Moskova

Moskova

9 Ekim 2021 Cumartesi

İnsani Gelişme Endeksi ve Rusya


Samih Güven

Kaynak: https://samihguven.blogspot.com/

 

İnsani Gelişme Endeksi (İGE) Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı tarafından hesaplanıyor ve insani gelişmenin şu üç temel boyutuna yoğunlaşıyor: Uzun ve sağlıklı yaşam, bilgiye erişim ve iyi bir yaşam standardı. Endeks temel vurgusunu ise ekonomik büyümeye değil, insanların ve onların yeteneklerinin nihai kriter olması gerektiği üzerine yapıyor. 

Adı geçen Kuruluşun sayfasında ifade edildiği üzere söz konusu endeksin, kişi başına benzer milli gelir düzeyine sahip ülkelerin nasıl farklı insani gelişme sonuçları elde edebileceğini ve ulusal politika seçimlerini sorgulamak için de kullanılması mümkün. 

Mülkiye’nin efsane hocalarından Prof. İsmail Türk, “Politika mümkün olanı yapma sanatıdır,” derdi. Hiç kuşku yok ki politika dediğimiz şey aynı zamanda tercihleri ve öncelikleri de gündeme getiren bir kavram. Bunu belirleyen şey de koşullar, ideolojiler ve yöneticilerin kapasitesi. 

Dolayısıyla ekonomik büyüme olup olmadığı kadar yanında neyi getirdiği ve neyin tercih edildiği de önem taşıyor. Fakat uluslararası karşılaştırma yaparken ülkelerin son derece farklı tarihsel, kültürel ve sosyolojik koşullardan geldiğini unutmamak gerekiyor.  

Örneğin Sanayi Devrimi'ne baktığımızda Avrupa’daki hızlı sanayileşme ile birlikte düşük ücretler, sağlıksız çalışma koşulları ve yoksulluğun at başı gittiğini görüyoruz. Fakat sonrasında, zenginleşme, sosyal bilinç ve politikalar yaşam standardındaki yükselmeyi beraberinde getiriyor.  

Rusya’da ise sanayileşme emarelerinin belirdiği fakat çelişkilerin sürdürülemez hale geldiği 20. yüzyıl başlarında Bolşevik Devrimin meydana gelmesi bambaşka bir hikaye çıkarıyor ortaya. Komünist sistem temelinde herkese iş, barınma, sağlık ve eğitim hakkı sunuluyor. Bugün sistemin başarısı ve insanların yaşam standardı konusunda farklı tartışmalar olsa da yapılan bazı anketler Sovyetler dönemine olan özlemin arttığını gösteriyor. 

1990’lardaki çöküşse büyük bir hayal kırıklığı yaratıyor ve Rusya sıfırı görüyor deyim yerindeyse. 

Bu noktada, 2015 yılında Nobel Edebiyat Ödülünü kazanan Svetlana Aleksiyeviç’in "İkinci El Zaman" adlı kitabından birkaç satır aktarmak istiyorum: 

“Bir anlatıcıdan: Gorbaçov’u eleştirsem de iyi karşıladım… O… şimdi anlaşılıyor ki o da bizim gibi hayalperestmiş. Düş görüyormuş. Böyle denebilir. Ama hazır değildim Yeltsin’e. Gaydar’ın reformlarına. Bir günde paralar uçup gitti. Paralar… ve hayatımız…Bir anda değersizleşti. Aydınlık gelecek yerine şöyle demeye başladık: Zenginleşin, parayı sevin…” 

“Genç bir anlatıcıdan: Kapitalizmi annem ve babam sipariş etmedi… Bu sipariş benim, benim gibilerin, hapiste kalmak istemeyenlerin. Gençlerin, güçlülerin, bizim için kapitalizm ilginç bir şey; heyecanlı bir macera, risk…Sadece para değil, Bay Dolar değil…” 

İşte bugünkü Rusya söz konusu hikayenin hem avantajlarına hem de dezavantajlarına sahip bir şekilde kalkınmasını artırmaya çalışıyor. Dolayısıyla Rusya ile ilgili rakamlara bakarken 90’larda dibi gören ve yeniden yükselmeye çalışan bir ülke olduğunu hatırda tutmak gerekiyor. 

Bu girizgâhtan sonra İnsani Gelişme Endeksi (İGE) 2020 Raporunda Rusya’nın nasıl bir yere sahip olduğuna bakıldığında şu hususların öne çıktığını görüyoruz: 

1. Söz konusu endekste ilk üç sırayı Norveç, İrlanda ve İsviçre alıyor. Almanya 6, İngiltere 13, ABD ise 17. sırada yer alıyor. Listede Rusya 52, Türkiye ise 54. sırada. Bu noktada vurgulanması gereken Rusya’nın 2010 yılında 65. sırada iken 10 yılda 52. sıraya yükselmiş olması. 

2. Yaşam beklentisinin en yüksek olduğu ülkeler, Japonya, Singapur, Hong Kong, Avustralya gibi ülkeler. Örneğin yaşam beklentisi Japonya’da 84,6. Bu rakam Rusya’da 72, Türkiye’de 77 seviyesinde. Rusya’nın bu konuda son yıllarda hızlı bir ilerleme sağladığını söylemek mümkün. Zira 2010 yılındaki yaşam beklentisi 67 seviyesindeydi. 

3. Genelde gelişmiş ülkelerde okul yılının orta değeri (medyan) 13-14 aralığında seyrediyor. Bu rakam Rusya’da 12, Türkiye’de ise 8 yıl seviyesinde. Rusya’nın eğitim göstergeleri hem kadınlar hem de erkeklerde Avrupa ülkelerine yakın şekilde. Dolayısıyla bu alanda önemli bir dezavantaj söz konusu değil. Eğitimin niteliğine ilişkin tartışmalarsa önemini koruyor elbette. 

4. İGE kişi başı gelir sıralamasında Norveç, İsviçre ve İrlanda ilk sıraları alıyor. Rusya 49, Türkiye ise 54. sırada yer alıyor. Rusya özellikle 2014 yılından itibaren baş gösteren sorunlar ve kurdaki değer kaybı nedeniyle önemli bir kayıp yaşamış durumda. Hali hazırda 11 bin dolar civarında kişi başı gelir rakamı söz konusu. Dolayısıyla Rusya’nın söz konusu endeksteki en önemli zayıflığı gelir ve bunun paylaşımı konusu. 

5. Gelir dağılımındaki duruma bakıldığında, örneğin Norveç’te en fakir yüzde 40’ın milli gelirden aldığı payın yüzde 23, en zengin yüzde 10’un yüzde 21, en zengin yüzde 1’in aldığı payın yüzde 9 olduğu görülüyor. Rusya ile ilgili dikkat çeken  husus en fakir yüzde 40’ın gelirden 18, en zengin yüzde 1’in gelirden yüzde 20 pay alması. Türkiye’de ise en zengin yüzde 1 gelirden yüzde 23 pay alıyor. 

6. Rapordaki kadın erkek eşitsizliğini değerlendiren endekse göre  İsviçre 1., Danimarka 2. sırada yer alıyor. ABD 40. sırada, Rusya 50., Türkiye ise 60. sırada bulunuyor. Peki bu nasıl oluyor? Yani kadınları her yerde aktif olarak gördüğümüz Rusya’nın sıralaması neden böyle? Bu başlığın alt kırılımlarına bakıldığında doğumda anne ölümleri, parlamentodaki kadın oranı, iş gücü, eğitim gibi şeyler var. Rusya’yı bu sıralamada gerileten özellikle kadınların parlamentodaki oranı. Bu oran örneğin İsveç ve Finlandiya’da yüzde 47 iken Rusya’da yüzde 16 seviyesinde. 

7. Sonuç olarak, Rusya’nın söz konusu endeksteki durumunun ilerlemesi için öncelikle yapısal sorunlar çözülerek gelirin artırılması, adil kazanç, dağılım ve vergilendirme, yoksul kesimin durumunun düzeltilmesi, kadınların siyasette daha aktif rol alması gibi konular önem taşıyor kanımca.

'Kızıl' Pravda 'yandaş' Pravda'ya karşı


Kaynak: https://medyagunlugu.com/

 

Rusya ile ilgili konularda çoğunlukla bilgi sahibi olmayan, araştırmaya da gerek duymayan Türk medyasının kafasının en çok karıştığı konulardan biri de Pravda gazetesi. 

Rusya'da şu anda aynı adı taşıyan birden fazla gazete bulunduğu bilmeyen medya kuruluşları ve kimi zaman da gazeteciler bunları birbirine karıştırıyor. 



Bütün dünyada bilinen Pravda (kelime anlamı gerçek) gazetesi, daha önce aynı isimde yayınlar olsa da ilk olarak Karl Marx'ın doğum günü olan 5 Mayıs 1912 tarihinde yayınlandı. 1917 Devrimin önderi Vladimir Lenin'in girişimiyle kurulan Pravda'nın yayınlanabilmesi için işçilerden bağış toplandı. Gazete 3 Mart 1918 tarihinden itibaren Sovyet Komünist Partisi'nin yayın organına dönüştü. Tirajı 11 milyona kadar ulaşan Pravda'nın dışında en çok okunan gazetelerin başında parlamentonun yayın organı olan İzvestiya (kelime anlamı haber) geliyordu. İki gazete de esas olarak propagandaya dönük olduğu için “İzvestiya'da gerçek, Pravda'da haber yok” Sovyet döneminde yaygın olan popüler bir şakaydı. 

19 Ağustos 1991 tarihindeki darbe girişimini desteklediği gerekçesiyle gazete iki gün sonra kapatıldı. Aynı yılın eylül ayında çıkmasına izin verildi ancak bu kez sendikalar tarafından basıldı. 

1992-1996 yılları arasında gazete Yunan iş adamı Yannis Yannikos tarafından finanse edildi. 1996 yılında çıkan bir anlaşmazlık sonucu gazetenin yönetimi yeniden Komünist Parti'ye geçti, eski Pravda'dan ayrılanlar ise internet gazetesi Pravda.ru'yu kurdu. İki ayrı yayının aynı adı kullanması dava konusu oldu ancak mahkeme iki gazetenin de Pravda adıyla yayınlanmasına izin verdi. 

Şu anda 100 bin tiraja sahip olan basılı Pravda Rusya Komünist Partisi Merkez Komitesi'nin organı olarak haftada üç gün yayınlanıyor, internet adresi gazeta-pravda.ru. 

Yüksek sesle olmasa da daha çok iktidar yanlısı ve milliyetçi bir çizgi izleyen, sık sık sansasyonel haberlere de yer veren site Pravda'nın adresi ise Pravda.ru. “Pravda online” olarak bilinen internet gazetesi Rusça dışında İngilizce, Fransızca ve Portekizce dillerinde de yayınlanıyor. 

Türk medyasında Pravda.ru'da çıkan haberler genellikle Komünist Parti'ye bağlı olan ve “Kızıl Pravda” diye de bilinen gazete tarafından yayınlanmış gibi veriliyor. Ana muhalefetteki Komünist Parti'nin de aslında Kremlin'in sessiz bir destekçisi olması ise işin ironik yanı.

7 Ekim 2021 Perşembe

SSCB'de doğan hâlâ popüler 10 marka


Kaynak: https://turkrus.com/

 

Sovyetler Birliği çoktan tarihe karıştı ama o yıllarda doğan bazı markalar hala ayakta. İşte Russia Beyond'un derlemesiyle parfümden votkaya, ayakkabıdan motosiklete, üretimi ve satışı devam eden 10 Sovyet markası:

1. Kızıl Moskova Parfümü. Geçmişi 1925'e kadar giden Krasnaya Moskva parfümleri, hediyelik eşya arayan turistlerin gözdeleri arasında. 42 ml'lik parfümün satış fiyatı 713 ruble, yani 9,6 dolar.

2. İki Top spor ayakkabıları. 1965'te doğan Dva Myaça markasını giyen isimler arasında Yuri Gagarin ve Viktor Tsoy da var. Hala üretilen markadan bir çift edinmenin maliyeti 4 bin 200 ruble (57 dolar).

3. Zenit fotoğraf makinesi. İlk kez 1952'de üretilen bu efsanevi makinelerin son modelini edinmek için 470 bin ruble, yani 6 bin 300 doları gözden çıkarmak gerek.

4. Alyonka çikolataları. 1960 gıda programının ürünü bu çikolatalar pek çok insanın favorisi.

5. Pobeda (Zafer) saatleri. Bu saatlerin üretimi İkinci Dünya Savaşı'ndan hemen sonra başlamıştı. Şu anda yeni modellerin fiyatları 7 bin ile 23 bin ruble arasında.

6. Drujba (Dostluk) işlenmiş peynir. İlk kez 1963'te üretilen bu peynir bazı votkaseverlerin en sevdiği mezelerden bir tanesi.

7. Ptiçye Moloko (Kuş Sütü) pastası. 1978'de Moskova'nın meşhur restoranı Prag'da yaratılan bu pasta dört yıl sonra patenti alınarak marka haline getirilmiştir.

8. Stoliçnaya (Başkent) voktası. Bad Santa ve Two and a Half Men gibi Hollywood yapımlarında da boy gösteren bu efsanevi votka markası, 1938'den bu yana tiryakilerin favorileri arasında.

9. Bolşeviçka takım elbise. 1929'dan beri faaliyette olan marka 1945 Zafer Yürüyüşü'nde Sovyet ordusu askerlerini, 1980 Olimpiyatları açılış töreninde ise Sovyet atletleri giydirmişti.

10. Ural motosikletleri. 1941'den beri üretilen bu motosikletlerin hayranları arasında Brad Pitt ve Steven Tyler gibi yıldızlar da var. Yeni modellerin satış fiyatı 821 bin rubleden başlıyor.

5 Ekim 2021 Salı

Rusça öğrenenler için 10 podcast


Kaynak: https://turkrus.com/

 

Son yıllarda ses dosyası podcastları dinleyerek dil öğrenmek oldukça revaçta. Russa Beyond portalı Rusça öğrenmeye henüz başlayanların yanı sıra bu dili bilenlerin ama dil becerilerini geliştirmek isteyenlerin dinleyebileceği podcastları sıraladı. 

Başlangıç:

1. Flunetli. Rusça öğretmeni Alice Val’ın blogu. https://blog.fluentli.com/category/learn-beginner-russian-2/

2. Bir dakika Rusça. Kısıtlı zamana sahip olanlar için. https://coffeebreakacademy.com/p/one-minute-russian 

3. Russian made easy. Kolay Rusça. https://russianmadeeasy.com/

 

Orta seviye:

4. Slow Russian. https://realrussianclub.com/slowrussianpodcast/  

5. The Word’s Worth. Moskova'da yaşayan gazeteci Michele Berdy’nin podcastı. https://podcasts.apple.com/us/podcast/the-words-worth/id1282977150

6. Max ile Rusça. Güncel konular üzerinden Rusça öğreten bir podcast. https://www.russianwithmax.com/category/russian-podcast/  

7. Russan podcast. Derslerin yalnızca Rusça konuşarak yapıldığı bir podcast. https://russianpodcast.eu/podcasts 

 

İleri seviye: 

8. Yabancı Yoldaş. Ana dili Rusça olan birinin Rusçayı yabancı dil olarak konuşan insanlarla röportajlarından oluşan bir podcast. https://soundcloud.com/user-155099515

9. Very much Russian. Deyimler, atasözleri, argo gibi dilin inceliklerine odaklanan bir podcast. https://verymuchrussian.com/russian-podcast/

10. Puşkin gibi. «Konuşma kaslarını geliştirmeye» odaklı bir podcast. https://podcasts.apple.com/nz/podcast/likepushkin/id1553006390 

3 Ekim 2021 Pazar

İstanbul. Kıtaların aşkı.

 


Timelab isimli bir Rus ekip, 2020’nin Eylül ayında İstanbul’da güneşin doğduğu ve battığı saatlerde hava çekimleri yapmış.

İstanbul’un renklerini 3 dakikaya sığdırmışlar.








1 Ekim 2021 Cuma

Kapitalizm yerine 'yetenekizm'

 


Kaynak: https://turkrus.com/

 

Küresel "rekabetçi yetenekler" endeksinde Rusya 132 ülke arasında 48'inci oldu. The Adecco Group'un hazırladığı endekse göre Rusya'nın son bir yılda yalnızca 5 konuda pozisyonunu iyileştirebildiğini yazıyor.

RBC gazetesi için bir değerlendirme kaleme alan K-AMPUS CEO'su Nadejda Makova, yakın gelecekte yeteneğin sermayeden daha önemli hale geleceğine işaret ederek Rusya'nın bu devrime hazır olup olmadığını soruyor.

Makova daha sonra, Davos Ekonomik Forumu Başkanı Klaus Schwab'ın, “Ekonominin itici gücü sermaye ve doğal kaynaklar olmaktan çıkıp, insandan kaynaklanan inovasyon ve yaratma gücü olmaktadır... Kapitalizmin yerini ‘yetenekizm’ (talentism) alacaktır" yönündeki sözlerini alıntılıyor.

Endeksin ilk beş sırasında İsviçre, ABD, Singapur, İsveç ve Danimarka bulunuyor. Makova, endeksi genellikle gelişmiş ülkelerin domine ettiğini belirterek Avrupa dışından üst sıralara girmeyi başaran ülkeler arasında Avustralya, Kanada, Yeni Zelanda, Japonya, İsrail ve Birleşik Arap Emirlikleri'ni sıralıyor.

Rusya endekste "küresel bilgi" kategorisinde 31'inci sırada. "Yetenekli çalışan yetiştirme" kategorisinde ise 43'üncülüğe kadar geriliyor. "Bu kişilerin potansiyellerini realize etme" konusunda ise yalnızca 65'inci.

Rusya'nın en zayıf olduğu konu ise başka ülkelerde yetişmiş yetenekleri ülkesine çekmek. Bu kategoride Rusya'nın sırası 132 ülke arasında 86.

Makova'ya göre, iş dünyasının önünde duran en önemli konulardan biri çalışanların motivasyonunun düşük olması. Bunun sebeplerinden biri ise Sovyet döneminde yerleşmiş "güç kültürü" ve yöneticilerin tüm yetkiyi ellerinde toplayarak inisiyatife neredeyse hiç yer bırakmaması.

Makova, Rusya'nın nüfus sorununu da göz önünde bulundurarak iş dünyasının önündeki en büyük mücadeleyi elindeki yetenekleri tutabilmek konusunda vermek zorunda kalacağını dile getiriyor.

Moskova gerçekten 7 tepeli mi?


Kaynak: https://turkrus.com/

 

Roma, İstanbul ve Moskova'yı birbirine bağlayan tarihsel bir niteleme var. Bu üç tarihi başkentin sakinleri şehirlerini "Yedi Tepeli" olarak adlandırmayı seviyor. Peki, geçmişi Moskova'nın çok daha küçük bir yerleşim yeri olduğu günlere giden bu niteleme doğru mu? Moskova gerçekten de yedi tepeli bir şehir mi?

16'ıncı yüzyılda yaşamış Moskovalılar da sorunun yanıtını aramış ve bu tepelerin peşine düşmüş. İşte Moskova'nın kimi günümüze ulaşmamış 7 tepesi:

1. Borovitski. Moskova'daki en yüksek tepe. Şehrin ve hatta ülkenin kalbi Kremlin de 145 metre yükseliğindeki bu tepenin üzerine yerleşiyor.

2. Çertolski, namı diğer Şeytan Tepesi. Bugün artık düzleşmiş haldeki tepenin üzerinde ülkenin en önemli Ortodoks ibadethanesi Kurtarıcı Mesih Kilisesi bulunuyor.

3. Pskov Tepesi. Kazıla kazıla yok olan bir diğer Moskova tepesi. Şimdi aynı mevkide Zaryadye Parkı ziyaretçi ağırlıyor.

4. Taganski Tepesi. Yauza Nehri kenarındadır.

5. İvanovskaya Tepesi. Kitay-Gorod'dadır. 15'inci yüzyılda inşa edilen İvanovo Manastırı'na ev sahipliği yapar.

6. Krasnıy, yani Kızıl Tepe. Puşkinskaya Metro istasyonu yakınlarındaki Puşkin Heykeli bu tepenin üzerindedir.

7. Starovaganovski. Borovitskaya Metro İstasyonu yakınlarındaki tepe meşhur Paşkov Evi'ne ev sahipliği yapar. Bulgakov'un romanı Usta ve Margarita'da Şeytan'ın, Moskova'yı bu binanın üstünden seyrettiğine inanılır.