Kaynak:
https://tr.sputniknews.com/
Slav ve Avrupa edebiyatında Roksolana adıyla tanınan,
Osmanlı İmparatorluğu'nun onuncu padişahı ve 89. İslam Halifesi I. Süleyman'ın
nikâhlı eşi Hürrem Sultan, 460 yıl önce 52 yaşında öldü.
Sonraki birkaç yüzyıl içinde Hürrem Sultan’la ilgili çok
sayıda efsane çıktı, Rus, Ukraynalı ve Polonyalı tarihçilerin arasında
Roksolana’nın kökeni ile ilgili tartışmalar hala sürüyor. Russia Today (RT),
Roksolana’nın kökeni ve Osmanlı İmparatorluğu’nun politikalarına etkisi ile
ilgili yaptığı araştırmayı okurlarına sundu.
Hürrem Sultan’ın 15 Nisan 1558’de öldüğü kabul ediliyor.
Ölümünün nedeni kimi tarihçiler tarafından zehirlenme, kimileri tarafındansa
ciddi bir hastalık olarak gösteriliyor. Doğumuyla ilgili bilinenlerse daha da
az.
SULTANIN
EN GÖZDE KADINI
Roksolana’dan ilk kez 1517-1520 döneminde bahsediliyor.
Doğduğu kabul edilen Doğu Avrupa’dan 14 yaşındayken Tatar akıncılar tarafından
kaçırıldığı, Kırım Hanı'nın himayesine girip daha sonra Osmanlı sarayına
satıldığı tahmin ediliyor. 15 yaşındayken Osmanlı topraklara gelen Roksolana,
İslam’ı kabul etti ve adı Hürrem (Güler yüzlü, neşeli) olarak değişti.
KISKANÇLIK
OKLARI
Hürrem Sultan, sarayda özel bir eğitim gördü. Zekâsı ve
becerisi ile padişahın dikkatini çekmeyi bildi. Harem kadınları ve saray ileri
gelenleri arasında kendine yer edindi, fakat Kanuni’nin o zamanki eşi
Mahidevran Sultan’ın kıskançlık oklarını üzerine çekti.
İki kadın arasındaki rekabet kavgayla bitti, Mahidevran
Hürrem’in yüzünü tırnakladı. Bu sahne Venedik Elçisi Bernardo Navagero’nun
raporlarında yer alıyor. O olayda Kanuni, Hürrem’den yana oldu ve zamanla
Hürrem Sultan her bakımdan Mahidevran Sultan'ın önüne geçti. Bu olaydan sonra
gözden düşen Mahidevran Sultan, 1533'te Manisa Valiliği'ne atanan oğlu veliaht
Şehzade Mustafa'nın yanına gönderildi ve Hürrem Sultan, onun yerini aldı.
İBRAHİM
PAŞA'YI HÜRREM Mİ BOĞDURDU?
Sadrazam Pargalı Damat İbrahim Paşa, Hürrem Sultan'ın
şehzadelerinden birisi yerine Şehzade Mustafa'yı hükümdarlığa aday
gösterenlerin arasındaydı. İbrahim Paşa'nın Irakeyn Seferi'nden dönüşte saraya
davet edilip 14 Mart 1536 gecesi dairesinde uyurken boğdurulması, Hürrem Sultan
için önemli bir engelin ortadan kaldırılmasını sağladı. Çocukluğundan beri
Kanuni'nin yakın arkadaşı ve danışmanı olan İbrahim Paşa'nın gözden düşürülüp
boğdurulmasında Hürrem Sultan'ın rolü olduğu söylenir.
Kanuni’nin annesinin ölümünden sonra Hürrem sarayın en
ileri gelen kadını oldu. 1530’lu yılların ortalarında Hürrem Sultan,
sultanların köle kızlarla evlenmesine izin vermeyen geleneklere aykırı bir
şekilde Süleyman'ın resmi eşi oldu ve Osmanlı hükümdarlarının en sevdiği eşleri
ve cariyelerine verdiği Haseki soyluluk unvanına sahip oldu.
DİPLOMATLARI
KABUL EDİP YABANCI HÜKÜMDARLARLA YAZIŞMA İŞLERİNİ YÜRÜTEN HÜRREM SULTAN
Politika da dâhil olmak üzere Hürrem’in nasihatlarına her
zaman kulak veren Kanuni Sultan Süleyman’ın zamanının çoğunu seferlerde
geçirirken, Hürrem Sultan diplomatları kabul edip yabancı hükümdarlarla yazışma
işlerini yürütüyordu.
Kanuni'den sonra veliaht Şehzade Mustafa'nın tahta
çıkacağından korkan Hürrem Sultan, Şehzade Mustafa'yı babasının gözünden
düşürmek için kızı ve damadı Rüstem Paşa yardımı ile komplo kurdu. 1553’te
Rüstem Paşa Şehzade Mustafa'yı gizlice Kanuni’nin yanına çağırdı, Sultan
Süleyman’a ise oğlunun kendisini öldürüp yerini almak için geldiğini söyledi.
Sonuçta Şehzade Mustafa ve 7 yaşındaki oğlu Mehmet, Kanuni’nin emriyle idam
edildi.
HÜRREM
SULTAN'IN ÇOCUKLARININ AKIBETİ
Hürrem Sultan’ın çocuklarının tahta giden yolu artık
serbestti. Fakat Hürrem’in en büyük oğlu Mehmed Şehzade tahta çıkamadan öldü.
Şehzade Cihangir Sultan, Şehzade Mustafa Sultan'ın boğduruluşuna olan
üzüntüsünden kalp krizinden öldü. Şehzade Beyazıd Kanuni Sultan Süleyman'a olan
isyanından sonra İran'a sığındı ve İran Şah'ı kendisini zindana attırdı,
zindanda öldürüldü.
Hürrem Sultan, son Şehzade 2. Selim’in de tahta çıkmasını
görmeden, sonuna kadar aydınlanamayan koşullarda 1558’de öldü. Şaraba olan
düşkünlüğü nedeniyle ‘Sarhoş’ lakabı takılan Şehzade 2. Selim, 1556’da tahta
geçti.
ROKSOLANA
RUS KÖKENLİ Mİ?
Bugün edebiyat ve sinema eserlerinde Hürrem Sultan’ın
nereli olduğu konusunda birçok hikâye var. Örneğin Kievli tarihçiler,
Roksolana’nın Ukraynalı olduğunu savunuyor. Ancak bu bakış açısını kesinlikle
güvenilir olarak adlandırmak mümkün değil. RT’ye konuşan Saint Petersburg
Devlet Üniversitesi’nden tarih uzmanı Aleksandra Jeveleva, “Hürrem’in kökeni
ile ilgili tartışmalar hala sürüyor. Bundan kesin bir sonucun çıkmasını
beklemek yanlış olur. Roksolana’nın gençliği hakkındaki hikâyelerin tümü kurgu”
ifadelerini kullandı.
Jeveleva, modern bilimsel tartışmalarda doğum yeri ve
kökeni hakkında güvenilir kaynak olmadığı için Hürrem’in kâh Rus, kâh Ukraynalı
kâh Polonyalı olarak gösterildiğine dikkat çekti. Hürrem’in çağdaşları ise,
özellikle de Pietro Bragadin ve Bernardo Navagero, kendisinin Rus olduğunu
söylüyordu. Roksolana ismini ilk olarak, Hürrem’in Ortaçağ Avrupası’nda doğu
Slav kökenli milletlerin yaşadığı Roksolanya topraklarından geldiğini söyleyerek
Flemenk diplomat Ogier Ghislain de Busbecq kullandı.
19. yüzyılda Polonyalı şair Maurycy Goslawski, Hürrem’in
Ukrayna'nın güneybatı ve orta batısını kapsayan tarihi bölge Podolya’nın
Chemeritsy kasabasında doğduğunu ileri sürdü. Edebiyatçılara dayanarak
Polonyalılar Hürrem’e Aleksandra, Ukraynalılar ise Anastasiya Lisovskaya adını
koydu, ancak bu tezlerin hiçbirinin bilimsel kanıtı bulunmuyor.
Roksolana’yı Ukraynalı olarak tanıtan çağdaş Ukraynalı
milliyetçiler de hataya düşüyor, zira Avrupalı diplomatların Hürrem’den söz
ettiği 16.-17. yüzyıllarda Ukrayna halkı henüz var olmamıştı.
HÜRREM’İN
TARİHTEKİ ROLÜ
Türkoloji uzmanı Yevgeniy Bahrevskiy, RT’ye verdiği
mülakatta, “Hürrem’in Türkiye tarihinde önemli bir rolü olmadı” diye konuştu. Roksolana’nın
güçlü hükümdar Kanuni Sultan Süleyman'ın eşi ve yardımcısı olduğu için sıra
dışı kişiliğinden şüphe edilemeyeceğini belirten Bahrevskiy, ancak Hürrem’in
bağımsız hareket eden bir devlet büyüğü olarak kabul edilemeyeceğini vurguladı.
Rus uzman, “Haremlerde politika daha geç dönemlerde yapılmaya başlandı” diye
konuştu.
Diğer yandan Jeveleva, Hürem'in Osmanlı İmparatorluğu'nun
tarihinde, padişahların eş ve annelerinin Türkiye'de devlet işlerine etki
göstermeye başladıkları zamanlara damga vurduğunu savundu. Uzmana göre
Roksolana’nın adıyla bağlantılı olan tek reformsa, Kanuni’nin bir cariye ile
evlenmiş olması.
'HÜRREM
KENDİ KÖKENİNİ TAMAMEN REDDETTİ'
Bugünkü kurgu eserlerde Kanuni’nin ve varislerinin Hürrem
Sultan’ın etkisiyle doğu Slavlara daha iyi davranmaya başladıklarına dair
iddialar bulunabiliyor. Fakat uzmanlar bu tür iddialara şüpheyle yaklaşıyor.
Jeveleva’ya göre Hürrem kendi kökenini tamamen reddetti.
RT’ye konuşan Rusya Halkların Dostluğu Üniversitesi
Stratejik Araştırmalar ve Tahminler Enstitüsü Koordinatörü Dmitriy Yegorçenkov
ise, “Hurrem'in bütün varlığı mit ve efsanelerle çevrili” ifadelerini kullandı.
Şu anda o zamanlar Hürrem Sultan’ın saraya etkisinin ne derece güçlü olduğunun
belirlenmesinin imkânsız olduğunu söyleyen Yegorçenkov, Roksolana ile ilgili
hikâyenin, Osmanlı İmparatorluğu’nun şu anda kabul edildiğinden daha demokratik
bir yapıya sahip olduğunu kanıtladığını vurguladı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder