Fotoğraflar:
M. Hakkı Yazıcı
Moskova’da mutlaka gezilip, görülmesi gereken ilginç
mekanlardan biri, Hovoshodnenskoye Şosse’de, Himki ile Shodnya arasındaki “Левша́ –Levşa”
Bit Pazarı’dır.
Bir şehrin insanlarını, ruhunu, kültürünü anlamak için görülmesi
gereken yerlerden biri bit pazarları…
Bit pazarı sözcüğü dilimize nereden girmiş? İlginç değil
mi? Pek çok küçük çocuk bu pazarlarda bit satıldığını zanneder. Sonra büyürler,
8bit'in 1byte ettiğini öğrenirler. İşte asıl o zaman işler karışır.
Rivayete göre önceleri bu tür pazarlara halk arasında
“Bayat pazarı” denirmiş, zamanla “bat pazarı” ve son olarak “bit pazarı”
denmiş. Başka bir rivayete göre ise eskiden eskicilerde satılan
mallar genelde bitli pireli olurmuş, o zamandan gelen bir isimmiş.
Bizde malum bir söz vardır: “Eskiye rağbet olsa, bit
pazarına nur yağar,” diye. Peki, bu doğru mu? Eskiye hiç rağbet olmaz mı?
Gerçekte bu, İngilizcede
“flea market” denilen “bit pazarı” kültürü, apayrı bir kültürdür.
Eski bir eşyayı satın almak; eski sahiplerinin bir zamanlar
severek kullandığı elbiseden tutun da işlemeli masa örtüsüne ve ahşap sehpaya
kadar her türlü çanak çömleği, bibloyu severek ve tabii ki az para vererek
satın alıp evine götürmek, o nadide parçayı yeni bir evde yaşatmaya devam
etmektir.
“Levşa” Pazarında genellikle Sovyetler Birliği döneminden
kalmış pek çok eşya var: Lenin, Stalin büstleri, madalyalar, rozetler, saatler,
biblolar, kızıl bayraklar, asker giysileri, kitaplar, ev eşyaları…
Eskilerin alıcılarıyla buluştuğu bu mekanı gezerken insan
düşünmeden edemiyor. Eskilerden kim kalmış günümüze ve ne kalacak yarınlara?
Tüketim çağının günlük kullanımlık, bayağı, reklamlarla
abartılmış eşyalarından ne kalabilir ki bu zamandan geriye?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder