Samih
Güven
Kaynak:
https://samihguven.blogspot.com/
Avrupa’nın en yoğun metrosu olan Moskova metrosu günde
yaklaşık 7 milyon yolcu taşıyor. Toplam uzunluğu 365 kilometre ve büyük Çin
şehirleri, Londra ve Newyork metrolarından sonra geliyor. Toplam 12 ana hat ve
214 istasyondan oluşuyor.
Bugün Moskova şehri, metro olmadan düşünülemez sanırım.
Şehrin derinliklerinde kendine has kurallarıyla, insan yoğunluğuyla başka bir
dünya gibi. Yağmur ve kar şehri olan Moskova’da trafik açısından paha biçilmez
bir işlev yerine getiren metro, kimi istasyonlarının sanat eseri gibi yapılmış
olması nedeniyle de ilginç.
Böylesine önemli ve bazı istasyonları Moskova’daki turistik
güzergahlar arasında yer alan metro bir anda ortaya çıkmış değil elbette.
1930’lardan itibaren deyim yerindeyse ilmek ilmek örülerek, büyük emekler
verilerek bugüne getirilmiş.
Özellikle ilk açılan istasyonlar, avizeleri, mermerleri,
mozaikleri, kahramanlık, kültürel ve politik figürleriyle komünist sistem için
de bir prestij ve başarı simgesi olmuş.
Aslında Moskova’ya bir metro yapılması fikri oldukça eski.
1875 yılından 1930 yılına kadar en az 5 proje geliştirilmiş ama 30’lu yıllara
kadar hayata geçirilememiş. İlk defa 10 Aralık 1931 yılında inşaat işçileri 13
Rusakovskaya Caddesine gelir ve donmuş toprağı kazmaya başlar. Bir ay
içinde Sokolniki’den Kropotkinskaya’ya olan ilk metro hattı şekillenmiş olur.
Ancak inşaat çalışmaları oldukça yüzeyden gerçekleşince bütün şehrin bu şekilde
kazılamayacağı düşünülür. O dönem genç bir mühendis olan Veniamin Makovsky
yerin oldukça altından kazılarak inşaata devam edilmesini önerir. O dönemki
teknoloji açısından bu fikre karşı çıkılır. Belediye başkanı konuyu Stalin’e
götürür ve onun onayıyla büyük yer altı inşaatı başlamış olur.
Ancak o dönemin koşullarında inşaat çok yavaş ilerler.
Bunun üzerine yabancı uzmanlardan yardım istenir. 1934 yılında İngiltere’den
tünel kaplama makinası da getirilir. Metro inşaatı genelde kaz ve kapla metodu
ile yapılır. 1935 yılında 13 istasyon açılır. 1937-38 döneminde ikinci aşamaya
geçilir ve bugün en güzel metro istasyonları arasında olan Kievskaya, Ploshchad
Revolutsi, Mayakovskaya gibi istasyonlar inşa edilir. Bu dönemde “yer altında
saraylar inşa edelim” diye bir slogan söz konusu olmuş. İstasyonların
mimarisine büyük önem verilmiş.
İkinci Dünya Savaşı sırasında metro istasyonları sığınak
olarak da kullanılmış. Hatta yer altında mağazalar, kuaförler, kütüphaneler
açılmış. Yer altında başka bir yaşam oluşmuş, birçok bebek dünyaya gelmiş.
Moskova’da yeni metro istasyonlarının yapımına günümüze
kadar devam edilmiş. Şehrin gelişimi, trafik, hatların entegrasyonu gibi konular
göz önüne alınmış. Örneğin son yedi yıl içinde 55 yeni istasyon ve 101
kilometre hat oluşturulmuş. İstasyonlar ise değişen mimari anlayışına göre
yeniden şekillenmiş. İlk istasyonların bakımına ve korunmasına ise özen
gösterilmiş hep.
Kanımca Moskova metrosunun arkasındaki etkenler birçok
şeyde olduğu gibi, irade, tutku, önceliklendirme, planlama ve akılcılık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder