Bunun dışında dikkati çeken bir şey daha var: Rus toplumu, okuyan bir toplum… Nereye gitseniz, kimi görseniz, elinde bir kitap! Parkta, kafeteryada, metro istasyonlarında, evinin önündeki kanepede; hepsinin elinde okuyacağı bir şeyler var.
Bir restorana gitseniz, taksiye binseniz, bir temizlikçi kadın görseniz; sohbetl ettiğinizde, çoğunun Tolstoy’un, Gogol’un, Dostoyevski’nin eserlerinin önemli bir kısmını okumuş olduklarına tanık olursunuz.
Zaten, ülkenin çoğu bireyi birer ayaklı kütüphane gibi. Her kente üniversiteler ve kültür evleri kurulmuş. Üniversiteler bir yana, kültür evleri; her tür kültürel ve sanatsal aktivitelerin merkezi durumunda.
Ülkede okuma yazma oranı çok yüksek olup, belirli yaş grubu insanlarının çoğu üniversite mezunu. Rus toplumu, kültür ve sanata önem veren bir toplum. Dünyanın en ünlü Bolşoy Tiyatrosu, Moskova’da bulunur. Yine Moskova’daki Lenin Kütüphanesi, Dünya’nın ikinci, Avrupa’nın en büyük kütüphanesidir.
Üç bin Ruble maaş alan bir Rus kızı, sadece Bolşoy Tiyatrosu’nu izlemek üzere Leningrad’dan Moskova’ya geldiğini ve bu amaçla yaptığı geliş gidiş ve sair harcamalarının, maaşının önemli bir kısmına tekabül ettiğini anlatır ve şaşırırsınız.
Bu, Rus insanının kültür ve sanata ne ölçüde değer verdiğinin açık bir göstergesidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder