Moskova

Moskova

15 Temmuz 2011 Cuma

Rus kadınların 3 vazgeçilmezi...



Rusların hayatta en çok önem verdiği şeyler araba, ev ve buzdolabı olarak sıralanıyor. Tabii, söz konusu olan manevi değil maddi anlamdaki öncelikler listesi...

Mail.ru’nun arama motoru Go mail.ru’nun araştırmasına göre Ruslar en çok borcu da söz konusu ürünlere kavuşmak için alıyor. Rusya İstatistik Kurumu’na göre ülkede ortalama maaş 20.383 ruble, yani 743 dolar civarında. Dolayısıyla araba, ev ve buzdolabına ulaşmak için Rus vatandaşların çoğunun borç, yani kredi alması gerekiyor.

Araştırmanın ortaya koyduğu ilginç bulgu, kadınların kredi almakta erkeklere göre daha istekli olması. Tartışma yaratabilecek bir diğer sonuca göre kredi borcunu ödemekten kaçınan kadınların sayısı erkeklerden fazla. Araştırmacıları en çok şaşırtan ise kredi faizlerinin yüksek olmasına ve uygun olmayan ödeme koşullarına karşın halkın kredi almaktan vazgeçmemesi.

Kaynak: http://www.moskovalife.com/

Matruşkalar ve babuşkalar...















BBC'den Martin Vennard son yazısında "değişen ve değişmeyen Rusya"ya odaklandı. "Rusya'nın büyükanneleri matruşkalar" başlıklı makale, "Rusya'da komünist rejim sona ereli ve ülke çok daha farklı bir siyasi ve ekonomik yönde ilerlemeye başlayalı yalnızca 20 yıl oldu. Sovyet geçmişin çoğu yönü hızla bir kenara itildi, ancak her şeyin değiştiği söylenemez" diye başlıyor ve devam ediyor:

Rusya'nın benlik algısının merkezindeki yerini koruyan figürlerden biri de matruşka, yani içiçe geçen oyuncak bebekler.
Moskova'nın Afimall sergi merkezinin ortasında 13 metrelik dev oyuncak bebekler ziyaretçileri karşılıyor.
Rus halk sanatının motifleriyle süslenmişler.
Birbiri içine geçen, küçük hediyelik versiyonları gibi, bu bebekler de anavatan Rusya'nın sembolleri.
Özellikle de Rus toplumunun dayanaklarından biri olan kadın aile reisi figürü..
Ve bu figürü en iyi temsil eden de kelime anlamı büyükanne olan Rus matruşkalar.Demiryolu işçisi bir matruşka
Eğer Hollywood bir gün matruşka rolünü oynayacak bir yıldız ararsa, Moskova'nın yaklaşık 450 kilometre güneydoğusunda yer alan Miçurinsk kasabasını ziyaret etmeli.
83 yaşındaki Maria Vasilyevna'nın sakinleri arasında olduğu kasabada Sovyet zamanından bu yana pek bir şey değişmemiş gibi.
Kasaba merkezindeki Lenin heykeli hala ayakta ve kültür merkezinde Sovyet zamanlarından kalma bir disko var.
Maria Vasilyevna yeşile boyalı, çatısı oluklu ahşap evinin dışında oturuyor. Şal desenli bir ceket giymiş ve beyaz saçlarının üstüne eşarp bağlamış.
Elinde tuttuğu taze toplanmış otları içeren kaseyi yere bırakıyor, iki sopadan destek alarak ayağa kalkıyor ve bizi arka bahçesinde eskiden hayvanların barınağı olan binaya götürüyor.
Güneş altında olgunlaşan çilekleri gösteriyor ve daha önce böyle bir çilek tatmamış olduğumuzu söylüyor.
Kibarca başımı sallayıp bir tanesini deniyorum ve gerçekten de yediğim en tatlı ve taze çilek.
Şüphe duymakta hatalıymışım.
Çömelip bir kütüğün üzerine oturuyor ve kendisini ziyaret eden torun çocukları etrafımızda oynarken hayatını anlatmaya başlıyor.
Maria Vasilyevna ailesi tarafından inşa edilen bu evde doğmuş.
1941 yılında savaş başladığında kaç yaşında olduğu konusunda yalan söylemiş ve babasıyla birlikte yakındaki demiryolunda çalışmış.
Bölgede yaşayan erkeklerin çoğu cephede olduğundan, geleneksel olarak erkekler tarafından yapılan ağır işlerin çoğunu o yapmış.
Erkek kardeşlerinden biri cephede, bir diğeri ise zaatüre nedeniyle ölmüş.

Hayat hala zor
Savaştan sonra ise evlenip evden ayrılmış. İlk kızı 1946, ikincisi 1952 yılında doğmuş.
Kısa süre sonra ise boşanıp ailesinin evine geri taşınmış.
Eski kocası yardım etmediği için çocuklarını anne ve babasından aldığı destekle büyütmüş.
Ev başvurusu yapan Maria Vasilyevna Sovyet yetkilileri tarafından reddedilmiş ve kendisine ailesiyle kalmaya devam edebileceği söylenmiş.
Su ve elektriği olmayan aile evinde kalan Vasilyevna, emekli olana kadar demiryolunda çalışmış, bütçesini denkleştirmek için bahçesinde yetişenleri pazarda satmış.
Peki emeklilik ve Sovyet rejiminin çökmesi sonrası hayat iyileşmiş mi?
Kendisi gibi matruşkaların, ailelerinin yardımı olmadığı taktirde zor hayatlar yaşadığını söylüyor ve ekliyor: "Daha da kötüsü, tüketim toplumunun tuzağına düşen gençler artık bize saygı duymuyor."
Ancak eğer Rus toplumunun saygıyı hak eden devleri varsa, onlar Maria Vasilyevna gibi matruşkalar.

Kaynak:http://www.turkrus.com/

13 Temmuz 2011 Çarşamba

Moskova yabancılar için Avrupa'nın en pahalı kenti


İnsan kaynakları yönetim danışmanlığı firması Mercer'in 6 kıtada 214 kenti kapsayan 2011 yılı Yaşam Maliyeti Araştırması'na göre, Luanda, yabancı çalışanlar için yaşam maliyetinde ilk sırada bulunuyor. Moskova ise dördüncü sırada yer aldı.

Her kentte konut, ulaşım, yiyecek, giysi, ev eşyaları ve eğlence dahil olmak üzere 200'den fazla kalemin karşılaştırmalı maliyetlerinin ölçüldüğü araştırmada ilk 3'ü sırasıyla Luanda, Tokyo ve N'Djamena aldı. Angola'da 27 yıl süren içsavaşın tahrip ettiği altyapı eksikliği, enflasyonun sürekli artmasına sebep oluyor. Her ne kadar savaş sona erse de, yabancılar için hala ülkede yaşamak güvenli değil. Aynı zamanda Luanda limanındaki uzun bekleme süreleri de, petrol ve değerli madenler zengini ülkedeki maliyetlerin artmasına sebep oluyor.

Yurtdışında çalışan ve 'expat' olarak adlandırılan kitlenin yaşam şartlarını belirleyen araştırmaya göre Moskova, Cenevre ve Osaka, 2010 yılında da olduğu gibi 4., 5. ve 6. sıraları aldı. Yaşam maliyeti en düşük şehir ise Karachi oldu. Geçen yıl aynı araştırmada 44. sırada bulunan İstanbul, 2011'de 70. sırada yer aldı ve yaşam maliyeti açısından geçen yıla göre daha 'ucuz' bir şehir olarak listede yerini aldı.

100 puana sahip referans şehir New York'un baz alındığı ve döviz hareketlerinin Amerikan Doları'na kıyaslanmasıyla sıralamanın yapıldığı araştırmada, 32. sırada yer alan New York, Amerika'nın en pahalı kenti olurken, Los Angeles listeye 77. sıradan girdi.

Moskova, Avrupa'daki en pahalı kent unvanını korumaya devam ederken, Londra 18, Milan 25 ve Paris 27. sıradan listede yerini aldı. Asya'da ise Tokyo 2., Osaka 6., Singapur 8. ve Hong Kong 9. sıradan listeye girdi. Dubai ve Abu Dhabi, sıralamada geriledi ve sırasıyla 81. ve 67. noktaya yerleşti.

Kaynak: Zaman

10 Temmuz 2011 Pazar

Rusya’da su bayramı, bir kova su başınızdan aşağı dökülebilir



Fuad Seferov
Moskova, Cihan


Rusya’nın Sibirya bölgesinde kutlanan su bayramı etkinlikleri gençler için harika bir eğlenceye dönüştü. Belediyenin hazırladığı su fıçıları ve kovaları kullanan gençler, sokaktan geçen vatandaşlara ani saldırılar düzenliyor.

Su bayramını unutan halk ise neye uğradığını şaşırıyor. Kimileri sert tepki verse de, bayramı hatırlayan gülerek meydandan uzaklaşıyor. En çok da toplu taşıma araçlarına yapılan saldırılar da herkes sırılsıklam oluyor.

Sibirya bölgesinde kutlanan geleneksel İvan Kupala adı verilen bahar bayramında gençler kovalarla birbirine ve sokaktan geçen vatandaşlara saldırıyor. Novosibirsk, Omsk ve Tomsk kent merkezlerinde su fışkırtan tabanca ve diğer aletlerle şehir meydanlarına inen gençler doyasıya eğlendi.

Bayram nedeni ile çeşitli müzik toplulukları konser verirken, İvan Kupala bayramı nedeni ile su fışkırtan aletler satan esnafın da yüzü güldü.

Rusya, Aziz Vasiliy Katedrali'nin 450. yıl dönümünü kutlayacak














Yaşar Niyazbayev
Moskova, Cihan


Rusya'nın başkenti Moskova'da ünlü Aziz Vasiliy Katedrali'nin 450. yıldönümü 4 aylık etkinliklerle kutlanacak.

Kızıl Meydan'ın girişinde bulunan, Kremlin olmasa da Kremlin olarak algılanan ve bir çok film ve resimlerde Rusya dendiğinde simge olarak gösterilen, renkli kubbeli Aziz Vasiliy Katedral’inin 450. yıl dönümünü için hazırlıklar sürüyor.

Kilisenin 12 Temmuz tarihinde kutsandığı ve ibadete açıldığı belirtiliyor. Kutlama festivali de aynı tarihte başlatılacak ve 14 Ekim'e kadar devam edecek.

Aziz Vasiliy Katedrali'nin yıl dönümü için bina tamamen yenilendi. On yıldır devam eden restorasyon çalışmaları için devlet ve vakıflar 14 milyon dolar mali destek verdi. Dönemin Rusya yöneticisi Korkunç İvan tarafından 1555 kurulma talimatı verilen Katedral 1561’de de ibadete açıldı.

Korkunç İvan'ın çok gaddar olduğu biliniyor. Katedral ile ilgili anlatımlarda da bu gaddarlıktan bahsediliyor. Efsanelere göre Korkunç İvan mimara 'Benzer güzellikte bir kilise daha yapabilir misin?' diye sormuş. Mimar da tehlikeyi anlamadan emin şekilde 'Tabii ki yapabilirim' karşılığını verir. Korkunç İvan hiddetlenir ve derhal mimarın kör edilmesini emreder. Ki mimar benzer kilise yapamasın. Vasili kilisesinin ayrıca çar İvan tarafından babası 3. Vasiliy için kurduğu da belirtilir. Hatta çarın şu sözleri dile getirilir: "Beni asırlar boyunca insanlık unutmayacak, ancak ben babamın da hatırlanmasını istiyorum".

Müzede pazarları ayin yapılıyor

Rusya İmparatorluğu'nun çöküşü ve Sovyetler Birliği’nin kuruluşunun ardından Katedral ibadet hane olarak kısa süre boyunca devam etti. Ancak 1928 yılında Katedral müzeye dönüştürüldü ve halen devlet tarafından işletiliyor. Bununla birlikte Rus Ortodoks Kilisesi müze ile sağladığı anlaşma doğrultusunda her pazar Katedral'de ayın düzenliyor.

1990 yılında Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Kremlin ve Kızıl Meydan'nın bir parçası olarak Aziz Vasiliy Katedrali'ni de Dünya Mirası Listesi'ne dahil etmişti.

Rus gençler evlilikten korkuyor













Yaşar Niyazbayev
Moskova, Cihan


Rusya’da yapılan son anket çalışmasına göre halkın büyük çoğunluğu aileye çok önem verdiğini ifade ederken, evlilikten korktuklarını da ortaya çıkardı. Araştırmaya göre özellikle gençler endişe ile yaklaştıkları evliliği ertelerken, ebedi aşka inanmıyor.

Rusya Kamuoyu Araştırma Merkezi "FOM" Ruslar için temel değerler başlıklı kamuoyu yoklaması yaptı. Ankete katıların yüzde 55’i ilk sıraya aileyi koydu, yüzde 32’si aşkın kendileri için daha ağır bastığını ifade etti.

Uzmanlara göre, “gençler çevrelerinde sağlam ve mutlu aile göremedikleri için mutlu bir evlilik yapacaklarına inanmıyor” ve “olabildiğince evliliği ertelemeye çalışıyor.” Sosyologlar ise aile içi yaşanan sorunların temel nedeni olarak erkek ve kadının hayatın içinde değişen rollerine işaret ediyor.



Sovyetler Birliği zamanında kadın ailede daha hakimdi. Savaşlardan, devrimlerden ve bir sürü baskılardan sonra erkek çocuklarını anneleri ve nineleri terbiye etmeye başladı.

Sonuç olarak ataerkil olan babaların gün geçtikçe sayıları azaldı. Ve kadınlarda daha yoğun olarak görülen nezaket, duyarlılık, incelik gibi özellikler erkeklerde daha baskın hale geldi. Kadınlar ise yavaş yavaş yumuşaklığını kaybederek daha güçlü, daha iradeli bir kişilik kazandı.

Psikolojik Danışmanlık Bölümü Moskova Şehir Psikoloji ve Pedagoji Üniversitesi Profesörü Tatyana Gavrilova Ria Novosti'ye yaptığı açıklamada kadınlar artık yanlarındaki erkekleri kendileri gibi görüyor, müstehcen fıkralara beraber gülüyor, açık açık farklı konuları konuşabilir.” yorumunda bulundu. Uzman bu tarz davranışların sevgi ve aile yapısını öldürdüğünü dile getirdi.

Anne baba ilişkileri evlilik düşüncesinden vazgeçiriyor

Tatyana Gavrilova sözlerine şu şekilde devam ediyor: “Erkek ailenin direği olarak kabul ediliyor. Kadın ise kadınlık ve annelik rolünden hoşnutsuzluk duyuyor. Kadın artık kendi ayakları üzerinde durmak, kendi hayellerini gerçekleştirmek, iş kadını olmak ve hayattan zevk almak istiyor.”

Sosyal Psikoloji Fakultesi profesörü Anna Prihojan bir çok gencin aile hayatının zor, sıkıcı ve acı olduğunu ve bu yüzden bekarlıktan alabildiği kadar zevk almak istediğini dile getirdi. Prihojan, “Bugünkü kızların çoğu mali açıdan bağımsızlığını kazanmadan ve yüksek maaşlı bir iş bulmadan evlenmek istemiyor.” ifadelerini kullandı.

Federal Devlet İstatistik Servisi Rosstatt'ın verilerine göre Rusya’da çocukların yüzde 30'u evlilik dışı doğuyor. Sosyal Psikoloji Fakultesi profesörü Tatiana Gurko, bir çok Rus çift çocuklarının olacağını öğrendikten sonra evlenmeye karar verdiğini belirtti.

Öğrenciler arasında yapılan ankette evliliğin ömür boyu sürmesinin mümkün olmayacağını söyleyenlerin oranı yüksek olduğu görüldü. İnsanın hayatında bir kaç kez evlenebileceğini söyleyenlerin yüzde 58’i kız yüzde 54’ü erkek olduğu saptandı.

Moskova'da 11 yıl aradan sonra ilk kez doğum oranı ölüm oranını geçti














Günün "en güzel" haberi: Rusya’da hükümetin doğum oranlarını artırmak için başvurduğu önlemler meyvelerini vermeye devam ediyor. Resmi verilere göre başkentte 11 yıl aradan sonra ilk defa doğum oranları ölüm oranlarını geride bıraktı. Bu yılın ilk yarısında Moskova'da 58 bin 399 çocuk dünyaya geldi. İşte veriler:
Moskova Belediyesi'nin açıkladığı verilere göre, başkentte bu yılın Ocak-Haziran döneminde 58 bin 399 doğum gerçekleşirken, aynı dönemde 56 bin 95 kişi hayatını kaybetti.

Yine belediyenin verilerine göre, Moskova'da son 18 yılda doğum oranları yaklaşık iki kat arttı. Buna göre, başkentte 1993 yılında yılda 62 bin çocuk dünyaya gelirken, 2010 yılında bu rakam 123 bin 600’e kadar çıktı.

Moskova’da bugün engelli çocuk sahibi aileler devletten ayda 18 bin ruble ile 30 bin ruble, çok çocuklu aileler 9 bin ile 18 bin ruble arasında yardım alıyor. Çocukların dul anneler tarafından bakıldığı aileler için ise bu rakam 6 bin ila 11 bin ruble arasında değişiyor.

Hükümetin verilerine göre de bugün Rusya'da ortalama yaşam süresi 69 yıl. 1 Ocak 2010 itibarıyla ülke nüfusu 141,92 milyon kişi. Bir önceki sene bu rakam 141,9 milyon seviyesindeydi.

Kaynak: http://www.turkrus.com/