Вий 3D / The Viy 3D (English Subtitles)
Gogol’ün Viy isimli hikayesinin yeni versiyonu İngilizce
altyazılı olarak.
Вий 3D / The Viy 3D (English Subtitles)
Gogol’ün Viy isimli hikayesinin yeni versiyonu İngilizce
altyazılı olarak.
Murat
Tolga Şen
Kaynak:
https://www.otekisinema.com/
Eğer aynı adlı 2014 yapımı film olmasa Sovyetler
Birliği’nde çekilen ilk ve kuvvetle muhtemel tek korku filmi olan Viy hakkında
hiçbir fikrim olmayacaktı.
Rus sineması deyince aklımıza ne gelir, Potemkin Zırhlısı,
Andrey Rublev, eğer biraz daha tür sineması meraklısı iseniz Solaris… Meğer, bu
filmleri de çeken ünlü Rus film şirketi Mosfilm’in, önemli Rus edebiyatçı
Nikolay Gogol’un aynı adlı eserinden uyarladığı harika bir korku filmi varmış!
1967 yılında çekilen Viy’i ve Türkçe altyazısını internette
buldum, büyük bir iştahla gecenin bir yarısında izledim ve çok sevdim. Hayat
bazen böyle oyunlar oynar; ben doğmadan 6 yıl önce çekilen bir filmi 41
yaşımdayken keşfetmiş olmaktan dolayı mutluyum (biraz da utanıyorum!)
Filmin kahramanı biraz şaşkın ama sevimli bir karakter;
Kiev civarlarında bir manastırda öğrenim gören öksüz bir Kazak öğrenci olan
Koma. Manastır tatil olunca iki arkadaşıyla beraber okuldan ayrılır.
Yolculukları sırasında konaklayacak bir ev ararlarken yaşlı bir kadının evine
rastlarlar. Yaşlı kadın öğrencilere yatmaları için ayrı ayrı yerler gösterir.
Gece olunca Koma’nın yanına gelir ve onu kontrolü altına alır. Koma kadının
cadı olduğunu anlasa da elinden artık bir şey gelmez. Cadı, Koma’nın sırtına
biner ve dağların tepelerin üstünde uçurur onu… Nihayetinde Koma bir hamle
yapar, yere düşerler ve eline geçirdiği bir odunla cadıya vurmaya başlar. Cadı
ağır bir biçimde yararlanır ve güzel, genç bir kıza dönüşür. Koma korkuyla
manastıra döndüğünde baş rahibin zaten kendini beklediğini görür. Yakın bir
köyün zengin bir sakininin kızı dövülerek ağır bir şekilde yaralanmıştır ve
babasına manastırda yaşayan Koma’nın başında 3 gün dua etmesini istediğini
söylemiştir. Kızın babası Koma’dan kızının istediği gibi üç gece kilisede
kızının cesedi başında dua etmesini ister. Kızının vasiyetini gerçekleştirmezse
300 kırbaç, gerçekleştirirse 300 altın vereceğini söyler. Koma kızın cesedi ile
2 korkunç gece geçirir. Cadı gece olunca tabutundan çıkmakta ve Koma’ya
saldırmaktadır ancak Koma cadılara nasıl karşı koyulacağını bilmektedir. Cadı
Koma’nın yere çizdiği kutsal bir daireyi geçip Koma’ya ulaşamaz. İkinci gecenin
sonunda tüm saçları bembeyaz olan Koma tekrar kaçmak ister ama başaramaz. “Bir
Kazak hiç birşeyden korkmaz.” diyerek kendine moral verir ve son gece başlar.
Cadı son silahı olan dev Viy’i çağırır. Viy gözlerine bakıldığı an etkisi
altına girilen bir devdir! (Wikipedi’den harman)
Viy’in kaderi biraz bizim Süt Kardeşler / Gulyabani filmine
benziyor, tıpkı onun gibi Viy de bir korku komedisi ve Rus halkının çocukluk
korkusu olarak herkesin hatırladığı, sorulduğunda “Viy diye bir film vardı, çok
korkunçtu” diye bahsettiği film…
78 dakika uzunluğundaki filmin yönetmenleri, Konstantin
Yerşov ve Georgi Kropaçyov. Filmi Gogol’un romanından Aleksandr Ptuşko ile
birlikte uyarlamışlar ve önemli rollerde Leonid Kuravlev, Natalya Varley,
Aleksi Glazrin, Vadim Zakharçenko, Nikolay Kutuzov gibi oyuncular yer alıyor.
Filmde genç rahip Koma’ya musallat olan cadı rolünü üstlenen Natalya Varley
daha sonraları bu filmde oynadığı ve bazı paranormal vakalarla uğraşmak zorunda
kaldığı için epey pişman olmuş!
Aslı bir Ukrayna halk söylencesine dayanan korkudan çok
komedisi ağır basan ancak son 10 dakikasıyla bugün bile kalp çarptıran Viy,
ABD’de DVD olarak basılmış ve filmin yabancı diyarlardaki ismi Spirit of Evil
olmuş.
Bu son 10 dakika korku sineması için gerçek bir zafer niteliğinde… Aleksandr Ptushko’nun elinden çıkma orijinal optik efektler ve yine çok başarılı kostümler- makyajlarla kotarılmış, iyice tekinsizleşmiş atmosfer sayesinde Koma’nın korkusunu hissetmek mümkün oluyor. Bana kalırsa Sam Raimi, Evil Dead serisinde özellikle 2. filmde Viy’den çok fazla etkilenmiş. Çalmış-çırpmış denemez ama iki filmin doku benzerliği şaşırtıcı. Şaşkın kahraman Koma, envayi çeşit iblisle bir kilisede kapalı kalırken aynı tecrit Evil Dead’in kahramanı Ash’in başına bir dağ evinde geliyor. Bu anlamda Viy, öncül bir film olarak da değer kazanıyor.
Yetenekli Rus sinemacıların, Sovyetler Birliği döneminde
elinden çıkan tek korku filmi olan Viy’i keşfetmek-izlemek büyük bir şans,
mutlaka izleyin derim!
https://www.youtube.com/watch?v=Amh3uudVMBo&t=1585s
Murat
Tolga Şen
Kaynak:
https://www.otekisinema.com/
Sergei
Eisenstein, Andrei Tarkovsky gibi ustaların yapımcısı, Sovyetler Birliği’nin en
büyük film yapım şirketi olan Mosfilm’in arşivi Youtube’da. Çoğu filmde
İngilizce altyazı var bazı filmlerde Türkçe altyazı da mevcut. Bulabildiklerimi
listeledim.
Kızlar, Yuri Chulyukin’in yönettiği bir romantik komedi.
Rus sinemasının en çok seyredilen filmlerinden biri. Gösterildiği yıl olan
1962’de 35 milyon kişi tarafından izlenmiş.
https://www.youtube.com/watch?v=8CYY8EM5xYE
Kafkasya Mahkumu, popüler bir Rus komedi karakteri olan
Shurik’in maceralarını anlatan hızlı ve neşeli bir komedi filmi…
https://www.youtube.com/watch?v=P2_sjEURwgo
Filmi çeken Gregory Chuhrai bir röportajında şöyle der:
“Dünya, tek bir kişiyi kaybettiğinde neler olduğu hakkında bir film yapmaya
karar verdim.” Askerin Türküsü…
Genç bir asker olan 19 yaşındaki Alyosha Skvortsov, birkaç
düşman tankını devirerek büyük bir başarı gösterdi. Kahramanın ödülü kısa bir
süreliğine eve dönüştü. Evi görecek, annesini kucaklayacak ve ona geri
döneceğine dair söz verecekti. Fakat sonra tekrar cepheye gidecekti. Yönetmen
Gregory Chuhrai bir röportajında şöyle demiştir: "Dünya, tek bir kişiyi
kaybettiğinde neler olduğu hakkında bir film yapmaya karar verdim."
https://www.youtube.com/watch?v=H2ZFe7XGwt8
Buzykin, kimseyi kırmayan, herkese yardım etmeye çalışan
biri ama içine düştüğü durumlar gitgide karmaşıklaşır ve kendisini paramparça
hisseder. En sonunda karısı ve metresi onu terk eder ve Buzykin farklı bir
insan olmaya karar verir. Sonbahar Maratonu…
https://www.youtube.com/watch?v=deEuVTAAzbg
Andrei Tarkovsky’nin 1966 tarihli şaheseri. Film, ünlü ikona
ressamı Andrei Rublev’in hayatından esinlenerek Ortaçağ Rusya’sının gerçekçi
tasvirlerini sunuyor.
Andrei Rublev 1. Kısım
https://www.youtube.com/watch?v=x6kqlveBhVY
Andrei Rublev 2. Kısım
https://www.youtube.com/watch?v=4JpnrdEOAcM
Bu filmde altyazı yok ama listeye girmesini istedim çünkü
Nikolay Gogol’un aynı adlı eserinden uyarlanan Viy, çekilmiş ilk Sovyet korku
filmi. Uygulanan teknik ve efektlerle oldukça başarılı olan film Sam Raimi’nin
kültleşmiş Evil Dead serisinin de ilham kaynağıdır.
https://www.youtube.com/watch?v=Amh3uudVMBo
Umarım işinize yaramıştır. Alternatif film izleme önerileri
sunmaya devam edeceğim. Listenin sonuna, film eleştirileri yaptığım kendi
Youtube kanalımın linkini ekliyorum. Abone olursanız çok sevinirim.
Kaynak:
https://turkrus.com/
“Sovyetler Birliği’nin dağılmasının en önemli nedeni
demokratik talepler değil, halkın temel gıda ürünlerimi bulamamasından
kaynaklanan sorunlardı. Marketlerde yiyecek olsaydı, 1991'de hiçbir ‘devrim’
olmazdı” Bu görüş, SSCB’nin son lideri Mihail Gorbaçov’un eski ekonomi
danışmanı Oleg Ojerelyev’e ait.
Eski Maliye Bakanı ve bugünkü Sayıştay Başkanı Aleksey
Kudrin’in öğretmeni olarak da bilinen Ojerelyev, Lenta.ru ile söyleşisinde
Sovyetlerin dağılma süreciyle ilgili görüşlerini dile getirdi.
Sovyetler Birliği’nde gıda sorunu zamanında çözülebilseydi
birliğin dağılmasının önüne geçilebileceğini belirten ekonomist, “1990’da neden
yüz binlerce kişi Manej Meydanı’na çıktı? Gorbaçov'un diktatörlük
yeteneğinden ya da demokrasiden yoksun olmasından değil. Açlıktan, gıda
yetersizliği nedeniyle. Dükkanlar boştu, yeterli yiyecek yoktu” dedi.
Kolektifleştirme sırasında bile, tarımın büyük ölçüde
baltalandığı öne süren Ojerelyev, “Ancak Rusya'da tarım ana endüstriydi.
Aslında, Sovyetler Birliği'nin cenazesinde belirleyici bir rol oynayan oydu.
Tarımcıların yeniden üretim biçimlerine zamanında geçiş fırsatı kaçırıldı.
Tekrar ediyorum: marketlerde yiyecek olsaydı, 1991'de hiçbir ‘devrim’
olmazdı” diye konuştu.
Kaynak: https://turkrus.com/
8 Eylül 1920, Türk-Rus ilişkileri açısından çok önemli bir tarih... Tarih Dergi, bu günün 100. yıldönümünde, arşivlerinden bir yazıyı bir kez daha okurları ile paylaştı: "Anadolu direnişine Bolşevik yardımı"
Ahmet
Kuyaş imzalı, Eylül 2020 tarihli yazıyı sizinle paylaşıyoruz:
"3. (Komünist) Enternasyonal’in sömürge ülkelerinin
bağımsızlık savaşlarını destekleme kararı doğrultusunda ilk Rus altınları,
bundan tam 100 yıl önce, 8 Eylül 1920’de Erzurum’a geldi. Gelen 6 sandıktaki
400 kilo külçe altının yarısı Erzurum’da alıkondu, diğer yarısı ise Ankara’ya
gönderildi. Yaklaşık iki hafta sonra ise, Tuapse’den kalkan motorlarla
Trabzon’a 1-1.5 milyon altın ruble geldi.
Bilindiği gibi Büyük Millet Meclisi (BMM) hükümetinin ilk
diplomatik girişimi, Mustafa Kemal Paşa’nın 26 Nisan 1920’de Moskova’daki
Bolşevik hükümetine yazdığı mektuptur. Bu belgede Mustafa Kemal Paşa, Sovyet
yönetiminden maddi yardım talep etmişti.
O sıralarda Anadolu, çepeçevre İtilâf Devletleri veya
bunlarla araları iyi olan Güney Kafkasya devletleri tarafından sarılmış
durumdaydı. Karadeniz ise İtilâf Devletleri donanmasının denetimindeydi. Bu
nedenlerle Güney Kafkasya’nın Bolşeviklerin denetimine geçmesi, ancak karadan
gelebilecek olan yardım için mutlaka gerekliydi. Dolayısıyla Mustafa Kemal
Paşa, mektubunda Ermenistan ve Gürcistan’ın Bolşevikleştirilmesi konusunda
işbirliği önermeyi de ihmal etmemişti.
Bolşevikler de kendi açılarından Ankara Hükümeti’yle
işbirliği fikrini olumlu buluyorlardı. Türkiye’ye yapılacak yardım, Rusya
Müslümanlarını Bolşeviklerin yanına çekecek, sömürge dünyasında da kendilerine
büyük sempati kazandıracaktı. Bu fikirden hareketle 3. (Komünist)
Enternasyonal’in Temmuz-Ağustos 1920’de Moskova’da toplanan ikinci kongresi de,
sömürge ülkelerinin bağımsızlık savaşlarını destekleme kararı aldı.
Böylece emperyalist devletlerin zayıflayacağını, bunun da
dünya sosyalist devriminin gerçekleşmesini kolaylaştıracağı
düşünülüyordu.
Ancak, Türkiye’nin Ermenistan ve Gürcistan’la sınırı
üzerinde pazarlıkların sürmesi ve Kızıl Ordu’nun Ermenistan’a hakim olmasının
gecikmesi, Bolşevik yardımlarının Anadolu’ya gelmesini de geciktirdi. Sonuç
olarak ilk Rus altınları Erzurum’a 8 Eylül 1920’de geldi. Erzurum’daki 15.
Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir Paşa, İstiklâl Harbimiz adlı anılarında
bunların nasıl teslim alındığını, gelen 6 sandıktaki 400 kilo külçe altının
yarısının Erzurum’da alıkonduğunu, diğer yarısının ise Ankara’ya gönderildiğini
kısaca anlatmıştır.
Bu hadiseden yaklaşık iki hafta sonra ise, Tuapse’den
kalkan motorlarla Trabzon’a kimi kaynaklara göre 1 milyon, kimilerine göre ise
1.5 milyon altın ruble gelmiştir. Aynı günlerde Tuapse’den gene motorlar ve
küçük vapurlarla silah ve cephane de taşınmış; bunlar da Trabzon’a, ayrıca
Samsun ve İnebolu’ya götürülmüştü. O günlerde Bolşevik yöneticileriyle
anlaşmayı sağlamış olarak Moskova’dan dönen Yusuf Kemal (Tengirşenk) Bey, Vatan
Hizmetinde başlıklı anılarında Moskova-Rostov-Tuapse yoluyla Türkiye’ye
sevkedilecek olan savaş malzemesini şöyle anlatır:
“Gelirken bizim trenle 1 milyon altın ruble ve bir vagon
mavzer fişeği geldi. Mavzer fişeği ve mitralyöz yüklü 8 vagon da Moskova’da
istasyonda hazırdı. Rostov’a gelince oradan da 3’er bin fişekle 6 bin İngiliz
tüfeği, 100 mitralyöz ve yedi buçukluk 8 İngiliz topu derdest-i sevk olduğunu
bildirdiler”.
Fotoğraf: Kurtuluş Savaşı’nın devam ettiği 31 Mart
1922 sabahı, Mustafa Kemal Paşa Afyonkarahisar’da Rusya Sovyet Federatif
Sosyalist Cumhuriyeti heyetiyle birlikte.
Link:
Kaynak:
https://turkrus.com/
Atık üretimini azaltarak çevreyi korumaya yönelik gündelik alışkanlıklar eko-trend olarak adlandırılıyor. Çevre dostu trendlerin nispeten erken bir dönemde hayata geçirildiği ülkelerden biri de Sovyetler Birliği. Komsomolskaya Pravda gazetesi, bu trendlerden beşini sıraladı.
1. Avoska. Gıda alışverişi yapan Sovyet vatandaşlarının kullandığı file çantalar. Avoskalarla ilgili Türkrus.com'da daha önce yayınladığımız bir yazı: https://www.turkrus.com/1301414-sovyet-filesi-avoska-geri-dondu-xh.aspx
2. Süt bidonu. Sovyet Rusya'da süt, smetana, kvas ve biranın açıkta satılması yaygın bir uygulamaydı. İnsanlar plastik şişeler yerine yanlarında bidonlar, tencereler getirir, aldıkları sütü de sonra doğrudan bu tencerelerde kaynatırdı.
3. Kağıt paketlerde tahıl, teneke kutularda çay ve kakao. Bu kutular ve kağıtlar ise daha sonra ev içerisinde başka bir amaçla kullanılırdı.
4. Depozitolu şişeler. Satış noktasına geri gelen her şişeye 15 kapik ödenirdi. Komsomolskaya Pravda gazetesi o dönem bir somun ekmeğin 13 kapik olduğunu hatırlatıyor.
5.
Elektrikli eşya tamiri. SSCB'de hemen hiçbir elektrikli eşya
bozulunca çöpe atılmazdı. Eşyalar tamir edilir ve uzun süre daha sahiplerine
hizmet etmeye devam ederdi.
Kaynak:
https://tr.sputniknews.com/
Maşa ile Koca Ayı çizgi filminde yaramaz bir kız çocuğu ile
onun koruyucusu olan kültürlü ve bilgili bir ayının maceralarının anlatıldığı ünlü
Rus çizgi filmi Maşa ile Koca Ayı’nın YouTube’daki izlenme sayısı 10 yılda 100
milyarı geçti.
Rus senarist Oleg Kuzovkov tarafından yaratılan ve daha
sonra 20’den fazla dile çevrilip 100'den fazla ülkede yayınlanan Maşa ile Koca
Ayı, 2015 yılından beri de Türkiye'de.
Parrot Analytics medya araştırmaları şirketine göre, Maşa
ile Koca ayı okul öncesi çağı arasında dünyanın en çok talep gören çizgi filmi
oldu.
Üretici şirket Animaccord’un açıklamasına göre, Maşa
ile Koca Ayı’nın çeşitli dillerdeki kanalları YouTube’da bulunduğu 10 yıldır
gelişmeye devam etti, Rusya ve dünyada başarı elde etti.
Çizgi filmin en çok izlenen serisi 4.4 milyar kez
görüntülenirken, İngilizce, İspanyolca, Rusça, Portekizce ve Ukraynaca
kanalları ‘Elmas YouTube Butonu’ kazandı.
Animaccord’un açıklamasında Maşa ile Koca Ayı’nın
YouTube’da en fazla izlenen animasyon olarak Guiness Rekoru’na sahip olduğu da
hatırlatılıyor.