Moskova

Moskova

29 Aralık 2024 Pazar

Rusya'yı ve Rusları Anlamanıza Yardımcı Olabilecek Gerçekler


Kaynak: http://www.russiaprofile.org/

 

Rusya, hem gerçek anlamda, hem de mecazi anlamda çok büyük.

Fiziksel büyüklüğünün yanı sıra, onlarca yıldır batının üzerinde politik bir hayalet gibi belirdi.

Boyutu ve tarihi nedeniyle, dünyanın dört bir yanındaki insanlar Rusya hakkında efsaneler ve mitler uydurdu.

Tarihin derinliklerinde saklı bir ülke olduğundan, Rusya ve Ruslar hakkında 10 ilginç gerçeği bir araya getirmeye karar verdik. Bu bilgiler, bu devasa ülkeyi anlamanıza ve belki de Rusya hakkındaki algınızı değiştirmenize yardımcı olacaktır:

Herkes Rusya'nın dünyanın en büyük ülkesi olduğunu bilir. Yüzölçümü de bilinmektedir. Rusya'nın ne kadar büyük olduğunu hayal edin, işte birkaç örnek: Rusya'nın alanı yaklaşık olarak Plüton gezegeninin yüzey alanına eşittir. ABD'den iki kat daha büyüktür.

Rusya'daki en aktif volkanlardan biri Klyuçevskaya Sopka'dır. Avrasya kıtasındaki en yüksek aktif volkandır. Yüksekliği 4 bin 850 metredir. Klyuçevskaya Sopka, Kafkasya dışında Rusya'nın en yüksek zirvesidir.

St. Petersburg Metrosu dünyanın en derinidir. Ortalama derinliği 100 metredir. Leningrad'daki metro 1955'te açılmıştır. Dünya çapında anında yayılan en güzel metro sistemi olduğu iddia edilmektedir.

Büyük Petro, Neva deltasında "başka bir Amsterdam" inşa etmek istiyordu. Peter'i bir deniz şehri inşa etmeye teşvik eden şey kanallarıyla Amsterdam'dı. 18. yüzyılda nehirlerin ve kanalların pratik bir amacı vardı - küçük gemiler bu kanallardan geçiyordu. Ancak Amsterdam inşa edildikten sonra şehir giderek Venedik'e benzemeye başladı - su üzerinde bir şehir, mimarisi ve mimari şaheserleriyle dünya çapında ünlü, çok sayıda kanal ve köprüye sahip, şehre ikinci gayri resmi adını veren Kuzey Venedik'i.

Rusya, toprakları bir kapalı deniz ve üç okyanusa ait 13 denizle çevrili tek devlettir.

 Moskova’daki Kremlin, dünyanın en büyük ortaçağ kalesidir. Ayrıca Rusya'nın tüm topraklarındaki en büyük kale ve Avrupa'daki en büyük ayakta kalmış ve aktif kaledir. Kremlin duvarlarının toplam uzunluğu 2235 metredir.

Dünyanın en ünlü silahı Kalaşnikof saldırı tüfeğidir (AK-47). "Güvenilirliği ve sadeliği" ile bilinen gezegendeki en iyi silahtır.

Rusların kendilerine göre, çocukluktan beri gülümsemeleri öğretilmemiş olsa da, bunu bir hafiflik göstergesi olarak görüyorlar. Ancak aslında Ruslar yeterince açık görüşlüdür ve çoğu durumda yardım istemeyi reddetmezler.

Rusça dünyada en çok konuşulan beş dilden biridir. Ruslar Latin alfabesi yerine Kiril alfabesini kullanırlar.

Ruslar, votka içen imajlarına rağmen Avrupa'nın en büyük içicileri değiller. Yine de, kişi başına düşen yıllık alkol tüketimi 15,76 litre olup, Avrupa'nın dördüncü en yüksek hacmidir. Daha yüksek tüketime sahip ülkeler Moldova, Çek Cumhuriyeti ve Macaristan'dır.

28 Aralık 2024 Cumartesi

10 soruda ünlü yılbaşı klasiği: 'İroniya Sudbı' 50 yaşında!


Kaynak: https://turkrus.com/

 

1975 yılında Eldar Ryazanov’un yönetmenliğinde çekilen Sovyet klasiği "İroniya Sudbı ili s lyohkim parom (Kaderin Cilvesi ya da Sıhhatler Olsun), bu yıl 50. yaşını kutluyor. Her yılbaşı ekranlara gelen bu film, hem Sovyet hem de modern Rus sinemasının vazgeçilmez bir parçası. İlk kez 30 Aralık’ta yayınlanacak olan özel bir belgesel, filmin bilinmeyen yönlerini izleyicilerle buluşturacak. İşte bu unutulmaz klasikle ilgili 10 soru ve 10 cevap:

1. Ne zaman ve kim tarafından çekildi?

Film, 1975 yılında Eldar Ryazanov tarafından çekildi. Çekimlerin çoğu Mosfilm Stüdyoları’nda gerçekleştirilirken, şehir sahneleri için Moskova ve Leningrad’daki dış mekanlar kullanıldı. Özellikle Nadya’nın apartmanı ve çevresi gibi sahnelerde Leningrad’ın karakteristik mimarisi öne çıkarılmıştır.

2. Çıkış noktası nedir?

Filmin hikayesi, Sovyetler Birliği’ndeki şehirlerdeki binaların neredeyse birbirinin aynısı olması gerçeğine dayanır. Bu durum, özellikle 1950’ler ve 60’larda Nikita Hruşçov döneminde başlayan Hruşşovka adı verilen tipik apartman yapılarıyla ilişkilidir. Hruşşovka, Sovyetler Birliği genelinde ekonomik, standart ve hızlı inşa edilebilen konutlar yaratmak amacıyla geliştirilmiş, genellikle dört ya da beş katlı prefabrik betonarme apartman bloklarını ifade eder.

Film, bu mimari tekdüzeliği mizahi bir şekilde ele alır. Hikaye, Moskova’da yaşayan bir adamın, Leningrad’da kendisiyle aynı adrese ve hatta aynı iç tasarıma sahip bir apartmana yanlışlıkla gitmesiyle başlar. Bu benzerlikler, yalnızca binaların değil, Sovyet yaşam tarzının da ne kadar standartlaştırıldığını vurgularken, filmin mizahi temelini oluşturur. Böylece, basit bir yanlışlık üzerinden mimari ve kültürel bir eleştiri sunar.

3. Neden yılbaşı klasiği haline geldi?

Film, yılbaşı gecesi geçen mizahi hikayesiyle ve sıcak atmosferiyle izleyicilerin gönlünde taht kurarak her yıl bu dönemde tekrar gösterildi.

4. Başrol oyuncuları kimlerdi?

Filmin başrollerini Andrey Myagkov ve Barbara Brylska paylaştı. Filmdeki performansları, bu isimleri Sovyet sinemasının unutulmaz isimleri arasına soktu. Myagkov 2021'de hayatını kaybederken Brylska hala hayattadır.

5. Senaryoda hangi değişiklikler yapıldı?

Orijinal senaryoda birçok ünlü sahne ve diyalog yer almıyordu. Örneğin, “Jöleli balık” esprisi tamamen doğaçlama bir sahneydi.

6. Film neden iki bölümden oluşuyor?

Başlangıçta tek bölüm olarak planlanmıştı, ancak hikayenin kapsamı nedeniyle iki bölüme çıkarıldı.

7. Filmin restorasyonu ne zaman yapıldı?

Film, 2014-2015 yıllarında restore edilerek 2K çözünürlükte tekrar düzenlendi. Ses ve renkler modern teknolojilerle iyileştirildi.

8. Filmin en popüler şarkısı hangisidir?

Mikael Tariverdiev’in bestelediği “U prirodı nyet plahoy pagodı” (Doğanın Kötü Havası Yoktur) şarkısı, filmin en bilinen müziklerinden biridir.

9. Filmdeki İppolit karakterinin asıl mesleği nedir?

Orijinal senaryoya göre İppolit, Devlet Standartları Komitesi’nde önemli bir pozisyona sahip bir bürokrattı. Ancak bu bilgi, final montajında yer almadı.

10. Başka hangi projelere ilham verdi?

2007'de çekilen devam filmi de izleyicilerden büyük ilgi gördü.

27 Aralık 2024 Cuma

Sovyetler Birliği'nin dağılması


Vikipedi, özgür ansiklopedi

 

Sovyetler Birliği'nin dağılması, 25 Aralık 1991 tarihinde, Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov'un istifa etmesinin ardından Sovyetler Birliği'ni teşkil eden cumhuriyetlerin bağımsızlığını kazanmalarıyla 26 Aralık 1991'de Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin dağıldığı olaydır.

 

Sovyetler Birliği'nin dağılması

1980'li yılların sonuna gelindiğinde Sovyetler Birliği'nin Batı Bloğu ile girdiği silahlanma yarışından yorgun düştüğü açıktı.

Öyle ki bu amansız yarış Sovyetler'in ekonomisinde tamiri imkânsız büyük yaralar açmış, birliğin parçalanmasındaki en önemli unsuru oluşturmuştur.

Durdurulamayan bu parçalanma süreci, 1985 yılında Mihail Gorbaçov'un birliğin başkanı olmasıyla bu süreci durdurmak için yeni önlem paketleri ortaya atılmasına yol açmıştı.

 

Glasnost ve Perestroyka 

Temelde Glasnost (açıklık) ve Perestroyka (yeniden yapılandırma) olarak kendini gösteren bu politikalar bazı ekonomik, sosyal ve siyasal hakların verilmesi ve bu konularda daha esnek bir yönetim anlayışının benimsenmesi prensibini içeriyordu.

Ancak bu politikalar zaten parçalanmakta olan birliği bir arada tutmaya yetmedi.

Aksine, süreci hızlandırıcı etki yaptı.

Glasnost ve Perestroyka'nın sağladığı özgürlük ortamından yararlanan tüm bastırılmış görüşler daha rahat çalışabilecekleri göreceli olarak liberal ortama kavuştular.

Bu durumdan rahatsız olan ve Sovyetler'in eskisi gibi yönetilmesini savunan bazı generaller ve politbüro üyeleri Mihail Gorbaçov'a karşı darbe girişiminde bulundu. 

Boris Yeltsin tarafından engellendiği ileri sürülen bu darbe, birliğin birkaç ay içinde parçalanmasına yol açtı.

 

Bağımsız Devletler Topluluğu

Aralık 1991 yılında bir araya gelen Belarus, Ukrayna ve Rusya başkanları Sovyetler Birliği'ni feshettiklerini ve bunun yerine Bağımsız Devletler Topluluğu'nun kurulduğunu karara bağladılar.

Böylelikle bu tarihten itibaren Avrupa ve Asya'nın siyasi haritası değişmiştir.

1917'de temelleri atılan ve 1922'de kurulan Sovyetler Birliği'nin dağılması ve yerini Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT)'na bırakması dönemin en önemli olaylarındandır.

 

Leninizm'den çıkış

1990 yılının ilk aylarında Sovyetler Birliği'nde Stalinizm'den çıkışın ötesinde, Leninizm'den çıkışın somut adımları atıldı.

1990 Şubat ayının kitlesel demokrasi yürüyüşleri, Gorbaçov'un bir yıl önce iddia ettiğinin tam tersini savunarak, SBKP'nin anayasa güvencesi altındaki öncü rolünü ve iktidar tekelini kaldırmaya girişmesi, Doğu Avrupa'da komünist partilerin hızla iktidardan uzaklaşmaları ve Doğu Almanya'nın Batı Almanya'yla birleşmesi, Sovyet tipi sosyalizmin hızla sonuna yaklaştığına işaret ediyordu.

 

"İkinci Şubat Devrimi"

1990'da "İkinci Şubat Devrimi" olarak adlandırılan gelişmeler sonunda, Gorbaçov parti sosyalizminden devlet sosyalizmine geçebilmek için SBKP'nin seçme ve yasama yetkilerini seçilmiş kurullara ve referanduma devretme girişimini sürdürdü.

Şubat ayı Moskova ve Leningrad'da reform taraftarlarının büyük sokak gösterilerine şahit oldu. 

SBKP'den bağımsız partiler, işçi dernekleri ve cepheler hızla ortaya çıktılar.

SBKP içinde de farklı kanatlar açıkça örgütlenmeye başladılar.

Bu ortamda Gorbaçov, gerçek iktidarı SBKP'den devlet aygıtına devredebilecek bir başkanlık sistemi önerdi.

Bu öneri, bir kişinin elinde aşırı yetki toplanmasının sonuçlarından ürken "demokratlar" ve özerklik ya da bağımsızlık arzulayan ulusal federasyonların tepkisiyle karşılaştı.

1990 Şubat'ından itibaren, Perestroyka ve Glasnost'un tutarsızlıklarını sık sık eleştirmekle beraber, Ligaçev'in önderliğini yaptığı muhafazakâr kanada karşı kendisini desteklemekten de geri durmayan reformistlerle Gorbaçov'un ilişkileri hızla bozuldu.

17 Mart'ta yapılan birlik referandumu esas desteğini kasaba, köyler ve Müslüman çoğunluklu cumhuriyetlerde buluyordu.

 

İkinci Gorbaçov dönemi

Bunun ardından ikinci Gorbaçov dönemi olarak da adlandırılan, Şevardnadze, Şatalin, Abalkin, Afanasiev, Moskova Belediye Başkanı Yeltsin ve radikal-demokrat aydınların büyük bölümüyle ilişkileri koparıp, bir merkez partisi oluşturmak çabaları ağırlık kazandı. 

1990 yaz aylarında açıkça ortaya çıkan bu kopuşun doruk noktası, Dışişleri Bakanı Şevardnadze'nin 1990 Aralık ayında "darbe tehlikesinin" altını çizerek istifa etmesi oldu.

"500 günlük plan"

İktisadi planda reform konusunda çıkan anlaşmazlıklar ve özellikle "500 günlük plan" adıyla kabul edilip, birkaç ay içinde rafa kaldırılan Abalkin'in hızla serbest fiyat sistemine geçilmesini öngören reform planı ayrı bir anlaşmazlık konusuydu.

İktisadi yaşamın hızla felce uğraması karşısında prestij ve popülaritesini büyük ölçüde yitiren Gorbaçov, böyle bir planın yaratacağı halk tepkisinden ürküyordu.

Bu dönemde Gorbaçov'un en büyük destekçileri ABD ve Batı Avrupa ülkeleri yöneticileri ve kamuoyu ve uluslararası finans çevreleri oldu.

Bu çevreler için Gorbaçov, Sovyetler Birliği'nin çökmesiyle ortaya çıkacak olan kaosu engelleyebilecek tek güç olarak algılanıyordu.

Aynı zamanda nükleer ve konvansiyonel silahların azaltılması konusunda da somut adımlar atılmaya devam edildi. 1990 yılları başında İkinci Dünya Savaşı sonrasında oluşan NATO-Varşova Paktı çatışması fiilen sona eriyordu.

1990 yaz aylarından itibaren Gorbaçov'un yakın çevresini, devlet teknokrasisi olarak adlandırılan ve askeri sanayi sektöründe (VPK) yetişmiş teknokratlar almaya başladı. 

Sovyet devlet iktidarının sancağı olan Ordu-KGB-SBKP üçlüsü arasında köprü görevi gören VPK teknokratlarının önde gelen isimlerinden Pavlov başbakanlığa geldi.

Planlı ekonomiyi tedricen terk edip, güdümlü ekonomiye geçmeye çalışan bu kesimin temel kaygıları ulusal özerklik ve bağımsızlık arzularının hızla genişlediği Sovyetler Birliği'ni kurtarmak ve aynı zamanda devleti elde tutmaktı.

1991 yılı başından itibaren ordu ve KGB'nin bundan sonra SBKP'den değil, sadece hükûmet ve devletten emir alması ilkesi benimsendi.

Riga'da yer alan özgürlük anıtı Letonya'nın SSCB'den bağımsızlığını ilan etmesini sembolize ediyor.

Ordu ve SBKP içinde Gorbaçov'u devreden çıkarıp otoriter, muhafazakâr bir yönetim oluşturmayı savunanlar, bunu ilk kez Sovyet ordusunun Vilnius'a yaptığı kanlı müdahale ile ifade ettiler.

Bunun ardından Baltık Cumhuriyetlerindeki ayrılıkçı eğilimler daha da güçlendi ve üç cumhuriyetin parlamentoları birbirleri ardından bağımsızlıklarını ilan ettiler.

Siyasal planda Çernobil olarak değerlendirilen Vilnius'a müdahale, Birliğin sonunu hızlandırdı.

 

Birliği kurtarma çabaları

Gorbaçov 1990 yılının sonlarında Sovyetler Birliği'nin tüm cumhuriyetlerine yenilenmiş birlik federasyonu için referandum çağrısında bulundu.

Sovyet liderinin bu çağrısına 9 cumhuriyet olumlu yanıt verdi.

17 Mart 1991'de Rusya SFSC, Belarus SSC, Ukrayna SSC, Kazakistan SSC, Kırgızistan SSC, Tacikistan SSC, Türkmenistan SSC, Özbekistan SSC ve Azerbaycan SSC'nde Sovyetler Birliği'nin korunması konusunda referandum (Sovyetler Birliği Referandumu 1991) düzenlendi.

%80 katılımın olduğu referandumda halkın %77'si Sovyetler Birliği'nin korunması yönünde oy kullandı.

Diğer altı cumhuriyette ise merkezi hükûmetler oylamayı reddetmesine rağmen, yerel Sovyet konseyleri seçim sandıkları kurdu. 

Estonya SSC, Letonya SSC, Litvanya SSC, Moldova SSC, Gürcistan SSC ve Ermenistan SSC hükûmetleri halklarına referandumu boykot etmeleri çağrısında bulundu.

Ermenistan ve Gürcistan'da katılım düşük olurken diğer cumhuriyetlerde geçerli sayılabilecek bir katılım oldu.

Bu ülkelerde de birlik lehine sonuç çıktı.

Ancak bağımsızlık yanlısı hükûmetler bu referandumu meşru kabul etmediler.

1991 Nisan ayında on beş cumhuriyetten sadece dokuzunun imzaladığı yeni "Egemen Devletler Birliği" antlaşmasının ömrü birkaç ay sürdü.

Üye devletlerin istedikleri zaman federasyonu terk edebilecekleri belirtilen yeni birlik şartnamesiyle beraber, merkezi hükûmet aldığı bir dizi kararla, pazar ekonomisine doğru gidişi frenleyip, yeniden sıkı bir merkezi denetim sistemi getirmeye çalıştı.

Bu ise üretim ve özellikle dağıtım sisteminin daha da fazla felç olmasına yol açtı.

Üretimin azalmasının yanında, fiyatlar ve dış borç hızla arttı.

Buna tepki olarak Rusya federasyonunun başkanlığına seçilen Yeltsin ve Leningrad Belediye Başkanı Sobçak, merkezi otoritenin yetkilerini sınırlayıcı bir dizi önlem aldılar.

 

Gorbaçov'un meşruiyet temeli giderek yok olmaya başladı

SSCB'nin temel direğini oluşturan Rusya federasyonu üzerindeki idari denetimini kısmen kaybeden merkezi hükûmetin ve onunla beraber Gorbaçov'un meşruiyet temeli giderek yok olmaya başladı.

Gorbaçov yaz aylarında yeniden liberal kanada yakınlaşmaya çalıştı ve "9+1" olarak adlandırılan Yeni Birlik Anlaşması'nın 20 Ağustos'ta imzalanması için çaba gösterdi.

1991 yılında Sovyetler Birliği Komünist Partisi'nin yönetici rolü kaldırıldı.

Haziran 1991'de ilk çok partili seçim yapıldı.

Ancak Ağustos 1991'de KGB başkanı, bazı Politbüro üyeleri ve generaller ülkenin çökmekte olduğunu fark ederek darbe girişiminde bulundular.

Darbeciler amaçlarından hemen vazgeçseler de bu girişim diğer cumhuriyetlerde tedirginlik yarattı ve ayrılıklarını ilan etmelerine sebep oldu.

 

1991 Sovyet darbe girişimi

Sovyetler Birliği'nin ve onun temsil ettiği tüm idari ve ideolojik özelliklerin sonu, Sovyet ordusu, KGB ve SBKP'nin üst yöneticilerinden bir kısmının, "9+1" anlaşmasının imzalanmasından bir gün önce, 19 Ağustos 1991'de bir hükûmet darbesiyle yönetime el koymaya teşebbüs etmeleriyle geldi.

"Kamu Selamet Komitesi" adı altında, merkezini Kruçkov, Yazov ve Pugo, yani Ordu, KGB ve İçişleri Bakanlığı üçlüsünün oluşturduğu cunta, Gorbaçov'un direnişiyle karşılaştı.

Ordu ve KGB içinde umdukları desteği bulamayan darbeciler, iki gün içinde tüm yönetimi kaybettiler.

Askerî birliklerin bir kısmı Moskova ve Leningrad'da sokağa dökülen halkın yanında yer aldı.

Saray duvarı üzerindeki SSCB yazısı Sovyetler Birliği'nin çöküşünün ardından kaldırıldı.

Rusya federasyonunun meclis binasında darbeye karşı direndiğini açıklayan ve genel oyla seçilmiş Rusya federasyonu Cumhurbaşkanı Yeltsin, tüm idari ve askeri yetkilerin Rusya federasyonunda geçici olarak toplandığını ilan etti.

Darbecilerin Kırım'da yazlık evinde kalmaya mecbur ettikleri Gorbaçov'un Moskova'ya dönmesini sağladı.

Darbeci önderler tutuklanırken, Gorbaçov, SBKP Genel Sekreterliği'nden istifa etti.

Ortaya çıkan iktidar boşluğunu hızla kendi şahsiyeti etrafında toplayan Yeltsin, SBKP'nin yasaklandığını ve partinin tüm malvarlığına el konduğunu ilân etti. 

Sovyetler Birliği, 26 Aralık 1991'de Sovyetler Birliği Yüksek Sovyeti'nin üst meclisi Milletler Sovyeti'nin aldığı karar ile resmen dağıldı.

 

Dağılma

Darbeyi izleyen birkaç ay içinde 1917 Ekim Devrimi'yle açılan tarih sayfası hızla son buldu.

Sovyet önderlerinin isimlerini taşıyan kentler, Çarlık Rusyası sırasında taşıdıkları isimlere döndüler. 

Rusya orak-çekiçli bayrağı bırakıp beyaz-mavi- kırmızılı eski bayrağı benimsedi.

Ardından Rusya Federasyonu başta olmak üzere Sovyetler Birliği'ni oluşturan federasyonlar bağımsızlıklarını ilan ettiler.

Gorbaçov'un 1985'te iş başına gelmesiyle başlayan süreç 1991 yılında Sovyetler Birliği'nin tarihe karışmasıyla son buldu.

Onun yerini Bağımsız Devletler Topluluğu adı altında geçici olarak birleşen, hem kendi aralarında hem kendi içlerinde ulusal-etnik çatışmaların hızla büyüdüğü büyük ölçüde bağımsız cumhuriyetler aldı.

 

Sonuçları

Rus erkeklerinin yaşam süresinde 1980'lerin sonlarından itibaren Glasnost ile birlikte gerçekleşen ekonomik liberalizasyonla eş zamanlı olarak başlayan düşüş, 1991'de Sovyetler Birliği'nin dağılması ile daha da kötüleşmiştir.

Sovyetler Birliği'nin dağılmasının sonuçları ve bu sonuçların bir bütün olarak negatif mi yoksa pozitif mi olduğu, Sovyet tarih yazımının en çok tartışılan alanlarından biri ve kapitalizm ile serbest piyasa ekonomisi eleştirisinin önemli bir parçasıdır. 

Ekonomik bağların dağılmayı izleyen kopması, Eski Sovyet ülkeleri ve eski Doğu Bloku’nda Büyük Buhran'dan bile daha şiddetli bir ekonomik kriz ve yaşam standartlarında "daha önce görülmemiş" bir düşüşe sebep oldu. 

Yoksulluk ve ekonomik eşitsizlik 1988 yılından itibaren artmaya başlamıştı ve 1991'de büyük bir ivme kazandı, tüm eski Sosyalist ülkelerdeki Gini oranı ortalama 9 puan yükseldi. 

Eski Sovyet ülkelerinin neredeyse hepsi birliğin dağılması ile hala önüne geçilememiş bir şekilde "geri kaldı"; öyle ki, bu ülkelerin bazılarının dağılmadan önceki durumlarına yetişmesinin 50 yıldan fazla süreceği tahmin edilmektedir.

Sina Akşin'e göre, Rusya'nın sosyalizmden kapitalizme geçişi "tam bir felaket oldu."  

1991'den 1998'e değin Rus ekonomisi her yıl daha da geriledi. 

Ürünler toplanamadığı ya da dağıtılamadığı için açlık çekildi.

Sağlık hizmetlerindeki aksamalar da eklenince, Rusların ömürleri kısaldı.

1990'da orta ve büyük boyutta 30.000 fabrika varken bu sayının 5.000'e düşmesinin etkisiyle işsizlik çok kısa sürede drastik bir artış gösterdi ve aniden işsiz kalan milyonlarca insanın izlediği yollar daha büyük ayrı sorunları da türetti; eski KGB ve polis memurları ve Kızıl Ordu askerlerinin istikrarlı bir iş arayışı içerisinde mafyanın saflarını doldurması ile suç oranları Rus tarihinde görülmemiş bir artış gösterdi, stabil bir gelecek için umutlarını kaybeden çok sayıda üniversite mezunu kız aracılığıyla aynısı fuhuş oranları için de gerçekleşti. 

Evsizlik drastik bir şekilde yükseldi, öyle ki, 1993'te her on çocuktan birisi sokakta yatıyordu.

Dağılmadan önce Rusya'da 10.700 hastane vardı, bu sayı kısa süre içerisinde 5.400'e düştü. 

Verem ve bebek ölümleri "üçüncü dünya düzeylerine ulaştı", 1990 ve 1998 yılları arasında 3,4 milyon bebek ölümü gerçekleşti. 

1991'de Sovyetler Birliği'nde 2.000 difteri vakası meydana gelmişti; 1991 ve 1998 arasında ise Bağımsız Devletler Topluluğu'nda 200.000 kadar vaka bildirildi ve yaklaşık 5.000 kişi öldü. 

Hastanelere benzer bir şekilde okulların sayısı da yaklaşık 70.000 iken 42.600'e kadar geriledi. 

Dağılmanın hemen ardından Rusya'nın gayri safi yurt içi hasılası yarı yarıya düştü. 

Bunalım 1998'de zirve yaptı.

Rus rublesinin değeri hızla düştü ve Rusya dış borcunu ödeyemez hale geldi.

Rus menkul kıymetler borsası dibe vurdu.

Hükûmet rublenin uluslararası piyasada satışını durdurdu.

Bu noktada Rusya halkının %90'ı yoksulluk sınırının altında yaşıyordu.

Yeltsin'in görevinden istifa etmesi ve yerine 26 Mart 1999'da Vladimir Putin'in gelmesi ile bu negatif etkiler geri çevrilmeye başladı.

Rus ekonomisi yaklaşık 10 yıldır ilk kez büyüme gördü, Komünist Parti'yle de işbirliği yapılarak yerel, bölgesel makamların, oligarkların güçleri sınırlandı ve yolsuzlukları kovuşturuldu.

Rusya bir karma ekonomi modeli izleyerek yeniden gelişmeye ve büyümeye başladı, G7'lere katılması ile topluluk G8 adını aldı.

Bunlara rağmen, özellikle fakirlik ve suç başta olmak üzere dağılmanın sebep olduğu sorunlar günümüzde Rusya'da, ilk yıllara göre daha küçük ancak hala büyük bir ölçüde devam etmektedir, 2014'te Rusya'ya karşı başlatılan ekonomik yaptırımlar da bu sorunların büyümesi için yeni bir tetikleyici olmuştur.

 

Eski Sovyet ülkelerinde Sovyetler Birliği nostaljisi

Eski Sovyet ülkelerinde dağılma ve etkilerine yönelik kamuoyu değişiklik göstermektedir.

Ermenistan halkının %12'si dağılmanın hayatları üzerinde olumlu bir etkisi olduğunu söylerken, %66'sı olumsuz bir etkisi olduğunu söylemiştir.

Kırgızistan'da, %16 olumlu etkiye, %61 ise olumsuz etkiye sahip olduğunu söylemiştir.

Tacikistan'da ise aynı oranlar sırasıyla %27 ve %52'dir. 

Ukrayna halkının %72'si dağılmadan beri hayatın dağılma öncesine göre kötüleştiğini düşünmektedir. 

Levada Merkezi tarafından 1991'den beri her yıl gerçekleştirilen anketlerin her birinde Rusların büyük çoğunluğu birliğin dağılmasından pişmanlık duyduğunu belirtmiştir.

2019'da bu oran %66'ya kadar yükselmiştir. 

2019 tarihli bir ankete göre Rusların %59'u Sovyet hükûmetinin "sıradan insanlarla da ilgilendiğine", 2020 tarihli bir başka ankete göre ise Rusların %75'i, Sovyet döneminin ülkelerinin tarihinin "en iyi zamanı" olduğuna inanmaktadır. 

Bir bütün olarak, eski Sovyet ülkelerinin vatandaşlarının %25'i dağılmanın ülkelerini olumlu, %51'i ise olumsuz etkilediğini söylemektedir.

Ek olarak, Sovyet dönemini yaşamış olan daha yaşlı nesiller genellikle kapitalizme yönelik daha negatif ve Sovyetler Birliği'ne yönelik daha pozitif görüşler sergilemeye meyillidirler.

Vanka-Vstanka

 


Vanka-Vstanka, Rus çocuklarının gözdesi, yere koyup yatırmaya çalıştığınızda yeniden dikey konuma dönen, yuvarlak tabanlı oyuncak bebek şeklinde bir oyuncak. 

Dış etkinin yokluğunda istikrarlı bir denge durumunda olan, genellikle yumurta şeklinde olan, yuvarlak tabanlı bir oyuncak bebek; belirli bir açıyla itildiğinde düzleşir ve bunun nasıl düşmesi gerektiği ile çelişkili görünmesine neden olur.

Oyuncak genellikle alt yarım kürenin içinde bir ağırlığa sahip olup, içi boştur.

Bebeğin kütle merkezi, ağırlıklı küresel tabanında yer almaktadır.

Tumbler eğildiğinde, kütle merkezinin desteğe göre yüksekliği artar, bunun sonucunda şekil orijinal konumunu alma eğilimindedir.

Bu yuvarlak, tombul oyuncaklar dünyanın dört bir yanındaki kültürlere girmiştir.

Bizdeki “hacı yatmaz” dediğimiz oyuncakların benzeridir.

Amerika’da da benzerleri “weebles” diye bilinen oyuncaklardır.

"Weebles sallanır ama düşmez!" 1970'lerde ortaya atılan Amerikan tombul oyuncağının meşhur sloganıydı.

Ancak, Soğuk Savaş'ın ortasında Sovyetler Birliği ve Doğu Bloku'nda da bu tombul oyuncaklar sallanmakla ve ayağa kalkmakla meşguldü. 

Sovyetler Birliği döneminde çoğu evde çocukların oynaması için bir Vanka-Vstanka vardı.

Çin'de, genellikle yerel bürokratların beceriksizliğiyle alay eden yerel bir yetkilinin palyaço karikatürü olarak tasarlanırlar.

Türkiye’de de bu anlamda bir eleştiri ifadesi olarak çokça kullanılır. “Hacı yatmaz gibi bir adam” deriz.

Çocukların oynarken itmesiyle içindeki zili çalan modelleri de olan Vanka-Vstanka'lar ve dünya çapındaki değişik versiyonları günümüzde de popüler oyuncaklar olarak varlığını halen sürdürüyor.


Valyat' duraka

 


Valyat' duraka

Rusça 'aptalmış gibi davranmak'.

“Valyat' duraka” (Валять дурака), “aptalı oynamak”, "anlamıyormuş gibi yapmak", "farkında değilmiş gibi davranmak", “hiçbir şey yapmamak”, “yararsız bir şey yapmak” anlamına gelen bir Rus deyimidir.

Bizdeki “aptala yatmak” deyiminin, yani “aptalmış gibi davranmak” ifadesinin uyduğu düşünülebilir.

Bu, aynı zamanda bildiğimiz bir işten kaytarma hilesidir.

“Valyat' duraka” ifadesinin tam çeviri anlamıyla karşılığını bulmak çok zordur, ama denersek pek de mantıklı olmayan bir şey elde ederiz: “aptalı yuvarlamak”.

Aptal (Rusça: Durak) nereden geliyor?

Bu deyimin kökenleri belirsizdir. En popüler görüş, buradaki "durak"ın, modern Weeble'a benzeyen, geleneksel bir Rus çocuk oyuncağına atıfta bulunduğudur.

Weebles, 1971 yılında ABD'li oyuncak şirketi Hasbro tarafından piyasaya sürülen ve şu anda Playskool markası altında pazarlanan bir dizi çocuk roly-poly oyuncaktır.

Bizde bu oyuncağın benzeri “hacı yatmaz” diye bildiğimiz oyuncaktır.

Bunlar eski Rusya’da başlangıçta Van'ka-Vstan'ka (Van'ka Kalk!) veya "Van'ka Durak" (Van'ka Bir Aptal) olarak adlandırılıyordu; burada Van'ka, erkek ismi Ivan'ın gayri resmi bir kısaltmasıdır.

Doğal olarak, bir tombul bebeği yatırmaya (valyat') çalışmaktan daha aptalca ve işe yaramaz bir şey bulmak zordur, çünkü her zaman tekrar dik duracaktır.

Aynı kökenden gelen, eş anlamlısı olan “valyat' Van'ku” adında bir deyim daha vardır, ancak bu daha nadir kullanılır ve daha çok günlük konuşma dilindedir. 

Rus tarzı mı?

Ünlü Rus yazar Aleksandr Genis bir keresinde, "anlamamış gibi yapmak", "aptalmış gibi yapmak" anlamına gelen "valyat' duraka"nın birçok ulusal Rus davranış özelliğinden biri olduğunu söylemişti:

"Bu tuhaflık, Rus ulusal mizacına, bir yabancının zor anlayabileceği tüm vahşi özgünlüğünü verir: Rusya'daki insanlar genellikle bir şeyleri anlamamış gibi yaparlar. Muhtemelen bu bir gelenektir.

Bazen bilmiyormuş, anlamamış gibi yapmak kişiyi cezadan kurtarabilir.

Öyle ya sadece "akıldan eksik olanlar", aptal insanlar cezadan ve müeyyide uygulayacak yetkililerden korkmaz.

26 Aralık 2024 Perşembe

Günün karikatürü



Kaynak: https://dzen.ru/

 

Karikatür:

1.Kare: Anneler Gününde.

2.Kare: Diğer günlerde

**** 

Anneler Gününü her yıl parlak bir şekilde kutluyoruz. Ne güzel!

Ama sonra?

Aynı güzelliği yaşamak için bir sonraki anneler gününü beklemeyin.

Bizi doğuran, yetiştiren, hala bizim için içi titreyen anacıklarımızı yalnız bırakmayın.

Onların da bizim sevgimize ihtiyacı olduğunu hiç unutmayın.

Anneler günü senede sadece bir gün olmamalı.

Moskova'da hedef 45 dakikada işte olmak


Kaynak: https://turkrus.com/

 

Moskova Belediye Başkanı Sergey Sobyanin, Moskova sakinlerinin evden işe gidiş süresinin 45 dakikadan fazla olmaması gerektiğini söyledi. Şu anda bu sürenin ortalama 60 dakika civarında olduğunu ifade eden Sobyanin, ulaşım süresini kısaltmaya yönelik çeşitli projeler üzerinde çalıştıklarını açıkladı.

Belediye Başkanı, Moskova Şehir Duması toplantısında sunduğu verilere dayanarak, 2010 yılında Moskova sakinlerinin yüzde 30’unun metro hizmeti olmayan bölgelerde yaşadığını, trafik sıkışıklıklarının kronik bir sorun olduğunu ve toplu taşıma araçlarının eski olduğunu hatırlattı. Sobyanin günümüzde ise başkentin ulaşım kompleksine yapay zeka teknolojilerinin entegre edildiğini, elektrikli otobüslerin kullanıldığını ve Moskova Nehri üzerinde elektrikli teknelerin hizmete alındığını belirtti.

Belediye başkanının açıkladığı verilere göre, 2011 yılından bu yana şehirde 256 metro istasyonu, Moskova Merkezi Çevre Hattı (MCC) ve Moskova Merkezi Çapraz Demiryolu (MCD) açıldı; 1400 km'den fazla yeni yol inşa edildi ve ana cadde ve yol ağının uzunluğu yüzde 24 oranında artırıldı. 2030 yılına kadar 40’tan fazla yeni metro istasyonu ve 300 km yol daha inşa edilmesi planlanıyor. Önümüzdeki beş yıl içinde Moskova sakinlerinin yüzde 90’ının metro hizmetine erişiminin olacağı tahmin edilmekte.

Sergey Sobyanin, ulaşım sürelerini azaltma hedefinin yanı sıra, yeni ekonomik faaliyet merkezlerinin oluşturulmasının önemine de dikkat çekti. Bu kapsamda, 2024 yılı itibarıyla Moskova’da 900 binden fazla yeni iş yeri ve 50 milyon metrekareden fazla konut, ticari ve üretim alanı inşa edildiğini vurguladı.