, bakiyesinde neler göreceğiz kim bilir?” diyor.

“Ümitsiz misin?” diye soruyorum.

“Asla!” diyor.

Fyodor Tyutçev / Silentium


Kaynak: https://gokceulas.livejournal.com/

 

Silentium

Sus, saklan ve gizle
Duygularını ve hayallerini.
Ruhunun derinlerinde
Gecenin yıldızları gibi
Sessizce yükselip kaybolsunlar.
Tadını çıkar bunun ve sus!

Kalp kendini nasıl anlatsın?
Başkası seni nasıl anlasın?
Bir başkası senin neyle yaşadığını anlar mı?
Dile gelen söz yalandır.
Pınarı kazdın mı kirletirsin suyunu
Beslen bu pınardan ve sus

Kendi içinde yaşamaya uğraş sadece.
Gizemli ve büyülü düşüncelerin
dünyası saklı ruhunda.
Dışarının gürültüsü sesini çalar bu dünyanın.
Günün ışıkları dağıtır bu dünyayı
Dinle türkülerini bu düşüncelerin ve sus!


Fyodor Tyutçev
1830

Çeviren: Ulaş Gökçe




«Silentium!»

Молчи, скрывайся и таи
И чувства и мечты свои –
Пускай в душевной глубине
Встают и заходят оне
Безмолвно, как звезды в ночи, –
Любуйся ими – и молчи.

Как сердцу высказать себя?
Другому как понять тебя?
Поймет ли он, чем ты живешь?
Мысль изреченная есть ложь.
Взрывая, возмутишь ключи, –
Питайся ими – и молчи.

Лишь жить в себе самом умей –
Есть целый мир в душе твоей
Таинственно-волшебных дум;
Их оглушит наружный шум,
Дневные разгонят лучи, –
Внимай их пенью – и молчи!..

Федор Тютчев
1830





Silentium!


Speak not, lie hidden, and conceal
the way you dream, the things you feel.
Deep in your spirit let them rise
akin to stars in crystal skies
that set before the night is blurred:
delight in them and speak no word.

How can a heart expression find?
How should another know your mind?
Will he discern what quickens you?
A thought once uttered is untrue.
Dimmed is the fountainhead when stirred:
drink at the source and speak no word.

Live in your inner self alone
within your soul a world has grown,
the magic of veiled thoughts that might
be blinded by the outer light,
drowned in the noise of day, unheard...
take in their song and speak no word.

Fyodor Tyutchev
1830

Translated by V. Nabokov

Elveda / İosif Brodskiy


Kaynak: https://gokceulas.livejournal.com/  

 

Elveda


Elveda,unut beni ve kınama.
Bir köprü gibi yak mektupları.
Yolun mert olsun.
Yolun düz ve kolay olsun.
Karanlıklar içinde aydınlatsın seni yıldızların en parlağı.
Ocağının başında avuçlarını ısıtsın umut.
Varsın fırtınalar çıksın, kar ve yağmurlar yağsın, alevler sarsın dört bir yanı.
Benden daha fazla şansın olsun önünde.
Yüreğinin çağlayan mücadelesi devasa ve muhteşem olsun.
Yolu senle kesişecekler adına mutluyum.

İosif Brodskiy, 1957

Çeviri: Ulaş Gökçe, Mart 2019