Samih Güven
Kaynak:
https://samihguven.blogspot.ru/
Almanlar çalışkan ve kanuna saygılı, Amerikalılar iş
odaklı, neşeli ve pragmatik, Fransızlar kibar ve rahat, Çinliler ise gizemli ve
anlaşılmaz gibi genellemeler vardır ya hani. Peki, Ruslar nasıl insanlar? Böyle
genellemeler doğru olmasa da merak uyandıran konular. Ayrıca her toplumda hemen
her tür insan olduğuna şüphe yok. Bu başlığa yer vermemin nedeni ise
arkadaşların, tanıdıkların merak etmesi ve bu konuda sorular sorması. Ayrıca
Rusların gözünde biz nasıl görünüyoruz diye bir soru sorup kendi anılarımı ve
gözlemlerimi paylaşacağım için bu konuyu da ele alabilirim diye düşündüm.
Aslında insan karakteri psikoloji bilimine göre yüzde 30
civarında genetik olarak geliyor. Kalan bölüm ise çevre, aile, eğitim ve diğer
koşullar tarafından belirleniyor. Dolayısıyla toplumsal koşullar çok
önemli.
Rus yazar, edebiyatçı Plehanov’un Bireyin Tarihteki Rolü
adlı bir kitabını okumuştum öğrencilik yıllarında. Çok güzel bir kitaptı.
Kısaca ifade etmeye çalışırsam şunu söylüyordu: İnsanlar tek tek toplumlarının
hayatına önemli katkılar getirebilir. Ama bunların etkisi ve sıklığı koşullar
tarafından belirlenir. Dolasıyla bireylerin, toplumların özelliklerine
bakarken, her türlü kültürel, tarihsel, ekonomik ve sosyolojik ortamı dikkate
almak gerekir.
Şu açık ki, edebiyatta ve sanatta, bilimde, politikada ve daha birçok alanda çok sayıda değerli Rus bulunuyor. Ama günlük hayattaki insan davranışları daha ilgi çekici bana kalırsa.
Şu açık ki, edebiyatta ve sanatta, bilimde, politikada ve daha birçok alanda çok sayıda değerli Rus bulunuyor. Ama günlük hayattaki insan davranışları daha ilgi çekici bana kalırsa.
Rusların genel olarak çok olumlu özellikleri var bence. Çok
büyük ve önemli kaynakları olan bir ülkeyi korumak ve geliştirmek, sert bir
iklimle mücadele etmek, büyük savaşlar ve buhranlar yaşamak, önemli bir
komünizm deneyimi görmek ve birden sudan çıkmış balık gibi kendini kapitalist
koşulların içinde bulmak. Bütün bunlar kolay olmamalı. Bu yüzden tıpkı diğer
toplumlar gibi saygıyı hak eden bir toplum. Onun dışında politik konular ise
herkesin farklı yaklaşabileceği ve benim burada bahsetmeyi uygun bulmadığım bir
konu. Bunun ötesinde Moskova’da yaşadığım üç yıl boyunca bazı gözlemlerimi
şöyle izah edebilirim.
Daha çok müzelerde karşılaştığım yaşlı, tombiş teyzeler (babuşkalar)
hep ilginç gelmişti bana. Yaşlarına rağmen hepsi dikkatli ve ataklardı.
Fotoğraf çekmek için ilave ödeme yapmadığınız halde fotoğraf çekerseniz,
paltonuzu vestiyere bırakmadan dolaşmaya başlarsanız ya da her bölümün
girişinde bulunan açıklayıcı broşürleri okumadan diğerine geçmeye kalkarsanız
fırça yersiniz. Geçenlerde ilginç bir fırçalama olayının St. Petersburg’daki
Hermitaj müzesinde yaşandığını öğrendim. Yaşlı bir müze görevlisi yüksek
topuklu bir kadını azarlamış. Müzeye mi geldin, düğüne mi, asırlık saray zemine
uygun ayakkabı giy, demiş. Haksız mı?
Moskova’da insanlar özellikle ortamına göre giyinmeyi
bilirler. Kadınlar giyim kuşam ve görünüş konusunda dikkatli ve özenlidir.
Müzelerin, restoranların, barların hemen hepsinin girişinde paltoları vermek
için özel bölümler ve görevliler vardır. Mekânların iç estetiğini gereksiz,
rengarenk ıvır zıvırla bozmanızı engeller bu. Paltonuzu alıp numara verirler.
Kadınlar çizmeleri için ayrıca poşet getirip, şık salon ayakkabıları ile
değiştirebilirler. Özellikle büyük salonlardaki konser veya gösteri
çıkışlarında paltonuzu almak için bazen yarım saat kadar sırada beklemeniz
gerekse de güzel bir özelliktir bu.
İlk bakışta bazı materyalist unsurlar olduğunu düşünseniz
bile romantizm, aşk arayışı ve çiçekler önemli bir yer tutar bana kalırsa.
Çiçeklerin günlük hayatın önemli bir parçası olduğunu hemen her köşe başında
çiçekçi olmasından ve çoğunun yirmi dört saat açık kalmasından anlıyorsunuz.
Özel günlerde, özellikle doğum günlerinde çiçekler çok önem kazanıyor.
Konserlerde en az on-on beş kişinin sanatçılara çiçek verdiği görülür. Ama en
çiçekli gün kadınlar günüdür. O gün sokaklarda hemen her kadının elinde bir
demek çiçek görebilirsiniz. İş arkadaşlarının, yakınların, kocaların veya
sevgililerin çiçek almaları gereken önemli bir gündür bu.
Bazı ülke insanlarında daha çok görebileceğimiz bir özellik
var. Kendini abartma, reklam yapma, bazen de gereksiz samimiyette bulunma.
Sanırım Ruslar bu açılardan farklılar. Genelde sakin hatta sert insanlar olduklarını
düşünebilirsiniz. Ama kendilerini abartmayı da abartanları sevmiyorlar bence.
Çoğunlukla dürüstler, dostlukların zamanla ve güven esasına göre ilerlemesini
istiyorlar. Başlangıçtaki soğuk ve mesafeli tavırları sizi tanıyıp güvendikten
sonra değişebiliyor. Örneğin başka bir ülkede birine İngilizce biliyor musun
diye sorsanız, bir biliyorsa on biliyormuş gibi cevap verebilir. Ama bunu
Moskova’da sorarsanız neyse onu söylerler, hatta mütevazi davranırlar.
Herkes için bunu söyleyemeyiz elbette ama gösterişi ve
eğlenmeyi seviyorlar bizim gibi. Bu doğu toplumlarının bir özelliği mi
bilmiyorum. Ya da yıllarca ertelenmiş ve bastırılmış tüketme dürtüsünün dışa
vurumu mu emin değilim. Gençler dahil birçok insan için hayatını şuna
indirgeyebilirsiniz, rahat ve imkanlı bir yaşam. Ülke tarihindeki çalkantıları,
ekonomik sorunları, büyük dönüşümleri göz önüne aldığımızda bunun çok anlamsız
bir şey olduğunu düşünmüyorum aslında. Komünizmin dağılmasından sonraki 90’lı
yıllar tam bir karmaşa olmuş. Ekonomik, idari çöküş görülmüş. Toplumda büyük
bir ümitsizlik havası egemen olmuş. Uç eğilimler güçlenmiş ve düzensizlik
artmış. Neyse ki 2000’lı yıllardan itibaren ekonomi düzelmeye başlamış ve belli
bir düzen kurulabilmiş. Petrol fiyatlarının da etkisiyle refah artmış ve yoksulluk
azalmış, insanlar artık daha umutlu hale gelmişler. Tabi bu noktada sn.
Putin'in etkisini de görmek gerekiyor.
Aslında çok ilginç ve zorlu bir tarihleri var. Rusya
toprakları Perslerden, İskitlere, Napolyon’dan Hitlere kadar pek çok işgalciye
yenilgi getirmiş. Bu yüzden milliyetçi bir toplum olarak ifade etmek yanlış
olmayacaktır. Rusya 17 milyon kilometrekarelik yüzölçümüyle dünyanın en büyük
ülkesi. Bu kadar geniş ve farklı iklimlerden oluşan coğrafyaya yayılmış bir
ülkeyi yönetip kalkındırmaya çalışmak, yerel faaliyetlerin koordine
edilmesi kolay olmamalı. Ayrıca, coğrafi ve çevresel faktörlerin toplum ve
kültür üzerine her zaman önemli etkileri oluyor.
Ruslar 10. Yüzyılda Hristiyanlığı kabul etmişler. Diğer
dinlerin tartışıldığı, o dönemde Yahudiliğin devleti olmayan insanların dini
gibi görülmesi, Müslümanlıkta da içkinin yasak olmasının etken olduğunu
söyleyen değerlendirmeler olsa da Hristiyanlığın seçilmesinin ana nedeni Bizans
ile yakın olma ve güç kazanma arayışı. Ama Rusların genel olarak dindar bir
toplum olduğunu söyleyemeyiz.
Ruslar açısından insan yaşamını etkileyen koşullarda
komünizm öncesindeki en büyük değişiklik Büyük Petro zamanında olmuş. Rusya’nın
Batılılaşacağı açıktı belki ama Büyük Petro bu sürecin başkahramanı olmuş.
Eğitim ve kültür alanında ekonomi ve maliye alanlarında, idari reformalar gibi
konularda büyük devrimlere imza atmış. Sınır bataklıklarını güzel bir
imparatorluk başkentine dönüştürmüş (St. Petersburg). Ayrıca batılı giyim,
davranış ve kullanımları da çoğu zaman buyrukla ve güçlü muhalefete rağmen getirmiş.
Ruslar genel olarak sanatı ve sanatçıyı seven bir
toplum. Konser sonlarında sanatçılar, dakikalarca, ayakta ve
coşkuyla alkışlanıyor. Onlarca seyirci getirdiği çiçekleri sahneye uzatıyor.
Kadınlar hemen yer yerde çok etkinler. İş hayatında, sanatta,
sporda, her yerde ön plandalar. Gerek kültürel nedenler ve gerekse komünist
dönemin de etkileriyle ve bugünkü anlayış ve eğitim sisteminin de etkisiyle
kadınların oldukça özgür olduğunu, toplumun onlara karşı muhafazakâr bir
tutumunun olmadığını görüyoruz.
Erkeklerin genelde sert ifadeli olduğu söylenir ama kendi
arkadaş muhabbetlerinde oldukça neşeli ve samimi olduklarını gözledim.
Yabancılarla hemen samimi olmuyorlar belki ama tanıyıp güven verdikten sonra
iyi arkadaş olunabileceğini düşünüyorum.
Çocukların ne denli sevimli olduklarını tahmin edersiniz.
Küçük sarı şekerler. Şımarık değillerdir ve olağanüstü sakindirler. Ağlayanına
az rastlarsınız. Bunun genetik özelliklerden kaynaklandığını söylemek mümkün
olabileceği gibi, eğitim ve yetiştirme tarzıyla da alakalı olabilir elbet.
Rusya tarihinde insanlar en büyük acıları Stalin döneminde
yaşamış. Bunları örtmek istermişçesine mutluluk toplumsal hayatın her düzeyine
işlemiş bir tema haline getirilmiş. Sağlıklı köylüleri güneşli tarlalarda,
başaklar arasında, gülerek mavi gökyüzüne bakarken; coşkulu işçileri fabrikada
resmetme sıkça rastlanır hale gelmiş.
Yani Rusları anlayabilmek için, tarihlerine, ekonomik
gelişmelere, toplumsal düzendeki gelişmelere ve iklim gibi birçok unsura
birlikte bakmak gerekiyor. Tıpkı her toplum açısından yapmamız gerektiği gibi.
Tabiatıyla bunlar yalnızca benim gördüğüm şeyler, başka birinin başka bir gözle
yaklaşması da mümkündür elbet.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder