Moskova

Moskova

4 Aralık 2018 Salı

Nazım’ın mezarını yapan heykeltraş Nikolay Silis yaşamını yitirdi



Nazım Hikmet'in Moskova'da, Novodeviçiy Mezarlığı'ndaki anıt mezarını yapan heykeltraşlardan ünlü Sovyet ve Rus heykeltraş Nikolay Silis yaşamını yitirdi.

Nâzım'ın kabrine yaraşır, doğal, onun kendi deyimiyle "vahşi bir taş", dokunulmamış muazzam bir granit kütlesi arayıp bulmuş, sabırla yontmuştu.

Nikolay Silis’in, Nazım ile ilgili unutamadığı anıları vardı:

"1955 yılında Nazım’ın desteğiyle ben ve Vladimir Lemport, Moskova Devlet Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi’nde kendi eserlerimizi sergilemeyi başardık. Biz genç heykeltraşlara o dönemler sergi açmak pek nasip olmuyordu. Nazım bunu öğrenince bize yardım etmek için üniversitede öğrencilerle görüş toplantısı çerçevesinde sergimizi organize edeceği sözünü verdi. Şair sözünü de tuttu. Serginin açılışına çok sayıda öğrenci katıldı, çok kalabalıktı. Öğrenciler Nazım’a sorular soruyor, Nazım da hevesle yanıt veriyor, mimarlık sanatını da anlatıyordu. Şair bizim sanatımızdan da anlıyordu. Buna çok şaşırmıştık" diye konuşmuş, onu saygı ve sevgiyle andığını vurgulayarak, "Nazım her şeyden önce insandı, vefalı dostumuzdu, bize çok sahip çıktı" demişti.

Nazım ile dostluklarına devam ettiklerini anlatan Rus heykeltraş, "Nazım Moskova’da bizim atölyemizi sık sık ziyaret eder, çalışmalarımızı desteklerdi. Ben, Lemport ve Vadim Sidur üçümüz birlikte çalışıyorduk. Moskova Merkez Edebiyat Evi’nde sergilerimizin organize edilmesinde bize yardımcı oluyordu. Hiç unutmam, bir gün edebiyat evinde müdür sergimizin kapatılması talimatını verdi. Nazım duruma çok sinirlenerek, 'Gidip canlarına okuyacağım!' diye bizi sakinleştirdi" ifadelerini kullanmıştı.

Nazım her şeyden önce insandı, vefalı bir dosttu. Bizim ilk çalışmalarımıza Nazım destek verdi, sergilerimizin organize edilmesine o yardımcı oldu. Verdiği sözü tutarak bizi o dönem yalnız bırakmadı. Hep bize sahip çıktı."


'NAZIM’IN ANIT MEZARINI SEVGİYLE YAPTIK'

"Nazım’ın vefat ettiğini duyunca çok üzülmüştük. Eşi Vera Tulyakova bizden şairin anıt mezarını yapmamızı rica etti. Ben ve Lemport bunu sevgi ve saygıyla yaptık.





1 Aralık 2018 Cumartesi

Rusya’nın en güzel modelleri, Moskova’da boy gösterdi






Rusya’nın başkenti Moskova’daki Korston Club Hotel’de düzenlenen Rusya Top Model 2018 yarışmasının finali, ülkenin birçok bölgesinden 30 güzeli bir araya getirdi.

Güzelliğin yanı sıra kişisel özelliklerin de kriter alındığı yarışmanın kazananları, yerli ve uluslararası podyumlarda Rusya’yı temsil edecek. ‘Rusya Top Model’, ‘Rusya Top Model PLUS’ ve ‘Fotomodel’ kategorilerinde taç için yarışan güzeller podyumda boy gösterdi. Renkli görüntülere sahne olan yarışmadan kareler, Sputnik’in galerisinde.




30 Kasım 2018 Cuma

Ayı ve sahibinin duygu dolu anları





Rusya’nın Moskova bölgesindeki bir evde aile ile birlikte yaşayan bozayının sahibiyle kucak kucağa pencereden dışarı baktığı video, internette izleyenleri duygulandırdı.
Bazı sosyal medya kullanıcıları, böyle bir ‘gerçek dostluk’ örneğine sadece Rusya’da rastlanabildiği yorumunda bulundu.

Güvenli ulaşım :-)






Ulaşımda güvenlik esastır... 

Semaver müzesi



Fuad Seferov


Ne kadar farklı gibi görünseler de Türk ve Rus halklarının pek çok ortak yönü bulunuyor. Örneğin, iki halkı birleştiren geleneklerden biri, günümüze artık eskisi kadar yaygın kullanılmasa da semaver alışkanlığı.

Rusya'da 17. yüzyıldan bu yana kullanılan semaveri Türklerin oradan aldığı yolunda bir iddia var ama onun öncesinde Çin ve İran'da da kullandığı söyleniyor. Rusçadaki "somavar"ın (semaver) "kendi" ve "kaynamak" kelimelerinin birleşmesinden geldiği düşünülüyor.

Peki, bir zamanlar kömürle çalışan, şimdilerde ise daha çok elektriklisi kullanılan semaverin Rusya'da müzesi olduğunu biliyor muydunuz?

10 yıldır koleksiyon yapan Rus Semaver Müzesi'nin kurucusu Anatoliy Novikov, "Müzeyi bir kaç ay önce açtım. Yerli ve yabancı turistlerin gelip tarihi Rus semaverlerini gözleriyle görmelerini istiyorum. Müzemizde en eski semaver 1740 yılına ait"diyor. Müze, Moskova'nın yakınlarındaki İvanteyevka kentinde bulunuyor.

Bize müzeyi gezdiren Novikov, Rusya'nın Tula, Moskova, Yaroslavl ve çeşitli bölgelerinde hazırlanan semaverleri sergilediklerini belirtirken, "Semaverlerin en önemli özelliklerinden biri, dış görünüşlerinin farklı olarak yapılması. 400 farklı çeşit var. En küçüğü bir, en büyüğü ise 140 litre" diyor.

Asıl mesleği inşaatçı olan Novikov, semaverin Rus kültüründeki önemini anlatırken, "Semaver Rus insanının ana işareti ve simgesidir. Dünyaca ünlü Rus yazarımız Fyodr Dostoyevski'nin de dediği gibi, semaver Rus insanının tüm mutlu ve acı günlerinin en vazgeçilmez parçasıdır. Dolayısıyla semaversiz Rusya'da hayat olamazdı" diye konuşuyor.

Müze sahibi, semaverin Türk kültüründe de önemli yer aldığını bildiğini belirterek şunları söylüyor:

"Semaver, Rus ve Türk halkını birleştiren ana unsurlardan biri. Semaver iki halkın kültüründe de önemli yer alıyor. Bunun nedeni halklarımızın aile değerlerine önem vermesi. Baba, anne, çocuklar ve tüm aile Semaver de aile üyelerini bir araya getiriyor. Çay hazır olunca herkes semaverin etrafına toplanıyor, kimi zaman sorunlarını semaver başında konuşuyor.  İşte bunlar Rus ve Türk ailelerinin özellikleri."

Semaver kültürü ile ilgili Türkiye ile iş birliği yapmak istediklerini belirten Novikov, ortak sergiler ve geziler düzenlenebileceğini, Türk turistleri beklediklerini söylüyor.

Novikov son olarak, "Eğer bir gün fırsat olursa, müzemizde en değerli parçayı, usta İvan Vanikin'in 1865 yılında hazırladığı gümüş kaplamalı tarihi semaveri Rus-Türk ilişkilerinin artırılmasında ciddi rolü olan Türk Cumhuraşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan'a hediye etmeyi çok arzu ederim" diyor.

İlgilenenler için müzenin adresi: Moskova Bölgesi (Moskovaskaya Oblast) İvanteyevka kenti. Pervaya Nijnaya Sokağı, no 29.

Moskova'nın 12 turistik cazibesi




Dünyanın en önemli kültür ve sanat merkezlerinden Moskova, son yıllardaki turizm hamleleriyle giderek daha fazla turist çekiyor. Onarım ve bakım çalışmalarıyla turistik alanları modernleştirilen başkentte turizm potansiyelinin daha fazla artırılması için girişimler sürüyor. 
Moskova’yı geçen sene ziyaret eden 21,6 milyon turistin 16,8 milyonunu yerli turistler oluşturuyor. 

Moskova’ya BDT dışından gelen turistler 2017 yılında kişi başı ortalama 49 bin ruble harcama yaptı. 

İşte Moskova’da son yıllardaki en popüler turistik yerler ve etkinlikler: 

ZARYADYE PARKI

Moskova'nın kalbinde, Rossiya Oteli'nin yerine yapılan ve dünyanın en sıradışı parkları arasında gösterilen Zaryadye, Moskova’da son dönemde turistlerin başlıca uğrak yerlerinden. Moskova’nın 870’inci kuruluş yıl dönümünde açılan ve 13 hektarlık alana yayılan parkı sadece bir ay içinde 1 milyon kişi ziyaret etti. 

ULUSLARARASI FESTİVALLER

Moskova, her sene dünyada ses getiren birçok festivale ev sahipliği yapıyor. Farklı ülkelerin askeri bandolarının Kremlin’de sahneye çıktığı “Spasskaya Başnya”, 3D ışık ve lazer gösterilerinin yapıldığı “Krug Sveta” ve Havai Fişek Festivali bunlardan bazıları. 

CADDELER

Moskova’da “Benim Caddem” adlı program kapsamında son yıllarda yapılan bakım ve onarım çalışmalarıyla merkezdeki caddelerin çehresi değişti. Yürüyüş yolları, kaldırımlar ve caddelerde yapılan modernizasyonlarla kent merkezi artık daha canlı.  

VDNH

Başkentin en gözde fuar, park ve eğlence alanlarından VDNH, ev sahipliği yaptığı fuar ve etkinliklerle her sene çok sayıda yerli ve yabancı turisti ağırlıyor. VDNH’daki Moskova maketi, büyük akvaryum ve kış döneminde buz pateni büyük ilgi görüyor. 

PRENS VLADİMİR HEYKELİ

988 yılında Slavların pagan inançlarını bırakıp, vaftiz olarak Hristiyanlığı seçen Kiev Rus Prensliği’nin başı Prens Vladimir’in 2016 yılında dikilen heykeli Moskova’da özellikle Ortodoks inancına mensup turistlerin ilgisi çekiyor. 

METRO

Çoğu kişinin dünyanın en güzel metrosu olduğu konusunda hemfikir olduğu Moskova Metrosu aynı zamanda bir sanat müzesini andırıyor. Moskova Metrosu’nun bazı istasyonları başlı başına bir sanat eseri olarak kabul ediliyor. 

MEYDANLAR

Kızıl Meydan, Devrim Meydanı, Tiyatro Meydanı, Lubyanka Meydanı... Moskova’nın tarihi yapılarla çevrili meydanları da Rusya başkentinin turistik güzellikleri arasında. 

MOSCOW CITY

İş merkezi, yaşam alanları ve eğlence mekanlarını bir araya getiren gökdelen kompleksi Moscow City’deki Vostok (Doğu) Kulesi, Avrupa’daki en yüksek gökdelen olma özelliğine sahip. 

KENT FESTİVALLERİ

Moskova Yazı, Noel’e Yolculuk, Moskova Baharı, Altın Sonbahar, Maslenitsa, Paskalya gibi festivaller, Moskova’nın havasını solumak ve her mevsimin tadını çıkarmak isteyenler için bire bir.

STATLAR

Moskova’da 2018 Dünya Futbol Şampiyonası öncesi yenilenen ve kapasiteleri artırılan Lujniki, CSKA, Spartak ve Dinamo statları, ileride de farklı uluslararası spor etkinliklerine ev sahipliği yapmayı bekliyor. 

TELEFERİK

Lujniki, Novaya Liga ve Vorobyovı Gorı arasında hizmet veren teleferik hattı, Moskova Nehri’nin ve başkentin manzarasının tadını çıkarmak isteyen turistlerin uğrak noktalarından. 

HAYAL ADASI

Moskova’da 1,5 milyar dolar yatırımla, 100 hektar alanda inşa edilmesi planlanan Hayal Adası’nın, kentin en önemli turistik merkezlerinden biri olması bekleniyor. Eğlence parkı olarak inşa edilecek Hayal Adası’nın, 10 farklı temada parklardan oluşacağı açıklandı. Eğlence kompleksinin içinde çocuk oyun alanları, botanik parkı, spor alanları, konser ve sinema salonları olması ve parkın yılda 50 milyon kişiyi ağırlaması bekleniyor.

26 Kasım 2018 Pazartesi

SSCB'nin 80’li yıllarından gelen film






Ünlü film eleştirmeni Atilla Dorsay, Kirill Serebrennikov’un yeni filmi Yaz’ı (Leto) değerlendirdi. T24 internet gazetesinde (www.t24.com.tr) “Komünist Rusya'daki ilk rock müzikçilerinin öyküsü” başlıklı yazısında Atilla Dorsay filmle ilgili şu yorumları paylaştı:

"İşte son Cannes ve de son FilmEkimi festivallerinin en büyük sürprizlerinden biri. Rusya’dan gelen bu film hem teknik, hem müzikal, hem sinemasal özellikleriyle oldukça şaşırtıcı gözüküyor. Bunlara ayrıca içerdiği son derece önemli siyasal boyut da eklenebilir.

Eski Sovyetler’in 80’li yıllarından geliyor film. Yani rejimin son on yılından: 1989’da çöküp gidinceye dek... Bir zamanların başkenti Leningrad’da ve kentin biraz resmi, ama daha çok ‘underground’ (yeraltı) pop müzik dünyasındayız.

Bu mekanlarda, rejimin hiç hoşlanmadığı, ancak bir ölçüde ve çok sıkı denetim koşuluyla izin verdiği rock müzik alemindeyiz. Gencecik insanlar Batı’daki örneklerini bin bir güçlükle de olsa yakından izledikleri, kendileri de oldukça özgün bir yaklaşımla yaptıkları bu müziği, kendi hayatlarında da yine Batı’daki gibi yaşıyorlar: Uygun dozda içki ve uyuşturucu, serbest seks, çılgın partiler. Ve de ’68 sonrasına benzer bir özgürlük arayışı, gençliğini koşulsuz biçimde yaşama gayreti.  



Film sanki rock müziğine görkemli bir saygı duruşu gibi gözüküyor. Hem de rock’ın ana vatanı olan Anglo-Sakson ülkelerden (yani ABD ve İngiltere’den) ve oralarda bu tema üzerine yapılagelmiş tüm filmlerden daha güçlü biçimde...

Nedeni açık: Çünkü o ülkelerde rock sadece pop-müzikte bir yeni adımdı. Elbette dev bir adım. Ama başta Sovyetler tüm komünist ülkelerde gençlik için çok daha önemli, çok daha anlamlıydı; neredeyse yaşamsaldı.

Filmde açıkça gösteriliyor: Öyle bir ülke düşünün ki, rock’çılar için önce şarkı sözlerini bir komisyon önünde savunmak gerekiyor. Sonra konserlerde hazır bulunan yetkililer hem sözleri denetliyor, hem davranışları. Fazla tezahürat da yasak, övgü dolu pankart açmak da...

Ama deniz kıyısında tam özgürlük var. Tüm müzisyenler kız-erkek, yarı çıplak suya girebiliyor, istediği gibi davranabiliyor, her açıdan azabiliyor. Böylece rock tam anlamıyla bir boşalma alanı haline geliyor; bir özgürlük çığlığı oluyor. Ve böylece öykü bambaşka bir boyut kazanıyor: Bir baskı rejiminde çok kıymetli olan bir uğraş ve değerli bir sanat meydanı.

Bu rejimde kadınların da denetim organlarının başında bulunması; örneğin biri söz denetiminin başkanı iken, bir diğerinin Afganistan’daki savaşa yollanacak çıplak askerleri seçerken onlara ‘kıçını ayır’ diye bağıran hatun olması da ayrı bir olay!..

Filmde ünlü batılı rock’çıların hemen hepsi anılıyor. Bol bol da şarkı var: Ancak hepsi özgün Rus besteleri. Ama biraz fazla kaçtıkları da söylenebilir. 

Buna karşılık filmin çok özgün bir yanı daha var. Aslında siyah-beyaz olduğu halde kimi sahnelerin renkli olması değil sadece... Ama kimi bölümlerde işin içine birden grafik çizgiler, animasyon (canlandırma) bölümler ve başka görsel trükler giriyor. Ve filme kendine özgü bir çılgınlık katıyor.

Ve filmin son jeneriklerinde, bu özgün dönem ve müzik hikayesinin odak noktasını oluşturan aşk üçgenindeki iki erkek müzikçinin, Viktor Tsoi ve Mike Naumenko’nun çok genç yaşta öldüğünü öğreniyoruz. Ne acı bir kader!..  Ayrıca kaynaklar anılan hemen tüm müzikçilerin gerçekten de yaşamış kişiler olduğunu belirtiyor. Ve bu filmi daha da ilginç kılıyor.

Elbette şu düşünülebilir: O bir dönemdi. Ve günümüz Rusya’sı elbette çok daha özgürdür... Ne var ki gerçekler bunu doğrulamıyor. İhanet, Öğrenci gibi filmleriyle tanınan 48 yaşındaki yönetmen Kirill Serebrennikov’un bu filminin gösterildiği Cannes 2018’e polis tarafından zorunlu ev hapsinde olduğu için katılamaması, bunun öyle olmadığını göstermeye yeterli değil mi? Toplumlar, hele uzun sürmüş baskı dönemlerinden sonra, kolay kolay özgürleşemiyor."
 
Yaz (Leto)

Yönetmen: Kirill Serebrennikov
Senaryo: Mikhail İdov, Lili İdova, Ivan Kapitonov
Görüntü:  Vladislav Opelyants
Müzik: Roman Bilyk
Oyuncular: Teo Yoo, İrina Starshenbaum, Roman Bilyk, Anton Adasinsky, Liya Akhedzhakova, Yuliya Aug