Samih
Güven
Kaynak:
https://samihguven.blogspot.com/
Sayıları az da olsa kimileri “Rusya ne zaman hızlı
kalkınır?” sorusuna “bütçede petrol etkisi bittiği zaman” yanıtını veriyor. Bu
görüşü savunanlara göre petrol ve gaz gelirlerinin bütçedeki etkisi hazırcılığı
ve ataleti teşvik ediyor. Ayrıca fiyatlardaki dalgalanma Rusya ekonomisinde
strese neden olarak Ruble’nin istikrarsızlaşmasına yol açıyor.
Rusya’da ekonomik büyüme ve petrol fiyatları arasında
pozitif bir korelasyon söz konusu. Yani petrol fiyatları yüksek seyrettiği
zaman büyüme de hızlanıyor ama bu durum bir takım yapısal sorunların
çözülmesini geciktiriyor muhtemelen.
Esasen 90’lardaki çöküşten bugünkü duruma gelinmesinde
petrol ve doğalgazdan elde edilen gelirlerin büyük payı var. 90’larda 20
dolarlar seviyesinde seyreden petrol fiyatlarının sürekli yükselerek 2011’den
itibaren 100 doların üzerine çıkması Rusya için önemli bir avantaj sağlamış,
2014’den itibaren yaşanan ciddi düşüş bu avantajı kısmen sona erdirmişti.
Uzun yıllar bütçe gelirlerinin yarıya yakınını oluşturan
petrol ve gaz vergisi gelirleri 2020 yılındaki salgının etkisiyle yüzde 28’e
kadar gerilese de halen çok büyük bir kaynak. Ayrıca Rusya Merkez Bankası 614
milyar dolar civarındaki döviz rezervini petrol ve gaz ihracına borçlu.
Fakat küresel ısınma tartışmaları nedeniyle dünya genelinde
fosil yakıtların azaltılmasına dönük ciddi bir eğilim söz konusu ve önümüzdeki
yıllarda önemli değişimler yaşanacak.
Çeşitli kuruluşlar tarafından yapılan projeksiyonlara göre
hali hali hazırdaki enerji kaynakları arasında önde gelen özellikle petrol ve
kömürün payında ciddi azalmalar söz konusu olacak.
Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Fatih Birol tarafından
yapılan muhtelif açıklamalarda; 2050 yılı itibarıyla “sıfır emisyon” hedefi
çerçevesinde fosil yakıtlara yönelik yatırımlarda ve buradan elde edilen
gelirlerde ciddi azalmalar olacağı, rüzgar ve güneş enerjisinin payının daha da
yükseleceği, sadece güneşin küresel enerji sistemindeki payının yüzde 1’den
yüzde 20’ye yükseleceği, fosil yakıtların payının bugünkü yüzde 80’ler
seviyesinden yüzde yirmilere gerileyeceği, bununla birlikte yeterli yatırım
yapılmaması halinde bu noktalara kolayca ulaşılamayacağı belirtiliyor.
Uluslararası Enerji Ajansı’nın yeni yayımlanan 2021 Enerji
Görünümü Raporunda değişimin kaçınılmaz olduğu, inovasyon ve iklim değişikliği
ile mücadelenin kaçınılmaz bir sonucu olarak artık yeni bir ekonominin
yükseldiği, ancak yatırımların henüz istenilen seviyede olmadığı ifade
ediliyor.
Diğer taraftan yakın zaman önce Rusya Yeraltı Kaynaklarını
Kullanma Federal Ajansı Başkanı Yevgeniy Petrov mevcut üretim teknolojileri ile
Rusya'nın karlı petrol rezervlerinin ömrünün 21 yıl olduğunu söyledi.
İşte bütün bu tartışmalar yaşanırken liberal ve aykırı
görüşleri ile bilinen Rusya Sayıştayı Başkanı Aleksey Kudrin bir plan dahilinde
petrol ve gaz gelirlerinin bütçeden çıkarılmasını önerdi.
Peki, Rusya böyle bir enerji avantajı varken bunu neden
kullanmasın? Petrol ve gaz gelirlerinin bütçeden çıkarılması gerçekten mümkün
mü?
Bu aşamada öncelikle konunun rakamsal boyutu hakkında bazı
bilgiler vermek istiyorum.
Rusya Federal Bütçesinde petrol ve gaz vergilerinden elde
edilen gelirlerin payının 2018 yılında yüzde 46, 2019 yılında yüzde 39, 2020
yılında ise yüzde 28 civarında olduğunu görüyoruz. Tabi 2020’deki azalmanın
nedeni dünya genelindeki salgın nedeniyle enerji talebinin düşmesi. Bu durum
fiyatlara da yansıyarak enerji ihraç eden ülkelerin gelirlerini ciddi ölçüde
etkilemiş oldu.
2020 yılında Rusya’nın bütçe harcamalarının bir önceki yıla
göre 1,4 trilyon Ruble azaldığını, ayrıca kamu borcu oranının yüzde 14,6’dan
yüzde 17,8’e yükseldiğini görüyoruz. Aynı yıl 4,6 trilyon Ruble tutarında iç
borçlanma söz konusu olmuş.
2019 yılı bütçesinde petrol ve gaz gelirleri 7,9 trilyon
Ruble iken 2020 yılında 5,2 trilyon Rubleye (yaklaşık 72 milyar dolara)
gerilemiş.
2021 yılında ise petrol ve gaz fiyatları ciddi ölçüde arttı
ve Rusya şimdilik önemli bir rahatlama sağlamış oldu. Özellikle 2021 üçüncü
çeyreğinde 135 milyar dolarla son sekiz yılın en yüksek ihracatı
yapıldı. Bu tutar 2020’nin aynı dönemine göre ise yüzde 70 artış
olduğunu gösteriyor.
Aslında daha çok doğal gaz ülkesi olarak anılsa da Rusya
asıl parayı petrolden kazanıyor. BP Dünya Enerji Görünümü Raporuna göre 2020
yılında 1,7 trilyon varil olan dünya petrol rezervlerinin yüzde 6,2’sine Rusya
sahip (107 milyar varil). Rusya 2020 yılında günlük 10,6 milyon varil üretim
gerçekleştirerek ABD ve Suudi Arabistan’dan sonra üçüncü sırada yer
almış.
Yine 2020 itibarıyla 188 trilyon metreküp olan dünya doğal
gaz rezervlerinin yüzde 19,9’u Rusya’ya ait (37,4 trilyon metreküp). Rusya 2020
yılında 638 milyar metreküp doğal gaz üretimi gerçekleştirmiş.
Rusya Merkez Bankası istatistiklerine göre 2019
yılında 122 milyar dolar, 2020 yılında da 72 milyar dolar ham petrol ihraç
edilmiş. Yine 2019 yılında 41 milyar dolar 2020 yılında ise 25 milyar dolar
tutarında doğal gaz ihraç edildiği görülüyor. Petrol ürünleri ve sıvılaştırılmış
doğal gaz bu rakamlara dahil değil.
Peki petrol ve gaz gelirlerinin bütçedeki payı nasıl
azaltılabilir?
Öncelikle belli bir plan dahilinde her yıl bütçeye
aktarılan miktarların azaltılarak Eylül 2021 itibarıyla 190 milyar dolara
ulaşan Ulusal Refah Fonuna daha fazla aktarım yapılabilir. Tabi bütçede
oluşacak eksikliği vergi gelirleri veya borçlanma yoluyla kapatmak gerekiyor.
Hali hazıra yüzde 17,8 seviyesinde olan kamu borcunun milli
gelire oranı diğer ülkeler ile kıyaslandığında oldukça avantajlı ve borçlanma
için belli bir alan olduğu görülüyor. Dolayısıyla ihtiyaç duyulduğunda bu alanı
bir miktar kullanmak mümkün.
Fakat esas konu büyümenin artırılması ve böylelikle enerji
dışı vergi gelirlerinin yükseltilmesi. Bunun için de yapısal sorunlar olarak
adlandırılan konuların üzerine gidilmesi gerekiyor.
Kanımca Rusya yabancı sermayeden ve nüfus dinamikleri
dikkate alınarak nitelikli yabancı çalışanlardan daha fazla yararlanmak
durumunda. Şirketler için eşit rekabet koşullarının ve güçlü hukuki
güvencelerin oluşturulması önemli. Bir çok ülkenin kalkınmasında önemli paya
sahip olan yabancı sermayenin teknoloji transferi, kurumsal kabiliyetin ve
verimliliğin artırılması anlamında önemli katkıları söz konusu.
Bir diğer husus da özel ekonomi bölgelerine ilişkin uygulamanın
yatırımcılar açısından daha cazip hale getirilmesi.
Yine Rusya üniversitelerinin ve eğitimin stratejik önemi,
ayrıca konunun teknoloji kapasitesinin artırılmasına olan katkısı açık.
KOBİ’ler ve girişimciliğin daha fazla teşviki, enerji dışı
sektörlerin ihracat kapasitesinin yükseltilmesi de bir diğer başlık.
Sonuç olarak kısa dönemde Rusya bütçesinin petrol ve gaz
gelirlerinden arındırılması mümkün olmasa da hem dünya enerji sektöründe
yaşanacak gelişmeler hem de ekonominin daha dayanıklı hale getirilmesi
anlamında konunun önemi büyük.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder