Moskova

Moskova

16 Nisan 2012 Pazartesi

Paskalya'dan İnsan Manzaraları
























M.Hakkı Yazıcı
mhyazici@yandex.ru

Kaynak:http://www.turkrus.com/

Pazar günü İgor’u arayıp Paskalya Bayramını kutladım.

Sağolsun İgor, her Şeker Bayramında, Kurban Bayramında beni arayıp bayramımı kutlamayı hiç ihmal etmez. Benim onu arayıp Paskalya bayramını kutlamamam doğru olmazdı.

İgor, çoluk çocuğu toplayıp erkenden kiliseye gitmişti.

Rusya’da yaşayan Ortodoks Hıristiyanlar, İsa’nın çarmıha gerildikten sonra yeniden dirildiğine inanılan bu günü her sene olduğu gibi kutlamıştı. Sadece Moskova’da 269 kilisede, 200 bine yakın kişinin bu kutlamalara katıldığı tahmin ediliyordu.

En kalabalık ve görkemli ayinse Moskova’nın Kurtarıcı İsa Katedrali’nde Rus patriği Kirill tarafından gerçekleştirilmişti. Ayine Medvedev ve eşi, Putin ve Moskova Belediye Başkanı Sergey Sobyanin de katılmıştı.

Geçen iki seneyi hatırlayıp “Allahtan bu sene Paskalya havanın nispeten daha iyi olduğu bir güne denk geldi,” dedim.

“Hakikaten öyle,” dedi.

Muhabbet Paskalya kutlamasından kışın uzun sürmesine, güneşli günlerin gecikmesine kaydı.

“Biliyor musun, neredeyse tamamen ümidimi kesmiştim; bahar hiç gelmeyecek duygusuna kapılmıştım,” dedim.

“Amma yaptın,” dedi. “Hiç öyle şey olur mu?”

Sonra Paskalya ile bağlantı kurarak bir Rus deyiminden söz açtı:

“Bak, biz de olmayanı, imkansız olanı, hiç gerçekleşmeyecek olanı anlatan bir özdeyiş vardır; ‘ждат до Турецкой пасхи ( jdat do Turetskoy pashi) ’ yani ‘Türk paskalyasının gelmesine kadar beklemek’.”

Bir Rus özdeyişinde Türklerle ilişki kurulmuş olmasına keyiflendim; güldüm:

“Bizdeki ‘Çıkmaz ayın çarşambası’ ya da ‘Balık kavağa çıkınca’ deyişlerinin karşılığı gibi,” dedim.

“Anladın değil mi? Biraz gecikse de güneş yüzünü gösterecek, çiçekler açacak,” dedi.

“İnşallah,” dedim.

Çıkıştı:

“Ne inşallahı be yahu, doğanın kanunu bu.”

***

Paskalya, Hıristiyanların Hz. İsa'nın dirilişini anmak için kutladıkları en büyük Hıristiyan bayramları arasında yer alan bir bayram.

Paskalya Günü, ilkbahar gün dönümünün yaşandığı 21 Mart'ta dolunayın görülmesinden sonraki ilk pazar günü. Bu nedenle Paskalya Günü'nün tarihi değişebilmekle birlikte genellikle, 

Paskalya tarihi için nisan ayının ikinci pazarı önerilmekte.

Bir hafta boyunca kutlanıyor. Yunanca kaynaklı paskalya kelimesi “kurtuluş” anlamına geliyor. Ruslar bu bayram süresince “Hristos Voskres!” ( İsa dirildi! ) diye hitap ediyorlar.

Paskalya, perhizle geçen beş haftalık (büyük perhiz) bir hazırlık dönemi ile son haftayı (kutsal hafta) kapsıyor. Paskalya Günü'nde (paskalya pazarı) sona eriyor. Pentekostes (hamsın) yortusuna kadar süren 50 günlük döneme, Paskalya dönemi (hamsin dönemi) adı veriliyor.
Paskalya Günü için evlerde özel çörekler hazırlanır; boyalı paskalya yumurtası haşlanır. Mumlar yakılır. Yumurtanın kırmızıya boyanmasıysa İsa’nın kanı anlamına gelmektedir.

Aslında bu bayramın kökü Yahudilikte bulunuyor. Yahudilerin inançlarına göre Musevilerin Mısır Köleliğinden kurtuluşu simgeleniyor.

***

Paskalya Bayramına ait ilk duyumum çocukluğumda Selanik göçmeni Babaannemin anılarını anlattığında olmuştu. Komşularıyla olan ilişkilerini, Hıristiyanlarla Müslümanların nasıl karşılıklı saygı ve sevgiyle bayramlaştıklarını anlatırdı.

Farklı dinlerden insanların birbirlerinin inanışlarına, gelenek ve göreneklerine saygı duyması gerektiğini ilk ondan öğrenmiştim.

“İgor, seni fazla meşgul etmeyeyim. Yeniden Paskalya Bayramını kutlarım,” diyorum.”

“Sağol, eksik olma. Bak havalar düzeliyor; yakında daça sezonunu açacağız, bir hafta sonu sizi davet edeyim de muhabbeti koyulaştıralım.”

“Söz mü?”

“Söz!”

“Bak,” diyor, “Bu defa itiraz etmeyeceksin, gönlümüzce şaşlık yapıp, votka içeceğiz, muhabbet edeceğiz”

“Evet” demiyorum, keyfi kaçmasın diye “hayır” da demiyorum; ancak benim suskunluğumdan bir şeyler anlayıp havayı değiştirmek için araya yine bir fıkra sokuşturuyor:

“Moskovalı bir Rus sürekli aynı bara gider ve her defasında üç şişe votka ve üç votka kadehi ister, üç farklı votka kadehini doldurup peş peşe içermiş. Ve üç kadehi birden içmeden önce de kendi kendine Тост ( tost ) yapar, konuşurmuş. Devamlı tekrarlanan bu durumu fark eden barmen olayı pek anlamaz, ama parasını aldığı için üstüme vazife değil diye sormazmış da. Fakat durumu gören barın başka müdavimlerinden biri günün birinde dayanamamış sormuş.
Bizim Moskova’lı Rus iki kardeşi daha olduğunu ve şu anda birinin Rusya’nın bir ucundaki Kaliningrad’da, diğerininse Rusya’nın diğer ucundaki Vladivostok'da çalıştığını söyleyerek, çok sık görüşemediklerini, eski zamanların anısına onlar için de içtiğini söyler.

Koskoca Rusya coğrafyasının üç farklı, birbirinden uzak köşesinde yaşayan kardeşlerin durumunu hepsi anlamış ve adama hak vermiş.

Bizimki barda iyice tanınmaya başlar ve her seferinde her kardeşi için de birer şişe votka söyleyerek üç şişe votka içtiği bilinir hale gelir.

Bir gün, her zamanki gibi bara gelir; ancak bu sefer sadece iki şişe votka ve iki kadeh ister. Barın müdavimleri şaşırır; herkesi bir hüzün kaplar. Kardeşlerden birinin öldüğünü düşünürler.

Barmen çok üzgün bir ifadeyle, başınız sağolsun der. Bir süre aklı karışan bizim Moskova’lı Rus, durumu anlar. ‘Hayır, hayır! Herkes iyi, ancak ben paskalya için oruçtayım, votka içmiyorum,’ der.”

Kaynak Link :http://www.turkrus.com/kose-yazilari/26711-paskalyadan-insan-manzaralari.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder